Musa Çevrim YRP’ye geçti, Erbakan iktidarı adaletsizlikle eleştirdi

Musa Çevrim YRP’de

Daha önce BBP Hacılar ilçe başkanlığı yapan ve istifa eden Musa Çevrim Yeniden Refah Partisi Kayseri İl teşkilatına katıldı. Rozeti İl Başkanı Önder Narin tarafından Kayseri İl Sorumlusu Ali Karaduman ile birlikte kendisine takıldı.

Bu konuda yapılan açıklamada ‘Ülkemize ve şehrimize sevdasını bildiğimiz , Türk gençliğinin geleceği için kafa yoran ter akıtan Sn Çevrim artık Milli Görüşün bir dava ferdidir. Kendisine İl Başkan Yardımcılığı görevi tevdi edilmiştir. Hayırlı hizmetler yapmayı Allah nasip etsin. Yeniden Refah Partisi Kayseri İl Başkanlığı olarak farklı siyasi isimlerle ve teşkilat mensupları ile görüşmelerimiz yoğun bir şekilde sürmekte olup ilerleyen zamanlarda kamuoyunun yakından tanıdığı isimlerle teşkilâtımızı güçlendirmeye devam edeceğiz.  Bu ülkenin geleceği için Milli Görüş çizgisinde hizmet etmek isteyen herkese kapımız sonuna kadar açıktır. Genel Başkanımız Dr Fatih Erbakan ın önderliğine tek derdimiz ülkemizin ve tüm insanlığın Refahıdır. Ahiret temelli siyasi anlayışımız makam ve mevki hevesinden uzak dava bilincidir. Bu bilinçli yolumuza emin adımlarla devam edeceğiz’ denildi.

‘Sadece Ayasofya’yı açmak, başörtüsü yasağını kaldırmak değil, bizim davamız adalet davasıdır’

Yeniden Refah Partisi lideri Fatih Erbakan, Sivas kongresinde yaptığı açıklamada, “Bizim davamız sadece Ayasofya’yı, imam hatipleri açmak, başörtüsü yasağını kaldırmak değildir. Bizim davamız adalet davasıdır. Bırak sen kendi partilini, yandaşın olanı, karşındaki Hıristiyan da olsa, Yahudi de olsa adaletsizlik yapamazsın. Yönetimde ve paylaşımda adalet, Milli Görüş’ün olmazsa olmazlarıdır.” İfadelerini kullandı

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Dr. Fatih Erbakan, partisinin Sivas 2. Olağan İl Kongresi’nde çarpıcı açıklamalarda bulundu.

‘Şehit Muhsin Yazıcıoğlu’nu rahmetle ve özlemle anıyoruz’

Konuşmasına merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nu anarak başlayan Erbakan, “Sivas’ta Şehit Başkan Muhsin Yazıcıoğlu’nu rahmetle ve özlemle anıyoruz. Allah ondan razı olsun. ‘Ben namlusunu millete dönen tanklara selam durmam.’ diyerek dış güçlerin oyunu olan 28 Şubat’ta dik durdu. Merhum Erbakan Hocamızla birlikte dış güçlere karşı saf tutmuştu, bedel ödemişti ve elini taşın altına koymuştu. Allah her iki başkanımızı da cennetinde buluştursun.”

‘2001 krizinden daha ağır bir kriz var Türkiye’de’

AK Parti iktidarının Adalet ve Kalkınma ismine atıfta bulunan Erbakan, 20 yılın sonunda gelinen noktadan ülkede ne adaletten ne de kalkınmadan bahsedilebilemeyeceğini söyleyerek şu ifadeleri kullandı:

