Politik haberler ve seçim….

Cumhurbaşkanı “Seçimlerin 24 Haziran 2018, Pazar günü yapılmasına karar verdik”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi kabulünün ardından, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde bir basın toplantısı düzenledi.

MHP Genel Başkanı Bahçeli ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP Genel Başkanı ile daha önce de çeşitli defalar bir araya geldiklerini, Türkiye ile ilgili iç ve dış gelişmeler üzerinde görüş alışverişinde bulunduklarını hatırlattı.

Bugünkü görüşmelerinde de geniş bir yelpazede istişare ettiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin dün Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde partisinin grup toplantısı konuşmasında ifade ettiği milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin erkene alınmasıyla ilgili teklifini de değerlendirdiklerini söyledi.

15 Temmuz darbe girişiminin başarısızlığa uğratılmasının, birçok alanda olduğu gibi siyasette de yeni bir dönemin miladı olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin darbe gecesi gösterdiği kahramanlığın asla unutulmayacağını belirtti ve “Ardından 29 gece boyunca tutulan demokrasi nöbetleri milletimizin istiklaline ve istikbaline sahip çıkma iradesinin bir sembolü olmuştur” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 7 Ağustos 2016 tarihinde Yenikapı’da yaptıkları ve milyonlarca vatandaşın katıldığı mitingin ise, milletin siyasetçilere çok açık ve net bir mesaj verdiğini belirterek, “Nitekim 16 Nisan halk oylamasına giden süreçte milletimizin önümüzde açtığı işte bu yol da ortaya çıkmıştır” dedi.

Cumhurbaşkanı olarak hem kendisinin hem AK Parti’nin uzun zamandır dile getirdiği yönetim sistemi değişikliğini, MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin ön açması ve desteğiyle 16 Nisan’da hayata geçirme imkânı bulduklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerçekleştirilen anayasa değişikliğinin, Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’yle ilgili hükümlerinin yapılacak ilk seçimlerden sonra yürürlüğe gireceğine işaret etti.

Türkiye’nin hâlâ 16 Nisan’dan sonra artık “eski” olarak nitelendirilecek sistemle yönetildiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhurbaşkanı ile hükûmetin uyumlu çalışması sayesinde ciddi bir sorun yaşanmıyor gibi gözükse de eski sistemin hastalıkları attığımız her adımda karşımıza çıkabiliyor” diye ekledi.

“Buna rağmen bizim tercihimiz hep milletimize verdiğimiz taahhüde uygun şekilde 2019 Kasım’ındaki seçimlere kadar dişimizi sıkmaktan yana olmuştur” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Ancak, gerek Suriye’de yürüttüğümüz sınır ötesi operasyonlar, gerek Suriye ve Irak merkezli olarak bölgemizde yaşanan tarihî önemdeki hadiseler, Türkiye’nin bir an önce belirsizlikleri aşmasını zorunlu hâle getirmiştir. Ülkemizin geleceğine yönelik kararların daha güçlü şekilde alınabilmesi ve uygulanabilmesi için yeni yönetim sistemine geçiş giderek aciliyet kesp etmeye başlamıştır. Sayın Bahçeli’nin dün yaptığı çağrıyı bu gerçekleri de göz önünde bulundurarak yetkili kurullarımızda enine boyuna müzakere ettik. Sonuçta ülkemizin karşı karşıya bulunduğu fotoğraftan hareketle, bu erken seçim teklifine olumlu yaklaşmamız gerektiği konusunda arkadaşlarımızla görüş birliğine vardık.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Suriye’deki gelişmelerin hızlandığı, makroekonomik dengelerden büyük yatırımlara kadar her konuda çok önemli kararlar vermemiz gereken bir dönemde seçim konusunu ülkemizin gündeminden bir an önce çıkarmamız şarttır” ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Bunun için önümüzdeki seçimlere ittifak içinde girme konusunda mutabık bulunduğumuz Sayın Bahçeli’yle de yaptığımız istişareler neticesinde seçimlerin 24 Haziran 2018, Pazar günü yapılmasına karar verdik. AK Parti ve Milliyetçi Hareket Partisi Meclis grupları olarak konuyla ilgili yasal süreci hemen başlatıyoruz. Aynı şekilde Yüksek Seçim Kurulu da seçim hazırlıklarına şüphesiz ki derhal başlayacaktır.”

