Sağlık-teknoloji haberleri (22.10.2020)

“GÜVENLİ ARAÇ KULLANIMI” PROJESİ İLE SANTA FARMA’YA ÖDÜL

KİPLAS tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen İş Sağlığı ve Güvenliği İyi Uygulama Yarışması’na, “Güvenli Araç Kullanımı” projesi ile katılan Santa Farma ikincilik ödülüne layık görüldü.

Santa Farma KİPLAS tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen İş Sağlığı ve Güvenliği İyi Uygulama Yarışması’na “Güvenli Araç Kullanımı” projesi ile katıldı. Yarışmaya Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, akademisyenler ve alanında öncü firmaların yetkilileri jüri üyeliği yaptı. Birbirinden değerli projeleri özenle inceleyen jüri üyeleri Santa Farma’yı “Güvenli Araç Kullanımı” projesi ile ikincilik ödülüne layık gördü.

Hayatın her alanına fayda sağlayacak farklı projeleri hayata geçiren Santa Farma, Güvenli Araç Kullanımı projesi ile güvenli araç kullanım kültürünün benimsenmesine ve uygulanmasına öncü oluyor. Bu sayede trafik kazası ve cezalarında ölçülebilir seviyelerde azalmalar sağlıyor. Proje sayesinde akaryakıt tüketiminde düşüş sağlanırken daha temiz bir dünya için atmosfere karışan karbon emisyonunun azalmasına da katkıda bulunuyor.

Santa Farma, 2017 yılından beri kendi şirket araçlarında uyguladığı Araç Güvenlik Sistemi sayesinde toplam trafik kazalarında %41,4, sürücü kusuru bulunan trafik kazalarında %48,5, trafik kazalarına karışan sürücü sayısında %35,9, trafik cezalarında %8,3, hız cezalarında %24,4, cep telefonu kullanımı ile ilgili cezalarda %20,5, akaryakıt tüketiminde %8 azalma sağladı.

Sağlıklı tiroid için vücudunuza yeterli iyotu aldığınızdan emin olun

Tiroid hormonunun işleyişini düzgün sürdürmesi için gerekli olan iyot; vücudumuz tarafından üretilmez ve dışarıdan takviye edilmesi gerekir.

İyot sağlık için gerekli olan bir minareldir. Tiroid bezinin yeterli miktarda T4 sentezleyebilmesi için tiroid bezi tarafından günlük yaklaşık 52 mcg iyot alınması gerekmektedir. İyot alımı kronik olarak <20 mcg / gün olduğunda ciddi iyot eksikliği gelişir. İyot eksikliği vücutta ciddi rahatsızlıklar meydana getirir. Avrasya Hastanesinden Uzm. Dr. Sedat Işık iyot eksikliği tedavisi için yapılabilecek öneriler veriyor.

Hamilelik döneminde iyot eksikliğine dikkat!

Tiroid hormonu üretimi için gerekli olan iyot vücudumuz tarafından üretilmez. Bu nedenle beslenme programlarının önemli bir parçasıdır. İyot çeşitli besinlerin içerisinde yer almaktadır. Vücutta yeterli olmayan miktarda iyot, yeterince tiroid hormonu üretilmesini engeller. Annesi hamilelik döneminde iyot eksikliği yaşamış bebek ve çocuklarda tiroid büyümesine, hipotiroidizme ve zihinsel engellere yol açabilir.

İyot eksikliği kadınlarda daha yaygın görülüyor

Kadınlarda daha sık rastlanan iyot eksikliği, aşağıdaki durumların risklerini arttırır:

Kısırlık

Tiroid veya diğer kanserler

Tiroid otoimmün hastalığı

Hamileliğe bağlı yüksek tansiyon

İyot eksikliği olan bir annenin çocuklarında öğrenme güçlüğü

Semptomlar

İyot eksikliği ve ilgili tiroid bozukluklarının belirtileri;

Boyundaki tiroid bezlerinin şişmesi

Boynunuzda gözle görülür bir yumru

Kilo alma

yorgunluk ve halsizlik

Seyrekleşen saç

Ciltte aşırı kuruma

Öğrenme ve hafıza zorlukları

Kalp atış hızında yavaşlama

Yüzde şişkinlik

Kabızlık

Zayıf kas tonusu

Daha sık uyumak

İyot eksikliği tedavisi için neler yapılabilir?

