Teknoloji haberleri(Kurumsal- 27.07.2020)

Yeni Toyota Yaris Kasım Ayında Türkiye’de

Toyota, B segmentinde hibrit versiyon başta olmak üzere ilkleri gerçekleştiren Yaris’in tamamen yeni dördüncü neslini Türkiye pazarında sunmaya hazırlanıyor. Tasarım dili, konforu, yenilikçi tarzı ve sürüş dinamikleri ile sınıfının ötesine geçen Yeni Yaris, Kasım ayında Türkiye’de satışa sunulacak.

Kalabalık ve yoğun şehir içi yollarda çevik bir sürüş sağlayacak şekilde tasarlanan Yaris, aynı zamanda kompakt boyutları içerisinde geniş, konforlu ve yüksek kaliteye sahip bir kabin sunuyor. Bağlantı teknolojileriyle ve yüksek donanım seviyeleriyle birlikte kullanıcıların beklentilerini aşmayı başarıyor.

Toyota’nın TNGA mimarisi üzerine yapılan Yeni Yaris, bu sayede daha iyi dinamiklere, daha alçak ağırlık merkezine ve daha iyi gövde dayanımına sahip oldu. Bununla birlikte yeni mimarinin getirdiği avantajlarla beraber daha dikkat çekici bir tasarım, daha özgün bir kimlik ve daha güçlü bir duruş ortaya koyuldu.

Yeni Yaris’te Toyota’nın dördüncü nesil hibrit güç ünitesine de yer verildi. Yeni nesil hibrit motor, daha düşük yakıt tüketimi ve daha düşük emisyon sağlıyor. Özellikle şehir içi sürüşlerde, yüzde 100 elektrikli bir otomobil gibi sıfır emisyonla daha fazla sürüş gerçekleştiren ve kendi kendini şarj edebilen Yeni Yaris ile şarj kaygısı yaşanmadan yolculuk yapılabiliyor.

Segmentine sıra dışı bir tasarım

 Dördüncü nesil Toyota Yaris, günlük şehir içi kullanımda artan beklentileri karşılamak üzere tasarlandı. Akıllıca bir tasarım ortaya koyan Toyota, segmentte her jenerasyon büyüyen araç boyutlarının aksine Yaris’in uzunluğunu 5 mm azaltıp, dingil mesafesini 50 mm uzattı. Böylece aracın şehir içi kullanımı ve park manevraları daha da iyileştirilirken, aynı zamanda kabin alanı da geniş ve ferah bir atmosfere sahip oldu.

Yaris, GA-B platformuyla birlikte yüksekliği 40 mm azaltılarak daha sportif profile ulaştı. Yeni Yaris, sürücü ile yolcuların daha alçağa konumlandırılmasıyla herkes için yeterli baş mesafesi sunarken, aynı zamanda bu oturma düzeniyle birlikte daha iyi görüş açısı elde edilmesinin önünü açıyor. Bununla birlikte aracın 50 mm artan genişliği, hem daha geniş bir alan sağlıyor hem de Yaris’in yolda daha şık görünmesine katkı yapıyor.

Kabinde yüksek teknoloji

Yeni Yaris’in dış tasarımındaki çekici çizgileri, kabinde de devam ediyor. Yüksek kaliteye sahip materyaller, dokunsal kalite ve geniş yaşam alanı, üst segment otomobillerin hissini yansıtıyor.

Toyota Touch ekranı, TFT çok fonksiyonlu gösterge ekranı ve ön cama yansıtmalı Renkli Gösterge Ekranı (Head Up Display) ile sürücüye yol ve sürüşle ilgili bilgiler sürücünün odağı yoldan kopmadan iletiliyor. Kablosuz akıllı telefon şarj özelliği ve özel ambiyans kabin aydınlatması gibi özellikler de Yeni Yaris’i farklılaştırıyor.

Daha verimli güç üniteleri

Yeni Toyota Yaris, her nesilde olduğu gibi dördüncü jenerasyonda da yenilikçi motorlarını sunmaya hazırlanıyor. Dördüncü nesil Toyota Hybrid teknolojisi hafif ve daha verimli olmasıyla Yaris’in her açıdan daha yüksek performans vermesini sağlıyor. Toyota Yaris’in sahip olduğu 1.5 Hybrid Dynamic Force sistemi, daha büyük motorlara sahip Corolla, RAV4 ve Camry modellerinden alınan teknolojiyle geliştirildi. Yeni Yaris’te kullanılan hibrit sistemde; üç silindirli, değişken supap zamanlamasına sahip 1.5 litre Atkinson çevrimi benzinli motor yer alıyor. Avrupa yollarına uyacak şekilde geliştirilen Yaris’in genel verimliliği yüzde 20 oranında artırıldı ve sistem gücü yüzde 16 artırılarak 116 HP’ye ulaştı.

Sadece elektrik motoruyla yapılan sürüşlerde 130 km/s hıza çıkabilen Yaris, elektrikli motorunu şehir içi yollarda daha fazla kullanabiliyor. Araçta CO2 emisyonu 85 g/km’ye düşürülürken, WLTP çevriminde yakıt tüketimi yüzde 20 iyileştirilerek 3.7 lt/100 km olarak ölçüldü.

Toyota, dünyanın en güvenli B segmenti otomobilini yapmayı hedefledi

Toyota, güvenliği her zaman ileriye taşıma felsefesine bağlı olarak bugüne kadarki en gelişmiş Toyota Safety Sense aktif güvenlik sistemlerine Yeni Yaris’te yer verdi.