Kararın; ülke millet ve partiler için hayırlara vesile olması temennisinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini süreçte emeği geçenlere teşekkür ederek tamamladı.

MHP lideri Devlet Bahçeli’nin haftalık grup toplantısında yaptığı erken seçim çağrısının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Bahçeli Beştepe’de görüştü. 13.30’da başlayan zirve yarım saat sürdü. Zirvenin ardından açıklama yapan Erdoğan, milletvekilliği genel seçimleri ve cumhurbaşkanlığı seçiminin 24 Haziran’da yapılacağını duyurdu. Erdoğan’ın ilanı sonrası 66 günlük süreç resmen başlamış oldu.

Erdoğan, ayrıca konuşmasında “Konuyla ilgili yasal süreci hemen başlatıyoruz. YSK da seçim hazırlıklarına şüphesiz ki derhal başlayacak” ifadelerini de kullandı. Gözler Yüksek Seçim Kurulu’nun ajandasına yöneldi. YSK’nın erken seçimler için izlediği yol haritası, 1 Kasım’daki erken seçimler için yaşanan sürece benzer bir şekilde işleyecek.

1 Kasım’da Milletvekili Seçimi Kanunu’ndaki 90 günlük süreyi kısaltma yetkisi bulunduğuna karar veren YSK, 60 günde tamamlanacak bir taslak takvim oluşturmuştu.

Milletvekili genel seçiminin 1 Kasım’da yapılmasının planlandığı takvimde seçmen listelerine itirazlar, adaylık başvuru süreci gibi bazı konulardaki süreler kısaltılmıştı. 24 Haziran seçimlerinde de aynı yol izlenecek.

Konuyla ilgili açıklama yapan YSK Başkanı Sadi Güven şunları söyledi:

Bugün itibariyle seçim takvimi hazırlıkları başladı. Bir iki gün içerisinde bunu tamamlayacağız. TBMM’den yasanın çıkmasını bekleyeceğiz. Ondan sonra da süreci işleteceğiz.

ERKEN SEÇİM TASLAĞI 4 SİYASİ PARTİYLE GÖRÜŞÜLECEK

Yine 1 Kasım erken seçimlerinde taslak, YSK’daki 4 siyasi parti temsilcisinin görüşüne sunulmuştu. Temsilcilerin taslak üzerinde parti yetkilileriyle yaptığı çalışmaların ardından, öneri ve görüşler YSK’ya bildirilmişti. YSK, görüşler doğrultusunda taslağa son şeklini vererek kesin seçim tarihini belirlemişti

AK Parti ve MHP hazırladığı erken seçim taslağını TBMM Başkanlığına sundu. Taslağın oylama öncesinde CHP ve HDP’yle görüşülmesi bekleniyor. Ancak CHP ve HDP muhalefet etseler bile AK Parti ve MHP oylarıyla taslak TBMM’de kabul edilmiş olacak.

Taslağın TBMM’de kabul edilmesi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından onaylanmasının ardından YSK resmen harekete geçecek ve seçim takvimi işleyecek. AK Parti’li Mustafa Şentop, erken seçimle ilgili yasa taslağının TBMM’de salı günü oylanacağını söylemişti. Şentop’un açıklamasına göre YSK Salı gününden sonra yasanın resmi gazetede yayınlanmasıyla birlikte takvimi işletmeye başlayacak.

ÇETİN ARIK: FETÖ’NÜN BU KADAR GÜÇLENMESİNİN NEDENİ ÖZHASEKİ VE ELİTAŞ’TIR!

CHP Kayseri Milletvekili Çetin Arık, Kayseri’de FETÖ yapılanmasının güçlenmesinin nedeninin Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki ve AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş olduğunu söyledi. Özhaseki ve Elitaş’ın AKP tarafından FETÖ ile mücadelede milat olarak kabul edilen 17/25 Aralık sürecinin ardından FETÖ ile ilişkilerini devam ettirdiklerini belirten Arık, Özhaseki’nin bu süreçte FETÖ’nün talebi doğrultusunda imar değişikliği yaptığını ifade etti.

