Marka değeri.. (Köşe yazısı 18.04.2018 Kayseri Star Haber Gazetesi)

DAVUT GÜLEÇ

GAZETECİ

davutgulec@hotmail.com

Kayseri gerçektende, eskiye göre ‘ hak ettiği yerde değil.’

Artık bunu kabul etmeyen kimse kalmadı.

Pastırmamız, sucuğumuz, mantımız, nevzinemiz, Erciyes’imiz, mobilyamız derken bir çok yatırım ve projelerde ya geri kaldık, kasıtlı olarak ötelendik ya da ‘destek-teşvik’ yerine kelimenin tam anlamıyla ‘sırtımızdan bıçaklandık’

Halen Yüksek Hızlı Tren bunun en iyi örneği.

Nüfusu hızla azalan Yozgat ve Sivas’tan bile geçen Yüksek Hızlı Tren konusunda Kayseri projenin çizimi ile uğraşıyor.

Erkilet Havalimanı eskisi gibi yerinde duruyor, bir türlü istenilen, beklenilen, arzu edilen şekilde büyümüyor, uluslar arası havalimanına kavuşamıyor. Sadece günü kurtarmakla uğraşıyor.

Erciyes Dağ ve Kış turizm merkezi canlandı. Ama istenilen Uluslar arası, Olimpiyat, Dünya ve Avrupa şampiyonası yarışmalardan ‘Erzurum lobisi’ne yenilmesinden istediğini kopartamadı.

Dün Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Çelik’in, Erciyes, kış sezonu ve etkinlikler, projeler, yapılması gerekenler üzerine bir değerlendirme toplantısı vardı.

Bu toplantıya bende katıldım.

Başta Kayak olmak üzere Erciyes’i ve Kayseri’yi yakından ilgilendiren Spor Federasyonları yönetim ve teknik kurullarında Kayseri’nin neden etkili olamadığını, Başkan çıkartamadığını, önümüzdeki ay yapılacak Kayak Federasyonu seçimi için Kayseri’nin aday çıkartıp çıkartamayacağı, Erciyes’in kayak kamp merkezi olması, karın erimemesi için üzerine perdeleme düşünülüp düşünülmediğini sordum.

Başkan Çelik, Kayak ve federasyonlarda etkili olamadığımızı kabul ederken, bu konuda yeterli başarılı sporcuların yetiştirilmesi, spor kulüplerinin artırılması ve başarılarında çok geri kaldığımızı, bunu artırmak amacıyla çaba gösterdiklerini söyledi.

Şehirlerin ‘marka değerleri’nin önemine dikkat çeken Başkan Çelik, bu konu da ise Kayseri’nin yıllardır istenilen yerde olmadığını itiraf etti.

‘Kayseri’nin belli markaları, değerleri elbette var. Ancak bu yeterli mi kesinlikle değil. O zaman bizler ne yapmalıyız? Kayseri’nin marka değerlerini artırmalı, bunun için herkes üzerine düşeni yapmalı. Yoksa mevcut marka değerleri de ister istemez bizi kurtarmaya yetmeyecek’ dedi.

Bu arada  Mehmet Özhaseki’nin başkanlığı döneminde gündeme getirdiği ‘Erciyes ve Kayseri’yi Arap turizmi ile kalkındıracağız’ sözünü anımsatan, gündemden düşmeyen ‘Erciyes satılacak mı?’ yönündeki bir soruya da açık ve net yanıt verdi.

“Erciyes’in satılması konusunda birkaç kez konu gündemimize geldi. Ama şu an gündemimizde yok. Böyle talip olanda yok. Ancak Körfez’de yatırım yapmak, parasını Erciyes gibi geleceği parlak yerlere harcamak isteyen çok. Bizde eğer talip olan olursa, şartlar bize uyarsa Erciyes’i neden satmayalım. Erciyes A.Ş.’nin hisselerinin bir kısmını devredebiliriz.’

Başkan Çelik’in konuşmasının bir bölümünde dediği ‘Erciyes’in tanıtımı geçtiğimiz yıllara göre arttı’ sözünü  katılırken ‘Erciyes’teki etkinlikler ile şehirdeki önemli bazı tesisler müşteri kabul etmeyecek şekilde doldu. Etimiz, yemeğimiz, sizi misafir edeceğimiz yer kalmadı’ dediler sözüne ise kesinlikle katılmıyorum. Çünkü birkaç tesis dışında bu şehirde yüzlerce değil binlerce esnaf var. Ve hepsi ‘Siftah yapmadan dükkanı açıp kapatıyorum’ diyor.

Başkan Çelik’in dediği gibi canlanma olsa, bu şehrin ana bulvar; cadde, sokak, çarşılarında hava parasına bile bulunamayan işyerlerinin üzerinde ‘kiralık, satılık’ tabelaları çoğalmazdı.

Kayseri kazanmalı, övünmeli, marka değerlerini çoğaltmalı. Bu da yatırımcılar ile olur, sürekli tüketen, el açan, yardımlarla geçinenlerin çoğaltılması ile değil.

Haksız mıyım?