Palas-Tuzla çamurundan fışkıran şifa.. (Köşe yazısı 06.01.2015 Kayseri Star Haber)

DAVUT GÜLEÇ
GAZETECİ-HİSF KAYSERİ TEMSİLCİSİ
Zaman zaman, 40 yılı geride bıraktığım gazetecilikte hep sokaklarda, olay yerlerinde, dağlarda, tepelerde, karlı-çamurlu yollarda, soğuk-sıcak demeden, aldığım paranın hakkını vermeye çalıştığımı hep söyledim.
Hatta ünlü Kayserili bazı işadamlarımızın dediği gibi ‘Bu vatana, millete, doğduğumuz ve doyduğumuz topraklara olan borcumuzu, vefamızı göstermek’ için büyük çaba gösterdim.
Yaptığım gazeteciliğin yanı sıra, kültür, sanat, spor, okul, cemiyet ve sosyal yaşamda aykırı işlere imza atarak, Erciyes’in, Kayseri’nin, Türkiye’nin, tarihi ve doğal güzelliklerimizin tanıtılmasına ‘Gönüllü kültür ve turizm elçiliği’ yaparak imza atmaya çalıştım.
Eleştiriden hiç korkmadım. Öyle ki her eleştiride ‘doğru yoldasın’ diyerek yürüdüm.
Kışın kar banyosu ve buzlu suya girme ile başlayan doğa yürüyüşleri, Erciyes Kar Kaplanları Spor Kulübü, Herkes İçin Spor Federasyonu, Tüm Mücadele Sporları Derneği, Kayseri Spor Adamları Derneği derken Kayseri’nin seyyahlarından biri oldum.
Şimdi o gördüğüm değerlerden ülkemin, doğduğum ve doyduğum toprakların kazanması için tecrübelerimizi paylaşıyorum.
İşte onlardan biri de 2000’li yıllarda gidip, rahmetli belediye başkanı öğretmen Bilal Ergün’den öğrendiğimiz, ilk duyduğumuzda şaşırıp, üzerimizde denediğimiz Palas-Tuzla çamuru olmuştu.
Tam bir doğal kozmetik
Toprağından fışkıran şifa kaynağı.
Tuzu, çamuru, termal suyu, içmecesi, yani taşı toprağı altın.
Astronotların bile uzaya giderken koruyucu faktör krem olarak kullanabileceği kadar etkili kozmetik.
Artık Kayseri’nin mantı, sucuk-pastırma, cıvıklı, bebeği derken şimdide bu şifalı çamuru gündemde.
Son yıllarda insanlar arasında, cilt yaşlanması, kırışması, buruşması, kuruması, yağlanması, güneşten, kardan, soğuktan etkilenmesi gibi cilt sorunları giderek artıyor. Buna karşın, doğal olmayan pahalı ve ithal kozmetik ürünler ile bunlara çözüm aranıyor.
Oysa Dünyanın en yakışıklı dağlarından biri olan Erciyes’in kucağındaki Kayseri’nin Sarıoğlan ilçesi sınırları içinde bulunan Palas-Tuzla gölü, bu sorunların tam çözüm merkezi.
Çevresinde, sazlıklar, ıslak çayırlar, tuzcul bitki bozkırları, mera ve tarım arazileri bulunan Tuzla gölüne, farklı ekosistemleri nedeniyle, birçok yerli ve yabancı, bilim adamı, doğa severi, kuşları, kelebekleri, memeli hayvanları ve bitkileri gözlemlemek için bölgeye akın ediyor. Göl, kuş göç yolları üzerinde 200 kuş türüne ev sahipliği de yapıyor. Yazın daralan göl bölge halkına 10-15 santimetre kalınlığında tuz ticaretine de olanak sağlıyor.
1993 yılında birinci derece doğal sit alanı ilan edilen tuzla gölü, Türkiye’nin yeni Ramsar alanları bölgesinde. M.Ö. 2000 yılı başlarından günümüze, Hititlerden Osmanlıya birçok medeniyetin yaşam merkezi, göç, ticaret ve tarihi İpek yolunun önemli bir kavşağı.
Bu bölgenin tanıtım amaçlı ilk etkinliğini yine rahmetli başkan Bilal Ergün hocamla ben yapmıştım. Tüm Dünyaya isimlerini kışın kar banyosu ve buzlu suya girerek duyuran, Herkes İçin Spor Federasyonuna bağlı Erciyes Kar kaplanları Spor kulübü üyeleri olarak tam 15 yıl önce bu bölgede yaptığımız çamur banyosu ile tüm Tuzla çamurunun şifasını duyurduk.
Tuzla çamuru, yapılan incelemelerde, romatizma, kireçlenme, eklem rahatsızlıkları, bazı deri ve kadın hastalıklarına iyi geliyor. Tuz tabakasının altındaki çamur yapısında, yoğun kükürt, sodyum, potasyum, kalsiyum, demir, baryum, magnezyum, karbonat, sülfat ve bikarbonat gibi 22 minerali bulunan çamur, yaz aylarında 10 gün boyunca vücuda kür olarak uygulanıp güneş altında 40 dakika kuruması ve duş ile temizlikle adeta şifa dağıtıyor. Ayak sağlığına, kokusuna, egzama ve mantara iyi geliyor, vücudun elektriğini de alıyor.
Tuzla gölü artık ‘termal şifa durağı.’