“Duyduğum zaman tüylerimi diken diken eden bir istatistik; 2002’de Türkiye’de kayıtlı çiftçi sayısı 2 milyon 588 bin iken 2022 ocak ayında 493 bine gerilemiş. 2 milyon 100 bin çiftçi üretimden uzaklaşmış. Böyle bir rakamın olduğu ülkede kalkınmadan üretimden gelişmeden bahsedilebilir mi? Milli Gelir içinde sanayi üretiminin payı yüzde 24’ten yüzde 20’nin altına inmiş, tarım üretiminin payı yüzde 12’den yüzde 5 seviyesine inmiş. Bu tablonun gösterdiği Türkiye’nin kalkınmadığıdır, ortada kalkınma namına bir şeyin olmadığıdır. 2020 yılında 42 bin 700 şirket, 99 bin 500 esnaf kepenk indirdi. 1 buçuk milyon üniversiteli işsizin olduğu bir ülkede kalkınmadan bahsedilemez. 10 milyona yakın işsizin olduğu bir ülkeye kalkınmış bir ülke diyebilir miyiz?  Samanını dahi ithal eden bir ülkeden kalkınmadan bahsedilebilir mi? Vatandaşın borcu AK Parti iktidarı döneminde 6 milyar liradan 1 trilyon 17 milyara tırmanmış, özel sektörün borcu 88 milyardan 4 buçuk trilyona gelmiş, çiftçinin borcu 2,5 milyar liradan 180 milyara, kamunun borcu 250 milyar liradan 2022 nisan ayı itibariyle 3 trilyon 125 milyar liraya yükselmiş. Borç paçadan akıyor. Siz hangi kalkınmadan hangi kendi kendine yeten Türkiye’den bahsediyorsunuz? Bu noktada güçlenen kalkınan sadece imtiyazlı holdinglerdir, güçlülerdir, sermaye sahipleridir ve iktidara yakın olanlardır. 2000 ve 2001 yıllarındaki ekonomik kriz şartlarındaki çok daha ağır şartlarda bir Türkiye var.”

‘Bizim davamız sadece Ayasofya’yı, İmam Hatipleri açmak değil adalet davasıdır.’

İktidarı adalet konusunda da eleştiren Erbakan, Milli Görüş davasında paylaşımda ve yönetimde adaletin olmazsa olmazı olduğunu belirterek, “KPSS sınavında istediğin kadar yüksek puan al iktidarın adamı değilsen mülakatta 40 puan verip seni eliyorlar. Ne kadar acı bir gerçek; Bu ülkenin gençleri ‘fırsatım olsa yurtdışına giderim’ diyor. Çünkü gençler biliyor ki, istediğin kadar üniversite diploman olsun, dilin, doktoran, iş tecrüben olsun iktidara yakın dayın yoksa hiçbir noktaya gelemezsin. Böyle olunca da gençler arasında yapılan anketlerde yüzde 60 oranında ‘fırsatım olsa bir dakika durmam bu ülkeyi terk ederim’ çıkıyor. Bir diğer adaletsizlik de eğer dağıtım yapan belediye AK Partili ise yardım dağıtabilir değilse yardım dağıtamaz. Bizim davamız sadece Ayasofya’yı, imam hatipleri açmak değil, başörtüsü yasağını kaldırmak değil bizim davamız adalet davasıdır. Bırak sen kendi partinden yandaşın olanı, Hristiyan da olsa Yahudi de olsa adaletsizlik yapamazsın. Yönetimde ve paylaşımda adalet, Milli Görüş’ün olmazsa olmazıdır. Bu şekilde Erbakan Hoca’nın hedeflerine ulaştık denilebilir mi? Ak Partili bir bürokratsan 3 maaş 5 maaş ama bir emekli amcamız 2. Bir iş yaptığı zaman hayır çift dikiş yaptırmam buna müsaade etmeyiz. Ayda 310 bin lira maaş alan bakan yardımcısı salatalık karpuzun fiyatından anlar mı?” ifadelerini kullandı.

‘Milyonluk araç ve makam odası saltanatına son vereceğiz’

İktidara geldiklerinde ülkenin kaynaklarını millete harcayacaklarını belirten Erbakan, işbaşına gelir gelmez memura, emekliye, işçiye yüzde 100 maaş zammı sözünü tekrarlayarak, “Bizim dönemimizde başta Cumhurbaşkanlığı Külliyesi olmak üzere tüm kamu kuruluşlarının kapısına ‘Rüşvet alan da veren de melundur’ tabelasını asacağız. Bizim dönemimizde devletten birden fazla maaş alan bir tane bile bürokrat kalmayacak, biz gelir gelmez milyonluk araç ve makam odaları saltanatına son vereceğiz. Paylaşımda adaleti tesis edeceğiz, ‘önce imtiyazlılar değil önce millet’ diyeceğiz. Üniversite kadrolarında ne kadar eş dost iktidar torpili ile gelen ne kadar insan varsa alanları ile ilgili sınava tabi tutacağız geçemeyenler ile yollarımızı ayıracağız. İlahiyat fakültelerinde Hadis inkarcısı ne kadar öğretim görevlisi var ise yollarımızı ayıracağız. Bizim iktidarımızda dayısı olan değil, hakkı olan hizmet makamına oturacak. Sağlık Bakanlığı’nı Dünya Sağlık Örgütü, Tarım Bakanlığı’nı da Bill Gates Vakfı’nın tasallutundan kurtaracağız. Bütün bu adımları atmaya Yeniden Refah Partisi olarak Milli Görüş sözü veriyoruz. Adalet, refah, huzur, barış ve insan haklarına ancak ve ancak Milli Görüşle ulaşılır. Milli Görüş de ancak ve ancak Yeniden Refah ile gelir. Yıllar boyunca Erbakan Hocamız döneminde de söylediğimiz sloganlarımızı biliyorsunuz, refah gelecek, zulüm bitecek diyoruz. Refah gelecek, yüzler gülecek diyoruz.” Şeklinde konuştu.