CHP Kayseri Milletvekili Çetin Arık, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında FETÖ’nün Kayseri’de güçlenmesinin arkasında Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki ve AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş’ın olduğunu söyledi. AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş’ın CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na açtığı 100 bin TL’lik manevi tazminat davasını değerlendiren Arık, “Biliyorsunuz AKP milletvekili Şamil Tayyar, ‘Ciddi bir FETÖ borsası var’ demişti. Sayın Genel Başkanımız da grup konuşmasında, “Evet Kayseri’yi de Elitaş’tan sorun” demişti. Sayın Elitaş bu söze çok üzülmüş, çok incinmiş. Manevi olarak çok olumsuz etkilenmiş genel başkanımıza 100 bin liralık tazminat davası açmış. Sayın Elitaş 65 sanıklı FETÖ davası görülürken kırmızı plakalı makam aracı ile adliyeye gitmiş, yaklaşık yarım gün başsavcının odasında kalmıştı. Sayın Elitaş’a ‘Ayıptır, günahtır baklavacı, dondurmacı, öğrenci, öğretmen, ebesi hemşiresi FETÖ’den tutukluyken sizin kırmızı plakalı makam aracınızla 65 sanıklı FETÖ davası görülürken başsavcının odasında ne işiniz var? Bu yargıyı baskı altına almak değil midir? Yargıya gözdağı vermek değil midir?’ diye sorduğumuzda Sayın Elitaş da ‘Ne var bunda kripto FETÖ’cüleri başsavcıya ihbar etmiş olamaz mıyım?’ demişti. Ama gelin görün ki bu ziyaretin hemen arkasında 20 iş adamı serbest bırakıldı”

ELİTAŞ İMANA GELDİ KENDİNİ İHBAR ETTİ DİYE DÜŞÜNDÜK!

“Sayın Elitaşın ‘Kriptocu FETÖ’cüleri ihbar etmiş olamaz mıyım?’ deyince, biz de Sayın Elitaş herhalde imana geldi kendisini ve arkadaşlarını ihbar etti diye düşünmüştük. Ama gelin görün ki bu ziyaretin arkasından bir tane soruşturma başlatılmadı, tam tersi 20 iş adamı bu ziyaretin hemen ardından serbest bırakıldı” diyen Arık, Elitaş’ın 17/25 Aralık sürecinin hemen ardından katıldığı bir televizyon programında yaptığı konuşmayı hatırlatarak, Elitaş’ın bu konuşmasında FETÖ’nün içinde bulunduğunu, destek verdiğini, çocuklarının FETÖ’nün okullarına gittiğini ve cemaat evlerinde ağabeylerle istişarelerde bulunduğunu itiraf ettiğini söyledi.

Elitaş, Kayseri Adliyesi’ne ziyaretini AKP Milletvekili Metin Külünk’ün de tepki ile karşıladığını belirten Arık, Elitaş’ın Külünk’ün açıklamalarının ardından dava açmamasının düşündürücü olduğunu belirtti.

AKP’Yİ KAZIYIN ALTINDAN FETÖ ÇIKAR FETÖ’YÜ KAZIYIN ALTINDAN AKP…

AKP ve     FETÖ’nün iç içe geçmiş iki yapı olduğunu belirten Arık, “AKP’yi kazıyın altından FETÖ çıkar, FETÖ’yü kazıyın altından AKP çıkar” dedi. FETÖ yapılanmasının Kayseri’de güçlenmesinin nedeninin Çevre Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki ve AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş olduğunu ifade eden Arık, Özhaseki’nin belediye başkanlığı döneminde FETÖ’nün talebi doğrultusunda imar değişikliği yaparak, rant sağlandığını belirtti. Arık, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Sayın Özhaseki belediye başkanlığı döneminde Gülen Yüzler Projesi adı altında o dönem SBS kursları açarak, kentin körpe zeki çocuklarını FETÖ’ye teslim etmiştir. Böylece hem FETÖ’ye maddi destek sağlanmış hem de kentin zeki çocuklarını FETÖ’ye teslim etmişlerdir. Hani bunlar 17-25 i milat kabul ediyorlarya, her fırsatta sayın Özhaseki, ‘Ben bu yapıya bir lira bile vermedim’ diyorya… Bakın Özhakesi’nin icraatlarına, Melikşah Üniversitesi’ni kuran Burç Eğitim Kurumları fakir fukaranın garip gurabanın elinden, ‘burası eğitim ve sosyal alan nasılsa para etmiyor” diyerek, 164 bin metrekarelik alanı yok pahasına satın aldı. Hani 17/25 Aralık milat diyorlarya, bu tarihten hemen sonra 17 Ocak 2014’te bu arsa, imar değişikliği yapılarak, yoğunlaştırılmış konut ve ticaret alanına çevrildi.  Hem Özhaseki hem de Elitaş 17/25 Aralık süreci sonrasında da FETÖ tarafında saf tutmuşlardır. Sonra baktılar ki FETÖ güç kaybediyor, dengeler değişiyor, 1 yıl sonra tekrar imar değişikliği ile sosyal donatı ve eğitim alanına çevriliyor. Soru şu: Hangi gerekçe ile sosyal donatı ve eğitim alanını, ticaret ve konut alanına çevirdiniz? Ne oldu da bir yıl sonra eskiye dönüş yaptınız?”

