Mutlu azınlık, mutsuz-sorunlu çoğunluk (Köşe yazısı 22.04.2015 Kayseri Star Haber Gazetesi)

DAVUT GÜLEÇ
GAZETECİ-HİSF KAYSERİ TEMSİLCİSİ
davutgulec@hotmail.com

Son yıllarda bir moda başladı.
Cumhurbaşkanı’nın tavsiyesine uyan çocuk yapar oldu.
Nasıl olsa devlet ve çalışanlar bakıyor, okutuyor, karnını doyuruyor, elektriğini, suyunu, giyeceğini, ihtiyacı ne varsa veriyor.
Çoğunluğu batıda olmak üzere çalışan anne-babalar çocuk yapmaya korkuyor.
Çalıştıkları için, anne yeterince emziremeyecek. Sonrasında bırakacağı bir yer bulamayacak. Kreş ücretlerine yetişemeyecek. Hatta, doğurduğu çocukla tam ilgilenemediği için hastalığı canını sıkacak. Eğitimi öylesine. Anne-babalık sorumluluğu daha ayrı. Birde ev kira ise vay haline.
Çalışarak kazanacak ama, çocuğuna bakamazken, asalak birilerine, istemese de siyasiler çalışanların ücretlerinden, vergilerinden, zamlarla alıp verecek ve bununla övünecek.
Çocuk suçlu sayısı artmış, tecavüze uğrayan anne, kız ya da çocuklarda patlama yaşanmış hiç önemli değil. Yeter ki çocuk yapsınlar.
Çok çocuk yaparak övünen, ancak kaç çocuğu olduğunu bile bilmeyen, yine de birden fazla evlenmekten kaçınmayan, asalak yaşayanlara şöyle bir bakın.
Çoğu Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinden.
Evleri kaçak. Araziler devletin. Elektrik, su, doğalgaz ödemezler. Her türlü kaçakçılık ve suç onlara yasak değil.
Devleti, milleti bölmek için yabancıların oyuncağı olan yine onlar.
Töre, kadın cinayetleri, infazlar yine onlarda.
Açlar, kaçakçılar, çalıp-çırpıyorlar ama töre onlar için olmazsa olmaz.
Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) verilerine göre, Canlı doğan bebek sayısı revize edilen 2013 yılı verilerinde 1 milyon 291 bin 217 iken bu sayı %3,6 artarak 2014 yılında 1 milyon 337 bin 504 oldu. Doğan bebeklerin 2014 yılında %51’i erkek, %49’u kız.
Toplam doğurganlık hızı, bir kadının doğurgan olduğu dönem (15-49 yaş grubu) boyunca doğurabileceği ortalama çocuk sayısını ifade ediyor..
Toplam doğurganlık hızı, revize edilen 2013 yılı verisine göre 2,10 çocuk iken 2014 yılında 2,17 çocuk olarak gerçekleşti. Yani, bir kadının doğurgan olduğu dönem boyunca doğurabileceği ortalama çocuk sayısı 2,17 oldu. Bu durum, nüfusun yenilenme düzeyindeki (2,1) doğurganlık seviyesinin üzerine çıkıldığını gösterdi.
Toplam doğurganlık hızının en yüksek olduğu il 2014 yılında 4,52 çocuk ile Şanlıurfa oldu. Şanlıurfa ilini 4,23 çocuk ile Şırnak, 3,98 çocuk ile Ağrı ve 3,86 çocuk ile Siirt izledi.
Toplam doğurganlık hızının en düşük olduğu il ise 1,47 çocuk ile Edirne oldu. Edirne ilini 1,55 çocuk ile Karabük, 1,56 çocuk ile Kırklareli, 1,57 çocuk ile Çanakkale ve Eskişehir izledi.
Yaşa özel doğurganlık hızı, belli bir yaş grubunda bin kadın başına düşen ortalama canlı doğan çocuk sayısını ifade ediyor. Yaş grubuna göre doğurganlık hızı incelendiğinde, en yüksek yaşa özel doğurganlık hızı 25-29 yaş grubunda görüldü. Bu yaş grubundaki doğurganlık hızı revize edilen 2009 yılı verisine göre binde 126 iken 2014 yılında binde 135 oldu. Diğer bir ifadeyle, 2014 yılında 25-29 yaş grubundaki her bin kadın başına 135 doğum düştü.
Adölesan doğurganlık hızı, 15-19 yaş grubunda bin kadın başına düşen ortalama canlı doğan çocuk sayısını ifade etmektedir. Adölesan doğurganlık hızı, revize edilen 2009 yılı verisine göre binde 37 iken 2014 yılında binde 27’ye düştü. Diğer bir ifadeyle, 2014 yılında 15-19 yaş grubundaki her bin kadın başına 27 doğum düştü.
Kaba doğum hızı, revize edilen 2013 yılı verisine göre binde 17,0 iken 2014 yılında binde 17,3 oldu. Diğer bir ifade ile 2013 yılında bin nüfus başına 17 doğum düşerken, 2014 yılında 17,3 doğum düştü.
Kaba doğum hızı illere göre incelendiğinde, 2014 yılında kaba doğum hızının en yüksek olduğu il binde 34,2 ile Şanlıurfa oldu. Şanlıurfa ilini binde 30,8 ile Şırnak, binde 30,0 ile Ağrı ve binde 28,6 ile Muş izledi. Kaba doğum hızının en düşük olduğu il ise binde 10,1 ile Edirne oldu. Edirne ilini binde 10,6 ile Kastamonu, binde 10,7 ile Karabük ve binde 10,8 ile Çanakkale ve Kırklareli izledi.
Rakamlar, göstergeler ortada.
Balık baştan kokuyor.
Hoca os…..ca, onlara ayak uyduran birileri de içine ediyor..
Bizde cezasını, eziyetini çekiyoruz.
Mutlu azınlığın yanında, mutsuz-sorunlu çoğalanlarda cabası.
Arada kalan, onurlu, haysiyetli, şerefli, namuslu, askerliğini yapan, vergisini ödeyen, primini zamanında yatıran bizlerde şaşkın.
Haksız mıyım?