Perdeler meme kanseri farkındalığı için açılıyor!

Pembe İzler Derneği, sanatın gücünü kullanarak yepyeni bir tiyatro oyunuyla sahnelerden izleyicilere seslenecek: Kanser Korksun Kadından!

Kadın kanserleri alanında faaliyet gösteren Pembe İzler Derneği; üyesi Ayşe Alagöz tarafından kaleme alınan ve kahramanı meme kanseri olan Gülbahar oyunuyla seyircilere eğlenceli dakikalar yaşatırken, meme kanserine de dikkat çekiyor. Atasay’ın da sponsor olarak destek verdiği oyun, 16 Kasım 2017, Perşembe saat  20:30’da, Yaşar Kemal Kültür Merkezi – Maslak’ta İstanbul seyircisiyle buluşuyor.

Ülkemizde her sekiz kadından birinde meme kanseri ne rastlanıyor. Gülbahar da bu kadınlardan biri. 1970’li yılların İstanbul’unda, sıcak komşuluk ilişkilerinin sürdüğü bir mahallede geçen oyunda; kadın kahramanlar ön planda. Gülbahar; bir yandan ülkemizin sahip olduğu kültürel çeşitliliği, bu zenginlikten kaynaklanan hoşgörü ortamını sahneye taşırken giderek daha fazla kadın için bir sağlık sorunu haline gelen meme kanserine dikkat çekiyor.

Tamamı gönüllülük ruhuyla gerçekleştirilen proje Elif Dörter’in direktörlüğünde, Berrin Kulya Balkanlar da yönetmenliğini yapıyor.  Uzun yıllardır sivil toplum kuruluşlarında çeşitli projeler gerçekleştiren ve Pembe İzler Derneği üyesi olarak da başarılı işlere imza atan Ayşe Alagöz,  “Gülbahar,  meme kanserini merkezine alırken iletişim araçları çok gelişmiş olsa da birbirimize temas etmenin muhteşemliğini ortaya koyan bir oyun. Farklılıklarımıza rağmen birlikte yaşamanın güzelliği ve sahip olduğumuz çok renklilik aslında bizim en büyük zenginliğimiz ve başımıza ne gelirse gelsin bu zenginlik, her zaman çözüm yolu bulmamızı sağlıyor” diye konuşuyor.

Pembe İzler Derneği Başkanı Arzu Karataş da dernek olarak böyle bir projeyi gerçekleştirmekten büyük mutluluk duyduklarını belirterek “Meme kanserinde erken tanı ve düzenli kontrolün önemini ne kadar anlatabilirsek o kadar iyi. Biz de dernek olarak sanatın kalbe de dokunan gücünü kullanarak yalnızca kadınlara değil, kadının hayatında olan herkese seslenmek, bilgi vermek ve farkındalığını arttırmak istiyoruz. Ama umudumuzu ve neşemizi, hayata bağlanma gücümüzü arttırarak”  diyor.