TÜSİAD, CHP ve MHP’den Boydak operasyonuna tepki

Aralarında Melikşah Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı ve TÜSİAD Yönetim Kurulu üyesi olan Boydak Holding CEO’su Memduh Boydak’ın da bulunduğu iş adamları bugün saat 07.00’de ev ve iş yerlerinden alınarak Kayseri Emniyet Müdürlüğü’ne getirildi. Polis ekipleri Talas ilçesinde bulunan Melikşah Vakıf Üniversitesine de giderek, buradaki yöneticileri de gözaltına aldı.

Kayseri’de yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan Memduh Boydak ile ilgili TÜSİAD’dan yazılı bir açıklama yapıldı. TÜSİAD’dan yapılan açıklamada “Yönetim Kurulu üyemiz Sayın Memduh Boydak’ın bu sabah gözaltına alındığı haberi karşısında Yönetim Kurulumuz derin bir üzüntü ve kaygı duymaktadır. Memduh Boydak iş dünyasının itibarlı, saygın ve değerli bir mensubudur, Memduh Boydak’ı, hakkındaki soruşturmadan aklanarak, bir an önce aramızda görmeyi umut ediyoruz.

Bu üzücü olay vesilesiyle, iş dünyasını ağır ithamlarla sürekli tedirgin eden kasvetli atmosfere dikkat çekmek ve bu gidişin son bulması gerektiğinin altını çizmek istiyoruz. Hukuk devletinde iş dünyası dâhil hiçbir kurum ve kişi yasal herhangi denetim ve soruşturmadan muaf değildir ve hesap verebilir olmalıdır. Bununla birlikte, tüm vatandaşlarımız için her zaman dile getirdiğimiz gibi iş dünyası için de adil yargılanma hakkı, itibarın ve kişilik haklarının zedelenmemesi gereği ve ceza soruşturması süreçlerinin süratle sonlandırılması ihtiyacı esastır.

Sorumlu bir iş dünyası temsil örgütü olarak yasal süreçlerin bu hassasiyetlere uygun olarak yürütülmesinin takipçisi olacağız. TÜSİAD Yönetim Kurulu olarak Memduh Boydak’a, Boydak ailesine ve çalışma arkadaşlarına geçmiş olsun dileriz.” denildi.

Mobilya, enerji, bankacılık, tekstil gibi 12 sektörde faaliyet gösteren Boydak Holding bünyesinde 41 şirket bulunuyor.Aralarında Melikşah Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı ve TÜSİAD Yönetim Kurulu üyesi olan Boydak Holding CEO’su Memduh Boydak’ın da bulunduğu iş adamları bugün saat 07.00’de ev ve iş yerlerinden alınarak Kayseri Emniyet Müdürlüğü’ne getirildi. Polis ekipleri Talas ilçesinde bulunan Melikşah Vakıf Üniversitesi’ne de giderek, buradaki yöneticileri de gözaltına aldı.

Alınan bilgilere göre, üniversiteye ve vakfa yapılan baskının gerekçesiyle ilgili öne sürülen iddialar ise kamulaştırma. Melikşah Üniversitesi, Talas ilçesinde bulunan kampüs alanının hemen yanı başındaki şahıslara ait arazileri kurulduğu günden bu yana anlaşmalı olarak satın alıyor ve üniversite bünyesine katıyor. Bu bölgede henüz kamulaştırılmayan, üniversite arazisine dahil edilmeyen şahıslara ait arazilerle ilgili şikayette bulunulduğu iddia ediliyor. Arazi sahiplerinin, iddiaya göre arazilerinin gasp edildiği yönündeki şikayeti üzerine savcılık tarafından ‘yağma ve gasp için örgüt oluşturma’ suçundan üniversite yönetimi hakkında soruşturma açtığı da iddialar arasında. Ancak konu olan arazilerin henüz şahısların üzerinde olduğu ve herhangi bir alım işlemi yapılmadığı belirtildi.

