Davut Güleç Arşiv Sayfası O Bir Dünya Markası, Kayseri Modeli
DAVUT GÜLEÇ
GAZETECİ-HİSF KAYSERİ TEMSİLCİSİ
davutgulec@hotmail.com
Son yıllarda, devlet adamlarının ve bürokratların katıldığı nişan, düğün, nikah gibi hayırlı ve mutlu işlerde sık duyduğumuz sözlerden bazıları aynen şöyle.
‘En az üç çocuk’
‘Dünya nüfusu yaşlanıyor, bizde de genç nüfus azalıyor’
‘Genç nüfusumuzu artırmalıyız’
‘Doğum yapan anneler bebeklerini mutlaka emzirmeli, iki yıl bırakmamalı’
‘Sezeryanla doğumun önüne mutlaka geçilmeli, zorunlu olmadıkça yapılmamalı.’
Tabi bu arada, çok çocuklu aile yapımız, 1-2 çocuk arasında gidip geliyor.
Çocuk gelinler ve ‘evde kaldım’ korkusu yaşayan kız çocukları çoğalıyor.
Buna karşın evlenmekten korkan, hiç evlenmeyen kadınlarda belirgin hale geldi.
Yetersiz ve dengesiz beslenen bebeklerin sayısı korkutuyor.
Düzenli, bilinçli ve sağlıklı spor yapanlar evlendikten sonra azalıyor.
Nikahsız yaşamlar ve kötü örnekler konuşulur oluyor.
Çok eşlilik,
Aldatılma korkusu ve şüpheleri,
Cinsel isteksizlik, yetersizlikte bıktırıyor.
Medyanın kendini yenilememesi,
Televizyonlardaki evlilik-izdivaç proğramları,
Eğitim ve sağlık politikalarındaki yetersizlikler,
İşyerlerinde kreş sorunları,
Çalışan anne-babalar çoğaldıkça, bebeklerin, çocukların barınma, beslenme, kreş ücretleri, eğitim sorunları da aileleri ister istemez strese sokuyor.
Tabi en büyük baskı ‘Elalem ve çevre’ aileleri huzursuz ediyor.
Parçalanan, parçalanmak üzere olan ve çatırdayan ailelerde dikkat çekiyor.
Sağlıksız aile ve nesil sorunu da tırmanıyor.
Dünya Tüp Bebek Derneği Başkanı Prof. Dr. Timur Gürgan, bu konuda değerlendirmelerde bulundu.
Bir yıl boyunca düzenli ve korunmasız cinsel ilişkide bulunulmasına rağmen, gebe kalınamamasının kısırlık olarak tanımlandığına dikkat çekti.
Mutlaka kadın ve erkeğin hekim kontrolüne girmesini ve sorunun belirlenmesini önerdi.
Dünya genelinde kısırlık oranlarının her geçen gün artış gösterdiğine işaret etti.
Genetik ve bağışıklık sistemlerini ilgilendiren problemler, çevre faktörlerinin olumsuz etkileri, genetiği değiştirilmiş gıdaların tüketilmesi, obezite, sigara ve alkol kullanımı, aşırı yorgunluk, stres gibi faktörlerin kısırlığa yol açtığına işaret etti.
Çeşitli nedenlerle geciktirilmiş evlenme yaşının da yumurta ya da sperm faktörlerini olumsuz etkilediğini, her geçen gün tedavi gerektirmeksizin sağlıklı gebelik yaşayan kişi sayısının azaldığını vurguladı.
İlk tüp bebeğin 1978’de dünyaya geldiğini ve geliştirilen yöntemlerle gebelik oranlarının arttığını anlattı.
“Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, geçmişte mililitrede 100-120 milyon olarak belirtilen sperm sayıları, günümüzde 15 milyona kadar düştü. Şu anda her yüz çiftten 17’si, kısırlık problemi ile karşı karşıya kalıyor. Bilimsel verilere göre, Türkiye’de de yaklaşık 2,6 milyon kişi kısırlık sorunu yaşıyor” diyen Prof. Dr. Timur Gürgan’dan seçtiklerim.
‘Halk arasında genellikle kısırlığın sadece kadından kaynaklandığı algısı var. Oysa bunda her iki cinsiyette etkili.
Son yıllarda erkeklerde kısırlık oranlarında artış olduğu kesin.
Bilimsel veriler, erkeklerde kısırlık oranının 30 yıl önce yüzde 20-25 iken, şimdi yüzde 45’e çıktığını ortaya koyuyor.
Bu durumda artık kadın ve erkekte kısırlık oranı eşitlendi.
Bebek sahibi olmakta güçlük çeken ailelerin yüzde 45’inde sorun erkek kaynaklı olurken, yüzde 45’inde kadın kaynaklı olarak gösteriliyor. Kalan yüzde 10’unun ise nedeni açıklanamıyor.
Kadına ait sorunlar, erkeklere oranla daha fazla.
Çünkü kadını yumurtalıkları, tüpleri, rahmi, rahim yolu ve hormonları, genetiği ile birlikte değerlendirmek gerekirken, erkeği sperm analizi, yumurtalıkları, hormonları ve genetiği ile değerlendirmek yeterli.
Erkek kısırlık sorunları ise sperm değerini bozacak ilaç kullanımı, toksik maddeler, ateşli hastalıklar, testislere uygulanmış cerrahi ameliyatlar ve genetik sorunlar.
Bunların dışında doğrudan hormonları etkileyen stres gibi dış faktörler de etkili.
Obezitenin kısırlık üzerindeki etkisi bilimsel verilerle ortaya konuldu.
Kişinin vücudundaki 10 kilo fazlalık, sağlıklı gebelik şansını düşürmektedir.”