Millet Partisi Kayseri il yönetimi Mustafa Ediz başkanlığında belli oldu..

Millet Partisi Kayseri İl Başkanlığını iki dönem yapan  Ahmet Çelik’in 22 Şubat’ta ölümünden sonra İl Yönetimi olağanüstü genel kurul kararı aldı.Millet Partisi Kayseri 1. Olağanüstü İl Genel Kurulu Sunullah Bey İş Merkezinde yapıldı. Mehmet Akpınar’ın divan başkanlığını yaptığı olağanüstü genel kurulda delegelerden Mustafa İdiz ve Mustafa Temizer  gündemin “Siyasi Konuşmalar” bölümünde söz alarak gündemdeki konulara değindi. Tek liste ile girilen seçimde İl Yönetim Kuruluna, Mustafa İdiz-İl Başkanı, Mustafa Temizer, A. Üye, Osman İkinci, A. Üye, Mustafa Sarıkaya, A. Üye, Menduh Tokyay, A. Üye, Hayrettin Cengiz, A. Üye, Zeliha Ekinci, A. Üye olarak seçildi. Mustafa İdiz başkanlığında  toplanacak olan İl Yönetim Kurulu görev bölümünü hafta içi  yapacak.

Genel kurulda İl Başkanlığına seçilen Mustafa İdiz şöyle konuştu.

          Ülkemiz 16 Nisan’da Anayasa referandumu yapacak. Vatandaşlarımız ciddi hiç bir istişareden geçmemiş Anayasa teklifini oylayacak.

İslam’da devlet başkanlığının nasıl olduğu meselesinin doğru anlaşılması için Hz. Peygamber’e istişarenin emredilmiş olduğunu gözönünde tutmak gerekir. İstişare, O’nun için bile keyfi, takdiri değildir, ilahi emirdir. Hz. Peygamber Bedir’de, savaş şartları altında bile askeri tabyesini müzakere etmiştir. Ashabı kendisine, “emriniz, vahiy üzerine mi verildi” diye sormuştur. Emredilen vazifenin vahiy olmaması üzerine ise karar müzakere edilmiştir. İstişare üzerine Allah’ın Resulü görüşünü değiştirmiştir. Uhud’da gençlerin istişaresi sonucu çıkan karara uymuştur.

            Hz. Ebu Bekir; “yanılırsam, yanlışta ısrar edersem ne yapacaksınız?”

Demiş, cemaat; “seni kılıçlarımızla düzeltiriz!” demişlerdir.

            Hz. Ali ve Hz. Ömer bile yargılanmıştır. Unutmayalım ki layuhti(yanlışsızlık) ve layüsel(mesuliyetsizlik) hayali, inancı şirktir.

 “Medine vesikası” Tam Bir Toplumsal Mutabakat Anayasasıdır!

            52 maddelik bu hedefler ve görevler sözleşmesi tam anlamıyla bir toplumsal mutabakat anayasasıdır. Yeryüzünde yapılmış, uygulanmış ilk yazılı anayasadır. Bu vesika ile, imza atanların tamamı Peygamber efendimizin risaletini kabul etmemiş olduğu halde, Muhacir ve Ensar Müslümanlar, Yahudi kabilelerinden, müşriklerden oluşan Medine halkını ortak bir amaç etrafında toparlayabilmiştir. Bu belgenin imzalanması için ise dayatılma yapılmamış, gönül rızası ile kabul edilmiştir. İslam’a ve Hz. Peygamber’e sevgi ve saygısı olan insanların, gerçek Müslümanların bu örneği anlamaları ve uygulamaları gerekmez mi? Medine Anayasasında tesis edilen mutabakatın gerçekleşmesini hayali saymak cehalettir.

            Kadisiye Savaşı’nda ashab komutanlarının tabyesine itiraz etmiş ve itirazlarını kaydettirmişlerdi. Ashab, yorgun ve hazırlıksız ordunun taarruz etmesi emrini veren komutana, bu kararının başarısızlıkla sonuçlanacağı ikazında bulunmuştur. Komutanın kararında ısrar etmesi üzerine ise karara olan muhalefet şerhlerinin bulunduğu bir belge vermelerini istemişlerdir. Kararı uygulamakta en ufak bir tereddüt duymamış kendi kararları imiş gibi de uygulamışlardır.

            Divan yok sayılamaz! Ne İslam büyükleri, ne Osmanlı sultanları, ne de kutlu hakanlar, tarihin hiçbir yükseliş döneminde; kurulu istişareyi yok saymak cahilliğine düşmemişlerdir. İstişareyi göstermelik olarak yapmak, hakkıyla istişare etmeyi inkar etmek cahilik değilse kötü niyet belirtisidir.

            Mahkemelerin bağımsız olmadığı, hukuk düzeni ile kurulan siyasal sistemde, bir devlet başkanını, devletin tek hakimi haline getirmek, devlet başkanını layüsel(mesuliyetsiz), layuhti(yanlışsız) bir despot haline getirir.

