Patates ve yemek harcaması.. (Köşe yazısı 22.03.2018 Kayseri Star Haber Gazetesi)

DAVUT GÜLEÇ

GAZETECİ

davutgulec@hotmail.com

Türkiye gerçekten çok garip, çelişkili, ‘mutlu azınlığı ile mutsuz çoğunluğu’ arasındaki uçurumu giderek açan, fırsatçıların ekmeğine yağ süren, suni zamlara çanak tutan garip bir ülke. Daha öncede yazdığım gibi, Kayseri’nin 80-100 kilometre ötesinde, elması, patatesi hayvan yemi olurken, marketlerde kalite sınıfı düşük olanların bile 3-5 liraya satılması çok garip.

İşte bunun en çarpıcı açıklaması ve örneği. Patates üreticinin elinde kaldı,Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Niğde ve Nevşehir’de depolarda 350-400 bin ton patatesin alıcı beklediğini bildirerek, “patates tüketelim” çağrısını şöyle yaptı.

“Mevsim normallerinin üzerinde seyreden hava sıcaklıkları depoda alıcı bekleyen patates için büyük bir risk teşkil ediyor. Patatesin filizlenmeden, kilo ve kalite kaybı yaşanmadan pazarlanması gerekiyor. Başta askeri birlikler, bakanlıklar, kamu kurum ve kuruluşları, hastaneler, yatılı okul ve yurtlar, yemek firmaları gibi toplu tüketim yerlerinde alımlar yapılmalı, patateste iç tüketim hızlı bir şekilde artırılmalıdır. Depolardaki patates zamanında tüketilmezse üreticinin emeği zayi olacağı gibi çürüyen ürünün atılması da üreticilerimize ayrıca bir yük getirecektir.

Dünya nüfusu giderek artıyor. Doğal kaynaklar korunarak, bugünkü ve gelecek kuşakların gıda güvencesi sağlanmasında patates önemli bir ürün. Çin’in yüzde 26,3 payla ilk sırada, Hindistan’ın yüzde 11,6 payla ikinci, Rusya’nın yüzde 8,3 ile üçüncü, Ukrayna’nın yüzde 5,8 payla dördüncü, ABD’nin yüzde 5,3 payla beşinci olduğu patateste dünya üretiminin yüzde 1,3’ü ülkemiz tarafından gerçekleştirilmektedir. Dünya patates verimi 2016 yılında dekara 1958 kilogramken ülkemizde bu rakam 3 bin 283 kilograma kadar çıkmaktadır. Ülkemizde üretimin yoğun olarak yapıldığı iller sırasıyla Niğde, Konya, Afyonkarahisar, İzmir, Kayseri, Nevşehir, Adana’dır. Bu illerimizi sırasıyla Aksaray, Sivas, Bolu, Bitlis ve Hatay illerimiz takip etmektedir. Ülkemiz üretiminin yaklaşık yüzde 82,7’si bu illerimiz tarafından yapılmaktadır.

Patateste bir türlü üretim planlaması yapılamıyor. Son 10 yılda üretim 3,9 ile 4,8 milyon ton arasında seyrediyor. Son 10 yıldır patates üretim alanları da 1,25 ile 1,72 milyon dekar arasında değişiyor. 2012 yılında 1,72 milyon dekara çıkan üretim alanı, 2015-2017 döneminde 1,43-1,54 milyon dekar arasında seyretti. 2013 yılında 3,95 milyon tonla 4 milyon tonun altına inen üretim, 2017 yılında 4,8 milyon tona çıktı. Üretilen patatesin sadece yüzde 5 kadarı ihracata gidiyor. İç piyasada da tüketim yeterli değil. Bazı Avrupa ülkelerinde kişi başına patates tüketimi ülkemizdekinin 3-4 katını buluyor. Patates son derece yararlı bir besin. Çok değişik şekillerde tüketimi de mümkün. Daha fazla patates tüketebiliriz. Kişi başına 4-5 kilogram daha patates tüketsek, depolarda patates kalmaz.

Bu yıl da patates üreticilerimiz pazarlama problemiyle karşı karşıya kalmışlardır. Pazarlama problemlerinin çözümü için ihracat iadesi talebimiz, başta Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımız olmak üzere hükümet yetkililerine iletilmiştir. İhracatta ton başına 50 lira ödeme kararı alınmıştır. Söz konusu karar, piyasaları bir miktar olumlu etkilese de hali hazırda üreticilerimiz kilogramını ortalama 50 kuruşa mal ettiği patatesi, 30-35 kuruşa satmakta zorlanmaktadır. İhracat desteğine rağmen fiyatlar ortadadır. Hava sıcaklıkları bu yıl mevsim normallerinin üzerinde seyretmektedir. Niğde ve Nevşehir’de 350-400 bin ton patates alıcı bekliyor. Mevsim normallerinin üzerinde seyreden hava sıcaklıkları, depoda alıcı bekleyen patates için büyük bir risk oluşturuyor. Ürün depoda kaldığı sürece patateste filizlenme, kilo ve kalite kaybı yaşanabilir. Havaların da giderek ısındığı dikkate alındığında eldeki ürünün en kısa sürede pazarlanması gerekmektedir. Sıcak giden havalar, patateste yeni ürünü de mevsiminden önce çıkmasına neden olacaktır. Bu sorunun çözümü için üretim planlaması yapılması, İhracat desteğinin düzenli ve zamanında verilmesi, İç talebin artırılması, Münavebe süresine titizlikle uyulması, Başta elektrik olmak üzere üretim maliyetlerinin düşürülmesi, Patatesin sanayiye entegrasyonu ile üretim ve işleme çeşitliliğinin sağlanması gerekir.

Öte yandan Meal Box tarafından yapılan ‘Yemek Tüketimi Araştırması’na göre, her üç tüketiciden ikisinin (%68) en az bir öğünü dışarıda yediğini, öğle yemeklerinde en az 10, en fazla 30 TL harcadığımızı ortaya koydu.

Hızlı şehirleşme ve iş dünyasında her geçen gün artan stres, tüketicilerin beslenme alışkanlıklarında da etkisini gösteriyor. Araştırmada, her üç tüketiciden ikisinin (%68) en az bir öğünü dışarıda yediği ortaya çıktı. Yapılan ankete katılanların yarısı (%50,6), her gün yemek seçerken çok zorlandıklarını dile getirirken, tüketicilerin %49,4’ü ev yemeğiyle beslenmeyi tercih ediyor.

Ankete katılan kullanıcılar arasında etli yemek tercih edenler %59,7 ile ilk sırada geliyor. Sebze yemeği sevenler %28,6 ile ikinci olurken, bakliyat ve salata tercih edenlerin oranı %11,7’de kalıyor.

Yemek tercihleri değişse de servis beklentileri neredeyse tüm kullanıcılar için aynı: Katılımcıların %96,1’i yemeklerinin sıcak olarak kendilerine servis edilmesini istiyor.

Yedikleri yemeğin ödemesini yarı yarıya (%50,6) kredi kartıyla yapan katılımcıların nakit ve yemek kartı kullanımı ise %24,7’de eşitleniyor. Tüketicilerin %93,6’sı bir öğünlük yemek için 10-30 TL arası harcama yapıyor. Makul hijyenik koşullarda bir öğün yemeğin ücretinin 25 TL ve altı olması gerektiğini düşünenlerin oranı da %93,2 olarak dikkat çekiyor.