Mağazin-yaşam, kültür-sanat haberleri (02.09.2020)

Tarihi Sultanahmet Köftecisi-1920 CEO’su Mert Tezçakın. “Yerel mahkeme kararı, Yargıtayca onanmış, kesinleşmiş kararlara aykırı”

“Sultanahmet köftesi, Tekirdağ köftesi, Akçaabat köftesi gibi yöresel bir ürün değildir”

Kuruluşunun 100. yılını kutlamakta olan Tarihi Sultanahmet Köftecisi-1920, marka ismini izinsiz olarak kullanan komşu işletme lehine verilen yerel mahkeme kararına itiraz etti.

1920 yılından beri Sultanahmet’te faaliyet gösteren tarihi işletme, hem üst tarafında hem de alt tarafta bulunan komşu dükkanların, marka isimlerini izinsiz kullanması üzerine ayrı ayrı dava açtı.

Üst taraftaki işletme, yerel mahkemenin verdiği kararın Yargıtay’da onanması üzerine tabelasını indirdi ve Tarihi Sultanahmet Köftecisi-1920’ye tazminat ödemeye mahkum oldu.

Aynı konudaki diğer davada ise yerel mahkeme olan İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi, Yargıtay’ın emsal kararına aykırı olarak, “Sultanahmet Köftecisi’nin tarihe ve bölgeye mal olmuş bir ibare olduğuna, bu ibarenin tek bir sahip olmayacağına” karar verdi.

Tarihi Sultanahmet Köftecisi-1920 CEO’su Mert Tezçakın, karara İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi nezdinde itirazda bulunduklarını bildirdi.

Sultanahmet köftesinin, Tekirdağ köftesi, Akçaabat köftesi gibi yöresel bir ürün olmadığını, büyük dedesi Mehmet Seracettin Efendi tarafından 100 yıl önce keşfedilen bir lezzet oduğunu savunan Tezçakın, şunları söyledi:

“Sultanahmet Köftecisi markası da Tezçakın ailesine ait Elit Gıda Yemek ve İnsan Kaynakları Ltd. Şti’ye aittir. Patent Enstitüsü tarafından da tanınmış marka olarak onaylanmıştır. Sultanahmet Köftecisi markasını izinsiz kullanan onlarca işletmeye dava açtık, tamamı lehimize sonuçlandı. Sözkonusu dava da aynı anda iki komşu işletmeye açtığımız ikiz davalardan biridir. Üst komşu dükkan aleyhine açtığımız dava yerel mahkemede lehimize sonuçlandı. Dava karşı tarafın itirazı üzerine Yargıtay’a taşındı ve orada da onandı. İşletme Sultanahmet Köftecisi tabelasını indirdi, hatta tazminat bile ödedi. Aynı konuda diğer komşu işletme hakkında açılan davanın bu şekilde sonuçlanmasını hayretle karşıladık. Elimizde Yargıtay’ın emsal kararı var. Bu karar doğrultusunda yerel mahkemenin verdiği kararın İstinaf Mahkemesi’nde bozulacağına inanıyoruz.”

Okul Alışverişinde Bütçeyi “Bilgisayar” Deliyor

2020-2021 Eğitim ve Öğretim yılı pandemi dolayısıyla sıkıntılı başladı.

Uzaktan eğitim nedeniyle evde kalan öğrenciler, okullarına, arkadaşlarına kavuşamama ihtimalinin kaygısını yaşıyor.

Ebeveynlerin derdi ise okul alışverişlerinin artan maliyeti… Özellikle de kitap, kırtasiyeye ek olarak okula dönüş kalemlerinin arasına bilgisayarın eklenmesi.

Türkiye’nin ilk para iadeli alışveriş sitesi Avantajix.com’un kurucu ortağı Güçlü Kayral, pandemide birçok kurumun evden çalışmaya yönelmesiyle bilgisayara talebin arttığını anımsattı.