İyi Parti Başkanlık Divanı İYİ Parti Genel Başkanı ve müstakbel Cumhurbaşkanı  Meral Akşener yönetiminde toplandı ve İYİ Parti’nin seçimlere katılımı konusunda zihin bulandırmaya yönelik bütün girişimleri deşifre eden çok önemli açıklamalara imza attı.

İşte İYİ Parti Genel Sekreteri ve parti sözcüsü İzmir milletvekili Aytun Çıray tarafından kamuoyuna sunulan çok önemli açıklamanın tam metni:

BU DEFA DA ERDOĞAN’I TASFİYE EDECEK!

Saray koalisyonunun küçük ortağı 17.04.2018 tarihinde meclis grubunda yaptığı konuşmada, 16 Nisan 2017 tarihli şaibeli referandumda oylanan maddelerden birini tarihe gömdü. Koalisyonun küçük ortağı siyasi partileri 26 Ağustos’ta yapılacak bir erken seçime davet etti.

Sayın Bahçeli bunu yaparken, saray koalisyonunu 3 Kasım 2019’da yapılması muğlak bir hükme bağlanan cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçimlerine kadar sürdürmelerinin imkânsız olduğunu deklare etti.

Yani sayın Bahçeli AKP ile birlikte bu ülkeyi 2019 seçimlerine taşıyamayacaklarını Türkiye’yi yönetemediklerini ikrar etti.

Koalisyonun küçük ortağının bu tür siyasi talepleri yeni değildir ve hiçbiri hayırlara vesile olmamıştır. 2002’de yaptığı çağrı ile kendisi dâhil tüm 57. Hükümetin üyelerini siyasetten tasfiye etmiştir. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Sayın Erdoğan için, “senden cumhurbaşkanı olmaz” diye haykırmış,  önerdiği ve desteklediği çatı adayı Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu ortada kalmıştır. 7 Haziran gecesi daha seçim sonuçları açıklanmadan yaptığı erken seçim çağrısı ile terörün arttığı bir dönem yaşanmış ve milletvekillerinin yarısını kaybetmiştir.

FETÖ araştırma komisyon çalışmalarının tam ortasında sözde başkanlık sistemi ile ilgili anayasa değişikliğini talep eden küçük ortak bu defa Sayın Erdoğan’ı yakmaktadır. Çünkü önümüzdeki erken seçimde AKP belli sayıda da olsa meclise girecek, ama Sayın Erdoğan siyasetten tasfiye olacaktır.

Yani kendilerine “DOKUNAN YANAR” yazan bir uyarı levhası asılması uygundur.

ERKEN SEÇİM TALEBİNİN NEDENİ İYİ PARTİ KORKUSUDUR

Değerli basın mensupları,

İYİ Parti Başkanlık Divanı saray koalisyonunun küçük ortağının erken seçim talep ve teklifin tamamen danışıklı bir dövüş olduğundan hiçbir kuşku duymamaktadır. Küçük ortak sarayın çıkarlarına ve hedeflerine uygun teklifi ve talebi sanki bağımsız bir aktörmüş gibi dile getirmiştir.

Erken seçim talebinin arkasında iki neden var; bunlardan birisi yükselen İYİ Parti korkusu; ki bu korku, birbirine en ağır sözlerle hakaret edenle iki kişiyi bir araya getirip koalisyon kurdurdu. Erken seçim talebinin ikinci nedeni de başarısızlıklarının artık ellerine geçirdikleri  medya gücüyle de örtülemeyecek boyutlara gelmesidir.

