Özel Yetkili Mahkemelerin Yetkilerinin Düzenlenmesi

Anadolu Hukuk Derneği (AHUDER) Başkanı Halil İbrahim Akkaş, özel yetkili mahkemelerin yetkilerini düzenleyen CMK’nın 250. maddesine ilişkin değişiklik konusunda, darbeciler, terör ve organize suç örgütleri ile mücadelede önemli mesafelerin kat edilmesine imkan sağlayan özel yetkili mahkemelerin varlığını devam ettirmesinin zorunlu olduğunu bildirdi.

Akkaş, yaptığı yazılı açıklamada, son günlerde kamuoyuna yansıyan ve CMK’nın 250. maddesinde değişikliğe gidileceği ve bu konuda hükümetin çalışma içinde olduğu yönündeki haberleri hayret ve şaşkınlıkla izlediklerini belirtti.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, konuyla ilgili “hukukun canlı bir süreç olduğu” yönündeki tespitine hukukçuların katılmamasının mümkün olmadığını, ancak bu canlı süreçte ihtiyaçların ve gerekliliklerin doğru, objektif ve ülke ihtiyaçları göz önünde bulundurularak tespit edilmesi ve buna uygun düzenlemelerin yapılması gerektiğini vurguladı.

Özel yetkili mahkemelerin halen kanunların kendisine verdiği yetkiler çerçevesinde yargılama faaliyetlerini sürdürdüğünü anımsatan Akkaş, şunları kaydetti:

“Özel Yetkili Mahkemeler, bu kapsamda özellikle darbecilere karşı ülke gündeminde yer bulan Ergenekon, Balyoz, 28 Şubat ve 12 Eylül darbeleri, terör örgütlerine yönelik PKK, kck yapılanmaları, organize suç örgütleri ve faili meçhul cinayetler hakkında yargılamalara devam etmektedir. Özel Yetkili Mahkemeler olmasaydı, bugün yukarıda sayılan cunta, darbe ve terör örgütüne yönelik soruşturmaların başlatılması ve yürütülmesi mümkün değildi. Bu yargılamalarla ülkede ilkler yaşanmaktadır. Sürmekte olan bu davalar, ülke demokrasisi için son derece hayati değerler taşımaktadır. Demokrasinin gerçek anlamda yerleşmesi, kişilere bağlı olmayıp kurumsallaşmayla ilgilidir. Bunun için de darbecilerle, terör ve organize suç örgütleri ile mücadelede önemli mesafelerin kat edilmesine imkan sağlayan özel yetkili mahkemelerin varlığını devam ettirmesi zorunludur.”

Canlı bir süreç olan hukukta söz konusu mahkemelerin yetkilerinin daraltılması veya tamamen ortadan kaldırılma ihtiyacının kişilerin şahsi ihtiyaç ve taleplerine göre değil, toplum ihtiyaçlarına göre yapılması gerektiğini savunan Akkaş, yaşanan süreçte bu mahkemelerin yetkilerinin daraltılması veya kaldırılmasını gerektirir somut bir gelişme bulunmadığına dikkati çekti.

Bir yanıt yazın