Talebin yanı sıra dövizdeki artışın da etkisiyle son aylarda bilgisayar fiyatlarının aşırı arttığını anlatan Kayral, “Şimdi de uzaktan eğitim ile bilgisayara olan talep yeniden yükseldi. Bilgisayarı olmayan ya da ders için yeterli olmayan veliler, mecburi olarak yeni bilgisayar satın almak durumunda kalmaktalar. İşyerleri için performansı yüksek bilgisayarlar şart, dolayısıyla nispeten pahalı makinaları tercih ediyorlar. Öğrenci velileri ise aile bütçesine fazla hasar vermemek için farklı işlemci veya bir önceki nesil teknolojilerle ihtiyaç gidermeye çalışmakta. Bilgisayar alışverişlerinin çok büyük oranı internet üzerinden yapılıyor. Çünkü en iyi fiyatı bulma,kampanyaları yakalama, taksit seçenekleri ve Avantajix.com gibi siteler üzerinden para iadesi kullanma imkanları ancak internetten alışverişle mümkün” diye konuştu.

Bilgisayar dışındaki okul alışverişleri için de e-ticaret sektörünün, rekabetçi fiyatlar ve rahat alışveriş gibi faktörleri kullanarak “okula dönüş pazarındaki” payını artırmaya çalıştığını ifade eden Kayral, şunları söyledi:

“Türkiye’nin yıllık 20 milyar lira olan kırtasiye pazarında satışların üçte birlik kısmı okula dönüş olarak adlandırılan Eylül ayında yapılıyor. Üç büyük kentin ucuzluk merkezleri olan Mahmutpaşa, Ulus, Kemeraltı’ndan dahi ucuza okul alışverişi fırsatı sunan online mağazalar, pastadan daha fazla pay alabilmek için yoğun şekilde kampanyaya başladılar. Bu yüzden okul alışverişinde interneti tercih edenlerin sayısı gözle görülür şekilde arttı. Eylül ayındaki 6-7 milyar liralık okula dönüş pazarından e-ticaret’in beklentisi 1 milyar TL’lik pay almak” dedi.

Kayral’a göre, internetten okul alışverişi yapmanın avantajları şöyle:

Yer ve Zaman Sınırlaması Olmaması: Online alışverişin en büyük artısı. Saatlerce dükkan, mağaza gezmeden, günün her saati oturduğun yerden dünyanın her yerinden alışveriş yapmak mümkün.

Üründe Zengin Seçenekler: Bir dükkan ve mağaza içine sığmayacak kadar çok olan ürünü online mağazalarda bulmak mümkün. Öyle ki sadece kırtasiye malzemesi olarak internette 90 bin ürüne ulaşmak mümkün.

Güven Verici Olması-İade Kolaylığı: Ucuzluk merkezlerinde alışverişler genellikle kayıtdışı yapılıyor. Online alışveriş sitelerinde ise kayıtlı, şeffaf ve faturalı işlem yapmak kullanıcılara güven veriyor. İade işlemlerindeki kolaylık da online alışverişi cazip kılıyor.

Ürün Ve Fiyat Karşılaştırma İmkanı: Oturduğu yerden birçok markanın mağazasını gezme fırsatı bulan kullanıcılar bu sayede aynı ürünün farklı modellerini karşılaştırabiliyorlar. Bununla birlikte fiyat karşılaştırmaları yaparak satın almaya karar verdikleri ürünün en ucuzuna ulaşabiliyorlar Ayrıca, sanal mağazalara Avantajix.com üzerinden giderek, yaptıkları her alışveriş karşılığında nakit para iadesi kazanarak, okul alışverişleri karşılığında hiç hesapta olmayan ekstra paralar kazanabiliyorlar.

Ücretsiz Kargo İmkanı: Online alışveriş siteleri belli bir rakama ulaşılması halinde ücretsiz kargo hizmeti verebiliyor. Böylelikle, ucuzluk merkezine giderken kaybedilen zaman ve yol masrafı da ortadan kalkıyor.

Canovate Group’un CMO’su Erdem Günay oldu

Canovate Group’ta dijital dönüşüm, yeniden yapılanma ve grup şirketlerinin dijital dünyaya taşınarak e-ticaret satış kanallarının planlanması süreçlerini yönetmek üzere oluşturulan Chief Marketing Officer – CMO (Marketing Direktörü) görevine Erdem Günay atandı.