Bu yıl içinde ödemeleri gereken dış borç miktarı 185 milyar dolar, finanse edilmesi gereken cari açık 53 milyar dolardır. Önümüzdeki bir yıl içerisinde ekonominin ihtiyaç duyduğu yabancı kaynak, 238 milyar dolar düzeyinde. Saray koalisyonunun üyeleri tükenen ekonomik ve siyasal itibarları nedeni ile bu parayı bulamayacaklarını biliyorlar. Çünkü artık tutarlılıkları bitmiştir, tutarlılık yoksa güvenilirlik de yoktur.

İşsizlik çift haneli rakamlar tırmanmış, enflasyon başını almış gidiyor, atanamayan gençler intihar aşamasına kadar gelmişler, savaş naraları ve şehitler AKP’nin metal yorgunluğunu gidermenin utanç verici aracı olmuş, kesimlik hayvanlardan sonra süt de ithal edilir hale gelmiş.

İşte böyle bir tabloda biliyorlar ki seçimler 3 Kasım 2019’a yapılırsa dolar 7, avro 8.5, benzin 8.5, mazot 8 TL olacak ve ekonomi dipsiz bir çakılışa geçecek. Bir de bu saray koalisyonu uzadıkça problemler çıkmaya başlamıştır, uyumun bozulma emareleri göstermektedir. İşte bu nedenlerle koalisyon ortakları Türk Milletini,  daha korkunç ve acı sonuçlarla yüzleşmeden acilen seçimlere götürmek istiyorlar.

ERKEN SEÇİM MERAL AKŞENER’İN ÖNÜNÜ KESMEYE YÖNELİK NAFİLE BİR TEŞEBBÜSTÜR

Değerli basın mensupları,

İYİ Parti başkanlık divanı, varlığını borçlu olduğu ve kendisini adadığı Türk milleti adına seçimlerin erkene alınmasından büyük bir mutluluk duymaktadır. Türkiye’nin yeniden kurtuluşu ve kuruluşu böylece beka meselesini ortaya çıkaranlar tarafından öne çekilmiştir.

Bu takdiri ilahidir. İyiliğin önünü açıyorlar.

Erken seçim talebi İYİ Parti’den duyulan korkunun sonucu ve Sayın Meral Akşener’in önünü kesmeye yönelik nafile bir teşebbüstür. Darbe dönemlerinde yeni kurulan partilere dahi reva görülmeyen zulüm, eziyet ve baskıları aşarak geliyoruz. Bu cesaretimizin, direncimizin ve gücümüzün kaynağı milletimizdir.

İyi Parti Başkanlık Divanı, bu vesileyle, İYİ Parti’nin seçimlere katılması konusunda yaratılmak istenen ayıplı kuşkuyu gidermek için Türk milletini demokrasi mücadelesinin bir gereği olarak görmektedir.  Çünkü 1 Nisan 2016’da Ankara’da yaptığımız 1. Olağanüstü kurultayımıza milletimizin gösterdiği olağanüstü katılım ve teveccüh, müstakbel cumhurbaşkanımız Meral Akşener liderliğindeki İYİ Parti’nin Türk milleti için kurtuluşun yegâne adresi olduğunu ortaya koymuştur.

Erken seçim talebi yakın dönemde güvenlik, ekonomi ve dış politika alanında karşılaştığımız sorunların, o sorunların sebebi olan mevcut iktidarla çözüm bulamayacağının açık bir şekilde kabulüdür. İyi Parti  bu anlamda bu sorunlara yönelik açık ve  önceden tanımlanmış çözümleriyle  iktidarın en güçlü adayıdır.

İYİ Parti’nin erken seçimlere katılacağı gerçeğinin bulandırılmasına bundan ötürü asla tahammül ve müsamaha göstermemiz söz konusu olamaz.

Bu çerçevede

1.       Yeni kurulmuş bir partinin seçimlere katılma yeterliliği asla bir yorum meselesi değildir. Doğrudan doğruya ilgili yasanın hukuki şartlarını yasal süreçler ve sınırlamalar içinde yerine getirmekle ilgilidir.

2.        Mevcut yasalarımızda söz konusu hukuki şartlar, yasal süreçler ve sınırlamalar, siyasi partilerin seçimlere katılma koşullarını belirleyen 2820  sayılı siyasi partiler kanununun 36. Maddesinde belirlenmiştir.

