Sağanak zamlar (Köşe yazısı)

Mustafa TEMİZER                                                                                                

ZAMLAR SAĞANAK SAĞANAK!  KİMLER KİMLERLE ORTAK!

Tüm uyarılara rağmen ülke adım adım ekonomik krize doğru itildi. Vatandaşın üzerine sağanak sağanak zamlar yağmaya başladı. Vatandaşların feryatları yeri göğü inletiyor ama yöneticiler hiç üzerine alınmıyor.

Yetkili ama hiçbir sorumluluğu üzerine almayan yöneticilerin, sorumlu ve suçluları hazır. Onlara göre kendileri yetkili ama ülkede meydana gelen tüm olumsuzlukların sorumlusu ve suçlusu ya pkk, ya fetö ya da dış güçler! Yöneticiler her şeyi yapmaya yetkili ama sonuçlarından sorumlu değil! Sorumlular belli; pkk, fetö, dış güçler!

Dünyada meydana gelen ekonomik daralma ve Ukranya- Rusya arasında çıkan savaş da olunca yöneticilerin hiçbir sorumluluğu kalmadı. Yaşanan tüm sıkıntıların sebebi de sorumlusu da belli oldu. Pkk, fetö, dış güçler ve savaş.

Ülkeyi yöneten ve yönetmeye talip olanlara soruyoruz.

Devletin tüm imkanlarını seferber ederek fetö’nün her isteğini yerine getirip fetö’yü föte yapan kimler? Meclis araştırmasına neden izin verilmiyor?

Siyası ayağı kesilmeyen bir terör örgütünün bitirilemeyeceği bilindiği halde neden “Dağdan inin, düz ovada siyaset yapın.” dendi? Neden PKK’ya siyasi kimlik kazandırıldı? Neden kendi düşmanımızı kendimiz besleriz dercesine meclise sokulup devlet desteği sağlandı?

PKK ve FETÖ’ye sağlanan imkanlar kimin isteğiyle sağlandı?

İstiklal be bağımsızlığımızın teminatı olarak kurulan fabrikaların özelleştirme adı altında birer birer kapatılması, yanlış tarım ve hayvancılık politikaları ile ülkeyi dışa bağımlı hale getirmek kimin politikasıydı?

Ülkede pkk, fetö ve dış güçlerin istekleri oluyorsa ülkeyi kim yönetmiş olur?

Ülkede yaşanan tüm olumsuzlukların sorumlusu olarak pkk, fetö, ve dış güçleri göstermek ülkeyi onların yönettiğini kabul etmek anlamına gelmez mi?

Siyaset ülke meselelerine çözüm bulma ilim ve sanatı değil mi? Neden çözüm bulamıyorsunuz?

Siyasetçi günü kurtarmayı değil 50 yıl, 100 yıl sonrasını hesap etmeli değil mi? Ona göre plan yapması gerekmez mi? Yaşanan olumsuzluklara karşı neden önceden tedbir almadınız?

İnsanı ve devleti yaşatmanın temel şartı adalet değil mi? Neden ülkede adaleti sağlamıyorsunuz?

Dünyada en çok devlet ihalesi alan şirketler sıralamasında Türkiye birinci sırada. Devletin tüm imkanlarını neden belli grup ve çevrelerin eline bırakıyorsunuz? Devletin imkanlarından vatandaşlar neden eşit olarak yararlanmıyor?

Sağanak halinde yağan zamlar vatandaşları inim inim inletirken birilerinin üçer, beşer yerden maaş alarak sefa sürmelerinin manası nedir?

İçişleri Bakanı’nın bu ülkede mafyadan aylık on bin dolar para alan siyasetçi var dediği halde ismini açıklamamasının, savcı ve hakimlerin harekete geçmemesinin manası nedir?

Elektrik, doğalgaz, benzin, motorin… yapılan zamlardan sonra sözde indirim düşünülürken; şirketlerin karından değil devlete ödenen vergi üzerinden indirimin yapılmasının manası nedir?

İndirim diye ifade edilen azalan vergileri vatandaş ödemeyecek mi?

Belli şirketlerin milyonlarca vergileri affedilirken devletin tüm yükünü işçi, memur, esnaf ve dar gelirliye yüklemenin manası nedir?

Belli şirketlerin ve çevrelerin yetkililer tarafından korunuyor ve besleniyor olması Kimlerin, kimlerle ortak olduğunu düşündürüyor?…..

Siyaset çözüm bulma ilim ve sanatı olduğu halde ülke meselelerine çözüm bulunamıyor, dış güçlerin projeleri doğrultusunda hareket ediliyor, milletin varlık ve bekası tehdit ve tehlike altına giriyorsa, ekonomi başta olmak üzere milletin sırtındaki yük her geçen gün artıyorsa; iki ihtimal var.

Bizi, bizden birileri yönetiyor zannediyoruz ama bizi, biz yönetmiyoruz. Uyguladıkları siyasi, ekonomik …  politikalarla dış güçlerin projelerine hizmet eden içimizden ama bizden olmayan, şahsi menfaatlerini dış güçlerin menfaatleriyle bir tutan birileri tarafından yönetiliyoruz.

Yöneticiler, gerçek manada siyasetçi ve devlet adamı değil… Siyasetin çözüm bulma ilim ve sanatı olduğunu bilmiyor.  Çözüm için şart olan milli birliği sağlayacak, dış güçlerin saldırılarına karşı alternatif politika ve projeler üretecek, ülke meselelerine çözüm bulabilecek bilgi birikimi, ehliyet ve liyakate sahip değil.

Birbirinden farkı olmayan siyasiler milleti ayrıştırıp kutuplaştırıyor. Koltuklarını korumak ve yeni koltuklar elde etmek için sorgusuz sualsiz destek istiyor. Oy alabilmek için yapılacak her şeyi mübah görüyor.

Vatandaş olarak yapacağımız iki şey var.

İktidar ve muhalefetin isteği doğrultusunda mevcut şartlara, mevcut iktidar ve muhalefet anlayışına mahkum olacağız. Milli birlikten uzaklaşıp birbirimize düşman hale geleceğiz. Düşmanın milleti bölüp parçalamasına yardımcı olacağız.

Gerçekleri görüp mevcut şartlara ve siyasi anlayışa razı olmayacağız. Ülkemiz, bölgemiz ve dünya meselelerine vakıf, liyakatli, ehliyetli milli kadroların öncülüğünde milli birliği sağlayacağız “Yeniden Milli Mücadele” ruhuyla hep birlikte milletimizi ve ülkemizi olması gereken noktaya taşıyacağız.

Milletimizin uyanacağına, gerçekleri göreceğine, yanlışta ısrar etmeyeceğine,  mevcut siyasilerin ısrarla ayrıştırmak istemesine rağmen iki yanlıştan birini tercih etmeyeceğine, milli kadrolar öncülüğünde milli birliği sağlayacağına ” Yeniden Milli Mücadele” ruhuyla hareket edeceğine, ülkemizin “Muhteşem Türkiye” olacağına inanıyoruz.

Unutmayalım ki “ İştirak etmediğimiz, çilesini çekmediğimiz bir kurtuluş mümkün değildir.” Milletimizin ve yöneticilerimizin uyanması basiretle hareket etmesi (Yanılmadan gerçekleri görebilmesi, gelecekle ilgili sezgi, uyanıklık, anlayış, kavrayış ve vizyon sahibi olması) dilek temenni ve duasıyla…