Müftülükten haberler (23.12.2018)

  1. YIL DEDEMAN İMAM HATİP ORTAOKULU ÖĞRENCİLERİNDEN “YEMEN’E SESSİZ KALMA” KAMPANYASINA DESTEK

Diyanet İşleri Başkanlığı ile Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) koordinasyonuyla Yemen’de yaşanan insanlık dramına duyarsız kalmamak için  “Yemen’e Sessiz Kalma” adıyla başlatılan kampanyaya 50. Yıl Dedeman İmam Hatip Ortaokulu öğrencileri, kendi harçlıklarından biriktirdikleri 4000 TL ile katkıda bulundular. Ortaokulu Müdürü Selçuk İbiş, Sosyal Bilgileri Öğretmeni Ali Demirbaş ve 4 öğrenciden oluşan heyet İl Müftülüğünü ziyaret ederek topladıkları yardım paralarını İl Müftü ve TDV Kayseri Şube Başkanı Prof. Dr. Şahin Güven’e teslim etti. İl Müftü Güven, öğrencilere bu güzel duyarlılıklarından dolayı teşekkür ederek heyete D.İ.B. yayınlarından olan kitap seti hediye etti.

İL MÜFTÜSÜNDEN “FITRAT’A ÇAĞRI” KONFERANSI

İl Müftü Prof. Dr. Şahin Güven, TÜRGEV Kayseri Yüksek Öğretim Kız Öğrenci Yurdu’nda 12.12.2018 Çarşamba günü “Fıtrat” konulu konferans verdi.

Konferansta konuşan İl Müftüsü Güven, “Türgev’in bütün yurtlarında Yemen için yardım kampanyasının başlatıldığını duydum ve Yemen’deki mazlum, mağdur, muhtaç kardeşlerimiz adına memnun oldum. Her 10 dakikada 1 çocuğun yetersiz beslenmeden dolayı öldüğü bir ortam varken biz burada lüks hayat içerisinde durursak Allah bize sorar. Onun için bu çalışmaların artarak devam etmesi gerekiyor. Biz geçen hafta Diyanet İşleri Başkanlığı olarak bütün camilerde para topladık. Kayseri’de bu vesileyle toplanan paraların miktarı 600 bin TL’yi geçti.

“İNSANİ YARDIM YAPAN ÜLKELER SIRALAMASINDA BİRİNCİ SIRADAYIZ”

Acı bir durumdur ki geçen yıl ilk kez dünyada çok yemekten dolayı ölenlerin sayısı yetersiz beslenme dolayısıyla ölenlerin sayısından daha fazlaydı. İnsanlık nereye gidiyor? Birçok insan açlıkla, fakirlikle, yoksullukla mücadele ederken birileri de fazla yediği için ölüyor. Önceden “can boğazdan gelir” denilirdi. Şimdi ise “can boğazdan çıkıyor”. Bunun en önemli sebebi Yüce Mevla’nın bize nasip ettiği nimetleri paylaşmamamızdır. Paylaşsak mutlu olacağız.

“FITRATA UYGUN OLARAK YAŞAMANIN ADI: MÜSLÜMANLIK”

Peygamberimiz bir Hadis-i Şerif’inde şöyle buyuruyor: “Her doğan çocuk, fıtrat üzere doğar. Sonra annesi ve babası O’nu ya Yahudi yapar, ya Hristiyan yapar.” Fıtrata uygun yaşamanın adı ise Müslümanlıktır. Onun için dine çağrı ve İslam’a davet, fıtrata davettir. Biz insanlara İslam’ı anlatırken onları fıtratlarına davet etmiş oluyoruz. İslam, fıtratı bozan şeyleri yasaklıyor ve fıtrata aykırı şeyleri söylemiyor. Fıtrat ise “fabrika ayarları” demektir. Fabrika ayarlarını bozarsak problem başlıyor. Format ise kolay atılmıyor. Ama bu dünyada her yıl on binlerce gayrı müslim İslam’ı seçiyor. Çünkü fıtratlarının sesini dinliyorlar.

İnsanın doğuştan getirdiği hidayet rehberleri akıl ve fıtrattır. Akıl ve fıtrat bizi hakikate götürür. Onun için itikatta mezhep imamımız olan İmam Maturidî diyor ki: “Bu dünyada bir insana Peygamber ve Kitap ulaşmassa aklıyla Allah’ın varlığı ve birliğini bulabilir, dolayısıyla ahirette sadece bu ikisinden sorumludur.” Çünkü kendisine namazı ve abdesti öğretecek bir Peygamber ya da Peygamber’in temsilcisi Müslüman gelmemiştir; ama Allah’ın varlığı ve birliğinden sorumludur. Sonradan gelen hidayet rehberleri de Kitaplar ve Peygamberlerdir. Kitap ve Peygamber insanları fıtratına davet eder. Fıtrata aykırı olan her şey dine de aykırıdır.