İlgili durumlar dahil olmak üzere semptomlar, hastanın geçmişi ve durum değerlendirmesi yapılır.

İyot takviyesi almak

İyotlu tuz kullanarak (iyot eklenmiş sofra tuzu)

Diyet değişiklikleri iyot eksikliğini düzeltebilir. İyi iyot kaynakları şunlardır:

Ekmek

Süt Ürünleri

Yumurtalar

Balık

İyotlu sofra tuzu

Kelp – bir deniz sebzesi

Etler

Fındık

Deniz ürünleri

Deniz yosunu

“Akciğer Kanserinde Multidisipliner Yaklaşım Uzlaşı Raporu” akciğer kanseri tedavisinde mükemmeliyet odaklı bir yol haritası ortaya koyuyor
AstraZeneca Türkiye’nin koşulsuz desteği ile Türk Akciğer Kanseri Derneği (TAKD) tarafından hazırlanan “Akciğer Kanserinde Multidisipliner Yaklaşım Uzlaşı Raporu” kamuoyuna açıklandı. Raporla, tüm dünyada en sık görülen ve en çok ölüme sebep olan kanser türü olan akciğer kanseri için tıbbi onkoloji, göğüs hastalıkları, göğüs cerrahisi, radyasyon onkolojisi, radyoloji, nükleer tıp ve patoloji branşlarının “ortak akılla” çalışmasına yönelik bir yol haritası sunuluyor ve sunulan bu yol haritasıyla akciğer kanseri hastalarının en hızlı şekilde tanı ve tedavi çözümlerinden yararlanması amaçlanıyor.
Türkiye akciğer kanseri görülme sıklığında ilk 10 ülke arasında
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre 2018 yılı itibariyle yıl içinde 2 milyondan fazla kişiye (tüm kanserlerin yüzde 11,6’sı) akciğer kanseri tanısı konuyor. Ölüm nedeni sıklığında, kanser nedeniyle gerçekleşen ölümler arasında erkeklerde yüzde 22 ile birinci olan akciğer kanseri kadınlarda yüzde 13,8 ile meme kanserinin  ardından ikinci sırada yer alıyor. Türkiye akciğer kanserinin görülme sıklığında yüz binde 36,9 ile dünya sıralamasında dokuzuncu sırada yer alırken, erkeklerde yüz binde 70,6 ile Macaristan ve Sırbistan’ın ardından dünyada üçüncü sırada yer alıyor1.
Multidisipliner yaklaşım hayat kurtarıyor
“Akciğer Kanserinde Multidisipliner Yaklaşım Uzlaşı Raporu” basın toplantısında değerlendirmelerde bulunan Türk Akciğer Kanseri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Erdem Göker, raporun hazırlanma gerekçesini şu sözlerle açıkladı: “Akciğer kanseri, hastaların ilk tanı anından son tedaviye kadar birçok branş tarafından değerlendirildiği ve ülkemizde en çok görülen kanser türü. Bu hastalığın başından sonuna doğru yönetilmesi, hastaların evreleme ve tedavisine multidisipliner takımın karar vermesi hastaların doğru tedavi ile buluşmasındaki en önemli faktör. Hastanın bu yolculuğunun her aşamasının benzer titizlikle ve hangi yöntemlerle ele alınması gerektiğini vurgulamak ve bu hastalıkla uğraşan tüm branşlardaki sağlık çalışanları ve toplum nezdinde farkındalığı artırmak amacıyla bu önemli raporu hazırladık.”
Multidisipliner yol haritasıyla tanı ve tedavide vakit kaybı önlenecek
Raporun akciğer kanserinin tanı ve tedavisinde mükemmeliyete ulaşması için bir yol haritası niteliğinde olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Erdem Göker, akciğer kanseri tedavisinde mükemmeliyetin yolunun farklı branşlardan uzmanların birlikte çalışmasından geçtiğini ifade etti. Raporda yedi farklı branş arasında bir tanı ve tedavi uzlaşısı sağlanmasına öncelik verdiklerini aktaran Prof. Dr. Erdem Göker, “Hastaların ayrı ayrı hekimleri dolaşmalarından ziyade, tüm branşlardaki hekimlerin bir arada tartışıp uzlaşarak her bir hasta için en doğru olanı bulmalarını amaçlıyoruz. Akciğer kanseri ile uğraşan her hekimin, hastanın tanı ve tedavi izlemi standart yaklaşımlarla tam uyumlu olsa bile, değişik branşların ortak kararı ile bu standardı yerine getirmelerinin hem hastaya hem de ilgili tüm hekimlere katkısının büyük olacağını düşünüyoruz. Raporumuzda önerdiğimiz yöntem ve yaklaşımlarla akciğer kanserinin teşhis ve tedavisi için disiplinlerin ortak bir akılla çalışmaları sayesinde tanı ve tedavide vakit kaybedilmeyecek. Ayrıca daha hızlı teşhis ve doğru tedavi uygulanabilecek” diye konuştu.
