Tarımsal üretim arttı, fiyatlar inişe geçiyor

Hasat döneminin başlaması ile birlikte hububat fiyatları da gündemi meşgul etmeye başladı. Sezon Pirinç Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Erdoğan, bu yılki iklim koşulları nedeniyle hububat üretiminde ciddi bir patlama yaşandığını belirterek fiyatlarda bu yıl yumuşama beklendiğini söyledi.

Hububat hasadı ile ilgili açıklama yapan Mehmet Erdoğan, fiyatlardaki iyileşmenin iklim koşullarına bağlı olduğuna işaret ederek, bir sonraki yıl iklim koşullarının farklı seyretmesi nedeniyle tam tersi bir durumla karşılaşılabileceğini ifade eti. Erdoğan, “Tarımda topyekün bir iyileşme sağlamak için kapsamlı, stratejik bir planlama yapılması gerekiyor. Fiyatlar yükseldiğinde tarımı konuşmaya başlıyoruz, ithal ürünlere can simidi gibi sarılıyoruz, ama fiyatlar düştüğünde tarımı unutuyoruz. Türkiye’nin ihtiyaçlarını, tüketim profilini, tüketim kültürünü içeren ciddi bir kapsamlı bir planlama yapması gerekiyor” dedi.

Geçen yıla göre yüzde 10 artış

2014 yılının Eylül-Ekim-Kasım aylarından başlayarak Türkiye’nin ciddi yağış aldığını ve iklim koşullarının çok iyi olduğunu anımsatan Erdoğan, yılbaşından bu yana üretim artışını öngördüklerini söyledi. Erdoğan şöyle devam etti:

“Nitekim hububatta ciddi patlamalar yaşandı. Buğdayda 22 milyon tonun üzerinde bir üretim bekleniyor. Geçen seneye göre yüzde 10’dan daha fazla bir üretim artışını ifade ediyor. Hububat ürünlerinin tümünde ciddi bir üretim artışı var. Bu nedenlerle fiyatların daha makul seyredeceği belliydi. Ancak bu rakamlar bunun hep böyle gideceği anlamını taşımıyor. Bu tamamen iklim koşullarına bağlı konjonktörel bir gelişme. Oysa küresel ısınma nedeniyle iklimler her sene, aynı ülkede ok farklı şekilde cereyan edebiliyor. Bu bakımdan bu dönem için fiyatlarda makulleşme yaşandı.”

Hububat üretiminde ciddi bir artış olmasına karşın bakliyat üretiminde aynı durumun söz konusu olmadığını ifade eden Erdoğan, “Dolayısıyla bakliyatta Türkiye’de ithal ihtiyacı devam ediyor” dedi.

İklim değişebilir, topyekûn bir politika izlenmeli

Küresel ısınma sonucu yaşanabilecek iklim değişiklikleri nedeniyle, tarımda topyekün bir iyileşme sağlamak için daha kapsamlı daha stratejik bir planlama yapmak gerektiğine işaret eden Erdoğan, girdi maliyetlerini ucuzlatacak önlemler alınmasının gerekliliğine dikkat çekti. Erdoğan, “Bir yandan tarımsal üretimin artması nedeniyle fiyatlar yumuşamaya doğru geçiyor, öte yandan dövizdeki artış tarımsal üretim maliyetlerini arttıran bir faktör. Tarımda kullandığımız girdiler elektrik, mazot, tohum, gübre gibi kalemlerin bir bölümü ithal. Dolayısıyla dövizdeki hareket maliyetleri arttırıyor” diye konuştu.

“Tarımı unutuyoruz”

Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme ve Değerlendirme Komitesi’nin Mayıs ayında yaptığı toplantının ardından aldığı kararları da anımsatan Erdoğan, şunları kaydetti:

“Toplantının ardında yapılan açıklamalarda bildiğimizin dışında bir açıklama yok. Kararlar, fiyat artışları durumunda fiyatları makul hale getirmek için ürün ithali yönünde. Bir başka karar da stokçuları önlemek için bir takım hukuki önlemler alınması. Tarıma bakışımızı değiştirmek gerekiyor. Biz fiyat artışları gündeme geldiğinde tarımı konuşmaya başlıyoruz, fiyatlar makul hale geldiğinde tarımı unutuyoruz. Bizim unutma hakkımız var ama yetkililerin unutmaması gerekiyor. Dünya nüfusunun arttığı, tarımsal arzın azaldığı gıda krizi yaşanabileceği endişesinin olduğu bir durumda, günlük değişimlerden, konjonktürel değişimlerden farklı bir şekilde, ileriye yönelik bir planlama yapılması gerekiyor. Nitekim Türkiye 2000’li yıllarda, 2 milyon tondan fazla bakliyat üretiliyordu. 15 sene geçti, nüfus yüzde 25 arttı. 1 milyon ton kadar bakliyat üretti. 2 milyon tondan 1 milyon tona düştük. İthalat yapmaktan bu duruma geldik. Bu sene için kuru gıda fiyatlarında ciddi bir artış olacağını öngörmüyoruz. Ama bu geçici bir gelişme. Seneye iklim şartları kötü olursa ve girdi maliyetlerini arttıran faktörler devreye girerse tam tersi bir tablo görme ihtimalimiz var. Bunu önlemenin tek yolu mutlak suretle, kalıcı bir şekilde üretimi arttıracak önlemler almak ama kalıcı bir şekilde, topyekün bir tarım politikasının yeniden oluşturulup uzun dönemde ele almak gerekiyor.”

—————————————————————Kutu.——————————————————

“BM’in İran’la anlaşması bölgedeki ticaretimizi arttırır”

İran’la Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) üyesi 5 ülke ve Almanya (5+1 ülkeleri) arasında sürdürülen nükleer müzakerelerde anlaşmaya varılmasını Türkiye’nin tarım politikaları açısından değerlendiren Mehmet Erdoğan; anlaşmanın sadece Türkiye açısından değil, bölge ülkeleri açısından da son derece önemli olduğunu ve ekonomik açıdan büyük fayda sağlayacağını ifade etti. Erdoğan, “İran’la yapılan bu anlaşma Türkiye’nin ticaretinin bölgede artmasını sağlayacak önemli bir gelişmedir. İran’ın ithal ettiği ürünlerin büyük bir kısmını Türkiye’de de ithal edilen ürünler. Buna karşın Türkiye, ithalatçı olduğu ürünlerde de, işleme kapasitesi yüksek olduğu için ihracat yapabilecek potansiyele sahip bir ülke. Ortadoğu ülkeleriyle siyasi sorunlar yaşamadan önce, Türkiye bu ülkelere ciddi miktar da pirinç ihraç ediyordu. Kendisi ithalatçı olmasına karşın. Bunu, işlemesi kapasitesi yeterli, finans imkanlarına erişmesi daha kolay ve uluslararası piyasalarda ticaret yapması daha kolay bir ülke olduğu için yapabiliyordu. Bu manada İran’la da her şeye rağmen, benzer ürünleri ithal ettiğimiz için çok stratejik bir işbirliği imkanı yok ancak Türkiye’nin işleme kapasitesinden dolayı, ithalatçı olduğu ürünleri işleyip ithal edebiliyor.”