Reklamların karnesi (Köşe yazısı 27.10.2015 Kayseri Star Haber Gazetesi)

DAVUT GÜLEÇ
GAZETECİ-HİSF KAYSERİ TEMSİLCİSİ
davutgulec@hotmail.com

Yıllardır halkın içinde olan bir gazeteci olarak, bende, ister panolardaki, ister, televizyonlardaki, ister gazetelerdeki, ister billboardlarda, isterse el ilanı ve broşürlerdeki reklamları abartılı buluyor, çeşitli nedenlerle eleştiriyorum.
Çoğu zaman insanlar ekmeğin fiyatını pahalı bulurken, temel gıda maddeleri fiyatlarındaki artışa dikkat çekerken, reklamlarda insanların alamadıkları ile reklam yapılmasını hazmedemiyor. Bir ara bu konu RTÜK’e yapılan şikayetler ile de gündeme gelmişti.
Yapılan bir araştırmada, tüketiciler en çok reklamların yanıltıcı bilgi içermesinden ve kadının cinsel obje olarak kullanılmasından rahatsız olduğunu ortaya çıkardı.
Türkiye’de reklam ahlakı, ilk defa derinlemesine bir araştırma ile kapsamlı şekilde ele alındı. Araştırmaya 1301 kişi katıldı.
Araştırmaya göre tüketiciler reklamları ahlaki açıdan sorunlu buluyor. En güvenilmeyen reklam alanı “sosyal medya.” Reklamlarda kadınların cinsel bir obje olarak kullanılması ve içerikte yanıltıcı bilgilere yer verilmesi en rahatsız edici unsur.
Türkiye İktisadi Girişim ve İş Ahlakı Derneği (İGİAD) ve İLKE İlim Kültür Eğitim Derneği’nin 2014 yılında başlattıkları “Türkiye’de Reklam Ahlakı” adlı projenin sonuçları “Türkiye’de Reklam Ahlakı: Sorunlar ve Çözüm Önerileri” adlı bir kitapta toplandı ve Türkiye’de reklamların ahlak karnesi açıklandı.
Afyon Kocatepe Üniversitesi’nden Prof. Dr. Şuayıp Özdemir ve Yrd. Doç. Dr. Fikret Yaman’ın yürüttüğü projede Türkiye’de reklam ahlakı ilk defa derinlemesine ele alındı. Yaklaşık bir sene süren proje boyunca literatür taramaları, anket çalışmaları, mülakatlar, ayrıntılı gözlem ve belge incelemeler yapıldı.
İGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Karahan, Ahlaki olmayan bir işi meşru kabul etmeyerek piyasa şartlarını yeniden sorguladıklarına dikkat çekti.
“Üretme, tüketme ve kar etme” üzerine kurulu iktisadi sistemin etkilerinin açık bir şekilde reklamcılık sektöründe de görüldüğünü belirterek “Reklamlar ürünlerin tanıtımından öte çoğunlukla tüketicilerin beğenilerini, hayat tarzlarını ve tercihlerini yönlendirmeye yönelik araçlar olarak kullanılmaktadır. Sosyal medyanın gelişmesiyle birlikte reklamların etki alanı da genişledi. Reklamlar artık sadece televizyon, radyo, gazete gibi medya araçlarında değil, baktığımız her yerde karşımıza çıkmakta ve bizlere sandığımızdan daha fazla tesir etmektedir. Dolayısıyla, hem toplumsal etkileri hem de iş dünyasındaki konumu itibari ile reklamcılık sektörü ve reklamlar ahlaki açıdan analiz edilmeye ve tekrardan düşünülmeye muhtaçtır” dedi.
Afyon Kocatepe Üniversitesi İİBF İşletme Bölüm Başkanı Prof. Dr. Şuayıp Özdemir; aşırı kazanma hırsı, rekabet, denetim eksikliği, tüketicilerin tepkisizliği gibi hususların Türkiye’deki reklamları, ahlaki açıdan sorunlu hale getirdiğine değindi şöyle devam etti.
“Araştırmamız, reklam ve ahlakın bir arada olup olmadığına dair önemli tespitler sunuyor. Yaptığımız çalışmanın sonuçlarına göre tüketiciler reklamlarda en çok yanıltıcı bilgi kullanımından; ikinci olarak kadının cinsel obje olarak kullanımından ve üçüncü olarak da erkeğin cinsel obje olarak kullanımından rahatsızlar. Yaptığımız çalışmada, reklam içeriğinden en çok sorumlu olan tarafın “reklam ajansının kendisi”, ikinci sırayı ise “reklamı yayınlayan medya kuruluşunun” aldı.
Araştırmanın “Reklamlar hakkındaki tutumlara ilişkin” bölümü ise dikkat çekici.
Tüketiciler “reklamların zaman ve yer olarak fazlalığına” dair tutumları ilk sırada.
“Reklamın yönlendirici bulunmasına” yönelik tutumları ise arkasında.
“Reklamların güvenilir olduğuna” ilişkin tutumda sonda.
Kitapta, araştırmaya dair çeşitli tespitler yapılarak şimdi ki durum hakkında; reklam verenler, reklam ajansları, medya, tüketici, meslek örgütleri ve sivil toplum kuruluşları ve kamu kurumları için geliştirdikleri çözüm önerilerine de yer verildi.
Eminim, yaratıcı reklamlar bir yana, aldatıcı reklamlar kanıma dokunuyor.
Bu reklamlar içinde sonu ‘a, e, ye’ ile yani ‘10’a, 20’ye, 50’ye, 70’e varan indirim’ gibi reklamlar.
Bu reklamları görüp girenlerin hayal kırıklıkları ortada. ‘Son katta, köşede.’
İyi de ortada Tüketici kanunu var. Bunu uygulayacak olan koltuk sevdalıları nerede?
Onlar sanırım hep koltukları için parti çalışmasında.