O ‘Asker Aydoğan’dı.. (Köşe yazısı 03.06.2017 Kayseri Star Haber Gazetesi)

DAVUT GÜLEÇ

GAZETECİ

davutgulec@hotmail.com

O ve benzeri komutanlarla hep görev yaptıkları Kayseri’deki kışlalar ve gazeteci olarak katıldığım askeri tatbikatlarda tanıştım.

‘Mavi bere herkese yakışmaz’ derdi.

Askerleri ona, hep yanlarında olduğundan ‘Asker Aydoğan’ derlerdi.

Kayseri Karasazlık ve 1. Komando Tugayı’ndaki tatbikatlarda arazide idik. Ağaçlar arasına kurulan kamufleli fırında ekmek ve puaça yapılmıştı. Tadına da, tuzuna da ilk o bakardı. O gün ilk ikramları çok sevdiği gazetecilere elleri ile ikram etti. İlk puaça’yı da ‘Sen Askerliğini yapmış biri olarak belki özlemişindir’ diyerek bana vermişti.

Çok misafirperver, candan, içten, samimi bir Atatürk hayranı, Cumhuriyet çocuğu idi.

Her fırsatta Vatan, millet, Devlet üzerine doğruları paylaşmaktan çekinmezdi.

Her Şehit haberinde yutkunurdu, ‘Keşke bende orada olsaydım’ diye için için ağlardı.

2015’teki Komando Tugayı’ndaki tatbikatta konuşurken ‘Şimdi bizim Kışla’da değil o hainlerin ininde, dağlarda, tepelerinde olmamız gerekirdi. Terörle mücadelede, Askerin, polisin kışlasına, merkezine çekilmesi olamaz. Bu birlikte ne kadar kınalı kuzu varsa hepsi anasından, babasından, yârinden bizlere emanet. Birinin kılına zarar gelsin istemem’ demiş, yutkunmuş ama suyunu bana ikram etmişti.

Birlikte ‘Al yeşil dökün anneler mezar başıma’ ve ‘Baba bugün dağlar yeşile boyandı’ ağıdını ben söylerken komutanlarla bana eşlik etmişlerdi.

  1. Jandarma Sınır Tümen Komutanı Tümgeneral Aydoğan Aydın, sancağında iki altın madalya bulunan Kayseri1. Komando Tugayı’nda 4 yıl görev yaptı. Askeri çok severdi. Onlarla oturur, kalkar, yemek yer, cephede önde savaştığı için herkes ona ‘Asker Aydoğan” derdi.

15 Temmuz 2016 başarısız darbe teşebbüsü sırasında Hakkari Çukurca’da birliklerini komuta ederken darbe girişimi ile ilgili gelişmeleri duyar duymaz Kayseri Komando Tugayı’nı arayarak, görev yapan komutanlara şu emri vermişti.

“Bir tek er dahi kışladan dışarı çıkmayacak.”

İsmi sehven darbecilerin hazırladığı listede yer almıştı.  Bu nedenle dağda operasyonda iken görevden alınmış, bir süre gözaltında kalmış, yapılan soruşturmanın ardından suçsuz olduğu belirlenmiş, Tümgeneralliğe terfi ederek 23. Jandarma Tümen Komutanlığı’na atanmıştı.

Bölgesinde görev yaptığı 1 yılda teröristlere göz açtırmıyordu. Cumhurbaşkanına da, Bakanlara da söylediği gibi ‘Orada terörün beli kırılırsa asıl şehirlerde terörün beli kırılacaktı.’

O hem bir baba, hem komutan olarak, hem de terörle mücadele de ‘efsane’ idi.

Teröristlere birliklerle kan kusturan ve yıllarca girilemeyen bölge olarak bilinen Kato Dağı’nda yaklaşık 50 gündür devam eden operasyonları da idare eden isimdi. Operasyonlarda, Türkiye tarihinde bugüne kadar ele geçirilen en yüksek miktarda silah ve mühimmat, PKK mağara ve barınaklarda onun döneminde ele geçirildi. Terör örgütü lojistik olarak hiç yemediği bir darbe yedi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun ölümünden üç gün önceki ziyaretinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a terör örgütü PKK’nın yıllardır yığınak yaptığı bölgeye operasyon gerçekleştirdiklerini belirterek, şunları söylemişti:

“Terörle mücadele tarihinin erişemediği miktarda silah, mühimmat ve yaşam malzemesi bulundu. Önümüzdeki günlerde bu mağara sayılarında artış olacak. Yine bu bölgede teçhizatların bulunmuş olması Türkiye genelindeki terörle mücadeleye katkı sağlayacaktır. Buranın temizlenmesi Ankara ve İstanbul’da terörün belinin kırılmasında da etki yapacaktır” demişti.

Ama, Şırnak’ın Uludere ilçesi Şenoba beldesi’ndeki birlikleri denetlerken düşen Cougar tipi askeri helikopterde; 23. Sınır Tümen Komutanı Tümgeneral Aydoğan Aydın, Albay Oğuzhan Küçükdemir, Albay Gökhan Peker, Yarbay Songül Yakut, Binbaşı Koray Onay, Yüzbaşı İlker Acar, Yüzbaşı Nuri Şener, Pilot Yüzbaşı Serhat Sığınak, Pilot Üsteğmen Aldülmüttalip Kesikbaş, Başçavuş Mehmet Erdoğan, Teknik Başçavuş Fevzi Kıral, Uzman Çavuş Zeki Koç ve Piyade Uzman Çavuş Hakan İncekal aramızdan ayrıldı. Aynı gün yaralı üç Askerimiz daha Şehit olmuştu.

Bu Vatan, Millet, Devlet, topraklar için bugüne kadar kim Şehit düşmüş ise Allah’tan rahmet diliyorum. ‘Vatan sağ olsun’ demek yetmiyor. Herkesin bu Vatanın sağ olması için son görevi yapması, bize emanetlerine sahip çıkmaları, o bayrağı ‘yere düşürmeden’ taşımaları gerekiyor.

‘Asker Aydoğan ‘ Tümgeneral Aydoğan Aydın 1992’de ‘Hanke’ye ağıt’ şiirini yazmıştı.

Doksan kişiydik biz o gün / Aç, susuz, uykusuz / Nasır tutmuş ayaklarla / Yürüyorduk Kaygusuz. /Sis, çamur, kanla, terle / Üzerindeydik bulutların. /Ayrım Hanke yaylasında / Yeşerirken umutlarım. / Soğuk namlular elimizde / Yürüyorken dağlara / Şehitlerden selam geldi / Savaşan tüm sağlara. / Uzaklarım yakınlaştı / İnancımla, davamla / Uyan Hanke geliyorum / Heybetimle, havamla.

Şehitlerimize minnet ve vefa borcu olarak ‘Unutmadık, unutturmayacağız.’

Sizler hep ‘Vatan sağolsun’ dediniz, sizleri bu Vatanın unutması mümkün mü?