Yeni Yaris’te sürücü yardımcılarının yanı sıra, yandan çarpmalarda daha yüksek yolcu koruması için segmentinde ilk olacak merkez hava yastığı bulunacak.

GA-B platformunun getirdiği artan gövde dayanımıyla ve güvenlik sistemleriyle birlikte Toyota, Yeni Yaris ile dünyanın en güvenli B segmenti otomobilini yapmayı hedefledi.

Robot kullanabilen işsiz kalmayacak

Türkiye’nin ve imalat sanayisinin teknoloji partneri Tezmaksan, sosyal sorumluluk projesi olarak kurduğu Tezmaksan Akademi üzerinden ücretsiz robot eğitimleri veriyor. Üniversite sınav sonuçlarının açıklanmasıyla birlikte tercihte bulunacak olan gençlere seslenen Tezmaksan Akademi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Aydoğdu, robotların bugün üretimde yüzde 10 görev üstlendiğini, 2025 yılında bu oranın yüzde 45’e çıkacağını, dolayısıyla robot ve otomasyonla ilgili iş kollarının çok önemli bir hale geleceğini ifade etti.

Türkiye’de yaklaşık 2,5 milyon genç iyi bir eğitim ve meslek sahibi olmak için yarıştığı üniversite sınav sonuçlarına kilitlendi. Sanayinin kalbine yerleşen robotlar, yapay zeka ve dijitalleşme çağında meslek liseleri ve üniversitelerle eğitim işbirlikleri yapan Tezmaksan Akademi, tercih yapmaya hazırlanan gençlere önemli tavsiyelerde bulundu. Tezmaksan Akademi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Aydoğdu, robotların bugün üretimde yüzde 10 görev üstlendiğini, 2025 yılında bu oranın yüzde 45’e çıkacağını dolayısıyla robot ve otomasyonla ilgili iş kollarının çok önemli bir hale geleceğini ifade etti.

Robot kullanımı arttıkça yeni meslekler ortaya çıkacak

Aydoğdu, endüstriyel robot pazarında yaşanan büyüme ve ortaya çıkan yeni iş fırsatlarını şöyle anlattı: “2018 verilerine baktığımızda dünyada kurulu robot sayısının 2,5 milyon adete ulaştığını görüyoruz. Robotların kullanım alanlarının yeni endüstri sahalarıyla birlikte artması sonucu 2018 yılında 420 bin olan yıllık satış adedinin 2025 yılında 3,4 milyona çıkması bekleniyor. Robot kullanımının artmasının insanların işlerini elinden alacağı gibi hem doğru hem de yanlış bir yanılgı var. Teknolojik ilerlemeler insanın üretim sürecinde ortaya koyduğu katma değerin ve zanaatkârlığın yerini alamıyor. Ancak diğer yandan, üretim süreçlerinde sürekli tekrar eden, manuel yapılan, zorlu ya da riskli işlerde robot kullanmak hem iş güvenliği sağlıyor hem de kaliteyi artırıyor. Zorlu, riskli ve rutin işleri robotların yaptığı için insanlar daha yaratıcı süreçlerde görev aldığı bir dönem hızla yaklaşıyor.”

Bu tablonun geleceğin mesleklerini de yeniden şekillendireceğine dikkat çeken Aydoğdu, üniversite tercihi yapacak gençlere şu önerilerde bulundu: “Bu iş kolları arasında robot operatörlüğü çok kıymetli bir noktaya gelecek. Robot operatörlerinden beklenen ise tüm değişkenliklere göre robot ve CNC takım tezgahı makinelerini tekrardan programlayacak becerilere sahip olması. Sanayide önemi hızla artacak olan bir diğer meslek ise ‘otomasyon danışmanlığı’ olacak. Bu iş kollarında aranan becerilere sahip olarak mezun olan her genç, çok kolay iş bulacak. Doğru donamlara sahip her robot operatörü ya da otomasyon danışmanı işletmelerin daha verimli çalışmasını sağlayacağı gibi daha hızlı robotlaşmasına da katkı sunacak. Tüm dünyada ve ülkemizde artık, robot kullanabilen, programlayan, yazılım çözümleri ve otomasyon sistemleri geliştiren, uygulayan, hayata geçiren, dijital alt yapıları oluşturan, bu konuda uzmanlaşan başka bir iş gücüne ihtiyaç olacak. “

Tezmaksan Akademi’de ücretsiz robot kullanım eğitimleri

 Aydoğdu, Tezmaksan Akademi olarak, sanayinin kalifiye iş gücü sorununa çözüm olmak, sanayi – üniversite, sanayi – meslek lisesi işbirliklerini arttırmak için geniş bir alanda faaliyet yürüttüklerini gençlere sosyal sorumluluk projesi olarak ücretsiz eğitimler verdiklerini söyledi. Aydoğdu, “Bu sayede gençlerin robot teknolojisiyle tanışmalarını ve kullanma becerilerini geliştirmeye katkıda bulunmaya çalışıyoruz. Geleceğin mühendis ve teknisyenlerinin doğru robot bilincine erişmelerini önemsiyoruz. Tezmaksan Akademi olarak, robot operatörlük eğitimleri başta olmak üzere pek çok farklı başlıkta eğitimler veriyoruz ” dedi.