Veri merkezi (data center) ve fiber optik sistemlerindeki teknolojisi ve uçtan uca ürün portföyü ile dünyanın ilk 8 global markası arasında yer alan Türk firması Canovate Group’un üst yönetimine katılan Erdem Günay, ağırlıklı olarak grubun dünya pazarlarındaki dijital yetkinliklerini artıracak pazarlama ve e-ticaret çalışmalarından sorumlu olacak. Uluslararası alanda pazarlama dünyasının önemli isimleri arasında yer alan Erdem Günay, dijital dönüşümü seçen şirketlerin rekabette bir adım öne geçtiğini belirtiyor.

Günay; 15 yılı aşan kariyeri boyunca, global şirketlerde üst düzey yöneticilik yaparak, birçok başarıya imza atmıştır.

Erdem Günay kimdir?

Marmara Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden 2004 yılında mezun olan Günay, ardından San Diego State Üniversitesi’nin MBA programını tamamladı. Kariyerine arama motoru pazarlaması alanında Amerika’da başlayan Günay, 15 yılı aşkın süredir dijital pazarlamanın her alanında çalıştı. Amerika’dan döndükten sonra, Starcom ve Mediacom ajanslarında birçok markanın dijital vizyonuna yön verdi. Medya ajansı tecrübelerinden sonra, 2011-2018 yılları arasında 7 yıl Google’da sektör yöneticiliği yaptı ve global birçok markanın dijital dönüşümüne destek verdi. Nisan 2018’den itibaren Publicis One Performics’te Genel Müdürlük görevini sürdüren Erdem Günay, 10 Ağustos 2020 tarihi itibariyle, Canovate Group’un Chief Marketing Officer – CMO (Marketing Direktörü) görevi üstlendi.

GİZEM VE MACERAYLA DOLU BİR MODERN VAROLUŞ MASALI; ESMA KOÇ İMZALI BANA GÖRE SEN…

Hayatta gözden kaçırılan ve çoğu zaman üzerleri kötücül bahanelerle örtülen insanların, iyilikle sağaltılabileceğine inanan bir modern zaman kahramanı; Kemal’in hikâyesi… Ve onun çevresinde gittikçe çoğalan umudu anlatıyor Bana Göre Sen. Yazar Esma Koç’un adeta bir oya gibi işlediği derinlikli karakterler ve onların birbirine düğümlenen öyküsü, bir yanıyla umudu seslendirirken bir yanıyla da yavaş yavaş çözülen bir gizemin etrafında şekilleniyor.

“İnanınca umut ediyorum. Olmayınca da yıkılıyorum,” dedi Veysel yerdeki toprağı parmağıyla kazarak. Oldukça üzgün duruyordu.

“Olsun, yine de umut et. Kendine güvenip oraya git. Olmayınca da yıkılma. Daha çok güçlen.” dedi Kemal umut vererek.

Şiirsel Bir Anlatımla, Keskin Gerçekler…

İnsanın hayatını düşlediği gibi yaşamasına izin vermeyenler ve o düşlere tüm kalbini dâhil edenlerin masalı, Bana Göre Sen… Gerçekçi üslubuna ve akıcı anlatımına karşın içine girildikçe şiirsel diyaloglar ve romansın eşlik ettiği bir atmosferde çok katmanlı bir okuma sunuyor. Okurun sayfalar arasında kısacık bir an duraksayıp kendisine sorular sormasını sağlayan gerçekleri hayatın tam içinden serüvenlerle anlatıyor.

“…Sen bana hiç düşünmediğim şeyleri düşündürdün. Bana hayatımda bir türlü öğrenemediğim şeyleri öğrettin. Ayakta güçlü durabilmeyi öğrettin. En önemlisi, ne olursa olsun yaşamayı öğrettin. Bana göre sen; hayatın tüm bilgilerini bilen çok değerli bir hocasın…”

1988 yılında Konya’da doğan Esma Koç’un, turizm ve otel işletmeciliği, işletme yüksek lisansı eğitimlerinin yanı sıra uzun yıllar pek çok mecrada yazıları yayımlandı. Vâris ve Koruyucuları, Saybırfoniksler, Kalbe Yolculuk, Emunatoron/ 0-GXCM, Emunatoron/ Emunatoron Şövalyeleri, Umudunu Kaybetme gibi öykülerinden sonra Yazardan Direkt Yayınevi’nden yayımlanan Bana Göre Sen, macera ve varoluş sorgularıyla kurgulanmış sürprizlerle dolu bir hikâyeyle okurlarla buluşuyor.

