Siyasetin renklenmesi ve yeniden yeşermesi..(Köşe yazısı 23.02.2015 Kayseri Star Haber)

DAVUT GÜLEÇ
GAZETECİ-HİSF KAYSERİ TEMSİLCİSİ
davutgulec@hotmail.com

Türkiye’de, siyaset giderek renkleniyor, şekilleniyor, yeşeriyor.
Bürokrasi ağırlıklı yeni Meclis gündemde gözüküyor.
İçinde kesinlikle, işçi, emekli, memur olmayacak.
Geçmişte mutlu yaşayan azınlıkların daha mutlu olacağı bir seçim ve meclis oluşacak gibi.
İster Kayseri’den, ister değişik illerden bakın Türkiye genelindeki aday adayları dikkat çekti.
Biz bile aday adayları arasında;
Kimin kendini ispatlamaya,
Kimin gerçek aday,
Kimin seçimden sonra iyi bir makam-mevki peşinde,
Kimin istifalarda ağladığı, coşkulu alkışladığı,
Kimin ağlarken ‘ben bundan sonra ne yapacağım’ dediği,
Kimin mesleki onurlu kalemi ile bazı adaylara övgüler yağdırdığı,
Kimin, neden genetiğini değiştirecek çizgilerinden saptığı,
Kimin ‘İktidar kazanmazsa ben bittim’ diyerek bu şehirden kaçmaya hazırlandığı,
Kimin, iflastan kurtulmak için son kuruşuna kadar neden aday olduğu,
Kimin dostlarını, arkadaşlarını bir çırpıda çizerek şekilden şekile girdiği,
Kimin ‘Yerli, köylü, şehirli-köylü, oralı-buralı’ edebiyatı ile yön vermeye çalıştığını herkes iyi biliyor, görüyor, anlıyor da, sesini fazla çıkarmıyor.
Zaten bu seçime günler kala hala seçmen ‘Görmez, duymaz, bilmez’ havasında üç maymunu oynuyorsa, bundan siyasilerin, aday adayları, adayların iyi bir ders çıkarması gerekiyor.
Daha aday adaylığı başvuruları başlamadan, kapı kapı gezmeye başlayan, adını birileri ile piyasaya yaymaya çalışan, ‘sen kesin adaysın’ diyerek gaz verenlerin üçte biri elendi.
Şimdi kalanların büyük bölümü elenip, partilerin gerçek adayları ortaya çıkacak.
Kayseri’deki partilerin aday adaylarına şöyle bakıldığı zaman;
Bazıları, bugüne kadar sadece kendi cebine çalışan, milleti soyan, doymak bilmeyen
Bazıları, siyaseti ticarete çeviren
Bazıları, ibadeti ticaret sayan
Bazıları ticarette herşeyi çıkarı için gören,
Bazıları, sanki babadan oğluna miras gibi başkasına şans tanımayan
Bazıları, kardeşleri ile çeşitli partilerde aktif görev alarak her dönem yaşamaya çalışan
Bazıları, Kayseri’ye, partisine, fikirlerine zarar veren
Bazıları, bürokrasi ile ayakta duran
Bazıları, seçilene kadar millete taklalar atıp, seçildikten sonra milleti adeta cezalandıran, sonradan ortadan kaybolup, yarasa gibi bir gözüküp, yine ortaya çıkan cinsten.
Benim anlamadığım, devletin en üst düzeyine gelen insanların, seçildikten sonra istifa ederek yeni görevlere talip olmaları.
Adam bakan olmuş, istifa ediyor belediye başkanı oluyor.
Belediye başkanı istifa ediyor milletvekili olmak istiyor.
Adam, devleti yöneten en üst görevinde ama vekillik için görevini bırakıyor.
Adamın adı her türlü pisliğe bulaşmış ama partilerde ‘vazgeçilmez’ olabiliyor.
Halkın sanatçıları, misyonlarını unutup, birilerinin kölesi olmak için sıraya giriyor.
Bu nasıl bir ülke, bu nasıl bürokrasi, bu nasıl, sanatçılık, bu nasıl devlet yönetimi, bu nasıl devlet adamlığı, halka ve hakka hizmet.
Ben anlamadım, anlayamıyorum.
Belki de anlamayanlar gibi kafamız kalın.
Kayseri’den bu kadar aday adayı çıktı, çıkabiliyor.
Hepsinin belli bir gücü, çevresi var.
Kayseri’nin ağırlığı, tarihi, politik gücü, ünlü isimleri de.
Peki Kayseri neden hep kaybeden, cezalandırılan şehir.
Şimdi adaylar netleştikten sonra ‘Olmadık vaadler’ gündeme gelecek, verilecek.
Belki de geçmişte olduğu gibi, bir oy uğruna dağların tepelerine kadar her türlü talepler için herşey taşınacak.
Küçük altın, erzak, makarna, kömür, para dağıtımı artacak.
Beklenmedik, istenmedik suçlamalar gündeme gelecek.
Suikast iddiaları, videolar, resimler, akıl almaz suçlamalar, belden aşağı hikayeler…
Bunların vatandaşa ne faydası olacak kimse bilmiyor.
Ama, bunlarla namuslu vatandaş kaybediyor, ikili-kirli siyaset, ticaret, taklacılar, dönmeler, dönme dolaplar, liderler kazanıyor.
Kazananlar yedi sülalesi ile lüks, seçenler, yoksulluk, sefalet, sürünerek yaşıyor.
Artık güzel ülkemde seviyeli, barış, dostluk, kardeşlik, dayanışma içinde ‘Adam gibi siyaset ve seçim’ istiyorum.
Yalansız, dolansız, suçlamasız, çalmadan, çırpmadan, yetim hakkı yenmeden.
Ve de seçim gününde, sandık önümüze konduğunda, halkın içinde, halkı temsil edecek adayları Mecliste ve ülkemde görmek istiyorum.
Siyaset, ticaret, ibadet üçgeninde Türkiye’nin kazandığı, Dünya siyasetine kazandırdığı o vekilleri, insanları ölmeden artık görmek istiyorum.
Kısaca, büyük önder Atatürk ve silah arkadaşları ile isimsiz kahramanlarının çizdiği bu sınırlarda, onurlu, namuslu, haysiyetli siyasetin renklenmesi ve yeniden yeşermesini özlüyorum..
Sizce özlemim çok mu büyük ve hayal?