Kolaysoft Teknoloji işletmelerinin dijital dönüşümüne katkı sağlıyor

Ülkemiz, e-Dönüşüm sürecinde başarılı çalışmaya imza atıyor. Kademeli olarak işletmelerin büyük bölümü, e-Dönüşüm (e-Fatura, e-Arşiv, e-İrsaliye, e-SMM, e-Defter vd) uygulamasına geçerek, iş süreçlerini dijital ortama taşıdı ve taşımaya devam ediyor. Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB)’in 19 Eylül 2019 tarihinde Resmi Gazete’de yayınladığı tebliğ ile, en son Temmuz ayında yeni mükellefler sürece dahil oldu.

e-Dönüşüm pazarında gelinen nokta hakkında bilgiler veren Kolaysoft Teknoloji AŞ Genel Müdürü Kezban Boztürk, şunları anlattı: Temmuz ayı itibariyle ülkemizde yaklaşık 280 bin firma e-Fatura’ya geçmiş oldu. 180 bine yakın serbest meslek mensubu (avukat, diş hekimi, mali müşavir gibi) e-SMM kullanmaya başladı. Önümüzdeki dönemde gelecek yeni e-Belge uygulamalarıyla, Türk işletmelerinin dijital dönüşüm yolculuğu hızla devam edecektir. Kolaysoft Teknoloji olarak, binlerce mükellef işletmeye, özel entegratör olarak hizmet veriyoruz. Aynı zamanda, 14 özel entegratörün altyapı hizmetini de firmamız sağlıyor. Hem kendi firmamız, hem 14 özel entegratör ile olan işbirliğimizi değerlendirdiğimizde, e-Dönüşüm pazarının %20’sinin altyapısını Kolaysoft Teknoloji AŞ olarak vermekteyiz” dedi.

IASP’den onaylı Türk yazılım firması oldu

Covid-19 salgını mücadelesinde, bir başarı da Türk yazılım firmasından geldi. Kolaysoft Teknoloji AŞ’nin geliştirdiği “KolayPeyk” ürünü, salgın döneminde iş dünyasına sunduğu çözüm ile Uluslararası Teknoparklar Birliği (IASP)’nin küresel platformundaki yerini aldı. 74 ülkede faaliyet gösteren ve bünyesinde 150 bine yakın Ar-Ge firması olan IASP, salgın döneminde iş dünyasına değer katan yenilikçi yazılım çözümleri arasında, KolayPEYK ürününü onaylayarak, dünyaya ilan etti. IASP’nin küresel platformunda, 18 ülkeden yazılım ve tıbbı cihazlar olmak üzere KolayPeyk’in de aralarında bulunduğu 150 ürün yer alıyor. KolayPeyk ürününe, ülkemizin yanı sıra, İtalya, İspanya, Polonya, İsveç gibi birçok ülkeden yoğun ilgi gözleniyor.

KolayPeyk ile iş kanunları kapsamındaki kayıt ve belgeler cepte

İş dünyası için yenilikçi bir yazılım çözümü olan KolayPeyk platformu hakkında bilgiler veren Kolaysoft Teknoloji AŞ Genel Müdürü Kezban Boztürk, konuşmasına şöyle devam etti: “İş kanunları kapsamındaki kayıt ve belgeleri resmi evrak olarak dijitalleştiren KolayPeyk, sanayiciler, turizmciler, perakendeciler, inşaatçılar, lojistik sektörleri başta olmak üzere tüm sektörlerin işlerini kolaylaştırmaya ve değer katmaya katmaya devam ediyor. KolayPeyk platformu sayesinde, işletmeler yasal dayanaklara uygun bir şekilde tebliğ ve tebellüğlerini personellerine yapıyor. Çalışanlar da, firmasından kendilerine gönderilecek olan tüm bildirimleri, rahatça evlerinden cep telefonlarıyla “zaman damgalı” olarak onaylıyorlar ve istedikleri dönemlerde de bordro gibi tüm bildirimlerini arşivden yeniden görüntüleyerek, ulaşabiliyorlar. İçinde bulunduğumuz pandemi günlerinde, dünya genelinde evden çalışmanın yaygınlaştığı günümüzde, firmalar çalışanlarına iletecekleri tüm evraklarını (bordro, ücret hesap pusulası, izin, KVKK, iş güvenliği vb), KolayPeyk platformu üzerinden yasal, geçerli ve güvenli olarak, dijital ortamda yapmaktadırlar. Kolaysoft Teknoloji olarak, Ankara Sanayi Odası (ASO), Yazılım Sanayicileri Derneği (YASAD) başta olmak üzere birçok mesleki kurum ile işbirliği yaparak, KolayPeyk ürünümüzü 30 Eylül tarihine kadar şartsız ve taahhütsüz olarak ülkemiz işletmelerinin ücretsiz kullanımına sunmaktayız” dedi.  