Newtech’ten arşiv niteliğinde 200’üncü sayı: “Son 20 Seneye Damga Vuran 200 İkonik Kişi, Ürün ve Olay”
Türkiye’nin ilk tüketici elektroniği dergisi Newtech, arşiv niteliğindeki 200’üncü sayısını okurlarıyla buluşturuyor. “Son 20 Seneye Damga Vuran 200 İkonik Kişi, Ürün ve Olay” konusunu kapağına taşıyan Newtech’in eylül özel sayısı, dijital dergiliklerde yerini aldı.
2001 yılından bu yana aylık olarak yayın hayatına devam eden Türkiye’nin ilk tüketici elektroniği dergisi Newtech, 200’üncü sayısını “Son 20 Seneye Damga Vuran 200 İkonik Kişi, Ürün ve Olay” kapak konusuyla çıkardı.
Newtech’in arşiv niteliğindeki eylül özel sayısı Turkcell Dergilik, Türk Telekom Dergilik, Magzter, PressReader, Vadafone dMags ve DijitalBasım gibi dijital dergiliklerde okuyucularıyla buluşuyor.
Newtech’in 2001 yalından bu yana her türlü ekonomik ve sosyal krize rağmen aralıksız 200 aydır yayın hayatında olduğunu belirten Etna Yayıncılık CEO’su Bahattin Apak, “Newtech’in 200’üncü sayısının sadece Etna Medya için değil, son 20 yıldır büyük krizlerle boğuşan bilişim sektörü ve bilişim medyası açısından da çok önemli ve moral verici bir gelişme olduğunu düşünüyorum. Yaklaşık 20 yıldır sadece sektörü yakından takip ederek bilgi ihtiyacını karşılamadık, aynı zamanda yaptığımız dosya konularıyla sektördeki dinamikleri harekete geçirmeyi de hedefledik. Bu süre içinde hatalar yapmış olabiliriz ama evrensel yayıncılık ilkelerinin izinde ahlak çizgisinden hiç sapmadık” dedi.

THERMOMIX’LE MEVSİMİNDE SEBZELER, PROFESYONEL LEZZETLER

Doğal olarak yetiştirildiği ve doğal yolla olgunlaştıkları için vitamin ve mineral açısından daha zengin olan mevsim sebzelerini tüketmenin çok daha lezzetli ve sağlıklı olduğu konusunda uzmanlar uyarıyor. Sağlıklı beslenmenin önemini benimseyen mutfağın uzmanı Thermomix, mevsim sebzeleriyle hazırlayabileceğiniz birbirinden lezzetli tarif seçenekleri sunuyor.

12 mutfak aletinin yaptığı işi aynı anda yapan çok fonksiyonlu dijital mutfak aleti Thermomix, gıdaları besin değerlerini kaybetmeden, doğruyor, karıştırıyor, yoğuruyor ve pişiriyor. Dijital çipi ve tarif kitaplarında, mevsim sebzeleriyle hazırlayabileceğiniz birbirinden lezzetli tarifler sunan Thermomix, meyve ve sebzeleri mevsimi dışında tüketebilmeniz için de reçel ve konserve yapımı gibi saklama yöntemlerinde de en büyük yardımcınız oluyor.

Restoranlara gitmeden, profesyonel lezzetler”

Ekim ayının vazgeçilmez lezzetleri havuç, patlıcan ve mantar gibi malzemelerle isterseniz sık sık tercih ettiğiniz tarifleri isterseniz de sadece restoranlarda yiyebildiğiniz tarifleri hazırlamanız için Thermomix en pratik seçenek oluyor.

Sağlıklı, kolay ve hızlı yemekler hazırlamak için, artık profesyonel olmaya gerek kalmıyor. Çünkü Thermomix, dijital ekranı sayesinde birbirinden farklı yüzlerce tarif seçenek sunarak, kullanıcılarına yol gösteriyor. Thermomix kullanıcılarına, kebapçıya gitmeden harika bir Alinazik, restorana gitmeden tam kıvamında Mantarlı Risotto’yu menüsüne alıp, tadını çıkarmak kalıyor.

