Özür borçlusunuz.. (Köşe yazısı 23.10.2019 Kayseri Star Haber Gazetesi)

DAVUT GÜLEÇ

GAZETECİ

davutgulec@hotmail.com

Kayseri yıllardır ‘yerel dil’de tam bir  ‘kazık’ yiyor ve ‘ütülüyor.’

Kaç seçim geçti, iktidara ‘tam destek’ veren bu şehir istediği, beklediği, talep ettiği hizmetleri bir türlü alamıyor, hizmete veremiyor.

Kaçıncı seçim döneminden beri  Kayseri ‘gelecek-çıkacak, olacak, yapılacak’ gibi sözlerle ‘cek-cak’lı  idare ediliyor.

Kayseri’nin ‘işini bilir’ sözü her nedense sürekli yanlış anlaşılıyor, sırtı sıvazlanıp gönderiliyor.

***

Kayseri’nin talepleri onca yıldır değişmedi.

Bu şehri yönetenlerin, seçilenlerin, bürokratların, Kayseri’den çıkıp Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakan olanların, önemli görevlere gelenlerin dillendirdiği, halkın bekleyip-istediği  ‘devlet yatırımları’ Kayseri dışındaki tüm çevre illere gidiyor ama bir türlü’ medeniyetler şehri’, ‘Dünyanın ilk ticaret şehri’ Kayseri’ye bir türlü getirilemiyor.

Ama günü kurtarmak için, devlet büyüklerinin önüne aktarma yapılıp, ziyaretlerindeki konuşmalar ile ‘sinirler gevşetiliyor’, o gün için ‘idare’ ediliyor.

***

Kayseri’deki her ‘toplu açılış, temel atma, iktidar etkinliği’ sonrası, her nedense o gün ki seçilmiş ve atanmışlar ‘zafer sarhoşluğu’ yaşıyor.

O etkinlikler için, tramvayların ücretsiz çalışması, çalıştırılması, şehrin merkezinin 24 saat ulaşıma kapatılması, belli esnafa zoraki ‘güvenlik’ kiliti vurulması, bariyer ve güvenlik güçlerinin takviye olarak şehre getirilmesi, geçiş güzergahları üzerinde  ev ve işyerleri olanlara araç parklarının yasaklanması gibi ‘tepkileri zirve yapan’ söylemlere sürekli ‘üç maymun’ misali ’duymuyor, görmüyor, bilmiyor’ numarasının oynanması, şehirdeki ‘yerli-köylü’ çatışması gibi ‘kaybettirmeye’ devam ediyor.

Oysa hepimiz bu şehirde doğduk, büyüdük, karnımızı doyurduk, doyuruyor ve mezarımızda burada olacak.

Tek derdimiz ‘şov’ların yerini, Kayseri’nin onlarca yıldır beklediği, istediği, talep ettiği, dillendirdiği, ‘sağır sultanlar’ın bile duyduğu hizmetlerin getirilmesi, gelecek kuşaklar için her seçim dönemindeki gibi ‘yeni projeler’in hayata geçirilmesi için mücadele edilmesi gerekmez mi?

***

Kayseri’de bunca yıldır, seçilip ‘sen-ben-bizim oğlan, benim adamım, partili, işi bilmese de öğrenir, yerli-köylü, hemşehri, oğlum-kızım-akrabam’ anlayışı ile seçilenler, göreve getirilenlerin eserleri ortada.

Türkiye’nin sahil bölgelerinde tünel yollar, otobanlar, havalimanları, kara kontenyr demiryolu taşımacılığı, şehir stadları, bazı devletin önemli istihdamı ve üretimi artırıcı yatırımları, Erciyes gibi kış turizm merkezi olan dağ-tepelerde Dünya, Avrupa, Türkiye yarışmaları her nedense yok.

Kayseri’nin onca yıllır beklediği, istediği, talep ettiği hizmetlerin başında Yüksek hızlı Tren, Erkilet Havalimanının genişletilmesi, banliyö hattı, şehir içi toplu ulaşımın iyileştirilmesi, demiryolu kargo taşımacılığı, hangara dönüşmeyecek OSB’lerde elektrik ve doğalgazın ucuzlatılması, üretimin artırılması için savunma sanayi ve yerli otomobilden pay alınması gibi talepler var.

Alındı mı?

Neredeyse hiç biri yok.

O zaman ‘cek-cak’ ile ‘şov’ yapmanın ne anlamı var.

Neyin ‘zafer sarhoşluğu?’

***

Ben şahsen yıllardır bu konuları, istek, beklenti, talepleri yazan, duyan gazeteci olarak –Şimdi birileri bu yazdıklarımdan hoşnut olmasa da, arkamdan film çevirse de sorun değil -şunu isterdim.

‘Kayseri’nin onca yıldır bizlerden beklediği hizmetleri, devlet yatırımlarını, taleplerini  hayata geçiremedik. Bunda suçluyuz. Kayseri haklı. Bize hep destek verdi ama biz o desteği anlayamadık. Hep ‘Kayserili işini bilir’ diye öteledik, günü kurtardık.

Kayseri’nin seçtikleri, doğup-büyüdükleri yerlere yaptıkları hizmetlerle övündü. Kayseri yine de bunlara kulak tıkayıp onlara şans tanıdı. Ama onlar iyi kullanamadı. Seçim sonuçları ile ‘övündü, zafer sarhoşluğu’ yaşadı. Kayseri’yi tarihteki gibi ‘alt yapısı olduğu için  uçak-iha, siha,  gibi savunma sanayi merkezi’ hatta Uzay-astronot yetiştirme merkezi yapmak isterdik.

Ama bizler, siyasi çekişmeler, hizipler, ayrışmalar, cemaat çatışmaları nedeniyle Kayseri’yi cezalandırdık. Devlet için sıradan talep ettiği hizmetleri sürekli öteleyip idare ettik. Bunda elbette seçilenlerinde ‘etkisizliği, beceriksizliği’ var.

Kayseri’de artık ‘yapılacak-olacak’ değil, talep ettiklerinizi, beklentilerinizi bir sonraki miting ve ‘toplu açılış, konuşmada’ duymayacaksınız. Hepsi yapılacak, yeni beklenti ve talepleri konuşacağız. Tüm Kayseri’den ve Kayseri halkından ‘yatırımlar için söz verdiğimiz halde, yapamadığımız ve cek-cak’ta kaldığı için özür dileriz.”

***

Bir de, hayat pahalılığının, işsizliğin, yeni ekonomik paketlerin, zamların herkesi isyan ettirdiği bu dönemlerde, halk ekmeğe muhtaçken ‘tasarruf’ diye devletin bu kadar savurganlığına gerek var mı?

Devlet zaten çoğu klasik olan bunları yapmak zorunda değil mi?

Beklediği, talep ettiği hizmetleri onca yıldır alamayıp, üstüne üstelik adeta cezalandırılan Kayseri iktidara gelen, duran, seçilen, atanan herkesten ‘özür’, birde artık konuşmak bile istemediği, talep ettiği hizmetlerle, yeni projeleri bekliyor.

Artık lafa değil, icraata bakmak gerekmez mi?

Bu şehre beklediği hizmetleri getiremeyen herkes ‘özür borçlu.’