Disiplinlerarası yaklaşım maliyet avantajı da sağlayacak
Akciğer kanserinin ekonomik yüküne de dikkat çeken Prof. Dr. Erdem Göker, “2018’de açıklanan ‘Türkiye’de Akciğer Kanseri Raporu’na göre akciğer kanserinin ülkemize olan toplam ekonomik yükü 8,8 milyar TL civarında. Dolaylı maliyetlerin de dahil edilmesiyle birlikte akciğer kanserinin hasta başı ortalama maliyetinin 175.838 TL olduğunu görüyoruz2. Akciğer kanserinde dolaylı maliyetlerin toplam ekonomik yük içinde önemli bir paya sahip olduğunu ifade etmemiz gerekiyor. Dolayısıyla raporumuzda yer verdiğimiz disiplinlerarası yaklaşım, akciğer kanseri tedavisinin başarı oranını artırmayı hedeflemekle birlikte, maliyet açısından da faydalı olacaktır” diye konuştu.
Akciğer Kanseri Tedavileri COVID-19 salgınında da devam etti
COVID-19 salgınının tüm hastaların yanı sıra akciğer kanserli hastaları da etkilediği görülüyor. Uzmanlar kanser tanı oranlarının salgınla birlikte düşüş yaşadığına dikkat çekerken, AB ülkesi beş ülke ve ABD’deki hekimlerin yüzde 40’ından fazlası akciğer kanseri tanısında gecikmelerin yaşanmasını öngörüyor. İlgili hekimlerin yüzde 70’inden fazlası ise biyopsi ve planlı tedavilerde gecikmelerin yaşanmasını bekliyor3. COVID-19 salgını nedeniyle yaşanılabilen gecikmelerin yanı sıra salgın döneminde hızlanan dijitalleşmenin farklı disiplinlerin bir araya getirilmesi için çeşitli avantajlar sunduğunu vurgulayan TAKD Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Erdem Göker, “Dijital platformlarda gerçekleştirilen konseyler sayesinde tüm hastalarımızın tanı ve tedavi kararları tüm uzmanlık alanlarının ortak kararlarıyla alınabildi. Gerek kemoterapi gerekse hedefe yönelik tedaviler ve immunoterapi başarıyla uygulandı.” ifadelerini kullandı.
Hasta, hasta yakınları ve sağlık çalışanlarına koşulsuz destek
Raporda sunulan yöntem ve yaklaşımların sağlık çalışanlarının yanı sıra hasta ve hasta yakınları için de önemli olduğunun altını çizen AstraZeneca Türkiye Ülke Başkanı Ecz. Serkan Barış şunları söyledi: “Multidisipliner yaklaşımın uygulanmasıyla birlikte daha iyi ve doğru tanı-tedavi-izlem şansının arttığına inanıyor, bu bilincin hasta ve hasta yakınlarında da yaygınlaştırılmasını destekliyoruz. Hastalar ve yakınlarının, akciğer kanserinin tanısı ve tedavisine yönelik bilgilerinin artması ile kritik öneme sahip süreçlerde vakit kaybedilmesinin önüne geçilebilir. AstraZeneca Türkiye olarak akciğer kanseri alanına odaklı sağlık çalışanlarımızın, akciğer kanseri hastalarının ve yakınlarının önemli ihtiyaçlarına yanıt veren bu çalışmaya koşulsuz destek olmaktan büyük bir mutluluk duyuyoruz.”
Vatandaşlar akciğer kanserinin önlenebildiğini unutmamalı
Akciğer kanserinin önlenebilir bir hastalık olduğunu hatırlatan TAKD Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Erdem Göker, “Akciğer kanseri erken evrelerde teşhis edildiğinde ve uygun tedavi uygulandığında tedavide başarı şansı yüksektir. COVID-19 salgını nedeniyle gerek tanı aşamasında gerekse tedavi ve izlem aşamasındaki hastaların mutlaka hekimleriyle iletişim kurmaları gerektiğini önemle duyurmak istiyoruz. Akciğer kanseri beklemez. AstraZeneca’nın koşulsuz desteği ile hazırlanan bu raporda akciğer kanserinde multidisipliner yaklaşımın önemini bir kez daha göstermiş bulunuyoruz. Bu bağlamda, AstraZeneca Türkiye’ye teşekkür ediyorum” diye konuştu.

