Sağlık haberleri (07.06.2018)

KARIN AĞRISIDIR DEYİP GEÇMEYİN!

 Sinsi seyreden ve spesifik bir bulgusu olmayan mide kanseri ülkemizde en sık görülen kanserler arasında yer alıyor. Acıbadem Kayseri Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Karaman, mide kanserinin sinsi ilerlemesinin erken tanıyı güçleştirdiğine işaret ediyor. Karın ağrısı, halsizlik, şişkinlik gibi çok genel belirtiler birçok durumda görülebildiği için tanıda gecikmeler yaşanabiliyor.

Mide kanserinin nedeni tam olarak bilinmese de birçok olası etkenin yanında helicobacter pylori bakterisi de gösteriliyor. Dünya Sağlık Örgütü ağız yoluyla bulaşan h. pylori’yi kansere neden olan etkenler arasına almıştır. Bunun yanı sıra kalıtsal özellikler, beslenme alışkanlıkları da mide kanserinde önemli bir rol oynuyor. Ama bilinen bir gerçek var ki, mide kanseri sinsice ilerliyor, belirtileri ise başka hastalıkların belirtileriyle karıştırılabiliyor… Acıbadem Kayseri Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Karaman, mide kanserinin bazı hastalıkları taklit edebildiğini hatta bazen tek yakınmanın karın ağrısı olabildiğini belirtiyor. Bu nedenle tanıda gecikmemek için belirtilerin atlanmaması önem taşıyor.

 Sigara kullanımı riski 2 kat artırıyor

Özel bir belirtisi bulunmadığı ve sinsi ilerlediği için mide kanserinde bazı risk faktörlerine dikkat etmek gerekiyor. Risk faktörleri arasında; genetik özelliklerin yanı sıra çevresel etkenler ve kanser gelişimine neden olan bazı öncül hastalıkların etkili olduğu düşünülüyor. Sigara kullanımı da mide kanserinde risk unsurlarından birini oluşturuyor. Sigara içmeye genç yaşta başlayan ve uzun süreli ağır içici olanlarda mide kanserinin gelişme riskinin yaklaşık iki kat arttığı gözleniyor. Doç. Dr. Ahmet Karaman ayrıca bazı beslenme alışkanlıklarının da mide kanseri gelişiminde etken olabildiğini belirterek, “Özellikle fazla tuz tüketimi, gıda koruyucu katkılar, temiz olmayan içme suları, yüksek ısıda pişirilmiş etler, küflenmiş tahıllar, tohumlar, çekirdek tohumları ve yağda kızartılmış gıdalar, aşırı kırmızı et tüketiminin de mide kanseri riskini artırdığı için dikkatli olmak gerekiyor” diyor.

Belirtileri mide hastalıklarıyla karıştırmayın

Mide kanserinde erken tanı konulğunda 5 yıllık sağ kalım oranları yüzde 50’ye ulaşabilirken tanı geciktiğinde sağ kalım oranları da düşüyor. Ancak, özel bir belirtisinin olmamasının da tanının zorlaşmasına neden olduğunu hatırlatan Doç. Dr. Ahmet Karaman, “Gece uykudan uyandıracak şekilde midede ağrı ve hazımsızlık, sebebi bilinmeyen kilo kaybı, iştah azalması, erkenden doyma, demir eksikliği, yutma güçlüğü, kansızlık, bulantı ve kusma, dışkının siyah olması gibi belirtiler görüldüğünde uyanık olmak ve hekime başvurmak erken tanıya imkan sağlıyor. Bu belirtilerin tümörün bulunduğu yere göre değişiklik gösterebildiğinin de unutulmaması gerekiyor. Özellikle ailesinde mide kanseri hikayesi olanların bir şikayeti olmasa bile endoskopi yaptırarak mide kanseri ya da kansere neden olabilecek bazı mide hastalıkları açısından doktor kontrolüne girmeleri önem taşıyor” diyor.

Endoskopi, tanıda altın standart

Eğer mide kanseri şüphesi varsa altın standart tanı yöntemi olarak endoskopiden yararlanılıyor. İşlem sırasında mideden parça alınarak biyopsi yapılmasıyla kesin tanı konuluyor. Günümüzdeki gelişmiş endoskopi teknikleriyle, kanser eğer erken fark edilmiş ve mide duvarının derin kısımlarına inmemişse tümör dokusunu tamamen endoskopi ile çıkartmak mümkün olabiliyor. Daha ileri evre kanserlerde cerrahi, kemoterapi ve radyoterapi tedavide kullanılan başlıca yöntemler olarak sıralanıyor.

Korunmak için bunlara dikkat edin…

  • Fazla kilo almaktan kaçının.
  • Diyetinizin sebze ve meyveden zengin ve az karbonhidrat içeren besinlerden oluşmasına dikkat edin.
  • Tuzlu, yağlı, asitli, tütsülenmiş, beklemiş ve hazır gıdalardan uzak durun.
  • Kesinlikle sigara ve alkol kullanmayın.
  • Ailenizde mide kanseri öyküsü varsa, düzenli aralıklarla muayenelerinizi ve Helicobacter Pylori testini yaptırın.
  • Beslenmede C vitamini ve kalsiyumdan zengin gıdalara ağırlık verin.
  • Taze sebze meyve tüketmeye özen gösterin.

