Sınavı kaybettiler (Köşe yazısı)

Mustafa TEMİZER   

Ülke sorunlarının çözümü için milli birliği sağlamanın şart olduğunu söyleyen Millet Partisi Genel Başkanı Aykut Edibali tüm parti liderlerini samimiyete davet ediyor. Ve şunları söylüyor.

“Toplumsal mutabakat, Hakk’ın emri, halkın isteğidir. Toplumların vücudun azaları gibi birbiriyle uyumlu, çekişmeden, ittifak halinde yaşayabilmeleri için toplumsal mutabakat şarttır.

Müslümanlar arasında birliği sağlayacak girişimlerde bulunmak, birliği bozan olumsuzluklara mani olmak her Müslüman’ın görevidir.

 Allah’ın uluhiyeti kulların uluhiyetiyle gölgelendiği, kulların kullara tapmaya başladığı, fertler arasındaki uyumun,  birbirine olan bağlılığın kaybolduğu İslam toplumları hezimete uğrar. Yeryüzünde dehşetli bir anarşi hakim olur. Cahiliyetin İslam’a galibiyeti gerçekleşir. Bütün yeryüzünü umumi bir fitne ve fesat kaplar.

 Ülkemizdeki son durum nedir?

Halk kitlelerinde belirmiş milli heyecan, sahipsiz ve istikametsiz. Milletin eğilimlerini, his ve heyecanlarını kamçılayarak parlamentoya girmiş bulunan parlamenterler kitlesi, atıl bir enerji yığını halinde. Türk siyasetinde devasa bir boşluk bulunmasına rağmen; Türkiye’nin seneler boyu biriktirdiği milli enerji hareket edemiyor. Zaman kaybediliyor ve zaman milletin aleyhine işliyor.

Mevcut siyasiler yıllardan beri halkla bağ kurmalarını gerçekleştirebilecek aydın kadroları, manasız rekabet ve hizip egoizmi ile küstürüyor ve uzaklaştırıyor.

Miting meydanlarında “ demokrasi, sosyal adalet, demokratik sol, demokratik sağ, milli devlet, milli ekonomi, milli görüş “ dediler.  Ama bu büyük hedefleri bir tutarlı sistem haline getiren, bunları kimse ağzına almazken aktif halk kitlelerine empoze eden, çok geniş kültür kadrolarından bucak bucak kaçtılar. Bir süre sonra da kendilerine bulaşan karalamalardan medet umdular.

Pratik olarak neyle karşı karşıyayız?

Mevcut batıcı zihniyete sahip partiler, ya kendilerinde inkılap çapında bir değişmeye yönelecekler yahut tarih olacaklardır. Partileri yeni bir heyecanla, bilgiyle, aksiyonla donatabilecek güç; Seneler boyu milli ideallerden kıl payı sapmayacaklarını yaptıkları mücadele ile göstermiş, Türk milletinin gönlünde yer etmiş kültür kadroları olabilir. Ancak bu güçler ki, milletin birliğini saplayacak merkezler oluşturabilir. Partiler bu güçlerle büyük bir gelişme temposu kazanabilir.

Bugün İktidar ve muhalefet dışındaki partilerin, toplam gücüne denk bir halk potansiyeline sahip kültür kadrolarının, kültürel ve ekonomik çalışmalar düzeyinde kalmasını kimse bekleyemez. Hele Türkiye’nin bugün ki acıklı şartları karşısında hiç bekleyemez…

Ülkemizin de içinde bulunduğu dünya ne halde?

Dünyanın en stratejik en zengin coğrafya şeridi üzerinde yaşamamıza rağmen;   Mensubu bulunduğumuz İslam Alemi ve Türk Dünyası iki farklı sistemin etki ve sömürü alanı halindedir.

Bölgemiz, avantajlarını kullanamayan, parçalanmış, teknik ve ekonomik bakımdan dünyanın en düşük gelirli milletler topluluğunu oluşturmaktadır.

İslam dünyası dil, alfabe birliğinden mahrum durumdadır. Ekonomik ve kültür seviyeleri birbirinden çok farklı ülkeler İslam alemini oluşturmaktadır.