“FITRATINIZI VEYA VİCDANINIZI BOZMADIYSANIZ FITRATINIZ SİZE İYİYİ, GÜZELİ, DOĞRUYU SÜREKLİ FISILDAR”

Müslüman olmak ve Müslümanca yaşamak fıtratımıza uygun yaşamaktır. Müslümanlığa uygun olmayan bir hayatı yaşamak, fıtratımızla savaşmaktır, fıtratımıza müdahaledir. Oysa fıtratımız bize kendi iç dünyamızla uyumlu olmamızı emreder. İnsanları fıtratlarına davet edeceğiz. Fıtratınızı veya vicdanınızı bozmadıysanız fıtratınız size iyiyi, güzeli, doğruyu sürekli fısıldar. Bazen bile bile bir yanlış yaparsınız, herkese o yaptığınız yanlışı savunur, gerekçeler bulursunuz. Ama o yaptığınız yanlışı kendinize anlatamazsınız. Herkesi ikna edebilirsiniz, ama kendinizi ikna edemezsiniz. İşte o ikna edemediğiniz şey fıtratınızdır, vicdanınızdır. Aman onu koruyun. Eğer bir de onu öldürürseniz, bu dünya hayatı perişan olur. Allah korusun. İnsanlar vicdanlarını öldürmemeli. Fıtratımıza aykırı bir iş islama göre de helal değildir. O zaman hayatınızı buna göre şekillendirip değerlendirin. Bizler fıtratımızın gereği olan işleri yaparken aslında iç dünyamızda bir huzur buluruz; buna “kendisiyle barışık olmak” diyorlar. Daha sonra Rum Suresi’nin 30. ayetini okuyan Güven, bu ayetin tefsirini yaparak konuşmasını tamamladı.

Program sonunda TÜRGEV Yurt Müdürü Fatma Yalçıntaş tarafından İl Müftüsü Güven’e yurt öğrencilerinin yapmış olduğu ebru çalışması tablo hediye edildi. Konferansa, Müftü Güven, TÜRGEV Yurt Müdürü Yalçıntaş ve çok sayıda öğrenci katıldı.

İL MÜFTÜSÜ GÜVEN’DEN “KARDEŞLİK” KONFERANSI

İl Müftüsü Prof. Dr. Şahin Güven tarafından Ali Rıza Özderici Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencilerine 14.12.2018 Cuma günü “Kardeşlik” konulu konferans verildi.

Kardeşliğin önemini vurgulayan İl Müftü Güven, “Tarihen sabittir ki Anadolu toprakları sürekli olarak göç almıştır. Özellikle Osmanlı Devletinden önce Serhat akınlarının olduğunu ve bu bölgeye Müslümanların gelip yerleştiğini biliyoruz. Hatta önce gönül erleri geldi. Gönül erleriyle Anadolu’nun insanlarının bir kısmının gönlü fethedildi. Sonra gönlü fethedilen ülkenin toprakları da fethedildi. Ardından balkanlar üzerinden Avrupa’nın içlerine kadar İslam’ı taşıyan atalarımız gittikleri yerlerde camiler, medreseler, eğitim kurumları, hanlar, hamamlar yaptılar. Oraları ihya ve inşa ettiler. Hatta oraları ihya ve inşa ederken oraların halkının İslam’la tanışması için Anadolu’dan Müslüman aileleri alıp oraya hicret yurdu olarak götürüp yerleştirdiler. Uzun bir süre sonra Osmanlı gücünü yitirmeye başladığı zaman yeniden Anadolu’ya doğru çekilmeye başladığında Balkanlardaki birçok Müslüman unsur dinini yaşayabilmek için Anadolu’ya hicret etti. Onun için ülkemizde Boşnaklar var, Makedonlar var, Arnavutlar var, Bulgaristan’dan, Yunanistan’dan göç eden kardeşlerimiz var. Daha 1980’lerde Bulgaristan’da komünizm altında inleyen kardeşlerimizin Türkiye’ye geldiklerini hepimiz biliyoruz.