Aynı tariflerden sıkılanlara yeni alternatifler

Thermomix, yaratıcı ve farklı tarifler konusunda da yardımcı oluyor. Havuçlu Mercimekli Humus gibi tariflerle, sofralarınıza farklı dokunuşlar yapmanıza yardımcı olan Thermomix ile size malzemeleri karıştırma kabına koymanız ve tarifinizin hazır olduğu uyarısını veren bitiş uyarısını beklemeniz kalıyor. Üstelik Thermomix bakliyat ve tahılları yıkamak için de kolaylık sağlıyor. İçinde mercimeklerle birlikte süzgeci karıştırma kabına yerleştirmeniz, üzerlerini geçecek kadar su ekleyip, 1-1.5 dk/hız 5-6’da karıştırmanız yeterli.

Klasik humus tarifi yerine arada da Havuçlu Mercimekli Humus yapmak gibi yüzlerce alternatif ile sofralarınız daha lezzetli ve göz dolduran bir hale geliyor.

Geberit iCon banyo mobilyaları serisiyle

Banyo tasarımında esnekliğe yer açın

 Geberit iCon banyo serisi, çok yönlü yapısıyla banyoları kişiselleştirme dönemini başlatıyor.  Net, modern bir estetik dille oluşturulmuş Geberit iCon serisi; etkileyici tasarımı ve esnekliği ile küçük mekanlarda dahi mimariyi güçlendiren bir öge olarak banyolarda ışıldıyor.

“Design Meets Function / Tasarım Fonksiyonla Buluşuyor” mottosu ile banyolara yeni nesil teknolojileri ve zamansız tasarımları entegre eden Geberit,  iCon banyo mobilyaları serisinin sağladığı ürün çeşitliliğiyle klasikten moderne benzersiz geçişler sağlıyor.

Farklı mekan boyutlarına uyum sağlayan esnek yapı

Geberit iCon banyo serisi;  açık ve modern tasarımlı geniş bir vitrifiye ve banyo mobilyası yelpazesi sunarken küçük banyolara mükemmel şekilde uyarlanabilen küçük lavabolar, köşe çözümleri, banyo mobilyaları, aynalar içeriyor. iCon banyo serisinin kişisel tasarıma imkan veren bu çeşitliliği, farklı boyutlardaki banyo planlaması ve montajı için ideal seçenek oluyor.

Optimize edilmiş fonksiyonel detaylar

Geberit iCon; simetrik etajerli lavabolar, işlevsel seçenekler ve yavaş kapanan özel çekmece mekanizmasıyla reel olarak tasarımı fonksiyonla bütünleştiriyor. Serinin neme dayanıklı banyo mobilyaları doğal meşe, platin antrasit, mat beyaz, parlak beyaz renk seçeneklerinden oluşuyor. Seride yer alan aydınlatması asimetrik de konumlandırılabilen Geberit iCon aynalar, mobilyalar ile mükemmel uyum sağlarken aynaların yanına ek olarak seçilebilecek prizli ve USB girişli Geberit güç ünitesi ile büyüteçli ayna aksesuarları banyoları detaylandırıyor.

2011 yılında Türk modasının ve tasarımcılarının ulusal ve uluslararası alanda hak ettikleri konuma gelerek tanınması; moda sektöründe çalışan tüm paydaşların birlikteliğinin sağlanması amacıyla sektöre yeni bir soluk getirmek adına kurulan Moda Tasarımcılar Birlik ve Dayanışma Derneği – MTB ilk kez düzenlediği Fashion Days’i ülkemizi uluslararası arenada temsil eden başarılı marka Barrus London defilesi ile açtı. Ünlü isimlerin katıldığı sezonun ilk davetine Feryal Gülman, Nora Kalpakçıoğlu, Emel Ayaydın gibi cemiyetin saygıdeğer hanımlarının yanı sıra Çiğdem Batur, Aslıhan Karalar ve Elif Özkul gibi ekranların sevilen yüzleri de ilgi gösterdi.

