Ruh Sağlığı Sempozyumu ve pandemide iyilik, yardımlaşma ve dayanışma duyguları

Türkiye’nin Ruh Sağlığı Uzmanları “Moodist Ruh Sağlığı Sempozyumu”nda  Bir Araya Geliyor!

2-3-4 Nisan’da online olarak düzenlenecek Ruh Sağlığı Sempozyumu, ruh sağlığı alanında çalışanlara klinik uygulamalarına destek verecek konuları ele alıyor. 40’dan fazla konuşmacının yer alacağı sempozyumda ruh sağlığı ile alakalı birçok konuyu ön plana çıkarıyor. Ruh Sağlığı hizmetlerini multidisipliner bir bakış açısıyla ele almak üzere düzenlenen sempozyum, toplum ruh sağlığını korumak, ruh sağlığı uygulamalarını iyileştirmek, geliştirmek, alanda çalışanlara destek olmak, ruh sağlığı konusunda farkındalık yaratmak, fikir ve deneyimleri paylaşmak ve yeni fikirler geliştirmek amaçlanıyor.

Türkiye’de Ruh Sağlığı denilince akla gelen isimlerin konuşmacı olduğu sempozyumda:

•Amerikan Psikiyatri Birliği Seçkin Üyeliği bulunan Amerikan Hastanesi Psikiyatri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bedirhan Üstün
•Moodist Hastanesi Tıbbi Direktörü Prof. Dr. Kültegin Ögel
•Yeşilay Genel Başkanı Prof. Dr. Mücahit ÖZTÜRK
•Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Eyüp Sabri Ercan
•Şema Terapi Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Gonca Soygüt Pekak
•Bilişsel Davranışçı Psikoterapiler Derneği Başkanı M. Hakan Türkçapar
•Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi  Prof. Dr. Mehmet Eskin
•Yeşilay Genel Başkanı Prof. Dr. Mücahit ÖZTÜRK
•İstanbul Kültür Üniversitesi Psikoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Önder Kavakçı
•Türkiye Psikiyatri Derneği Onur Kurulu Üyesi Prof. Dr. Peykan Gökalp
•Bilişsel Davranışçı Psikoterapiler Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Selçuk Aslan
•Bipolar Bozukluklar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Sibel Çakır
•Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gülsüm ANÇEL gibi isimleri ile birlikte toplam 44 konuşmacı katılım sağlayacak.

Dünyada ve Türkiye’de Ruh Sağlığında Genel Trendler, ‘Türkiye’de ve Dünyada İyileşme: Anlam, Umut Ve Kimlik Üçlemesi, Farkındalık (Mindfulness) Ögelerinin Psikoterapide Kullanımı, Çocuklarda İrritabilite – Nedenleri ve Tedavisi, Erken Dönem Travmaya Nasıl Müdahale Edilmeli?, Bipolar Bozukluğu Tanımak gibi ruh sağlığı ile ilgili birçok konunun işleneceği sempozyuma tüm ruh sağlığı çalışanları ve alan öğrencileri bekleniyor.

Pandemi ile unuttuğumuz duyguları, iyilik, yardımlaşma ve dayanışma duygularını hatırladık.

‘’KORONAVİRÜS SÜRECİ İNSANLIĞA ÖNEMLİ KAZANIMLAR DA GETİRDİ’’

Otonomi Dergisi’nin Ocak-Şubat sayısına konuk olan Uzman Psikolog Melek Abca, pandemi sürecinin getirdiği psikolojik etkiler ile ilgili önemli açıklamalar yaptı.

 Tüm dünyada yaşanan Koronavirüs sürecinin bireylerde çok büyük değişiklikler meydana getirdiğini anlatan Memorial Ankara Hastanesi’nin başarılı doktorlarından Uzm. Psikolog Melek Abca, kısıtlamalarla birlikte kendini izole etmenin yalnızlık gibi görüldüğünü ancak bu sürecin çok farklı kazanımları da beraberinde getirdiğini ifade etti.