“BİZİM İNANCIMIZDA MAZLUMUN DİNİ SORULMAZ. MAZLUM İSE ONA YARDIM ETMEK BİZİM GÖREVİMİZDİR”

Yine yüzyılın başında tehcir hareketleri sebebiyle hangi ırktan olursa olsun Müslüman olanların Yunanistan’dan Türkiye’ye geldiklerini biliyoruz. Bosna savaşında on binlerce Boşnak ülkemize geldi. Özellikle Orta Asya’da sorunlar çıkmaya başladığı zaman Orta Asya’dan ülkemize epeyce göçler oldu. Anadolu topraklarına göç eden bir sürü Gürcü kardeşlerimiz vardır. Çeçenistan’daki olaylar sebebiyle Çeçen kardeşlerimiz buraya göç ettiler. Ortadoğu’da sorunlar başlayınca önce Irak’ta Saddam’ın zulmünden kaçan Iraklı Kürt kardeşlerimizin sığınağı Türkiye idi. Amerikan zulmünden kaçan yüzbinlerce Iraklıya ev sahipliği yaptık. Şu anda Suriye’den 3 buçuk milyon muhacir kardeşimiz vatanlarında yaşama imkânı bulamadıkları için sığınacak mekan olarak gördükleri ülkemize geldiler. Biz herhangi bir ırk, etnik unsur ve hatta din ayrımı yapmadan bütün ihtiyaç sahiplerine kucak açıyoruz. Çünkü bizim inancımızda mazlumun dini sorulmaz. Mazlum ise ona yardım etmek bizim görevimizdir.

“MÜSLÜMANLAR YALNIZCA VE YALNIZCA KARDEŞTİR”

Yemen, birçok sahabenin ana yurdudur. Mesela Peygamberimiz (s.a.s.)’in azatlı kölesi, evlatlığı ve kendisine kardeşim dediği Zeyd b. Harise Yemenli bir ailenin çocuğudur. Onun 18 yaşındaki oğlu Usame b. Zeyd’i Peygamberimiz ölüm döşeğinde yatarken ordu komutanı olarak tayin etti. Yemen düne kadar açlık çekmiyordu, sorun yoktu. Dünyayı sömüren güçler sömürgelerine alet edebilmek için ülkeleri önce iç karışıklığa, sonra zaafa, sonra da yer altı ve yer üstü zenginliklerini sömürmeye geliyorlar. Ortadoğu başta olmak üzere İslam ülkelerinin içerisinde olan bir takım terör örgütlerinin her birisinin gerisinde büyük güçler vardır. Onlar bilinçli olarak bunları üretiyorlar. Ancak biz gençliğimize sahip çıkamadığımız için, sahih dini öğretiyi veremediğimiz için gençlerimizi kandırıyorlar, ellerine silah tutuşturuyorlar ve kardeşi kardeşe öldürttürüyorlar. Müslümanlar yalnızca ve yalnızca kardeştirler, başka bir şey olamazlar. Irkı, rengi, kültürü, cinsiyeti farklı olabilir; ama kardeştir. Onun için dünyada 1 milyar 800 milyon kardeşimiz var. Peygamberimiz (s.a.s.) diyor ki: “Müminler bir vücudun azaları gibidir. Herhangi bir organı rahatsız olursa diğer organlar da ona ateşle ve onun acısını hissetmekle ona destek olurlar.” Vücudun bütün organları nasıl birbirine kenetlenmişse aynı şekilde Müslümanlar da birbirine kenetlenmelidir. Müslümanların sıkıntıları ve sorunları vardır. Dünyanın ümidi olan bu ülkenin insanları olarak bizler eğer Din-i Mübin-i İslam’ı güzel anlar, güzel yaşarsak bilelim ki dünyanın geleceği daha güzel olacaktır. Bunun için gayret göstereceğiz. Bunu da yalnızca Rabbimiz’in rızasını gözeterek yapacağız. Sizler şu anda burada bir ilim talebesisiniz. İlim talep etmek her Müslüman kadın ve erkeğe farzdır diyor Peygamber Efendimiz (s.a.s.). Şu anda aslında farz bir ibadet yapıyoruz. Namaz kılmak nasıl farz ise ilim talep etmek de öyle farzdır. Bilgiye ulaşmak artık kolay. Bir tık ile hocalarınızın size verdiği bilgilerden daha fazlasına ulaşabiliyorsunuz. Ama dönüşmeyen bir bilgi sahibine fayda vermiyor. Sizin burada ensar ve muhacir kardeşliğini öğrenmeniz yetmiyor. Bir de bunu amele dökeceksiniz. Amele dönüşmüş olan bir ensar-muhacir kardeşliği gerekiyor; nutuk atmakla olmuyor bu iş. “Ben ne yapabilirim” sorusuna cevap bulmak durumundayız. 3 yıldır Kayseri’den her ay 10 tır yardım gönderiyoruz. Şu ana kadar 466 tır yardım gönderdik. 20 milyon TL’nin üzerinde bir yardım. Bu yardımı Kayserililer verdi. Allah hepsinden razı olsun. Yüce Mevla ihlâsla, samimiyetle yapılan yardımların arasına ilhak eylesin. ” dedi.