28 Şubat sürecinde kapatılan Refah Partisi’nde milletvekili olan, daha sonra kurulan Fazilet ve Saadet partilerinin yönetiminde bulunan CHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bekaroğlu, Melikşah Üniversitesi’ne yapılan polis baskınına ve Boydak Holding CEO’su Memhud Boydak’ın gözaltına alınmasına tepki gösterdi. Bekaroğlu, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “28 Şubat gibi demiştik ama 28 Şubat’ta yapılanları geçtiler…” ifadelerini kullandı.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Grup Başkanvekili Oktay Vural, Kayseri’de Boydak Holding’e yönelik operasyonla ilgili, “Toplumu korkutmak, sindirmek amacıyladır. Bunları daha önce yaşadık. Baskıyı ve korkutmayı yeterince sonuç almadığını görenler daha büyük baskı ve tehditlere devam ediyorlar.” dedi.
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Meclis’te basın toplantısı düzenledi. Konuşma kürsüsüne Türk bayrağı asan Vural, sivil ve mesleki örgütlerin düzenleyeceği ‘Teröre Hayır, Kardeşliğe Evet’ yürüyüşüyle ilgili 63 akil insandan bazılarının da burada yer alacağını belirterek, akil adam olanların böyle bir harekete katılmanın pişmanlığı olarak da görüleceğini kaydetti.
Bu yürüyüşün olumlu olduğunu dile getiren Vural, Türk bayrağıyla yürüyüşe katılacak olunması sebebiyle yapılan eleştirelere sert tepki gösterdi. Türk milletinin semboli bayrağa sahip çıkmayı ırkçılık olarak değerlendirenlerin hain olduğunu vurgulayan Vural, “Bu albayrak Türk milletinin birlik ve bütünlüğünün temsilidir. Terör örgütü de birlik ve bütünlüğümüzü hedef almaktadır.” ifadelerini kullandı.
“Ayyıldızlı bayrağa dil uzatmak egemenliğe dil uzatmaktır. Türk bayrağı bizim canımızdır. Ama bazıları gemiciklere Malta bayrağı çekenler olabiliyor.” diyen Vural, konuyu Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Davutoğlu’nun katılacağı yürüyüşe getirdi. Vural, “Cumhurbaşkanı ve Başbakan katılacaksa, bence teker teker çıkıp bu milletten özür dilemelidirler. Terör örgütüne nefes aldıranlar, çıkın milletten özür dileyin ve bir daha yapmayacağınıza yemin edin. Bir taraftan askeri mi, polisi mi nefessiz bırakacaksın; terör örgütüne nefes vereceksin, can vereceksin sonra kalkıp bu mitingde arzı endem edeceksin. Timsah gözyaşı dökeceksiniz öyle mi? Tek tek çıkıp özür dilesinler.” diye konuştu.
Terörü şirin gösteren, terör örgütünü koruyan, kollayanlar hakkında MHP’nin suç duyurusunda bulunduğunu hatırlatan Vural, ABD Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Brett McGurk’un, IKBY Başkanı Mesut Barzani ve PYD’den Salih Müslim ile görüşmesine tepki gösterdi. “Terörle böyle mücadele edilmez.” diyen Vural, “O bakımdan gerçekten 29 Ekim’de Cumhuriyetin kuruluş yıldönümünde peşmerge geçişine izin verenler, silah yardımını engellemeyenler, PYD ve PKK’yı muhatap alarak orada egemenlik alanı oluşturuyorlarsa Türkiye yönetenlerin mücadele iradesin olmadıığını da ortaya koyuyor.” dedi.
‘AK Parti İstanbul Milletvekili ve 5. Olağan Kongre Divan Üyesi Abdurrahim Boynukalın’ın tehdit içerikli sözlerinin’ sorulması üzerine Vural, şu cevabı verdi: “Milletvekili misin nesin, sen nasıl böyle bir milletvekili olabilir mi? Tehditler savuruyor. Dayak yememişler; aslında biz bu korkakları biliyoruz. Bu korkaklar 12 Eylül 1980 öncesinde biz mücadele ederken karyolanın altında saklanıyorda yada tarlada top sahasında top oynuyorlardı. Devlet gücünü eline geçirerek, kullanarak insanları tehdit etmekle demokrasi ve hukuk devleti nasıl oluşacak? Bu bir yöntem midir? İşte bu yöntem terörü ve şiddeti meşrulaştıran yöntemdir. Oradaki kitlelere bu mesajı veriyor. Acaba Cumhuriyet Savcıları bu tehditler karşısında ne yapmıştır? Bir milletvekilinin milletine bu yolları göstermesi kabul edilebilir değil. İşte bu zihniyet şu veya bu şekilde medyayı susturmak için terör örgütü soruşturması açıyor. Hodri meydan; var mısın, yüreğiniz yetiyor mu hodri meydan… Terör örgütünü kim desteklemişse, kim korumuşsa, kim kollamışsa, kim görmezden gelmişse, kim şirin göstermişse, çıkmadıkları halde silahlarını bırakıp çıkıyor diye kim yayın yapmışsa, terör örgütünün uzantılarını kim televizyona çıkarmışsa, akilleri kim görevlendirmişse, topçuları popçuları toplayarak baldıran zehirini millete içirmeyi kim istemişse gelin hep beraber birlikte bir dönemi açalım; var mısınız, yüreğiniz yetiyor mu? Topyekün bir mücadele.”
Kayseri’de Boydak Holding’e yönelik operasyonla ilgili bir soruya karşılık Vural, “Toplumu korkutmak, sindirmek amacıyladır. Bunları daha önce yaşadık. Baskıyı ve korkutmayı yeterince sonuç almadığını görenler daha büyük baskı ve tehditlere devam ediyorlar.” dedi. Boydak’ın 27 Temmuz 2013 tarihindeki açıklamasını okuyan Vural, “O zaman da yine bir gruba yönelik operasyon yapılırken bu ifadeler görülmektedir ki sistematik bir şekilde yürütülmektedir. Onun için algı operasyonları yerine milletimiz gerçekten suç varsa, delili varsa suçlunun yakasına yapışmaktır. Ama bunun yerine algı operasyonlarıyla topluma korku sarmak aslında hepimizin özgürlüğüne ve hürriyetine yönelik bir tehdidin olabileceğini ima eden yaklaşımlardır. Taraf olmayan bertaraf olur diyenlerin hışımına mı uğradı? Medya ve sermaye gruplarına yönelen bu süreç, hayırlı bir netice meydana getirmez, Türkiye böyle yönetilemez.”