Bu mozayik Amerika, Rusya, Çin, Japonya, ve Avrupa’nın sömürüsü,  nüfuz ve etki alanları halinde bir başka boyutta parçalanmışlığı ifade etmektedir.

Bu ülkelerin birlik olmalarını sağlayacak çalışmaların yapılması şarttır. Bunu yapacak ülke, önce kendi vatandaşları arasında bir birlik ve kardeşlik meydana getirmelidir. Bu manada ülkemizde birlik çalışmaları ve bu konuda bir model ortaya koyma çabaları 1970’li yıllardan beri devam etmektedir.

Toplumsal Mutabakat ve Milli Birlik Konusunda Atılan İlk Adım

Türk milletinin birlik ve kardeşliğinin sağlanması için Türk Milletinin ideallerinin birer hedef olarak sancaklaşmasının yetmeyeceğine, milli inkılabın  birer engeli durumunda bulunan, yabancı süper toplumların ekonomik, kültürel menfi etkileri ve bu güçlerin siyasi, ekonomik, kültürel vasıtaları ile ısrarla savaşmak gerektiğine; her türlü gelişme ve başarının ancak milletin birliğinin sağlanmasıyla mümkün olacağına inanan Aykut Edibali “Mili Partiler Arası İttifak” önerisiyle ilk adımı atıyor. “Ve ricamız bunu benimseyen partili, partisiz vatandaşlarımı, teklifimizi uygun buluyorlarsa, toplu ikaz tavsiye ve telkinlerle, parti yöneticilerini uyarmalarıdır. Biz de bu konuda elde edilen neticeleri, halkımıza sıcağı sıcağına duyuracağız.” diyor.  Bu birlik çağrısı tüm yurtta büyük yankılar uyandırıyor…

 Yıl 1986 Birlik Çağrıları Devam Ediyor

Edibali “ Birlik Davası Hakk’ın Emri, Halkın Arzusudur.” diyor ve 2 Şubat1986’da ” Tüm Partileri Milli Dayanışma Ve İşbirliğine Çağırıyoruz.” Çağrısında bulunuyor.

Edibali’nin bu sesi yüreklere su serpiyor. Bu çağrı büyük yankı uyandırıyor. İlgiyle karşılanıyor. Gazeteler bu çağrıya geniş yer veriyor.  Edibali’nin Genel Başkanı olduğu Islahatçı Demokrasi Partisinin birlik çağrısı Türkiye için bir umut oluyor.

Edibali’nin “Devlet, millet ve vatan için kucaklaşalım” , “Taban IDP, RP ve MÇP’nin Mutlaka Bütünleşmesini İstiyor.” yazısı beş yıl sonra gerçekleşecek olan ittifakın ilk adımı oluyor.

İkinci adımı “ Milli Partiler Arası Fazilet Misakı” ile geliyor. Milliyetçi Çalışma Partisi Genel Başkanı Abdülkerim Doğru’ya  “Milli Partiler Arası Fazilet Misakı” metnini sunuyor…

Yıl 1991 Edibali Yılmıyor!

Aykut Edibali, belirtilen ölçüler içinde bir birliğin gerçekleşmesi için rahmetli Necmettin Erbakan ile rahmetli Alpaslan Türkeş’in bir araya gelmesini sağlıyor.

Üç lider seçimlerden sonra ittifakın genişleyerek devam edeceği vadi ile Refah Partisinin ev sahipliğinde 1991 seçimlerine birlikte giriyor. Ve meclise 63 milletvekili göndererek, milliyetçileri meclis dışında bırakma oyununu birlikte bozuyorlar.

Seçim sonrası millete verilen sözün yerine getirilmesi için Edibali ısrarla, ittifakın genişleyerek devam edeceği konusunda verilen sözleri hatırlatıyor… menfaat, makam hırsı, parti taassubu yüzünden ittifak devam ettirilemiyor. Çünkü Edibali ev sahibi değildi.

Edibali ve ekibi yılmıyor. Samimi birlik çağrılarına ve çalışmalarına devam ediyor. Edibali; “Ülkenin yönetimi için faziletli ihtisaslı her şeyin ehli insanlar vardır. Yönetimi biz bu insanlara bırakma taraftarıyız. Bize göre Türkiye’nin bütün dertlerinin devası bellidir. Adı da İslam’dır. Ehil insanlarla gerçekleştirilecek İslam Rönesansıdır.” diyor.