Unutulan değerlerin bu dönemde yeniden hatırlandığını kaydeden Abca,” Birçok kişi bu sürecin geçmesini beklerken, belirsizliğe karşı korku, kaygı, panik atak gibi duygularını ve semptomlarını patolojik boyutta yaşarken, birçok kişi de bu süreçte kendilerinden kaçmayı bırakıp kendileriyle, bağımlılıklarıyla, kaygılarıyla yüzleşmeyi ve çözüm bulmayı seçti. Kendisi hakkında, ilişkileri hakkında, içinde bulunduğu dünya hakkında düşünmek ve fark etmek için zaman buldu. Karşılaştığı tehlikeyi kayıplara değil fırsatlara çevirdi. “An” da yaşamayı öğrenmek, ertelemeyi bırakmak, çözüm bekleyen meseleleri halletmek, kendilerini geliştirmek gibi… Unutulan değerleri yeniden hatırladık…”dedi.

“Birlik ve dayanışma duyguları ile öğrendiğimiz hijyen tutumlarını sürdürebilirsek geleceğe daha büyük katkılarda bulunabileceğiz.”

Bu sürecin insanları tekrar dayanışma, birlik ve beraberlik duygularına götürdüğünü belirten Abca, bununla birlikte psikolojik takılmalar olarak adlandırdığı depresyonların da arttığını belirterek şunları anlattı:

 ”Şu an yaşanan depresyon uzun yolda giderken arabayı cebe çekip beklemek gibi. Şu an cebe çekildik; yolculuk devam ederken kısa süreli bir mola… Orada araba dinleniyor, biz biraz uyuyoruz, yemek yiyoruz, sonra yola tekrar devam edeceğiz. Tabii ki bunlar bu sürecin tamamlanması için gerekli olan şeyler, sağlıklı bir süreç yaşıyoruz. Şu an öfke, pazarlık ve depresyon arasında gidip geliyoruz. Bunun sonucunda elbette kabullenme gelecek. Yavaşça bu aşamaya doğru geçiyoruz. Evet, bu virüs var, dünyayı, ekolojik  dengeyi yerine getirmek için var, kabul ediyoruz; şimdi ne yapmamız gerektiği kısmına geçeceğiz. Artık günlük yaşama adapte olmaya ihtiyacımız var. Kovid’in bize kazandırdığı davranışları, o birlik ve dayanışmayı, duyarlılığı, hijyen tutumlarını sürdürebilmemiz lazım… Çünkü bunları öğrenmemiz gerekiyordu, öğrendik. Eğer sürdürebilirsek geleceğe daha büyük katkılarda bulunabileceğiz.”

Özel yaşam ile profesyonel yaşam arasında denge sağlanmalı

Pandemi ile birlikte yaygınlaşan uzaktan çalışma durumunun etkilerine de değinen Abca, dikkat edilmesi gereken hususları anlattı:

“Bu durum hem uyku düzenimizi hem yeme düzenimizi değiştirdi, dengelerimiz bozuldu. Özel yaşam ile profesyonel yaşam arasındaki denge bozuldu, özel yaşam mahremiyetimiz kalmadı. İş görüşmeleri evlerden yapılıyor, ev bizim özel alanımızdır. Bu tabii ki zorunlu bir şey… Ama eğer mümkünse evin her alanında bilgisayar ile gezmek yerine tek bir yeri düzenleyip orayı iş enerjisine çevirmek, diğer alanları kişisel alanımız olarak tutmak daha doğru olacaktır. Burada mesai anlayışının olmaması da büyük sıkıntı…  Sürekli tetikte yaşıyor insanlar. Normalde iş enerjisinden çıkıp eve gelirsiniz. Ama burada işverenlere de büyük iş düşüyor, çalışanlarının psikolojik sağlığını korumak için gerekirse online eğitimler, motivasyon paylaşımları yapılması gerekiyor. Motivasyon olmadıkça çalışmadan verim alamazsınız. Eğer acil bir şey yoksa mesai saatinden sonra iş verilmemesi gerekiyor. Bunun aksi olduğunda uyku düzeni bile kalmıyor. Eşinizle, çocuklarınızla özel alanınız, yemek düzeniniz kalmıyor. Bir de bu süreçte evdeyken ev kıyafetlerini giyip, hatta uyku kıyafetleriyle tüm günü geçiren kişiler var. Beyin öyle bir şey ki her duruma adapte oluyor. Mesela omuzlar düşük durmaya başlarsanız beyin bunu depresif algılıyor. Ama daha dik duruşlu olursanız beyin onu daha sağlıklı olarak algılıyor ve mutluluk hormonu salgılamaya başlıyor. Evdeyken de öyle, yataktan kalktığımız an sanki güncel yaşam başlıyormuş gibi hazırlanmamız gerekiyor.