Psikiyatrist İsmail Gökşen: Siyasiler üsluplarında birleştirici, kucaklayıcı olmalı

Kayserili Psikiyatri Uzmanı Dr. İsmail Gökşen, son 2 yılda Dünyada ve Türkiye’de etkili olan koronavirüs kaynaklı sorunlara dikkat çekerek, hem siyasileri üslupları hem de aileleri sanal yaşam konusunda uyardı. ‘Siyasiler üsluplarında birleştirici, kucaklayıcı olmalı’ diyen Gökşen ailelere de ‘Sanal yaşam sosyal yaşam değil, maskeli yaşam’ diyerek uyarıda bulundu.

Psikiyatri uzmanı Dr. İsmail Gökşen’in uyarı ve sözleri şöyle.

Korona gerilim yarattı

Son 2 yıldır Dünyada ve Türkiye’de koronanın sonuçlarına bağlı olarak oluşan endişe, kaygı ve buna benzer depresyona eğilim gibi durumlar bir gerilim yarattı. Bu gerilimi azaltmak için siyasilere çok büyük görev düşmekte. Üsluplarına dikkat ederek, yumuşak daha kucaklayıcı, daha birleştirici olan duygu ve düşüncelerini ifade etmeli. Siyasiler böylece üsluplarına dikkat ederek gerilimi azaltan bu söylemlerine dikkat ederek daha sorumlu davranmalıdır.

Siyasiler üsluplarında halkı sakinleştirici olmalı

Ülkemiz içinde, bu korona döneminde insanlarımızın sosyal medyaya yönelmesi ve bu sosyal medyadaki olumsuzluklar mutsuzlukları getirip, şu an yaşadığımız bazı olumsuzluklar sanal durumlar gerçekmiş gibi algılandığından bu da mutsuzluğa götürmektedir. Koronanın ülkemiz ve insanlığın getirdiği büyük bir sıkıntı var. Bu sıkıntı içindede özellikle halktan bir çok insanları görüyoruz ki, zaman zaman gündemin içinde, bazen gergin, huzursuz, sıkıntılı durumlarını biraz daha abartı olarak anlatmaya çalışıyor. Bu işe siyasilerde adeta körüklüyormuş gibi bir durum oluyor. Üsluplarının daha sağlıklı ve halkı sakinleştirici yönü olan konuşmaları, tavsiyeleri, bu konudaki tutum ve davranışlarını çok iyi ve daha iyi ayarlamaları lazım.

Artık koronanın önünde olmalıyız

Artık bu koronanında önünde olmamız lazım. Bunun önüne geçmek içinde toplumsal ve bireysel olarak güçlü olmak gerekir. Sanki korona ile birlikte depresyon var. Depresyondan çok biraz eğilim olduğunu zannediyorum. Tepkiler alınırsa bu zannada ulaşılmış olur. Halk arasında klinik depresyon var. Belli çizgilerden sonra depresyon başlıyor. Biraz gerilim, sıkıntı, huzursuzluk ya da kendini iyi hissetmeme gibi durumlar hemen bir ağır hastalık niteliğinde algılamasıda bu işi körükleyebilir. Aslında böyle bir şey yok.

Sanal yaşam maskeli yaşam

Endişe, kaygı artınca tabi aile içi şiddette artmış olur. Sanal yaşam maskeli yaşam olduğu için özellikle bu korona süreci içerisinde ailelerin birbirini daha sıkı ve birbirlerine bağlı olmaları gerekir. Sıkıntılı süreçler tabi geçici süreçlerdir. Böyle zamanlarda ümitli, iyimser ve mutlu olmak, gelecek için iyi olan zihni hareketleri daha iyi hale getirdiği için bundan dolayı ümitli olmak gerekir.

Kısıtlamalar, ruhsal, psikolojik durumlara sebep oluyor

Sanal yaşamın dışında gerçek yaşama dönerek özellikle çekilen ekonomik sıkıntılar ergeç geçicidir. Ancak bunlarında telafisi için kendinize zaman ayırmış olmanız, bu kısıtlamalar, kapanış-açılışlar gerek duygusal gerekse ruhsal, psikolojik olarak bir takım durumlara sebep oluyor. Bunların geçici olduğunu bilelim. Tüm bu süreçlerle birlikte aileler birbirine sarılmalı. Ekonomik sıkıntılar geçici. Geleceğe ümitle bakıp geleceklerini karartmadan- çünkü kara gün kararmaz. Bunların geçici olduğunu zihnimize, beynimize yerleştirmemiz lazım.

Almanya-Afrika mutluluk-mutsuzluk örneği

Almanya ve Afrika’da yapılan araştırmalar sonucunda 10 sene önce birbirine eşit olduğu görüldü. Ancak bir 10 sene sonra özellikle Afrika’daki ülkenin mutsuz ama Almanya’daki ülkenin bu mutluluk sürecinin devam ettiği görüldü. Özellikle bu internet ortamında olan olumsuzluklar Afrika’da olan o ülkenin insanlarını etkilediğini, Almanya’da olan o gelişmeleri, insanlar kendi mutlulukları için karşıladığından orada mutluluk devam ederken, bu mutsuzluk ortaya çıktı.