SÖRVAYVIR VEYARIŞMACILARIN AÇLIK HALLERİ

Ceza ve Tevkif Evlerinde genellikle Sol ve diğer marjinal guruplar Cezaevlerinde koşularının düzeltilmesi ve kendilerine bir ayrıcalık tanınması için açlık grevi başlatarak aralarından bir kurban veya kurbanlar seçilerek sözde açlık grevinin onurlu bir mücadele olduğunu söylerler ve o seçilen kurban yada kurbanlar ölüm orucu tutarak artık başta beyin göçü yaşanmasına sebep olarak, beynin tüm fonksiyonlarının durmasına ve tüm vücut fonksiyonlarına zarar vererek iç organlardan başta mide ve bağırsaklar olmak üzere tüm vücut zamanla işlevini yitirerek artık dışarıdan alınan gıdaları kabul etmeyerek tekrar bulantı ve kusma yoluyla ifraz ederek vücudun tüm dengesinin alt üst olmasına sebebiyet verir. Zamanla artık şahısın beyninde oluşan hasar neticesinde iyileşse de fazla yaşama şansı kalmadan hayatlarının baharında hayatın yaşamanın güzel yanlarının tadını çıkarmadan sırf heyecan yaşayacakları için ideolojik bir düşünceyi irdelemeden bu mücadele yüzünden hayatlarına bu şekilde intihar olarak onlar görmeseler de bana göre büyük bir infial ve intihardır.
Bu konu benim konum değil bu konu bireylerin kendi iradeleriyle yaptıkları bir girişim acı tatlı yaşayan kendileri olacak. Şunada değinmekte yarar var gençleri bu tip hallere sokan bir takım uyanıklar ve siyasi görüşlerini bu gençlere empoze ederek gençlerin ideolojik düşüncelerin emellerine kurban olmamalarını tüm mantıklı düşünen genç kardeşlerimden bekliyorum.
Bu arada başımdan geçen bir olaydan yolla çıkarak yazmak istedim. Çünkü açlığın vücutta yarattığı infialin aynısını kendim yaşadığım için açlık sonucu yaşan sorunları sizlerde yaşamayın diye yazıyorum.
2017 yılında beynime pıhtı atması sonucu, sağ tarafımın felç olmasına neden oldu. Bu süre zarfında ilk etapta 15 gün boyunca hastanede tedavi ve gözetim altında kalmam gerekiyordu, bu 15 günlük süre zarfında, hastanede yemek yiyemedim; sebepse benim hastane ortamını sevmiyor olmam ve tiksindiğimden hastane yemeklerinden bir nevi açlık grevine girmiş bir şekilde aç kaldım. Eşim ve doktorların göremeyeceği bir şekilde oğlum kendisi küçükken annesinde gizli ona istediklerini aldığım için oğlumda bana jest yaparak gizli gizli bana dışarıda bir şeyler alıp getirir bu şekilde karnımı doyururdum.
Derken hastaneden taburcu oldum ve fizik tedavi için devletin bir fizik tedavi merkezinde yatılı olarak kalmam gerekiyordu, ama yemek yememe korkusu içimi sarmasına rağmen tedavi için hastanede yatmaya karar verdim, tam olarak hatırlamamakla birlikte 3 ay ile 6 ay arasında bir süre hastanede tedavi gördüm. Bu sürede hastanenin çıkardığı kahvaltı da dahil olmak üzere bir lokma yemek yiyemiyordum sadece su ve meyve veya kuru ekmekle geçirdim hastane günlerindeki ıstıraplı tedavi günlerimi. Hastaneye yattığımda 75 kilo falandım, hastaneden çıktığımda 48 kiloya düşmüştüm. Bu duruma sevineyim mi kilo verdiğim için yoksa beyin göçü yaşadığım için ve günlerim sadece uyuyarak geçirdiğim için üzülmeli miydim bilemedim. Hastanedeyken aldığım tedavi açlık yüzünden devamlı baş dönmesi ve dermansızlık yaşadığımdan bir an önce tedavi saatimin bitmesini ve gidip uyusam diye hayal kuruyordum. Şuan halla baş dönmesi ile birlikte uyku ve halsizlik devam ederken beynime giden damarlar halla sıkıntılı.