Pelin İncesu Orta Doğu ve Afrika Bölge Başkan Yardımcısı olarak atandı
2017 yılından bu yana AstraZeneca Uluslararası Pazarlar Ticari Strateji Başkan Yardımcısı olarak görev yapan Dr. Pelin İncesu, AstraZeneca Orta Doğu ve Afrika Bölge Başkan Yardımcısı olarak atandı.
Dr. Pelin İncesu, Türkiye’nin de aralarında bulunduğu ülkelerden oluşan Orta Doğu ve Afrika Bölgesi’nde AstraZeneca’nın stratejisini ve operasyonlarını yönetecek. Dr. İncesu, Orta Doğu ve Afrika Bölgesi’nde yer alan Gelişmekte Olan Pazarlar başta olmak üzere tüm bölgede AstraZeneca’nın potansiyelini en üst düzeye çıkarmak ve yüksek performanslı ekipler geliştirmekten sorumlu olacak.
Uzmanlığını psikiyatri dalında yapmış bir tıp doktoru olan Dr. İncesu, ilaç endüstrisinde uzun yıllara dayanan bir deneyime sahip. Kariyerine Roche İlaç’ta Medikal Yönetici olarak başlayan Dr. İncesu burada pazarlama, medikal, pazar erişim, tıbbi ilişkiler, dış ilişkiler ve ticari fonksiyonlarda çeşitli sorumluluklar üstlendi. 2000 yılında Türkiye ekibinin bir parçası olarak AstraZeneca’ya katılan Dr. İncesu, 2014-2017 yılları arasında AstraZeneca Türkiye Ülke Başkanı olarak görev aldı.
2017 yılında Uluslararası Pazarlar Ticari Stratejisi Başkan Yardımcısı olarak atanan Dr. İncesu AstraZeneca’nın Uluslararası Liderlik Ekibi’nin bir üyesi oldu. Dr. İncesu, bu görev kapsamında, Uluslararası Pazarlar’daki 75’ten fazla ülkenin stratejilerine öncülük ederken birçok gelişim programı da sundu. Dr. İncesu, bu yılın Mayıs ayında Orta Doğu ve Afrika Bölge Başkan Yardımcılığı görevine getirildi.
AstraZeneca Orta Doğu ve Afrika Bölge Başkan Yardımcısı Dr. Pelin İncesu; “AstraZeneca bünyesinde Orta Doğu ve Afrika Bölgesi’ne liderlik edecek olmaktan çok mutluyum. Özellikle Türkiye’nin bu bölge içinde kilit bir ülke konumunda olması nedeniyle işin bu tarafında tekrar çalışmaya başlamak benim için adeta eve geri dönmek gibi. Orta Doğu ve Afrika Bölgesi’ndeki hastaların hayatında daha büyük bir fark yaratmak amaçlarıyla çalışacak olmaktan heyecan duyuyorum” dedi.

Lexus 2021 Tasarım Ödülleri Başvuruları’nı Almaya Başladı

Lexus, geleceğin tasarımcılarını desteklemek adına düzenlediği Lexus Tasarım Ödülleri’nde 2021 başvurularını kabul etmeye başladı. Pandemi sebebiyle 2020 Tasarım Ödülleri’nin sonuçları 1 Eylül tarihinde açıklanırken, şimdiden 9. Kez düzenlenecek ödüller için tasarımcıların özgün eserleri bekleniyor.

Ödüller, bir kez daha dünyanın dört bir yanından yaratıcı yetenekleri bir araya getirerek en iyileri ortaya çıkaracak.

Tasarımın dünyayı değiştirecek gücü olduğuna inanan Lexus, aynı zamanda bunun insanların yaşamlarını iyileştirecek fikirlere ilham vereceğini düşünüyor. Her katılımcıdan tasarımlarını “İhtiyaçları Önceden Bilmek,” Yenilikçilik”, ve “Cazibe” olmak üzere Lexus markasının üç ana prensibiyle birleştirmesi bekleniyor.

2021 ödülleri için sonbaharda açıklanacak jüri üyeleri; tasarımcılar, akademisyenler ve yorumculardan oluşacak. Tüm katılımcılar arasından altı finalist belirlenecek ve fikirlerinin prototipe çevrilmesi adına bütçe desteği sağlanacak. Prototip üretme aşamasında ise finalistler dünya çapında tanınan tasarımcılardan mentörlük alacak. Ardından finalistler arasından Grand Prix kazananı açıklanacak.

Lexus Tasarım Ödülleri her zaman olduğu gibi tüm yetişkin tasarım profesyonellerine, öğrencilere ve tasarım tutkunlarına açık olarak gerçekleştirilecek. 2021 yılında da başvurular arasında endüstriyel tasarımdan, mimariye, teknolojiye, modaya, mühendisliğe ve iç mekan tasarımlarına kadar geniş bir yelpaze olması bekleniyor. Başvurular 11 Ekim 2020 tarihine kadar kabul edilecek.

Türkiye’nin ilk ve tek yerli, hibrit elektrikli ticari aracı Custom PHEV’ler Ankara halkının hizmetinde…

 Ford Otosan tarafından Türkiye’de üretilen, hibrit elektrikli Ford Custom (PHEV) Plug-In Hybrid araçlar, 21 Temmuz tarihinde, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın katılımı ile gerçekleştirilen törende Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne (ABB) teslim edildi.

 Segmentinde bir ilk olan araçlar, test amaçlı olarak Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne teslim edilirken, buradan elde edilecek verilerin hem Ankara Büyükşehir Belediyesi hem de Ford Otosan mühendisleri tarafından Akıllı Şehir Modelleri, Temiz Ulaşım Yöntemleri ve ürün geliştirme için kullanılacağı açıklandı.

 Türk otomotiv sanayinin öncü şirketi Ford Otosan, Türkiye’nin ilk ve tek yerli şarj edilebilir, hibrit elektrikli ticari aracı, 2 adet Custom PHEV’i Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın katılımıyla Ankara Kalesi’nde gerçekleşen törende Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne (ABB) teslim etti. Böylece Türkiye’de üretilen segmentinin ilki olan elektrikli hibrit model, Ford’un Valensiya, Köln ve Londra çalışmalarının ardından, Ankara yollarında da test edilecek.