            Anayasa Düzenlemesi Konusunda Ne Diyoruz?

            İktidar Partisi ve MHP yöneticilerinin dayatması yüzünden milletvekillerinin özgürce oy kullanma hakkı ihlal edilmiştir. Memleket mukadderatının söz konusu olduğu Anayasa değişikliği konusunda oluşan tereddütler her geçen gün artıyor, derinleşiyor. Anayasa değişikliği, bir kısım çıkar odaklarına verilen vaatlerin bir sonucu ise o da bir başka faciadır. Tanzimat’tan bu yana “istetmeden ver, gönüllü köleliği” milli mukadderatımızı karartmaktadır. Hazindir ki, Anayasa değişikliği talebi, milli isteklerden çok, Türkiye’yi ayrıştırmak için üzerimizdeki baskının sonucu olarak gündeme gelmiş, getirilmiştir. Milli istek ve arzular ise gündeme bile girmemiştir.

            Türk Milleti’nin inanç, ahlak ve hukuku önünde bir yüz karası gibi duran bölümler ve bir yığın tek parti diktatörlüğü kalıntısının kaldırılması konusunda hiçbir müspet gelişme yoktur. Özellikle 1921, 1923 ve 1924 Anayasalarında bulunmayan ve 1960 darbesini ve darbeciliği meşrulaştırmak amacıyla ihtilal anayasalarında yer alan bölümlerin, Anayasanın ve tüm mevzuatımızın ilke, ölçü ve hedefi olarak yer alması, demokrasi ile uzlaştırılamaz bir diktatörlük saplantısıdır.

            Pek çok bölümünü aynen bırakan, iki partinin anlaştığı tadil tasarısına açıkladığımız gerekçelerle “Hayır” oyu vereceğimizi ve Anayasa’nın müzakere usulünü değiştiren bu antidemokratik mutabakatı protesto ettiğimizi vatandaşlarımızın dikkatine saygı ile arz ediyoruz. Yeni seçilecek yönetime başarılar diliyor, saygılar sunuyorum.

      İl Yönetim Kuruluna Seçilen Mustafa Temizer Genel Kurulda  özetle şunları söyledi.

 Türkiye,  beynelmilel Yahudiliğin ve emperyalizmin sebep olduğu bir kaosla karşı karşıyadır.  İmparatorluğumuzu görülmemiş bir ihanetle yıkan emperyalist güçler ve köleleri, mücadelenin son  safhasına  gelmiş  durumdadır.

      Milletimizin asırlık düşmanları inanç, kültür ve ahlâk temellerimizi zayıflatmağa psikolojik üstünlük sağlamaya çalışmaktadırlar.

       Kültürümüz yozlaştırılışmış, ideallerimiz törpülenmiştir. Köksüz,  inançsız,  metotsuz, kadrosuz  olarak  yapılan siyasi çabalar  emperyalizmin  içimizdeki  ajanlarına  imkân temin etmekten başka bir işe yaramamıştır.

     Uygulanan eğitim programları, toplum mühendisliği ve algı yönetimiyle  insanlarımız  zihni köleliğe mahkum edilmiş, ülkemiz BOP ile emperyalizmin dümen suyuna girdirilmiştir.

    Ülkemiz bu gün,  ekonomik yönden  dışarıya  muhtaç,  sanayileşmiş  ülkelerin  simsarları  tarafından  soyulan  bir  ülke haline gelmiştir.  Millî  gelirimizin  % 50’den fazlası  İsrail’e  ve  yabancı  ülkelere akıp  gitmektedir.   Faiz ve borsa oyunları  ile  çökertilen milli ekonomi,  tüketimin  şuursuzca  kamçılanması ile  acınacak  haldedir.

   Millet düşmanları, içerdeki iş birlikçileriyle Millet Partisi mensuplarının yarım asırdır yaptığı Milletim Uyan!  çağrısını engellemeye, millî  uyanış  hareketlerini imha  etmeye çalışıyor.

     Acilen sağcı-solcu,  evetçi -hayırcı,  şucu- bucu  diye  milletin  varlığını ve birliğini  parçalamağa yönelik  ayırımcılığı  körükleyen suni düşmanlıkları yok etmek; uyanışımızı Yeniden  Milli  Mücadeleye  dönüştürmek zorundayız. Bunu yapmadığımız sürece millet düşmanlarının  ve  ortaklarının  milleti  içten yıkma  savaşına cevap  veremeyiz.

       Millet Partisi’nin mücadelesi; zihni köleliklere son verip, aramızdaki suni düşmanlıkları bitirip, birliği sağlayıp, ülkemizi Muhteşem Türkiye yapma mücadelesidir.

      Kongremizin, ülkemizi Muhteşem Türkiye yapma mücadelemizde hayırlara vesile olacağına inanıyor,  yönetime seçilecek  arkadaşlara başarılar diliyorum. Hayırlı uğurlu olsun.