Özüm… (Köşe yazısı)

Psikiyatrist İsmail Gökşen

Doktor-Yazar

ismailgoksen54@gmail.com

Merhaba gadim dostlarım.

Özüm;

Bizim özümüz, Anadolu’nun özü, Türk-İslam sentezinin özüdür.

Amacım; biyografim, Avşar Türkmenlerinin sözlü kültürünün yazılı kültüre geçmesi, gelenek ve göreneklerin unutulmaması, köy şiirleri, tasavvuf şiirleri, fıkramsı hikâyeler, ebem derdi ki ile başlayan sözleri, ağıt ve göç psikolojisi, ozanlardan deyişlerle, anamın kölekârı ile gelecek kuşaklara aktarılmasına bir nebze de olsa katkı sağlamaktır.

Torosların eteklerinde küçük bir köyde doğup büyüyen geleceğe umutla bakan, tevazu sahibi, hayatta yalnız başına yürüyen, Avşarların içinden çıkıp okuyan, saf bir köy çocuğunun amansız yaşam öyküsüdür. Özdeştiğim, sevdiğim, öyküm, anılarımın, yaşadıklarımın, gördüklerimin hikâyesidir.

1974-1980 yılları arasında gelişen sosyal ve siyasal olaylarla büyümüşüm.

Hak aramak “sol”mudur? “

Hakkı aramak “sağ” mıdır?

Peki? Hak ne “soldur ne de “sağ!”

Hak; adalettir, dürüstlüktür, ahlaktır, eşitliktir… Hak evrenseldir… Nereye gidersen git kendinden bir şey kaybetmemektir.

Avşar Türkmenlerinin günlük hayat ve sosyal yaşamları yalın bir şekilde anlatılmaya çalışılır. Çocukluğunun geçtiği Kurttepe (Karabudak) köyü, İlkokul, Öğretmen Okulu, Yüksek Öğretmen Okulu, Tıp Fakültesindeki öğrenciliğinin olaylarını dile getirmiştir. Avşar kültürü içinde sosyal yaşam işlenmiştir. Dört kıtada kırk ülkeyi gördüğünü söyler. Su­udi Arabistan’a giderek eşiyle birlikte umre ve hac ibadetlerini yerine getirmişler. Peygamberimizin hayatını geçirdiği o toprakları görmek onları oldukça heyecanlandırmış. Doğrusu ibadetin manevi hazzını tattıklarını söylerler.

Türkiye gündemini işgal etmiş olan;

12 Mart 1971 askerî muhtırasını,

12 Eylül 1980 askerî darbesini,

28 Şubat 1997 postmodern darbe sürecini,

27 Nisan 2007 askerî bildirisini,

15 Temmuz başarısız darbe girişimini görmüş.

Avşarlardan tıpta okuyanların ilklerinden birisidir. Maddi imkânsızlıkların da söz konusu olduğu bir ortamda okumak her babayiğidin kârı değildir. Çağdaşlık; yerel, ulusal, evrensel değerlerdir. Onun için en belirleyici ifade; “adam gibi adam”, “gönül adamı”, “insanlık abidesi”, samimi, dürüst, merhametli, tanıyanların ondan memnun olmasıdır. Ömrümün bana öğrettiği en değerli şey “dostluk”tur der. İnsani müna- sebetlerim meslek hayatında kişiliğimin tamamlayıcısı olan bir öğedir. Tıpçı, çevreci, siyasetçi, yerel kültürle ilgilenen, kanaat önderi, Avşar kimliğiyle hizmetin içinden gelen birisidir. Hastalarına sevgi, saygı, hürmetle hizmet etmiştir. Hayatın her safhasında uygulanması gereken insani ve İslâmî ölçüler içinde “Söylediği sözü, yaptığı işi hak eden birisidir.” Dini, millî, insani, sosyal ve kültürel sorumluluk her zaman yolunu aydınlatmıştır.

Ben gelmedim davi için

Benim işim sevi için

Dost evidir gönüller

Gönüller yapmağa geldim

Diyen Yunus Emre ışığı ve hayat felsefesi olmuştur, yaşamı Yunuscadır.

Bir üst nizam olduğuna inanıyor, içime baktığımda şükrediyorum. İnsanın özüne bakan değil, görüntüye bakan korku kültüründen gelmişiz.

Anadolu’nun saf çocuğu fakirliğin ateşten gömlek gibi sarmaladığı fahr u zaruret ve cehaletle budanan Anadolu çınarının kök sürgünlerinden çıkan fidan filizlenerek azimle, tırnaklarıyla kaza kaza, hayata tutunmuştur.

Özümde; kültür, sanat, ilim, Anadolu temel değerleri işlemiştir.

Hörmetlerimlee…