Ford Otosan tarafından Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne test amaçlı teslim edilen araçlarla hem kullanıcıların şehirlerde yaşayacağı elektrikli araç deneyimleri gözlemlenecek hem de araçlardan alınacak veriler, Ford Otosan ürün geliştirme süreçlerinde kullanacak. Ankara Büyükşehir Belediyesi de elektrikli araçlar ile taşımacılık hizmetleri sunacak. Araçlardan biri Ankara Kalesi’nde vatandaşlara ücretsiz servis hizmeti sağlayacak, diğeri ise Ankara’da vatandaşın şikayetlerine mobil olarak hizmet vermek, saha ziyaretlerinde bulunmak üzere uygulamaya alınan Başkent Mobil – Başkent 153 hattı için hizmet vererek, farklı rotalarda çalışacak.

Ankara’da yollara ilk kez çıkacak elektrikli hibrit Custom PHEV araçlarla ilgili konuşan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, şunları kaydetti:

“Ankara’yı akıllı bir başkent yapmak, daha temiz, sürdürülebilir ve çevreci uygulamalarla vatandaşımızın hayatını kolaylaştıracak teknolojileri şehrimizde kullanmak için çalışmalarımıza devam ediyoruz. Nisan 2019’da teslim aldığım bu görevde Ankara halkının sağlığı ve çevre dostu uygulamalar için gerekli adımlarımızı atıyoruz. Bu konuda Avrupa’daki örnekleri inceledik. Avrupa Birliği’nin iklim değişikliği ile mücadele kapsamındaki politikaları ile uyumlu çalışmaları halkımız için hizmete almayı hedefliyoruz. Ford Otosan’ın Türkiye’de ürettiği, hibrit elektrikli Custom PHEV araçları Ankara’mızın hizmetine sunmak ve test etmek için sabırsızlanıyoruz. Valensiya, Köln ve Londra’nın ardından geleceğin teknolojilerini barındıran bu elektrikli araçların test amaçlı olarak Ankaramız’da kullanılacak olmasından büyük bir memnuniyet duyuyoruz.”

Yenigün: “Çevreci ve ekonomik sürüş konusunda öncü olma misyonumuzla hareket ediyoruz”

Türkiye’nin ticari lideri Ford Otosan’ın elektrikli ve hibrit teknolojisinde de dünyanın öncü şirketlerinden biri konumunda olduğunu vurgulayan Ford Otosan Genel Müdürü Haydar Yenigün de şunları söyledi:

“Otomotiv sektörü, tüm dünyada akıllı ve temiz şehirlere yönelik, çevreci ve teknolojik bir dönüşüm geçiriyor. Avrupa’daki emisyon sınırlamaları, emisyonsuz şehir merkezleri gibi uygulamalar giderek yaygınlaşıyor. Akıllı ve çevreci ulaşım sistemlerine yönelik yapılacak geliştirmeler; gelecekte artan nüfus ve şehirleşmenin yarattığı iklim değişikliği gibi çevresel konularda mücadelede önemli bir iyileştirme sunuyor. Türkiye’nin ticari araç lideri Ford Otosan olarak, sürdürülebilir bir yaşam, çevreci ve ekonomik ve teknolojik sürüş konusunda da ülkemizde öncü olma misyonumuz olduğuna inanıyoruz. Bu doğrultuda; Ford’un “Akıllı Şehirler” vizyonu ile paralel olarak, Türkiye’de de şehir içi taşımacılığında daha çevreci, verimli ve sessiz bir taşımacılık için kritik rol üstlenecek yatırımlarımız ile ülkemize ve çevreye katkı sunmaya devam ediyoruz. Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin ‘Temiz şehir’ uygulamaları çerçevesinde gerçekleştirdiğimiz iş birliğini bu sebeple çok değerli görüyoruz. Ford Otosan Kocaeli Fabrikası’nda banttan inen Custom Plug-In Hybrid modelimizi Ankara’lıların hizmetine sunacağımız için büyük mutluluk duyuyoruz.”

Yapı sektörü dijital dönüşüme hazır

Elmor A.Ş. Genel Müdürü Enver Öz: “Sektör profesyonellerinin zamandan ve iş gücünden tasarruf sağlayabilmesi, diledikleri proje donanımına kolaylıkla erişebilmesi için E.C.A. olarak dünyanın önde gelen BIM içerik platformlarından biri olan BIMobject’teyiz”

Yapı sektöründeki projelerin tasarımında ve inşasında görev yapan proje yürütücülerinin ortak biçimde yer alarak karşılıklı fayda sağladığı 3 boyutlu bilgi paylaşım süreci “Building Information Modeling (BIM)” Türkiye’de yaygınlaşıyor. Yurt içi pazarda kendi sektöründe bir ilk olarak BIMobject dijital platformunda ürünlerini tanıtan E.C.A.’nın armatürlerinin BIM sistemine uygun içerik ve 3D modellerine bimobject.com ve eca.com.tr web adreslerinden ulaşılabiliyor. Bir bilgi paylaşım modeli ve süreci içeren sistem; maddi kayıplardan, zamandan ve iş gücünden tasarrufu sağlarken motivasyonu ve üretkenliği de artıyor.

Yapı sektöründeki projelerin tasarımında ve inşasında görev yapan proje yürütücülerinin ortak biçimde yer alarak karşılıklı fayda sağladığı 3 boyutlu bilgi paylaşım süreci olan BIM, verimliliği artırmaya yönelik geliştirilmiş bir bilgi yönetim sistemi olarak biliniyor.

Özellikle büyük projelerde detayların ve alanın fazla olması sebebiyle kontrolü ve verimliliği artırmak için BIM sistemi kullanılması ülkemizde de yaygınlaşıyor. Azımsanmayacak ölçüde avantaj sağlayan BIM sistemi; hataların baştan ön görülebilmesi, yapılan işlerin tekrar edilmemesi, teknik detayların ortak çalışanlar tarafından tek bir proje üzerinden yürütülmesi, projenin hem kısa sürede tamamlanması hem de pek çok açıdan tasarruf sağlanması gibi nitelikleriyle öne çıkıyor.