Kongre sonunda tüm delegelerin oyları ile Yeniden Refah Partisi Sivas İl Başkanlığı’na Cemil Laçiner seçildi.

Erbakan’dan iftiracılara ‘2. Abdülhamid Han’ tepkisi

Yeniden Refah lideri Fatih Erbakan, Sultan 2. Abdülhamid Han’a ‘istibdatçı’ iftirası atanlara tepki göstererek, ‘Dünya kamuoyu tarafından tüm zamanların en büyük siyasi dehası kabul edilen Sultan II. Abdülhamid’ın, istibdatçı olduğunu iddia edenleri hayatını objektif kaynaklardan okumaya davet ediyoruz.” dedi.

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Dr. Fatih Erbakan, Sultan 2. Abdülhamid Han’ı hedef alan açıklamalara ilişkin değerlendirmede bulundu.

Erbakan, “Biz Yeniden Refah Partisi olarak Sultan II. Abdülhamid Han Hazretlerini, Siyonizm’e karşı en etkili mücadeleyi gerçekleştirmiş, vatan ve millet sevdalısı, milletin evlatlarını kendi evlatlarından ayırmayacak kadar seven bir padişah olarak her zaman hürmet, muhabbet ve hayır dua ile anacağız.” dedi.
‘Abdülhamid Han kalkınma hareketinin öncüsüdür’

1.Abdülhamid Han’ın, Osmanlı’nın son döneminde kalkınma hareketinin öncüsü olduğunu belirten Erbakan, şunları kaydetti:

Geçtiğimiz günlerde bazı siyasiler, Cennet Mekan Sultan II. Abdülhamid Han aleyhinde birtakım sözler sarf ettiler.
Sultan II. Abdülhamid Han Mekteb-i Mülkiye, Güzel Sanatlar Fakültesi, Hukuk Fakültesi, Denizcilik Fakültesi, Kız Öğretmen Okulu, Yüksek Mühendislik Fakültesi gibi ilim yuvalarını kurarak bilim ve fen hareketlerinin yurdumuzda gelişmesine öncülük etmiştir. Ayrıca Şişli Etfal Hastanesi, Darülaceze ve enfeksiyon hastalıklarıyla mücadele maksadıyla aşı ve serum üreten Bakteriyolojihane gibi millet hayrına çok önemli kurumları açmış, bir yandan da ciddi şekilde uyguladığı tasarruf tedbirleriyle Osmanlı Devleti’nin borcunu yarı yarıya azaltmıştır.”

Siyonizm’e 33 yıl kök söktürdü
Ulu Hakan Abdülhamid Han’ın diğer çok önemli yönünün, Siyonizm’in İsrail Devleti’ni kurma planlarının karşısında tam 33 sene dirayetle durması olduğunu söyleyen Erbakan,  “Demiryolu ağını genişletmesinin yanında, Hicaz demiryolu projesi ile de kutsal topraklara yapılacak ziyaretleri daha konforlu ve süratli hale getirerek büyük ve mübarek bir hizmete imza atmak suretiyle tüm İslam Alemi’nin gönlünde müstesna bir yer edinmiştir.” İfadelerini kullandı.
Tüm zamanların en büyük siyasi dehası

2.Abdülhamid Han’ın dünya kamuoyu tarafından tüm zamanların en büyük siyasi dehası kabul edildiğini kaydeden Erbakan, vatan ve millet sevdalısı Sultan’ı her zaman hayırla ve hürmetle yad edeceklerini belirterek, “Sadrazam ve diğer nâzırlarla birlikte camileri dolaşarak halk içinde namaz kılan, Seraskerlik Kapısı’nda subaylarla aynı sofrada yemek yiyen bir padişahın “istibdatçı” olduğunu iddia edenleri  Sultan II. Abdülhamid’in hayatını objektif kaynaklardan okumaya davet ediyoruz. Biz Yeniden Refah Partisi olarak Sultan II. Abdülhamid Han Hazretlerini, Siyonizm’e karşı en etkili mücadeleyi gerçekleştirmiş, vatan ve millet sevdalısı, milletin evlatlarını kendi evlatlarından ayırmayacak kadar seven bir padişah olarak her zaman hürmet, muhabbet ve hayır dua ile anacağız.” şeklinde konuştu.