3.       İlgili 2820 sayılı kanunun “siyasi partilerin seçimlere katılması” başlığını taşıyan 36. Maddesi  “siyasi partilerin seçimlere katılabilmesi için illerin en az yarısında, oy verme gününden en az altı ay evvel teşkilat kurmuş ve büyük kongrelerini yapmış olması veya Türkiye büyük millet meclisinde grubu bulunması şarttır. Bir ilde teşkilatlanma, merkez ilçesi dâhil o ilin ilçelerinin en az üçte birinde teşkilatlanmayı gerektirir”  hükmünü getirmiştir. Yani bir siyasi partinin seçimlere katılabilmesi için 81 ilin yarısında yani 42 ilde teşkilatlanmış olması gerekmektedir.

4.       Aynı hüküm   298. Sayılı yasanın 14. Maddesinin 11. Fıkrasında da aynen tekrarlanmıştır. Buna göre “ siyasi partilerin milletvekili genel ve ara seçimlerine  belediye başkanlığı ile belediye meclisi, il genel meclisi üyelikleri genel ve ara seçimlerine katılabilmeleri için illerin en az yarısında, oy verme gününden en az altı ay evvel teşkilat kurmuş ve büyük kongrelerini yapmış olmaları veya Türkiye büyük millet meclisinde guruplarının bulunması şarttır.”

5.       İYİ Parti Başkanlık Divanı İYİ Parti’nin ilgili yasalardaki hukuki şartları yasal süreçler ve sınırlamalar dâhilinde tamamen, yani hiçbir yoruma tabi tutulamayacak bir kesinlik ve açıklık içinde eksiksiz olarak yerine getirmiştir. İYİ Parti’nin hukuksuzluğun adeta kural haline getirildiği izleniminin bir alışkanlığa dönüştüğü bir siyasi vasatta dahi seçimlere girmesinin engellenebileceği düşünülemez. Çünkü Partimizin seçime katılmanın tüm hukuki şartlarını yerine getirdiği Yargıtay cumhuriyet başsavcılığının kayıtlarına geçmiştir. Yani en yüksek yargı kurumunca tescillidir.

5.       Sonuç olarak İyi Parti Başkanlık Divanı, İYİ Parti’nin seçimlere katılmak için bütün yasal koşulları yerine getirdiği 10 Aralık 2017 tarihinden altı ay sonra yani 10 Haziran 2018 tarihini izleyen her seçime katılabileceği gerçeğinin her türlü tartışmanın ötesinde olduğunu deklare eder. Bu konuda şüphe uyandırmaya çalışanlar, Başkanlık Divanımıza göre, ya korku dağları bekler sözündeki kadar büyük bir korkuya düşmüş olanlardır veya milletimizin zihnini bulandırmaktan medet umacak kadar acizlik içindedirler. Bu iki grubun ortak özelliği tutumlarının iyi niyetli olmaması ve Türk milletinin iyiliğine hizmet etmemesidir.

6.       Sonuç: Türk Milleti medeni ülkelerin standardını herhangi bir sınırlama olmaksızın hak etmiştir.

Hiçbir güç İYİ Parti’nin seçimlere girmesini engelleyemez, engelleyemeyecektir. Türk Milletine ve özgür kamuoyu bilgilendiricilerine en derin ve iyilik dolu saygılarımızla duyurulur.

EMEK PARTİSİ KAYSERİ İL BAŞKANI EYLEM SARIOĞLU

ABD, İngiltere ve Fransa’nın Suriye’ye saldırısını kınıyoruz

14 Nisan cumartesi gününün ilk saatlerinde ABD, İngiltere ve Fransa füzelerle Suriye’yi bombaladı. Bu saldırının uluslararası hukukta bir haklı gerekçesi asla olamaz. Emperyalist güçler, tıpkı Irak’ta olduğu gibi bir kez daha, kendi iddialarına somut bir kanıt gösteremedikleri halde bir ülkeye saldırmışlardır.

Bu emperyalist saldırganlar kendilerinin uluslararası toplumu temsil ettiğini savunuyor ve uluslararası toplum adına Esad’ı cezalandırdıklarını söylüyorlar. Gerçekte bu saldırıların amacı, kendilerinin Suriye’de ve Ortadoğu’daki emperyalist çıkarlarıdır ve hedefi de halklardır.

Türkiye Hükümeti’nin bu saldırıya verdiği ilk tepkinin destek niteliğinde olması da, AKP Hükümeti’nin ABD’yi Suriye yönetimini devirmek üzere yaptığı çağrılar da hatırlandığında şaşırtıcı olmamıştır.