American Hospital The Bodrum Cup bu yıl #sağlıkolsun dedi
Her yıl yerli ve yabancı binlerce deniz meraklısını Bodrum’da bir araya getiren Akdeniz’in en büyük yelken festivali American Hospital The Bodrum Cup, 32’nci yılını sağlık kahramanlarına adadı. Pandemi nedeniyle bu yıl yarışlar gerçekleştirilmedi ancak 20 Ekim’de “American Hospital The Bodrum Cup – The Year of Heroes” ismiyle düzenlenen etkinlik kapsamında sağlık çalışanları için bir anma seyri yapıldı.
Her yıl ekim ayının üçüncü haftası düzenlenen ve çeşitli etkinliklerle katılımcılara unutulmaz anlar yaşatan yelken festivali American Hospital The Bodrum Cup, bu yılı “American Hospital The Bodrum Cup – The Year of Heroes” ismiyle sağlık çalışanlarına adadı ve “#sağlıkolsun” dedi.
Pandemi nedeniyle yelken yarışlarının düzenlenmediği bu yıl, The Bodrum Cup’ta bir ilke imza atıldı. 20 Ekim Salı günü saat 11.00’de Bodrum Kalesi önünde, geleneksel kampana töreni gerçekleştirildi ve törende, pandemi sürecinde en büyük mücadeleyi veren sağlık çalışanları alkışlandı. Törenin ardından, sağlık çalışanları için bir anma seyri düzenlendi; The Bodrum Cup’ın şampiyonları, STS Bodrum okul gemisinde bu yılın kahramanları olan sağlık çalışanlarıyla buluştu.
Rengarenk bayraklar dalgalandı
Her sene American Hospital The Bodrum Cup’ta yarışan yatlarda dalgalanacak yarış bayraklarını kendi elleriyle boyayan Bodrum Engelliler Sağlık Vakfı’nın özel öğrencileri, bu yıl anma seyri için geçtiğimiz 31 yılın şampiyonlarının bayraklarını yine rengarenk boyadılar. Seyre katılan özel gençler, dalgalanan bayraklarını bir kez daha izlediler.
“Sağlık çalışanlarımız bu yıl onur konuklarımız”
Bu yılki anma seyriyle ilgili açıklama yapan Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras, The Bodrum Cup Organizasyon Komitesi, bu yıl festivali yılın kahramanlarına adayarak, bir kez daha anlamlı hale getirmeyi başardı. Bu sene yarışmadık ancak 32 yıldır büyük bir coşkuyla, sevgiyle ve deniz aşkıyla yarışan şampiyonlarımızla bir günlük seyre çıktık ve bu seyri salgın sürecinin en büyük mücadelesini veren sağlık kahramanlarımıza adadık. Bir günlük festivali, bütün bir yılın kahramanlarına adamak, çok asil ve çok onurlu bir duruşun ifadesi. Bu nedenle Bodrum Cup organizasyon komitesine; deniz sevdalıları ve sağlık çalışanları adına yürekten teşekkür ediyorum. Tüm sağlık çalışanlarımıza da bu zor günlerde sergiledikleri insanüstü çabalar için sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Onların hakkını asla ödeyemeyiz. Bugün sağlık çalışanlarımız, Akdeniz’in en büyük festivalinin onur konukları” dedi.
“Meslektaşlarımıza teşekkürlerimizi sunuyoruz”