Yerli ve milli bir marka olarak bünyesindeki Türk mühendislerle geliştirdiği teknolojileri yıllarca sürecek bir güven yaratarak tüketicilerine ulaştıran E.C.A., armatürlerinin “Building Information Modeling (BIM)” sitemine entegrasyonuyla sektör profesyonellerinin de işini kolaylaştırıyor. Yurt içi pazarda kendi sektöründe bir ilk olarak BIM dijital platformunda yayınlanan E.C.A. armatürlerinin BIM sistemine uygun içerik ve 3D modellerine bimobject.com ve eca.com.tr web adreslerinden ulaşılabiliyor.

“Dünyanın önde gelen BIM içerik platformlarından biri olan BIMobject’teyiz”

E.C.A. olarak BIM’e ilişkin çalışmalarını 2017 yılında başlattıklarını ve 2018 yılında ilk modellerinin yayınını yaptıklarını ifade eden Elmor A.Ş. Genel Müdürü Enver Öz, sisteme geçiş hikayelerini şöyle anlattı: “2017 yılında inşaat sektörü ulusal ve uluslararası alanda BIM sistemine geçmeye başlamıştı. Zamanla teknik detaylar ve render çalışmaları için yapıda kullanılacak tüm ürünleri tek bir program içinde toplama ihtiyacı doğdu ve bize de BIM uyumlu 3D model talepleri gelmeye başladı. İlk olarak kendi modellerimizi BIM’e uyumlu hale getirmek üzere çalıştık. Akabinde modellerimizi yayınlayabileceğimiz en etkili mecrayı araştırdık ve alandaki en büyük uluslararası BIM içerik platformlarından biri olan BIMobject ile karşılaştık. Böylece modellerimizi BIMobject web sitesinde yayına aldık. Kullanıcı profilinin genişliği, platformda yer alan firmaların çeşitliliği, sektörel iş ortaklarımızın bu platformda olması BIMobject’i seçmemizin en önemli nedenleri.”

“En büyük avantaj, üst düzey verim”

BIM sistemine uygun oluşturulmuş bir projenin tüm datalarının da BIM uyumlu olması gerektiğini belirten Enver Öz, bu sebeple ürünlerinin BIM uyumlu modellerinin bulunmasının proje yürütücülerinin verimli çalışabilmesi için çok büyük önem arz ettiğini söyledi.    Öz, BIM sistemi ile 3D modeller üzerinden ürünün tasarım ve boyutsal olarak mekana uyumunun ölçülebilmesinin sağlandığını kaydederek, alınan render görüntülerinde gerçek projedeki görüntünün elde edilebilmesinin de bu sayede olanaklı hale geldiğini dile getirdi. Yanı sıra Öz, ürünlerin montaj ölçülerinin, materyal bilgilerinin ve teknik detaylarının 3 boyutlu model üzerinde yer alması sebebiyle, projeye teknik olarak da uygunluğun ölçülebilmesinin bu sistemle mümkün olduğunu sözlerine ekledi.

PayTR başka bir ilke imza atarak hayatları kolaylaştırmaya devam ediyor
PayTR’nin KargoTürk ile birlikte kullanıma sunduğu yeni ürünü Kapıda Öde sayesinde iki firmayla da çalışan firmaların müşterileri, kapıda yaptığı ödemelerini link üzerinden temassız bir şekilde gerçekleştirebiliyor. Böylece kullanıcı ödemelerini kolay ve hijyenik bir şekilde yapabilirken, mağaza da ödemelerine ertesi iş gününde sahip oluyor.
Türk mühendislerinin geliştirdiği yenilikçi ürün ve çözümler sunan ödeme kuruluşu PayTR, tüm dünyada sosyal mesafenin önem kazandığı bu dönemde kapıda yapılan ödemelerde de linkle ödeme imkanı sunarak temas zorunluluğunu ortadan kaldırıyor ve hem işletmeler hem de tüketiciler için hayatı kolaylaştırıyor.
Ödeme hizmeti için PayTR’yi, ürün teslimatları için de KargoTürk’ü tercih eden işletmeler, tüketicilerin kapıda ödeme yapmak istemesi durumunda Kapıda Öde ürünü aracılığı ile müşterilerinden teslimat anında tamamen temassız ve hızlı bir şekilde ödeme alabilmenin yanında işlem anında dilerlerse ödeme şirketi üzerinden link, BKM Express, Masterpass ve MaxiMobil üzerinden ödeme kabul edebiliyor ve ödemelerini bir sonraki iş günü hesaplarında görebiliyor. Sipariş verdikleri ürünü teslim aldığı anda ödeme yapmayı tercih eden tüketicilerin tercih ettiği bu ürün, online kanallardan sipariş vermekte tereddüt eden tüketicileri sisteme dahil etmek için ideal bir araç olduğu gibi, kapıda kart ile ödemeyi teşvik etme ve 2023 nakitsiz toplum hedefi açısından önemli bir gelişme olarak dikkat çekiyor. Ödeme şirketi, bu sayede internet üzerinden işlem yapan yeni müşteri sayısını da artırmayı hedefliyor.
Herkesin hayatını kolaylaştırıyoruz”
PayTR Genel Müdürü Tarık Tombul, konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede şunları söyledi: “COVID-19 tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de alışkanlıkların değişmesine neden oluyor. Pandemi döneminde online işlem hacimleri rekor artış gösterirken, kapıda ödemeye ilişkin talepler de aynı şekilde rağbet gördü. İşletmelerimiz ve tüketicilerin talepleri doğrultusunda geliştirdiğimiz Kapıda Öde ürünümüz sayesinde PayTR üye işyerleri, müşterilerine kapıda kart ile de ödeme imkanı sunabiliyor, bu sayede satış hacimlerini artırabiliyor, dilerlerse ödemelerini de ertesi gün hesaplarına alabiliyorlar. KargoTürk ile gerçekleştirdiğimiz bu işbirliği sayesinde işletmeler web siteleri ya da WhatsApp üzerinden aldıkları kapıda ödeme siparişlerinde ürünü tüketiciye ulaştırdıklarında bizden edindikleri kendi POS’ları üzerinden KargoTürk vasıtası ile ödeme alabiliyor, tüketiciler ise ödemelerini ürün geldiğinde sosyal mesafeyi koruyarak tamamen temassız bir şekilde kapıda sanal POS’umuz ile ödeyebiliyorlar.  Hayatı kolaylaştırma misyonumuz doğrultusunda işletme ve tüketicilere yönelik yeni ürünlerimizi 2020 yılı içerisinde müşterilerimize sunmaya devam edeceğiz.”
KargoTürk’ün Genel Müdürü Bayram Ali GÜL  de konuyla ilgili şunları söyledi: “KargoTürk olarak tüm dünyayı derinden etkileyen pandemi döneminde temassız teslimata fazlasıyla önem veriyoruz. Ayrıca çeşitli işbirlikleriyle müşterilerimize sunduğumuz imkanların kalitesini iyileştirmek için çalışıyoruz. PayTR ile gerçekleştirdiğimiz işbirliği sayesinde kapıda ödeme süreçlerini hem çalışanlarımız hem de müşterilerimiz için kolaylaştırmanın yanında daha güvenli hale getiriyoruz.”

