Şu faturanın dili… (Köşe yazısı 21.04.2016 Kayseri Star Haber Gazetesi)

DAVUT GÜLEÇ

GAZETECİ-HİSF KAYSERİ TEMSİLCİSİ

davutgulec@hotmail.com

Ben halen bu ülkede elektrik, su , doğalgaz faturalarındaki ayrıntıları, kesintileri, abartmaları, vatandaşı soymak için yapılanları tam anlayabilmiş değilim.

Bir anlamadığımda, tüketicinin haklı olduğu konularda hemen kanunların yine şirketler, kurumlar, kuruluşlar lehine değiştirilmesi.

İyi de, tüketici daha ne kadar kazık yiyecek, cezalandırılacak.

Bu ülkede namuslu, şerefli, haysiyetli, onurlu olmak suç mu?

Su faturaları ayrı bir kazık.

Elektrik faturaları öyle.

Doğalgaz’ı bilmeyen yok.

Sabit telefon faturalarındaki abartmalar ve kazıklar zaten isyan ettiriyor.

Bankaların ki zaten kimseden çıkmaz olmuş.

Hele hele şu yuvarlamalar ve sonra tüketiciye açıklaması yapılamayan ücretler.

Her zaman diyorum.

Lafa gelince bu ülkede yaşayan nerdeyse herkes Müslüman.

Yine laf açıldı mı, ahirette ‘kul hakkı’ sorulacak.

Haksızlık karşısında susan güya  ‘dilsiz şeytan.’

Bir faturayı gecikmeli ödeyen onurlu, şerefli, haysiyetli, namuslu vatandaşa birileri hemen ‘aslan’ kesiliyor.

Ama yıllardır, Doğu ve Güneydoğu başta olmak üzere, şehirlerin varoşlarında kaçak elektrik kullanan, faturalara ‘kayıp-kaçak’ olarak yansıtılan ücretlere karşı aynı ‘aslanlar’ tam bir ‘masum kedi.’

Üstelik onları savunan savunana.

En basitinden, halen tartışılan elektrik faturalarındaki  TRT payı.

TRT giderlerinin karşılanması amacıyla, elektrik tüketicilerinden tahsil edilen katkı payının alınmasına rızası olmadığını belirten bir tüketici, Kamu Denetçiliği Kurumuna(KDK) başvurdu ve bu katkı payının iptalini ve iadesini talep etti.

KDK, TRT’nin çok geniş ulusal ve uluslararası insan topluluklarına hitap eden yayınlar yaptığını, örnek gösterdiği bazı programlarda ticari amaç güdülmediğin, kullanıcıya gönderilen faturalarda aylık ne kadar TRT payı ödeneceğinin belirtildiği, bu şekilde de aleniyetin sağlandığına vurgu yaparak, idarenin işlemlerinde herhangi bir hukuka aykırılık tespit edilemediğine hükmedip başvuruyu reddetti.

Ayrıca, Uluslararası uygulamalarda kamu yayıncılığının finansman modeli olarak genelde reklam dışında kanunla garanti altına alınmış modellerin benimsendiği ve uygulandığının tespit edildiği belirtilerek, kamu hizmeti yayıncılığının finansmanın hiçbir ülkede tek kaynağa dayandırılmadığını, çoğunlukla karma bir finansman modelinin uygulandığını, kamu yayıncılığı yapan kuruluşların, özel sektörden farklı olarak, ticari anlamda bir getirisi olmayan ancak toplumsal kültürün korunması ve oluşmasını amaçlayan yayınları da yaptığını ifade ederek yayınlanan bazı programları örnek gösterdi.

KDK, TRT 1’de yayınlanan “Böyle Bitmesin” isimli dizinin, boşanma noktasına gelmiş çiftlere aile olmayı ve sevgiyi mizahi bir dille hatırlattığını, yine kanalın, mikrofonların kuzey Irak halkına uzatıldığı, oradaki kültürü, gelenekleri, yaşamı ve sanatı ekranlara getiren, yaşamın her alanından insanların konuk edildiği “Kuzey Güney Köprüsü” isimli programını da örnek göstererek, bu gibi bazı programların kamu hizmeti sunduğunu kaydetti.

Kararda, “Bazı programların her birinin kamu hizmeti gördüğü, toplumsal hafıza için kültür sanat ve haber değeri taşıdığı, hem de ticari getirisinin bulunmadığı açıktır. Ayrıca TRT Çocuk kanalında çocukların psikolojik gelişimleri gözetilerek, TRT’nin bir anlamda yasal reklam gelirinden vazgeçerek bu kanalda reklam kuşağına yer vermemesi de çarpıcı bir durumdur.TRT’nin Türkiye’nin ilk ve tek, aynı zamanda kamusal çoğunluk için kamu hizmeti yayıncılığı yapan kuruluşudur. TRT’nin Anayasada yazılı kamusal görevini yerine getirmekle birlikte bilgilendirmeyi, eğitmeyi ve eğlendirmeyi amaç edinen yayınlar yaptığı, bu yönüyle nihai tüketiciye satılan enerji bedeli üzerinden, Türkiye Radyo Televizyon Kurumu giderlerinin karşılanması amacı ile tahsil edilen TRT payının Anayasanın 73’üncü maddesi uyarınca kanun hükmüyle kamu yararı ve hizmet gereklerinin karşılanması amacıyla konulduğu, bu durumun aksinin başvurucu tarafından da iddia edilmediği, nihai kullanıcıya gönderilen faturalarda aylık ne kadar TRT payı ödeneceğinin belirtildiği, bu şekilde de aleniyetin sağlandığı bu itibarla idarenin işlemlerinde herhangi bir hukuka aykırılık tespit edilememiştir.”

Yani, bu ülkede onurlu, namuslu, haysiyetli ve faturasını zamanında ödeyen, ödemek için kuyruk bile oluşturan vatandaş ‘bu tip’ kazıkları yemeye devam edecek.

Bunun adı da ‘tüyü bitmemiş yetim ve kul hakkı’ olmayacak.

Sesimi duyan varsa soruyorum.

Bu tip kazıkları ‘helal’ eden var mı?