Emperyalistlerin kendi çıkarlarını, kanıtlama gereği bile duymadıkları, bahanelerle dünya insanlığının çıkarı gibi gösterme çabası beyhude bir çabadır. Artık yalanları dikiş tutmuyor.

Bu ve benzeri saldırılara karşı, dünya halkları, her ülkenin kendi kaderini belirleme hakkını savunmalı ve emperyalist saldırganlığa karşı mücadele etmelidir.

Kayseri’deki tüm işçi ve emekçileri gerçek bir anti-emperyalizm için birleşmeye ve mücadeleye çağırıyoruz. 1 Mayıs birlik mücadele ve dayanışma gününde emperyalist ülkelere karşı çıkma günü olsun. Kahrolsun emperyalizm, yaşasın halkların kardeşliği!

Ömer Çelik’ten AB’ye rapor tepkisi: Vizyonsuz
AB Bakanı ve Baş Müzakereci Ömer Çelik, AB Komisyonu’nun Türkiye’ye ilişkin raporunu canlı yayında değerlendiriyor. Avrupa Birliği Komisyonu’nun Türkiye raporunu değerlendiren Bakan Ömer Çelik, canlı yayında açıklama yapıyor. Raporun, Türkiye – AB ilişkilerini geliştirme niyetinden uzak olduğunu belirten Çelik, ‘Türkiye AB değerlerinden hızla uzaklaşıyor’ ifadelerini, “Siyasi bir yaklaşım” olarak değerlendirdi. Türkiye’nin Avrupa ülkesi olduğunun altını çizen Ömer Çelik, “Türkiye bugün AB üyesi birçok ülkeden daha Avrupalı’dır.” dedi. Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik AB Komisyonu’nun Türkiye raporunu değerlendirdi. Çelik, “Rapor yakınlaşmayı teşvik etmekten uzaktır. Fasıllar ülkenin kriterleri hayata geçirmesine bağlı olmalı. Fasılların açılmaması demek 18 Mart anlaşmasına bağlı kalmamak demektir. Komisyona bir mektup yazmayı düşünüyorum. Fiili durumun altını çizmek başka bir şeydir, açılmayacak diye taahhütte bulunmaları ayrı bir şeydir. Türkiye’nin aday ülke olma perspektifi bir kenara bırakılıp komşuluk perspektifi kabul edilemez. Türkiye’nin aday olma konusu bir tarafa bırakılamaz. Adil ve ilkeli bir yaklaşım yok. Türkiye’yi evrensel değerlerden uzaklaşmakla itham ediyor. AB değerlerinden uzaklaşma sözü siyasi bir yaklaşımdır… Eleştiriden korkmuyoruz ama burada hakkaniyet yok. Belli bir pazarlığın ürünü olarak ortaya çıkmış bir rapor. Terör meselesinde eleştiriler devam ediyor. Şunu anlamıyorlar Türkiye kendi güvenliğini sağlayarak Avrupa’nın sınırını sağlamaktadır. İkili görüşmelerde bunu anladıklarını görüyoruz ama raporlarda değişiyor. AB FETÖ tehdidini anlamaktan uzak Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle ilgili tüm eleştirileri kökten reddediyorum. Sistemi onaylamış halka saygı duymalı. Terör propagandası varsa, teröre destek varsa demokrasi yoktur. PKK saldırılarına karşı dayanışma görmüyoruz. DAEŞ saldırısında Türk bayrağı yansıtıyorlar ama biz bu yaklaşımı PKK saldırılarında görmüyoruz. FETÖ’ye Gülen hareketi denmesini de kabul etmiyoruz. Türkiye’nin Gülen hareketini terör örgütü olarak kabul etmesi raporda yer bulmuştur bu da kısmi bir ilerlemedir” dedi. Çelik’in konuşmasından satır başları; Dün Fransa Cumhurbaşkanı bir konuşma yaptı. Konuşmada daha çok Avrupa vurgusu vardı… Biz tabii ki Balkan ülkelerine genişleme perspektifi verilmesine destek veriyoruz. Kıbrıs konusunda her zamanki gibi ilkesizlik devam ediyor. Avrupa Birliği, Güney Kıbrıs’ın adeta esiri hale gelmiştir. (a24.com.tr)