Konferans sonrası Ali Rıza Özderici Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi Müdürü Hüseyin Efe tarafından İl Müftü Güven’e ebru çalışması tablo hediye edildi.

Düzenlenen konferansa İl Müftüsü Prof. Dr. Şahin Güven, Ali Rıza Özderici Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi Müdürü Hüseyin Efe, öğretmen ve öğrenciler katıldı.

“YEMEN’E SESSİZ KALMA”

Konferans öncesi İl Müftüsü Prof. Dr. Şahin Güven, ERÜ İlahiyat Fakültesi öğrencilerine Diyanet İşleri Başkanlığı ile Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) koordinasyonuyla Yemen’de yaşanan insanlık dramına duyarsız kalmamak için  “Yemen’e Sessiz Kalma” adıyla başlatılan kampanya hakkında sunum yaptı.

İlahiyat Fakültesi dekanlığı, Üniversiteli Aktif Gençlik Kulübü ve Renkli Düşünceler Kulübü öğrencilerinin başlattığı yardım kampanyasına konuşmacı olarak katılan Güven, öncelikle teşekkür ederek sözlerine başladı.

İl Müftüsü Güven, “Hepinizin bildiği üzere İslam Coğrafyası uzun zamandır kanayan yara olarak karşımızda duruyor. Bu bağlamda 6 yıldır Suriye’de devam eden sıkıntıların hepsini biliyorsunuz. Kayserimizde şu anda 70 bin’in üzerinde Suriyeli muhacir kardeşlerimiz var. Türkiye genelinde ise bu sayı 3 buçuk milyondur. Biz Kayseri İl Müftülüğü olarak 3 yıldır Suriye’ye Yardım kampanyasında Türkiye’deki iller içerisinde en güçlü desteği veriyoruz. Geçen ay itibariyle her ay gönderdiğimiz yardım tırlarının sayısı 466’ya ulaştı. Özellikle Yemen konusunda duyarlılığımızı artırabilmek için Türkiye Diyanet Vakfı’mız bir kampanya başlattı. Geçen hafta Cuma günü bütün camilerimizden yardım toplandı. Namaz sonrasında Müftülüğümüze bireysel olarak gelip yardım edenler oldu. Biz bu yardımları daha da sistemli hale getirmek istiyoruz. Sadece kendi ülkemizin sorunlarına değil, İslam Dünyasının neresinde bir sorun varsa oradaki Müslümanlara karşı duyarlı olacak bir gençliğin yetişmesi önemlidir. Ben bu yapılan yardım kampanyasının sadece ve sadece Yemenli muhtaç kardeşlerimize fayda saylayacağını düşünmüyorum. Onlara tabi ki yardım yapacağız. Ama aynı zamanda infak duygusunu bizlerde yerleştirmesi açısından ve kanayan bir coğrafya olan Yemen’deki kardeşlerimizi düşünme açısından da biz kendi kendimizi yetiştirmiş olacağız. Aslında Rabbimize karşı kulluk görevimizden birisi olan muhtaç olanlara yardım etme duygusunu gerçekleştirmiş olacağız. “Komşusu açken tok yatan bizden değildir” Hadis-i Şerif’i şiarınca bir şeyler yapacağız. Bunun için dekanlığımızın da katkılarıyla gördüğünüz gibi yardım sandıkları konuldu. Böyle bir yardım kampanyasına birlikte katılabilmenin önemli olduğu kanaatindeyim. Ayrıca sadece burada değil, bulunduğunuz yurtlarda ve evlerde aynı şekilde katkı sağlar da böylesine güçlü bir destek verecek olursak Kayseri’nin hayırseverliğine bir katkıda daha bulunmuş oluruz. Güçlü katkılarınızı bekliyorum.” diyerek sözlerini tamamladı.

İl Müftüsü Güven’in konuşması sonrası Türkiye Diyanet Vakfı tarafından “Yemen’e Sessiz Kalma” adıyla başlatılan kampanya kapsamında hazırlanan sinevizyon izlendi.