Ne günlere ve hale geldik.. (Köşe yazısı 24.08.2015 Kayseri Star Haber Gazetesi)

DAVUT GÜLEÇ

GAZETECİ-HİSF KAYSERİ TEMSİLCİSİ
davutgulec@hotmail.com

Türkiye, Dünyadaki sayılı tarım ülkelerinden biri.
Hayvancılık ve besicilik içinde bulunmaz bir coğrafya.
Zaten tarihten gelen tarımcılık, hayvancılıkta dededen babaya, çocuğa, toruna geçen cinsten.
Bu kadar teşvik, destek, yatırıma karşın yine de tarım ürünü ve hayvan ithalatı bitmiyor.
Demek ki ortada yanlış giden işler var.
Eğer bugün merkezi Kayseri’de bile pastırmanın kilosu 120 liraya, sucuğun kilosu 60-70 liraya, kırmızı etin kilosu 60 liraya dayandı ise kendimizi sorgulamamızın tam zamanı.
Bugün yeterli, dengeli, düzenli beslenebilmek, sağlıklı nesiller yetiştirebilmek için kırmızı etin önemini bilmeyende yok.
Kırmızı et fiyatlarının düşürülmesi şart.
Et ithalatı hem kalıcı hem de sürdürülebilir çözüm değil.
Uzun planlamalar ama doğru, zamanında yapmakta şart.
Türkiye Süt, Et, Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği (SETBİR), kesimlik hayvan arzındaki açığı kapatmak için kesimlik dana, özellikle de karkas et ithalinin, tüketicileri biraz rahatlatacağını, ancak bunun kalıcı olmayacağını belirtti. Üstelik, istikrarı bozacağını, ülke besiciliğine orta-uzun dönemde zarar vereceğini, besilik dana açığını kapatmak için genç dana ithalatına bir süre daha ihtiyaç olacağını, etçi ırk damızlık hayvan ithalatının yeniden değerlendirilmesini önerdi.
SETBİR’in çözüm önerileri şöyle.
Üreticinin öncelikle girdi maliyetlerinin düşürülmesi ve dengelenmesi gerekmektedir.
Besi maliyeti açısından büyük önem arz eden meraların daha etkin kullanımı, kaba yem üretiminin artırılması teşvik edilmelidir.
Yemleme ve yem teknolojileri daha etkin bir şekilde kullanılmalıdır.
Hayvanlarımızın genetik özelliklerinin geliştirilmesi için çalışmalar yürütülmelidir.
İki doğum arası sürenin kısaltılması ve doğumların yılın bütününe yayılması sağlanmalı, mevsimsellik azaltılmalıdır.
Doğum ve doğumu takip eden günlerde yaşanan buzağı ölümleri azaltılmalıdır.
Et üretiminde etçi ırkların kullanımı hayata geçirilmelidir.
Hayvan hastalıkları ile etkin bir şekilde mücadele edilmelidir.
Küçük işletmelerin altyapı zaafları giderilmeli, işletme büyüklüğünün mikro seviyeden optimal seviyeye çıkarılması düşünülmelidir.
Besicinin eğitimine yönelik çalışmalar yürütülmeli, yetişmiş eğitimli insan gücünün istihdamının sağlanması teşvik edilmelidir.
Kesimhanelerin kesim standardına uyumu sağlanmalı, karkas sınıflandırma sistemi hayata geçirilmelidir.
Vadeli işlemler borsasının bünyesinde ileri tarihli ticari işlem yapılabilmesi sağlanmalı ve istikrar yaratılmalıdır.
Değer zincirinde sisteme katkı sağlamayan, katma değer yaratmayan her halka yok edilmeli, sistem yalınlaştırılmalı, besicilik zincirinin finans ihtiyacı sorunu çözümlenmelidir.
Hayvan kayıt sistemimiz süratle yenilenmeli, veri tabanı zenginleştirilmeli, sürekli güncel kalması sağlanmalı ve sektör oyuncularının erişimine açılmalıdır.
Besilik dana envanterimiz sürekli izlenerek, öngörülü davranılarak, gelecek dönemlerin ihtiyaçlarını karşılayacak (açığı kapatacak) kadar besilik dana takviyesine/ithalatına imkân verilmelidir.
Ülkemiz kaynaklarının sonuna kadar kullanıldığından emin olunmadıkça ithalat özendirilmemeli, iç kaynakların kullanımına öncelik verilmelidir.
Küçükbaş hayvanların kurban edilmesi vatandaşımıza telkin edilmelidir.
Bakanlık, besiciler, ilgili kişi ve kuruluş temsilcileri herkes bu konuda bir şeyler söylüyor, öneriyor.
Tek kaybeden ülke ve tüketici.
Ağlanacak halimize şu günlerde bile suni gündemle kafa yoruyoruz.
Tarım ülkesinde ne günlere ve ne hallere kaldık.
Mutlu fırsatçı azınlığın kazancını, parasını, yaşantısını, züğürt halimizle konuşmaya devam…