Videolara işaret dili geliyor
İnternet sitelerine entegre olup işitme engellilerin okuduklarını anlamalarına yardımcı ve destek olan Engelsiz Çeviri, bundan böyle videolara işaret dili seçeneğini getiriyor.
İşaret dili yazılımıyla web sayfalarındaki metinleri anlık işaret diline çeviren Engelsiz Çeviri, geliştirdiği yeni ürünüyle artık videolara da işaret dili eklentisi yapabilme imkanı sağlıyor.
Engelsiz Çeviri üzerinden aldıkları kodu kendi videolarına entegre eden kurumlar, işaret dili özelliğine sahip olabiliyor. Videolarda “play”e ya da YouTube’da çıkan işaret dili ikonuna tıklandığında, altyazı dosyasıyla senkronize çalışan işaret dili başlıyor. Engelsiz Çeviri, işitme engellilerin en büyük sıkıntılarından biri olan “boyut” konusuna da tam ekran yapabilme seçeneği sunarak çözüm getiriyor.
İşitme engelli bireylerin okuduklarını anlamalarına yardımcı olan sosyal girişim Engelsiz Çeviri; web eklentisi, PDF eklentisi ve video eklentisi olmak üzere üç ürünle hizmet veriyor.
İşaret dilinde kelimelerin ek kavramının bulunmaması ve kelime dağarcığının dar olmasından dolayı işitme engelli bireylerin yüzde 50’ye yakını okuduğunu anlamakta güçlük çekiyor. Web sitelerine entegre edilen sosyal girişim Engelsiz Çeviri, işitme engelli bireylerin üzerine tıkladıkları cümleyi işaret diline çevirerek engelli bireylerin okuduklarını anlamalarına yardımcı oluyor. Böylece İşitme engelli bireyler Engelsiz Çeviri teknolojisiyle bilgiye daha rahat ve hızlı erişebiliyorlar.

Toyota’nın Kurumsal Kimliği Yenilendi

Toyota, Avrupa için kurumsal kimliğinde değişikliğe gitti. Toyota, marka logosu ve tipografisi için Avrupa’da kullanacağı yeni marka tasarımına geçiş yaptı. Yeni bir dönemi temsil eden değişim, Toyota’nın otomobil şirketi olmanın yanı sıra bir mobilite şirketine dönüşümüne de vurgu yapıyor.

Genişleyen mobilite ürünleri ve servisleriyle sürekli olarak çeşitlenen müşteri tabanı etrafında geliştirilen yeni tasarım dili, tüm dijital ve fiziksel temas noktalarında akıcı bir tarz ortaya koyuyor. Toyota’nın yeni kurumsal kimliği görsel sadelikten ilham alıyor. Tüm bunlar ileri görüşlü, mobile hazır, daha premium his ve tamamen tutarlı olmak üzere tüm iş alanlarında ve alt markalarda şekilleniyor.

Toyota’nın yeni marka tasarımı, Avrupa’da çok iyi bilinen Toyota yazısının yerine sade bir 2 boyutlu logo tasarımı olarak öne çıkıyor. Bu yeni tasarım sadelik, şeffaflık ve modernlik ile birlikte dijital dünyaya kusursuz bir şekilde uyum sağlarken, fiziksel dünyada da etkili bir tarza sahip. Yeni logo tüm iletişim noktalarında uygulanırken, mevcut logo araçlarda kullanılmaya devam edecek.

Yeni görsel kimlik aynı zamanda Toyota Type isimli yeni özel bir tipografiyle birlikte geliyor. Online ve offline olarak çok amaçlı kullanıma sahip olan tema, aynı zamanda şirketin Avrupa’da online bayilik için dijital olarak hazır olduğunu temsil ediyor.