Sarıoğlan’da İkinci Acil Sağlık Hizmetleri İstasyonu Açıldı

İl Sağlık Müdürlüğüne bağlı Sarıoğlan 2 No’luAcil Sağlık Hizmetleri İstasyon açılışı Kayseri Milletvekili İsmail Emrah Karayel,  Hülya Nergis, Sarıoğlan Belediye Başkanı, İl Sağlık Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Ali Ramazan Benli, Sağlık Hizmetleri Başkanı Uz. Dr. Ahmet Ceylan, Başkan Yardımcısı Dr. Özlem Ulutabanca, İlçe Devlet Hastanesi Başhekimi Uz. Dr. Seher Mercan, sağlık yöneticileri ve sağlık çalışanlarının katılımı gerçekleştirildi.

Törende açılış konuşmasını yapan İl Sağlık Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Ali Ramazan Benli yaralı ve acil hastalara ilk müdahalenin öneminden bahsederek ilçenin sağlıkla ilgili bölgedeki stratejik konumuna değindi. Acil Sağlık hizmetlerini daha iyi sunulması adına açılan istasyonunun hayırlara vesile olmasını dileyerek kazasız, belasız afetsiz günler diledi.

Sarıoğlan Belediye Başkanı ise her şeyin başı sağlık diyerek 112 acil sağlık hizmetlerinin daha etkin sunulması adına ilçeye ikinci bir istasyon açılmasına vesile olan ve emeği geçen herkese teşekkür etti.

Daha sonra söz alan Kayseri Milletvekili Hülya Nergis, Sarıoğlan ilçesine böyle bir hizmetin sunulmasından duyduğu memnuniyeti dile getirerek hem komşu ilçeye destek vermesi hem de yaz aylarında ilçede nüfusun artması sebebi ile buraya ikinci bir acil sağlık hizmetleri istasyonu açılmasının öneminden bahsederek hayırlı olsun dileklerinde bulundu.

Ardından Kayseri Milletvekili İsmail Emrah Karayel ise “Bu gün burada bir açılış yaparken aslında yakın bir zamanda Türkiye’nin en büyük ve en modern hastanesinin açılışını yaptık. Bundan sonrada ambulans sayılarını arttırarak ihtiyaç olan ilçelerimizde de gerekli sağlık yatırımlarını hayata geçireceğiz” diyerek özellikle sağlık ve eğitime verdikleri öneme vurgu yaptı.

Açılış töreni, konuşmalarının ardından kurdela kesilmesi ve hayırlı olsun temennileri ile son buldu. Açılış programından sonra Sarıoğlan Belediyesi tarafından organize edilen iftar yemeğine geçildi.

ÇOCUĞUMUN YÜZÜ ÇOK KIZARDI…5. HASTALIK OLABİLİR Mİ?

5 – 15 yaş arası çocuklarda bu mevsimde sık görülen 5. Hastalığa dikkat çeken Türkiye İş Bankası iştiraki Bayındır Kavaklıdere Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölüm Başkanı Uzm. Dr. Nevin Aykol çocuklarda görülen hastalığın belirtileri ile ilgili açıklamalarda bulundu.

Halk arasında “Bahar Hastalığı” olarak bilinen 5. Hastalık, Parvovirus B19 virüsünün sebep olduğu, sıklıkla da 5-15 yaş arası okul çocuklarında görülen döküntülü bir hastalıktır. 5. Hastalık denilmesinin nedeni ise döküntülü hastalıklar grubunda kızamık, kızıl, kızamıkçık ve Filatov-Dukes hastalıklarından sonra 5.sırada tanımlanmış olmasındandır.

Hastalık solunum yolundan damlacık enfeksiyonu şeklinde bulaşıyor, bulaşıktan 4-28 günlük bir süre sonunda ise hafif ateş, baş ağrısı, hafif üst solunum yolu enfeksiyonu belirtileri görülüyor. Karakteristik olarak ise her 2 yanakta tokat atılmış gibi kızarıklık, aynı anda veya daha sonra gövdede seyrek pembe döküntüler, en son kol ve bacakların daha çok üst-dış kısımlarında yoğunlaşan döküntüler hastalığın belirtilerindendir.

İyileşme döneminde, döküntüler merkezden itibaren solduğundan, adeta bir dantel görünümü alır. El ayası ve ayak tabanında döküntü olmaz. Hafif kaşıntı olabilir, güneş ısısı ve sıcak banyo sonrası döküntüde ve kaşıntıda artış olabilir. 1-3 haftada kendiliğinden iyileşen bir hastalıktır.

Uzm. Dr. Nevin Aykol 5. Hastalığa yakalanan çocuklar için de çok basit ama önemli kuralların olduğunun altını çizdi ve konu ile ilgili ve şu uyarılarda bulundu:

  • Hastalığa yakalanan çocukları sıcaklardan koruyun.
  • Gereksiz antibiyotik kullanımından kaçının.