Psikolog Tuğba Ayzet; Kırmızı oda dizisi ile gerçek psikoterapi odayı karşılaştırdı

Kırmızı oda, Tv8’de yayınlan, bir psikiyatri kliniği içinde gerçekleşen olayları ele alan bir dizi.

Başrolde bir ruh sağlığı uzmanı (psikiyatrist) yer aldığı için diziyi kendimce ele almak ve gerçek psikoterapi odası ile dizideki terapi odasında yaşananlar arasındaki farkı yine kendime göre(ve kendi terapi odama göre) anlatmak istedim.

Ruh sağlığı alanında birçok ön yargıyı kırma potansiyeline sahip olma özelliği açısından dizinin çok başarılı olduğunu düşünüyorum. Ancak gerçek psikoterapi seansları ile karşılaştırıldığında bilinmesi gereken birçok şey olduğu da bir gerçek. Bunlardan birkaç tanesini sizinle paylaşmak isterim.

Gerçek psikoterapi seanslarında seans içerisinde çay, kahve gibi içecekler tüketilmez, poğaça gibi yiyecekler ikram edilmez. Yani güne gelinmiş gibi bir atmosfer yaratılmaz.

Gerçek psikoterapi seanslarında psikolog veya psikiyatr bilir kişi konumundadır. Güzin abla gibi sadece sorun dinleyen ve geri bildirim cümleleri kuran biri değildir. Seansın içerinde her terapistin eğitimini aldığı (alması gerektiği) ve kendine özgü olarak kullandığı bir “teknik” vardır. Gerek konuşarak gerek uygulamalı yöntemlerle bireyin sorunu çalışılır ve bir sonuca bağlanır.

Dizide bireylerin seansa gelene kadar sorunlarını hiç anlatmamış, daha önce birey, sorundan kimseye bahsetmemiş gibi yansıtılıyor. Böyle de olabilir tabi ki ancak çoğunlukla seansa gelen bireyler daha önce sorunlarını birilerine açmış ve çözüm bulamadıkları için psikolojik destek almaya karar vermişlerdir.

Uygun bir psikoterapi odasının rengi herhangi bir duygu uyandırmayacak şekilde seçilmelidir. Özellikle bu konuda kırmızı renk kaçınılması gereken renklerdendir. Daha nötr, daha sakin hissettirecek renkler seçilir.

Terapi odası çok kalabalık olmamalıdır. Dikkat dağıtıcı eşyalardan kaçınılmalıdır. Terapistin tuttuğu notlar danışan tarafından görülmemelidir.

Terapi odasında en önemli esas gizliliktir. Seans aralarında terapist meslektaşları ile danışanlarının özel bilgilerini paylaşmaz. Seansta olan biteni kimseye anlatmaz. Dizide ise maalesef seans aralarında danışanın yaşadığı özel sorunların meslektaşları ile paylaşıldığını görüyoruz.

Tabi ki bu bir dizi projesi olduğu için daha fazla izlenilmesi adına gerçeklikle bir miktar oynanmış olması muhtemeldir. Amacım diziyi karalamak asla değildir, bilhassa ekranlarda ruh sağlığı hizmetine teşviki artıracak böyle projeler olması ve “deli doktoru” etiketinden bir nebze de olsa uzaklaştıran böyle yapıtlar olması umut vadedici.

Yalnızca bir psikolog veya psikiyatra başvurmayı düşünen bireyler için bilgilendirici olması, kaynak teşkil etmesi açısından değinilmesi gerektiğini düşündüğüm konulara yer vermeye çalıştım. Hepimize sağlıklı günler..