Seçildiği günden bu güne makamında pek az oturan, bu tip projeleri hayata geçirerek bölgenin hızlı kalkınmasına inanan Sarıoğlan ilçe Belediye Başkanı Ali Osman Yıldız, gölün çamuru ve tuzunun yanı sıra çıkan sıcak suyun bölgeyi turizm termal merkezi haline getireceğini bu nedenle göl kenarına Termal kaplıca yapılması için çalıştıklarını açıkladı. İstanbul’un havasının bile ambalajlanarak tüm Dünyaya satıldığının altını çizen başkan Ali Osman Yıldız, Palas-Tuzla çamurunu da elekten geçirip, krem haline getirip şişeleyerek, aynen bölgeye özgü, mantı, pastırma, sucuk, cıvıklı, bez bebek gibi satarak turizmi geliştirmeyi, bölgeyi kalkındırmayı hedeflediklerini belirtti.
“Tuzla gölünden çıkartılan tuzdan hem insanlarımız hem de hayvanlarımız yararlanıyor. En önemli özelliği ise çamuru.’ Diyen belediye başkanı Ali Osman Yıldız ‘Gölün çamuru insanlara çok yararlı. Bazı hastalık ve rahatsızlıklara iyi geldiği için memnun ayrılanlar var. Yaz aylarında bu bölge plaj gibi oluyor. Çamur banyosu yapan insanlar şifa buluyor. Öyle ki, uzaya giden astronatların bile koruyucu krem olarak bu çamuru kullandıkları, gelişmiş bazı ülkelerde insanların bu çamuru kozmetik olarak istediklerini duyuyoruz. Bu bölgedeki Kermelik Mahallesinde ise sıcak su çıkıyor. Bu sıcak su ile Termal kaplıca oluşturulacak. İnsanlar bir yandan çamur banyosu yapacak bir yandan da sıcak suyu kullanacak. Bunun için bir projemiz var. Hayata geçirilmesi için görüşmelerimiz devam ediyor. Eğer çabalarımız olumlu olursa, bu çamuru bazı termal merkezlerde olduğu gibi eleyip, şişeledikten sonra ‘Doğal kozmetik: Tuzla çamuru’ adıyla pazarlayarak bölgeyi kalkındıracak, yeni iş imkanları yaratacağız” dedi ve projesini gösterdi.
İlçe kaymakamları arasında vatandaşla çok iyi bir iletişim kuran, zeki, çalışkan, hızlı çözüm üreten Sarıoğlan ilçe Kaymakamı Hasan Doğan da, Tuzla gölünün bir bütün olarak değerlendirildiği zaman, Kayseri’nin yanı sıra çevre illeri de kalkındıracağını belirterek ‘Halkımız, çamur ve tuzunun şifalı olduğunu, şifa bulduğunu söylüyor. Ama biz tahlil sonucu karar vereceğiz. Belediyemizle, kültür müdürlüğümüz ve Büyükşehir Belediyemizle burada ciddi yatırımlar yapmaya başlayacağız. Tuzla gölü doğal şifa ve termal kaplıca merkezi olacak” demekle yetindi.
-TUZLA GÖLÜNÜN ÖZELLİKLERİ.
Tüm olumsuzluklardan kısmen kurtulmayı başaran tek tuzlu göl. Göl (25-35 km2) Kayserinin 40 km. kuzeydoğusunda bulunan Palas Ovasının (106 km2) bir parçası. Çöküntü ovası karakterinde. Çevresindeki Kırkkız ve Işıl Tepesi, Göztepe ve Elmalı Dağı’ndan kapalı havza özelliğine sahip. Ovanın batısında yer alan göl, kuzey-güney yönünde, ince uzun bir görünüme sahip. Gölün önemli su kaynakları, Değirmen deresi, Yertaşpınar, Körpınar, Başpınar ve Soğukpınar, yer altı, yağmur, kar suları, ıslak çayır alanları, taşkın suları. Gölün çevresinde, sazlıklar, ıslak çayırlar, tuzcul bitki bozkırları, mera ve tarım arazileri var.
Göl suyunun çekildiği alanlarda 10-15 cm kalınlığında tuz tabakası oluşur. 1993 yılında 1. derece doğal sit alanı ilan edildi. Türkiye’nin yeni Ramsar alanları listesinde. Gölün çevresi M.Ö. II. bin yılın başlarından günümüze, Hititlerden Osmanlı devletine kadar birçok medeniyetin yerleşim alanı oldu. Göç ve ticaret yollarının önemli kesişim yeri. Tarihi İpek Yolu üzerinde. Bu nedenle Sultanhanı gibi birçok han, kervansaray, cami ve külliyeye de sahip.
Afrika, Asya ve Avrupa kuş göç yollarının birleşme noktası, Hürmetçi Sazlığı, Sultansazlığı ve Tuzla Gölü en önemli sulak alanları. Geniş ve farklı ekosistemlerin bir arada bulunmasıyla Tuzla Gölü, zengin bir biyolojik çeşitliliği barındırır. Nesli tehlike altında olan türler arasında bulunan toy, büyük cılıbıt, akça cılıbıt, angıt, mahmuzlu kızkuşu,, küçük kerkenez gibi kuş türleri göç döneminde görülmekte, bazıları burada çoğalıyor.
Bölgeye endemik bir bitki türü olan Işıl lalesini bölgenin kuzey tepelerinde görmek mümkün. Dünyada sadece Sultansazlığında ve Tuzla Gölü’nde bulunan Elymus elongatus Runemark ise gölün doğu ve kuzey kıyılarına yayılmış halde. Önemli kuş ve bitki türlerinin yanında alaca kokarca, arap tavşanı, gelengi, tilki, kurt gibi memeli hayvan türlerinin bölgede üremesi ve barınması, bölgeyi yaban hayatı için önemli bir merkez yapıyor.