Bu yıl American Hospital The Bodrum Cup’ı dünyayı salgına karşı korumak için özveriyle çalışan tüm sağlık çalışanlarına adadıklarını aktaran Vehbi Koç Vakfı Sağlık Kuruluşları CEO’su Dr. Erhan Bulutcu, “Amerikan Hastanesi olarak, sporun iyileştirme üzerindeki etki ve önemini biliyor, ülke sporuna destek vermeyi üzerimize görev olarak görüyoruz. ‘American Hospital The Bodrum Cup’ ile bu desteği denizlere taşıyoruz. İnsanları bir araya getiren, omuz omuza mücadele ruhunu denizlere taşıyan yarışlardan bu yılki salgın nedeniyle uzak kaldık. Düzenlenen anma seyrinde tüm dünyayı etkisi altına alan pandeminin kahramanı sağlık çalışanlarını alkışladık. Amerikan Hastanesi ekibi olarak, biz de tüm meslektaşlarımıza en içten teşekkürlerimizi sunuyoruz” ifadelerini kullandı.
“Kahramanlarımızı saygıyla anıyorum”
The Bodrum Cup Onursal Başkanı Erman Aras ise, “Şüphesiz 32’nci yılımız tarihte unutulmazlar arasında yerini alacak. İnsanlık olarak ne yazık ki oldukça zor günlerden geçiyoruz. Bu olağanüstü günlerin en büyük mücadelesini veren sağlık çalışanlarımıza ne kadar teşekkür etsek az. Buradan bir kez daha bizler için hayatını feda eden kahramanlarımızı büyük bir minnet, saygı ve rahmetle anıyorum. Mücadelesi devam eden kahramanlarımıza ise sosyal mesafe kuralına özen göstererek destek vermeye çalışıyoruz. Bu kapsamda bu yıl yelken festivalini düzenlememe kararı aldık. The Bodrum Cup ailesi olarak bugüne kadar yatçılık ve denizcilik sektörünü ülkemizin hak ettiği seviyeye çıkarmak için çalıştık. Geldiğimiz noktada, milyonlarca kişiye ulaşan bir festivale dönüştük. Önümüzdeki yıl, aynı coşkuyla tekrar bir araya geleceğimizi ümit ediyorum” şeklinde konuştu.
“Bir yelken yarışından çok daha fazlası”
American Hospital The Bodrum Cup Organizasyon Komitesi Başkanı Süleyman Uysal, “Her zaman dediğimiz gibi; The Bodrum Cup bir yelken yarışından çok daha fazlası. Burada ezeli rakipler, ebedi dostlar buluşur; birlik ve dayanışma vardır… Maalesef 2020 yılı tüm dünya olarak olağanüstü günlerden geçtiğimiz bir yıl oluyor. Görünmez bir düşmanla olan mücadelemiz henüz bitmedi. Bu süreçte pek çok şey değişti hayatlarımızda. Sosyal mesafeyi benimsemek durumunda kaldık. Dolayısıyla, her yıl kapsamını daha da genişleterek, bir festivale dönüştürdüğümüz The Bodrum Cup’ı, bu sene katılımcılarımızın sağlığını ve gece gündüz bizler için çalışan sağlık çalışanlarını düşünerek iptal ettik. Ancak insanlığı korumak için hayatlarını tehlikeye atan o değerli insanlara olan minnetimizi bir nebze de olsa gösterebilmek için bu yılı sağlık kahramanlarına adamak istedik. The Bodrum Cup’ın 32’nci yılında, tüm şampiyonlarımızla birlikte kahramanlarımızı bir kez daha alkışladık. Bu güzel insanlara mücadeleleri için tekrar teşekkür ediyoruz” dedi.