MODA TASARIMCILAR BİRLİK ve DAYANIŞMA DERNEĞİ FASHION DAYS’İN İLK GÜNÜNDE BARRUS LONDON DEFİLESİ İLE GÖRSEL BİR ŞÖLEN SUNDU!…

Boğaz hattının incisi Kuruçeşme Oligark’ta düzenlenen ilk Fashion Days, tüm dünyayı etkileyen pandemi sebebiyle geniş sağlık önlemleri çerçevesinde gerçekleşti. Seçkin davetliler için üst düzey tedbirlerin alındığı organizasyonda sosyal mesafenin korunması prensibine dayanılarak 4000 kişi kapasiteli mekana yalnızca çok özel 300 konuk davet edildi. 1 Eylül Salı akşamı Barrus London defilesi ile başlayan moda maratonu iki gün boyunca moda severlere görsel bir şov sunacak. İkinci gün karma defilelerin yer alacağı etkinlikte genç yetenekler koleksiyonlarını moda severlerle buluşturacak.

Ünlü koreograf Ferhan Aral’ın katkıları ve sevilen sunucu Ümit Temurçin’in sunumu ile renklenen Fashion Days defilelerine Kariyer Eğitim Kurumları da saç ve makyaj sponsorluğuyla destek vermekte.

Moda dünyasında kariyer yapmak isteyen yeni tasarımcıların en sağlam şekilde temsil edileceği adres olma yolunda ilk adımını atan Moda Tasarımcılar Birlik ve Dayanışma DerneğiYönetim Kurulu Başkanı ve derneğin kurucusu Dilek Düzgün Fashion Days ile ilgili olarak şunları kaydetti: ‘‘MTB olarak tasarımcıların tasarım süreçlerinden, sektörün gelişim ve ihtiyaç analizlerine; tasarımcıların iş olanaklarının genişletilebilmesinden, iş şartlarının iyileştirilebilmesine kadar gerekli tüm tespitleri yaparak; üretim, markalaşma ve ürün pazarlama gibi alanlarda destek sağlamak adına çalışmalar yapmaktayız. Ayrıca, genç yeteneklerimizin yurt içi ve yurt dışı piyasasında yer edinebilmeleri ve ülkemizi uluslararası alanda en iyi şekilde temsil edebilmeleri için gerekli desteği sağlamaktayız. Bu yıl ilkini düzenlediğimiz MTB Fashion Days’in bu anlamda sektöre önemli katkılar sunacağına inanıyorum. Senelik olarak tasarladığımız Fashion Days’in yanı sıra ilerleyen dönemlerde de sık sık genç tasarımcılarımızla çeşitli organizasyonlarda bir araya gelerek moda dünyasında sağlam adımlarla ilerlemesini sağlayacağız.’’

Ergonomik, modern ve sade;  X-Treme Pro Wox Sandalye

Karakteristik tasarımları dayanıklı malzemelerle bütünleştiren Papatya Mobilya,  X-Treme Pro Wox Sandalye ile İskandinav tarzın tüm çekiciliğini, kullanıldığı mekana yansıtıyor.  Ergonomik, sade ve modern tasarımı ile X-Treme Pro Wox; kişisel yaşam alanları dışında otel, kafe, restoran gibi genel mekanlar için de kullanıma uygunken üst düzey malzemesi, ahşap detayları ve uluslararası CATAS* sertifikasıyla beklentilere ideal standartlarda karşılık veriyor.

Papatya Mobilya; estetik, tarz ve eşsiz malzeme kullanımı bütünlüğünde oluşturduğu ürün yelpazesiyle kullanıcıların hayatlarını kolaylaştıran çözümler üretmeye devam ediyor.  Papatya X-Treme ailesinin zarif üyesi X-Treme Pro Wox Sandalye, sade ve fonksiyonel kurgusuyla İskandinav tarzın en iyi örneklerinden birini sunuyor.