Sörvayvır; evet Sörvayvır neden gündeme getirdim. Evinizde genç çocuklarınız varsa ister istemez sizde onların televizyonda izledikleri programı izlemek zorunda kalıyorsunuz.
Akşam saat 21’i gösterdiğinde ister istemez milyonların müptelası olduğu kitleleri ekrana kilitleyen Sörvayvır bizim evde de izleniyor.
O programda yarışan gençlerin açlıkla mücadelesi açıkçası benim yaşadığım açlık sonucu yaşadığım dramı aklıma getirdi. Programın sahibinden duyduğum kadarıyla sanırım belli bir nevale veriliyor kendilerine; ama yinede açlık çektiklerini söyleyen bu gençlerin yaşadığı psikolojik bunalım ve stresle beraber ağlama nöbetlerini geçirdiklerini gördüğümde bunun sebebini açlığa bağladığımı söyleyebilirim. Eğer beyin mide tarafından gıdasını almadığına dair tepki verirse beyin ister istemez buna tepki olarak, sinir ve stres yaşayacak. Eğer sinir stres yaşarsa bu uyku düzenin bozulmasına da neden olacak. Orada ünlüler gurubunda bir genç arkadaşımızın yiyecek çalındığını iddia ederek gerekirse yere düşen bir zerreciğe dahi ihtiyaç duyarken birilerin gelip onun istihkakına göz koyup çalmasına tahammül edemeyeceğini söylemesi aslında orada bir açlık dramının yaşandığını ortaya koyuyor. Belki bu genç sivil yaşantısında bonkör gönlü geniş yenmiş yenmemiş aramayan bir genç ama orada açlık nedeniyle artık tahammülü kalmadığından belki o istihkakını çaldığını düşündüğü arkadaşına veya arkadaşlarına zarar verecek çünkü beyni onu bunu yapmasını emredecek sinir ve psikolojik olarak peki gönüllüler gurubunda bulunan birilerinin bazı arkadaşlarının özel hayatlarına müdahale ediyor olması; kendisi gibi arkadaşının da açlık çektiğini ve stres ve psikolojisinin bozulduğunun farkında değil nedeni önce beyinde oluşan stresi kusması gerekiyor. Bir b aşka genç iste herkese bağırarak devamlı sorun çıkararak stres atmakta farkında belki değil açlık onun sinir metabolizmasını bozmakta.
Belki bu gençlerimiz farkında değiller veya farkına varmayacaklar ama açlık zamanla başta beyinin fonksiyonları olmak üzere tüm vücudun metabolizmalarına zarar verecek ve ileriki yaşlarda çeşitli hastalıklar aracılığıyla ortaya çıkacağı kesin; bu arkadaşların bir çoğu sporcu bazısı ünlü olmuş sanat camiasından gelen gençler, sırf reyting için yapılan bu programa katılarak hem hayatlarına zarar veren açlığı çekmek para kazanmak için bana göre doğru değil diyorum, hemde hepsi kendi dalında başarılı olmuş gençler. Maddiyat vücudumuzun göreceği zarardan daha kıymetli ve önemli olmasa gerek. Tıpkı sigaranın ve alkolün zararlı olduğunu bildikleri halde kullanmaya devam eden sigara ve içki müptelalarının üzerine milyonlarca lira harcayarak kıyafet almalarına benziyor. Halbuki farkında olsalarda o kıyafeti taşıyan vücut sağlıklı olmadıktan sonra en kral elbiseyi giyseniz de üzerinizde sadece bir çul vazifesi görür.
Şu notu da düşmem gerekirse bu programın sahibi olan televizyon sahibini suçlama niyetinde değilim, o program var ve yapılıyor, yapılacak, zorla kimse kimseyi çağırırak tehdit edilerek gel yarış denilmediği muhakkak.