Okullar ve önlem..(1) (Köşe yazısı 11.09.2017 Kayseri Star Haber Gazetesi)

DAVUT GÜLEÇ

GAZETECİ

davutgulec@hotmail.com

Eğitim sistemi, okullar, okul yöneticileri, öğretmenler, veliler, öğrenciler, servisler, okul aile birlikleri, kantinler, notlar, toplanan bağışlar, okullardaki olaylar, okul kıyafetleri, öğrencilere yönelik başta uyuşturucu olmak üzere suçlar, disiplin kurulları, genelge ve yönetmelikler, devamsızlıklar, geziler, servislerdeki olaylar, okul polisinin önemi, sürekli değişen müfredat gibi bir çok konuyu zaman zaman ele alarak görüşlerimi söylüyorum.

Ben zorunlu eğitimde, yani 12 yıllık sürede; eğitimle ilgili her şeyin Devlet tarafından karşılanması taraftarıyım.

Madem eğitim zorunlu, o zaman servisinden (ulaşım), öğrencilerin beslenmesine, kıyafetinden diğer giderlerine herşeyi kesinlikle devlet karşılamalı.

Eğitim yuvalarını, okulları birilerinin arka bahçesi yaptırmamalı.

Okul servislerini mafyaya teslim etmemeli.

Yardımcı ders kitabı ayağına şaibeleri ortadan kaldırmalı.

Okul aile birliklerine bile yasak olan bağışları, birileri için serbest bırakmamalı.

Disiplin kurulları daha duyarlı işletilmeli.

Okul yöneticileri ve öğretmenler siyasi çekişmeleri eğitime yansıtmamalı.

Okul kantinlerindeki denetimler sıklaştırılmalı.

Okul bahçe ve spor salonları, öyle gizli ‘görmedim, duymadım, bilmiyorum’ diyerek okula yararı olmayacak şekilde kiraya verilmemeli.

Gerekirse velilerde, öğrencilerde öğretmeni değerlendirmeli.

Başarılı ve başarısız öğrencilere yönelik destek, teşvik ve önlemlerde dikkatli olunmalı.

Okulların Çanakkale, Anıtkabir, Sarıkamış ya da il gezilerinde Gençlik Hizmetleri Spor il Müdürlüğü, Büyükşehir ve diğer belediyeler ‘bize yakın’ anlayışını bırakmalı.

Okullardaki sigara, uyuşturucu, hap kullanan, kendilerine sermaye yaratmaya çalışanlara yönelik daha iyi ihbar hatları olmalı, ihbarcıların ve tanıkların kimlikleri çok iyi gizlenmeli.

Okul yöneticisi, öğretmen, veli, öğrenci ilişkileri daha medeni ve yakışan olmalı.

Adrese dayalı kayıt sisteminde adamına göre torpil işletilmemeli.

Başarılı okullar, yöneticiler, öğretmenler, okul aile birlikleri ödüllendirilmeli.

Okul Aile Birlikleri okul yönetimlerinin kuklası olmamalı, veliler ve yönetimler imza atmak bir yana hem hesap sormalı, hem hesap verebilmeli, hem de eğitime katkı anlamında aktif olmalı.

Dar gelirli öğrencilere, cinsiyet ayırımı olmaksızın, gerekirse ailelerine de sahip çıkılmalı.

İstenmedik ve beklenmedik olaylarda, yani trafik kazası, cinayet, intihar, yaralama gibi olaylarda Devletin ilgili birimleri görevini daha iyi yapmalı, çocuklara sahip çıkılmalı.

Suça bulaşan çocukların topluma kazandırılması için kimlik gizlemelerine gidilmeli.

Okul çevrelerindeki satıcılara karşı önlemler artırılmalı.

İşsiz, ayyaş, suç makinesi olan; araçlı, suç aletli kişilere karşı öğrenciler, eğitimciler korunmalı.

Terör ve diğer suç örgütlerinin gençleri kandırmalarına karşı herkes, Devletin, Milletin, güvenlik güçlerinin yanında olmalı, dik durmalı, suç ve suçlularla mücadelede taviz vermemeli.

Kanunlar adamına, partisine, gelir durumuna, birilerine yakınlığına göre uygulanmamalı.

Özellikle burslar konusunda; adaletsizlik giderilmeli.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti kimliğini taşıyanlara ‘üvey evlat’ muamelesi yapılmamalı.

Seçilmişler burslar ve yardımlar konusunda öğrencilerin şevkini kırmamalı.

Yabancı öğrencilere, sığınmacılara, mültecilere ve kaçaklara yönelik yapılan yardımlar bir kez daha gözden geçirilmeli, bu konuda ülkenin öz evlatlarına, insanlarına yapılan haksızlık giderilmeli.

Fatih projesi çağın gerisinde kalmamalı, bu konudaki sorun ivedi çözülmeli.

Okullarda, sınıflarda başarılı öğrenciler ödüllendirilmeli.

Hedefi olan öğrencilerin diploma almasından sonra ‘diploma işe yaramadı, iş bulamadım’ kaygıları artık yeni planlamalar ile sona ermeli.

Dünyada başarılı örnekleri olan Finlandiya, Japonya gibi ülkelerdeki modeller uygulanmalı.

Kardeş okul, ülke, AB projesi gibi yurtiçi ve yurtdışı öğrenci değişim projelerinde torpil yerine başarılı öğrenci, öğretmen ve okul yöneticileri desteklenmeli.

Yabancı dil eğitiminde gezilere ağırlık verilmeli.

Eğitim müfredatı ile sık sık oynanmamalı, zorunlu olmadıktan sonra 10 yılda bir yeni düzenlemelere gidilmeli.

Aile içi şiddet ya da parçalanmış, parçalanma noktasına gelmiş, anne-baba ya da kardeş acısı yaşayan öğrencilere zamanında sahip çıkılması.

Büyük önder ve lider Mustafa Kemal Atatürk’ün geleceğin Türkiye’sini emanet edeceği gençlerin, Dünyadaki rakipleri ile yarışırken geri kalmamaları için herkesin sorumluluk olması, üzerine düşeni yapması, her şeyi de Devletten beklememesi için bu konuda da eğitimlere ağırlık verilmeli.