7 farklı renk opsiyonu ve minderli versiyonlar

X-Treme Pro Wox Sandalye, ahşap detaylarla doğal ve sıcak bir his yaratırken İskandinav tarzın tüm cazibesini bulunduğu mekana yansıtıyor. Beyaz, siyah, antrasit, koyu kırmızı, koyu sarı, küllü kahve, pastel yeşilden oluşan 7 farklı renk opsiyonuyla iç ve dış mekanlarda kullanım avantajı sağlayan X-Treme Pro Wox, birinci sınıf malzeme güvencesiyle sandalye arayışındaki herkesi farklı bir deneyime davet ediyor. X-Treme Pro Wox, ergonomik tasarımının yanı polipropilen oturma fontu, ayaklarda özel metal bağlantı detayı ve kayın, meşe, iroko seçenekleri sunuyor. Kamusal alanlar için tasarlanan X-Treme Pro Wox,sabit minderli seçeneklerle de temin edilebiliyor.  Kullanıcı konforunu optimize etmesi nedeniyle özellikle genel mekanlar için artı değer sunan minderli versiyonlar, özel kumaşları sayesinde oldukça profesyonel bir etkinin mimari oluyor. X-Treme Pro Wox ultraviyole ışınlarına dayanıklılığı ve dünyaca prestijli CATAS sertifikasıyla Avrupa standartlarında bir ürün olarak öne çıkıyor.

Président, dünya standartlarındaki kremasını Türkiye pazarına sunuyor

Avrupa’nın 1 numaralı peynir markası Président’ın Türkiye’deki ürün ailesi büyüyor. Tüketicilere önce gouda, cheddar ve kaşar peynirlerini sunan Président şimdi de dünya standartlarında üretim kalitesine sahip kreması ile raflarda yerini aldı.

Türkiye’nin en büyük süt ve süt ürünleri üreticisi Ak Gıda’nın yüksek kalite standartlarında üreterek Türkiye pazarına sunduğu gouda, cheddar ve kaşar peynirlerinden oluşan Président ailesi, portföye katılan krema ürünü ile genişliyor. İdeal kıvamıyla tatlı ve pasta yapımında benzersiz bir lezzet deneyimi yaşatan Président Krema Türkiye’de satışa sunuldu.

Türkiye’deki tüketicilerin damak tadına hitap eden ve Avrupa lezzetleriyle eşdeğer Président ürünlerini yerli üretimle pazara sunduklarını belirten Ak Gıda Pazarlama Direktörü Selin Dora Falay; “Président peynirleri kısa sürede kahvaltının yanı sıra yeni tüketim alışkanlıklarının keşfedilmesinde önemli bir rol oynadı. Bu beğeniden aldığımız motivasyonla Président ürünlerinin Türkiye’deki çeşitliliğini artırıyoruz. Bu doğrultuda Président 200 ml Krema ürünümüzü de Türkiye’deki tüketicilerin beğenisine sunarak, hayatlarını lezzetlendirmeyi hedefliyoruz” dedi.

Pasta ve tatlı yapımı için ideal

Président Krema’nın yüzde 35 yağ oranı ve dolgun kıvamıyla öne çıkan bir ürün olduğunu vurgulayan Ak Gıda Pazarlama Direktörü Selin Dora Falay; “Kolay çırpma özelliği ve güçlü kabarma performansıyla Président Krema, ülkemizde de pastacılık ve tatlı süslemelerinde en aranılan ürünlerden biri haline gelecek. Pasta ve tatlılarda kolay sürüm sağladığı için tüketicilere pratik bir kullanım sunan Président Krema, ideal kıvamı sayesinde yemeklerde de uzun süre katılaşmadan tutunarak lezzeti artırıyor. Président ailesinin Türkiye’deki en yeni ürünü Président Krema’nın kısa sürede ülkemizde de mutfağımızın lezzet sırlarından biri olacağına inanıyorum” diye konuştu.

Timberland 2030 vizyonunu duyurdu: Doğadan aldığından daha fazlasını geri vermek ve net pozitif ürünlerle “sıfır atık” hedefine ulaşmak

İlhamını doğadan alan Timberland, önümüzdeki dönem inovasyon önceliklerini Rejeneratif Tarım ve Döngüsel Tasarım olarak belirledi. Döngüsel tasarımla “sıfır atık” hedefine ulaşmayı planlayan marka koleksiyonlarında kullanacağı tüm materyallerini rejeneratif tarımdan tedarik ederek, çevreye karşı sorumluluğunda net sıfır etkinin de ötesine geçerek “net pozitif etki”ye ulaşacağına inanıyor.