Yıl 2007 Edibali; “ Milli Mutabakat” Şarttır.

Millet Partisi, Türk siyasi hayatıyla ilgili önemli tespitlerde bulunuyor. Yaptığı bu tespitler doğrultusunda birlik çağrısını bir kez daha yeniliyor “Milli Demokratik ve Çağdaş Partiler Daimi Konseyi Temel Mutabakatı”nı öneriyor…

Edibali, diğer partilerin, bize katılın kurtulun anlayışına karşı çıkıyor. Toplumun tümünün üzerinde mutabık kalacağı metinler ortaya koyuyor.  “Sizleri düşünmeye ve gayrete çağırıyoruz. Milletin birliğini sağlamak, ülke meselelerini çözmek için destek ve katkılarınızı bekliyoruz.” diyor.  Edibali’nin teklifleri şahsi menfaat, mevki ve makam hırsı, grup ve parti taassubu yüzünden beklenen ilgiyi görmüyor. Dindarlıktan, milli birlik ve beraberlikten, milliyetçilikten, cumhuriyetçilikten, haktan, hukuktan, sosyal adaletten, gelişmeden, kalkınmadan… söz eden iktidar ve muhalefet partileri samimiyet sınavını kaybediyor.

Ancak Edibali ve Millet Partiler şuna inanıyor: Bugün değilse bile yarın bu çağrı mutlaka anlaşılacak ve milletin, yüzyıllar boyu devam edecek birliği sağlanacaktır.

Çünkü kurtuluş isteyen bir toplum için birlik şarttır. Tarih boyu yok olan toplumların yok oluş nedenleri hep birlikten ayrılmaları olmuştur.

Millet Partililer “Tarihin şahit olduğu gerçek şu: Birlik; başarı ve mutluluk getirmiş. Ayrılık; azap getirmiş ve toplumların yok oluş nedeni olmuştur. Allah milletimizin ve İslam aleminin birliğini sağlamamızı nasip etsin. Bu uğurda gösterilecek her türlü çabaya yardım etsin. Bizim de bu uğurdaki gayretimizi ve çabamızı artırsın.” diyor.

“Birlikte rahmet; ayrılıkta azap vardır.”” Emaneti ehline vermediğiniz zaman kıyameti bekleyiniz.” “Baş başa vermeyince taş yerinden oynamaz.” Yapılması gereken; Kuruluş aşamasında yabancı ülkelerin misyon şefleri ve temsilcileri ile iktidar olduklarında ABD, Rusya, Çin, İngiltere, Fransa, İsrail gibi ülkelerle anlaştıkları halde ülkesindeki milli birlik çağrılarına kulak tıkayan mevcut partileri ve siyasi anlayışı terk etmek. Dindarlık, milli irade, milliyetçilik, halkçılık, demokratlık, cumhuriyetçilik, gelecek, vefa, özgürlük ve barış söylemlerine rağmen milleti ayrıştıranlara, ülkeyi kaosa ve iç savaşa doğru sürükleyenlere, dün kara dediğine bugün ak diyenlere, dün ak dediğine bugün kara diyenlere itibar etmemek. Doğruların yanında yer almaktır.

Elli yıldan beri doğrularından zerrece sapmayan, ülke meselelerine sürekli çözümler üretip iktidar ve muhalefeti uyaran, “Milletim Uyan!” çağrısında bulunan, milli birliği sağlamadan hiçbir sorunumuzu çözemeyiz deyip birlik olmanın, ittifak etmenin şartlarını açıkça ortaya koyan milli kadroların çağrısına kulak vermek. Milli mücadele ruhuyla el ele gönül gönüle vermektir.

Unutmayalım.” İştirak etmediğimiz çilesini çekmediğimiz bir kurtuluş mümkün değildir.” Milletimizin ve yöneticilerimizin uyanması basiretle hareket etmesi (Yanılmadan gerçekleri görebilmesi, gelecekle ilgili sezgi, uyanıklık, anlayış, kavrayış ve vizyon sahibi olması) dilek temenni ve duasıyla…