Oyuna gelmeyin.. (Kaplan köşesi 12.09.2015 Kayseri Star Haber Gazetesi)

DAVUT GÜLEÇ

GAZETECİ-HİSF KAYSERİ TEMSİLCİSİ
davutgulec@hotmail.com

Evet, teröre karşı her türlü tepkinizi gösterin ama sakın ama sakın oyuna gelmeyin.
Yapmayın…
Polis-adliye muhabirliğinde yaklaşık 41 yıl muhabirlik, foto muhabirliği ve kameramanlık yaptım…
Bana;
Gönlünü, yüreğini, sofrasını, yatağını, evini açan onlarca Kürt kardeşim dostum oldu…
Gittiğim yollara dizildi, bana mihmandarlık, korumalık yaptı.
Kürt başka, PKK ve terörü başka.
Kürt, sofrasına, dostuna merttir.
Ölümüne korur, sahip çıkar.
Bana göre, terör illetinin bitirilememe sebeplerinin başında her Kürdü PKK’lı gören zihniyet.
Yazdıklarımı;
Kürdü sadece camekanda görenler, klavye kabadayıları, ırkçılıktan beslenenler ve İstanbul’da oturup, kürdü yazan, hiç sofrasına, evine konuk olmayan, onları hiç tanımayan, dostluğunun, kardeşliğinin tadını bilmeyenler anlamaz.
Uzatın elinizi, açın gönlünüzü bakın görün…
Bugün, onlarca gazeteci meslektaşım, her karşıt görüşten Kürt dostum ve arkadaşım var…
Onları çok sevdim, onlar da beni…
Sevgili Kürt kökenli dostlarım, arkadaşlarım, meslektaşlarım;
Sizi çok sevdiğimi bir kez daha buradan söylemek istedim…
Biliyorum ki, siz de beni çok seviyorsunuz…
Yapmayın,
PKK’nın, terörün ve onların işbirlikçilerinin oyununa gelmeyin…
Şöyle bir düşünün, geçmişe gidin.
Hepimiz öğrenciydik…
Kimsenin ırkını, mezhebini sormadık.
Gençtik… “Nerelisin” bile demedik…
Anne adı, baba adı ne fark eder, biz, “Kardeşiz” dedik.
Dayanışma içinde olduk.
Bu yaşa kadar bazen ekmeğimizi böldük, giydiğimiz gömlekleri değiştirdik, değişik renkte, desende gömlek giymenin keyfini yaşadık.
Ama çıkar için, menfaat için hiç gömlek değiştirmedik.
Evlendik, çoluk çocuğa karıştık.
Komşularımız oldu. ” Komşu komşunun külüne muhtaçtır” dedik, dayanışma içinde olduk.
Sormadık, Nerelisin, demedik, “Komşu” dedik, ” Dost” dedik.
Bugün ülkemizde yaşanan acı günleri hiç hak etmediğimizi, çocuklarımızın gözlerimizin önünde kara toprağa verilmesi yüreklerimizi dağlıyor.Ölenle ölüyoruz, yaralananla yaralanıyoruz.
Neşemiz kaçtı..
Mutsuz olduk…
Umudumuzu karartmaya çalışıyorlar.
Bizi yaşamaktan onur duyduğumuz ülkemizde çaresizliğe ve umutsuzluğa sürüklemeye çalışıyorlar.
Bugün dünden daha fazla kenetlenmeliyiz.
Bizi bölerek, parçalayarak, soy, sop, ırk, renk, inanç kamplarına sokarak birbirimize düşman etmek isteyenlere inat barışı, kardeşliği savunmalıyız.
Teröre karşı, şiddete karşı tek yürek olurken, insanların doğum yerine ve rengine bakarak düşmanlığı körüklemek isteyenlerin oyunlarını boşa çıkarmalıyız.
Bu kötü günleri geride bırakacağız.
Aynı bayrak altında, insanlarımızın dilini, rengini, inancını sorgulamadığı demokratik, laik Türkiye’yi sabırla yeniden inşa edeceğiz.
Öğrenci iken öğrendiğimiz gibi yine kimsenin ırkını, mezhebini sormayacağız. Vatanımızda birlikte yaşayacağız…
Yaşasın barış, kardeşlik, vatanımız, bayrağımız, toprağımız, Türkiyemiz.
Ama, oyuna gelmeyelim derken şunu sakın unutmayın.
Bayrak düşerse…
Vatan düşer.
Saklı gizli yok, her şey gözümüzün önünde oluyor.
Bir daha oy ver, Türk bayrağını indirdikleri askeri üsse Kürdistan bayrağı diksinler mi diyeyim?
O zaman sandıktaki göreviniz net.
Bayrakla, vatanı düşürmek isteyenleri siz sandıkta düşürün ki bir daha sokağa bile çıkamasınlar.