Estonya, kamu hizmetlerinde yapay zeka (AI) teknolojilerini kullanmaya başladı

Dünyanın en gelişmiş dijital toplumlarından biri olan Estonya, vatandaşlarının kamu hizmetlerinin %99’unu dijital olarak alabilmesi hedefiyle başlattığı atılımların sonuçlarını almaya devam ediyor. 90’lı yıllardan bu yana bir dijitalleşmeye yatırım yapan ve bir e-devlet inşa eden Estonya, ulusal yapay zeka (AI) stratejisi ‘KrattAI’ doğrultusunda yaptığı yatırımlarla kamu hizmetleri için konuşlanmış 30’un üzerinde yapay zeka çözümü kullanıyor.

 1991 yılında Sovyetler Birliği’nden ayrılarak yeniden bağımsızlığını kazanan Estonya, Son 20 yılda yaptığı atılımlarla geleneksel bir devletten dijital bir topluma doğru evrilmeyi başardı. Dünyanın en gelişmiş dijital toplumu olma vizyonuyla bu alanda uzun yıllardır çalışmalar gerçekleştiren Estonya’nın yapay zeka stratejisi “KrattAI” bugün ise büyük bir dönüşüme hizmet ediyor. KrattAI, Estonya Hükümeti’nin 2014 yılında hayata geçirdiği e-oturum (e-residency) programından sonraki en büyük inovasyon projesi olarak da ayrıca dikkat çekiyor.

Estonya, vatandaşlarının kamu hizmetlerinin %99’unu dijital olarak alabilmesi için devreye aldığı yatırımlarla bugün birçok hizmeti dijital ve yapay zeka teknolojilerinden yararlanarak sunabiliyor. Teknoloji dünyasının saygın yayınlarından Wired’ın araştırmasına göre Estonya, dünyada en gelişmiş dijital toplumuna sahip bulunuyor ve ülkenin dijital devlet alanında küresel anlamda lider olduğu belirtiliyor.

Estonya’nın ulusal yapay zeka stratejisi: “KrattAI”

Estonya hükümeti yapay zeka stratejisi “KrattAI”yı oluşturmadan önce ilk olarak yapay zekanın (AI) kamu ve özel hizmetlerde kullanımını ve getirilerini araştırdı. Bu planı hayata geçirmekteki zorlukları yok etmek içinse yasal bir stratejik çerçeve oluşturulmasına karar verildi. Sonrasında bu stratejinin tam olarak hayata geçirilmesi ve kamu hizmetleri için kullanılmasına yönelik 2019-2021 döneminde 10 milyon avroyu aşkın yatırım yapılmasını kararlaştırdı.

“KrattAI”, aslında yapay zeka çözümlerinin devlet ve kamu hizmetlerinde yaygın olarak kullanılması, böylece verimlilik ve kolaylık yaratılmasını amaçlıyor. Estonya vatandaşlarının yapay zeka tabanlı sanal asistanlarla devlet dairelerindeki işlerini kolayca halletmesi amaçlanıyor. Bu strateji kapsamında şu an 30’u aşkın yapay zeka hizmeti halka sunuluyor. Tarım alanları ile ilgili analizlerin yapılmasından, pasaport başvurularına kadar birçok hizmet bu yolla gerçekleştirilebiliyor.

Estonya, Türk girişimciler için de yeni fırsatların kapısını aralıyor

Dijital dönüşüm ve girişimciliğe yaptığı yatırımlarla bugün dünyanın en iyi girişim ekosistemine sahip olan ve 1,3 milyonluk nüfusuna rağmen değeri 1 milyar doların üzerinde 4 genç teknoloji şirketi (unicorn) çıkaran Estonya, Türk girişimciler için önemli fırsatlar sunuyor.

Estonya’nın dünyada ilk kez uygulamaya geçirdiği, dünyanın herhangi bir ülkesinin vatandaşlarına resmi dijital kimlik elde etme hakkı sunan e-Residency (e-Oturum) programı, dünyanın herhangi bir yerinden Avrupa Birliği (AB) pazarında kurulmuş bir şirket olma avantajları sunarken, AB üyesi ülkelerle AB ortak pazarının sağladığı imtiyazlar ile ticaret yapma imkanı tanıyor. Programa Türk girişimcilerin ve yatırımcıların ilgisi giderek artıyor. COVID-19 süresince Türk vatandaşları Estonya’da uzaktan şirket kuranlar arasında en tepelerde yer aldılar.

Bugüne kadar 2600’ü aşkın T.C. vatandaşı ‘e-Oturum’ aldı

AB ortak pazarında iş yapmak isteyen ve diğer şirketlerle rekabet ederken geride kalmamak isteyen Türk girişimciler Estonya’nın e-Residency (e-Oturum) programı yoğun ilgi gösteriyor 2600’ü aşkın Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının ‘e-Oturum’ aldığı program, dünya çapında 65 binin üzerinde kişiye ulaşırken, şimdiye kadar Türkiye’den e-Oturum (e-Residency) yoluyla kurulan şirketlerin sayısı ise 650’yi aştı.

Program, e-Residency ile kurulan bir AB şirketinin, sadece Avrupa’da faaliyet göstermesini kolaylaştırmakla kalmıyor, aynı zamanda dünya çapında iş yaparken AB’nin hukuki çerçevesinden de yararlanmasına olanak sağlıyor. Programla ilgili detaylı bilgilere https://e-resident.gov.ee/ adresinden ulaşılabiliyor.