İçinde bulunduğu moda endüstrisinin üretim ve tüketim rutinleriyle sebep olduğu çevresel etkileri azaltmak adına önemli bir adım atan Timberland 2030’a kadar ürünlerinin çevreye olan etkilerini “net pozitife çevirme”-  yani doğadan aldığından daha fazlasını geri vermeyi – hedeflediğini duyurdu.

Bu söylemle Timberland, outdoor mirasını ve yıllardır devam eden doğayı koruma taahhüdünü daha da ileri taşıyor. Doğadan ilham alarak rejeneratif tarım ve döngüsel tasarım bakış açısıyla inovasyona öncülük ediyor. Timberland yeni duyurduğu net pozitif vizyonuna doğru ilerlerken, 2030’a kadar gerçekleştireceği 2 ana hedefi açıkladı:

  • Ürünlerinin %100’ünün döngüsel tasarım sürecine göre oluşturulması
  • Doğal malzemelerin %100’ünün rejeneratif tarım yöntemleriyle elde edilmesi

Timberland Sürdürülebilirlik Direktörü Collen Vien: “Üretim sürecinde ortaya çıkardığı karbondan daha fazlasını toprağa geri verebilen bir çift bot hayal edin… Umuyoruz ki bizim girişimimiz tüm sektörle birlikte çalışmak ve bu gidişatı iyiye doğru değiştirmek için ilham kaynağı olur.”

“Çevresel sorunlar ve çoraklıkla karşı karşıyayız. Bir moda markası olarak bu sorun bizi de ilgilendiriyor. Timberland on yıllardır çevreye etkisini en aza indirmek için çalışmalar yürütüyor. Fakat daha fazlasını yapmanın vakti geldi” diye konuşan Timberland Sürdürülebilirlik Direktörü Collen Vien ekliyor: “Üretim sürecinde ortaya çıkardığı karbondan daha fazlasını toprağa geri verebilen bir çift bot hayal edin… Doğanın öncülüğünde, durumu doğanın lehine çevirmek için döngüsel tasarımları ve rejeneratif tarımı tercih ederek net pozitif etki oluşturabiliriz. Biz sürdürülebilirlik vizyonumuzun ötesine geçerek doğanın gelişimine katkı sunmak istiyoruz. Çıktığımız yeni yolculuk ve 2030 hedeflerimiz bizi heyecanlandırıyor. Umuyoruz ki içinde bulunduğumuz sektöre hem birlikte çalışmak hem de bu gidişatı iyiye doğru değiştirmek için ilham veririz.”

Timberland, 2030’e kadar ayakkabı, tekstil ve aksesuar koleksiyonlarının  tamamında döngüsel tasarım anlayışına geçmeyi hedefliyor.                  

Doğada her şeyin kullanım ve yeniden kullanım alanları vardır. Hiçbir şey çöpe gitmez, çünkü bu sistem kapalı bir zincirdir. Timberland, 2030’e kadar bütün ürünlerinde– ayakkabı, tekstil ve aksesuar koleksiyonları – döngüsel tasarım anlayışını yansıtmayı hedefliyor.

İlk etapta Timberland, atık statüsündeki malzemeleri (plastik şişeleri, deri ve yün parçaları vb.) değerlendirdiği ürünler tasarlayacak. Koleksiyondaki ürünler işlevini yitirdikten sonra geri dönüştürülebilir olacak şekilde hazırlanacak. Tüketici nezdinde ürünlerin kullanım süreleri dolduktan sonra parçalara ayrılarak yeni ürünlerde hayat bulabilecek.

Rejeneratif tarım ve otlatma metodu çiftçilere ve arazi sahiplerine hayvanlarını doğal hareketleri çerçevesinde yönetme ve yetiştirme imkanı sunuyor. Bu metot, hem hayvanların dinlenerek beslenmesine hem de yeşil alanların gelişmesine olanak sağlıyor. Yeşil alanlar atmosferden aldıkları karbonu toprakta daha uzun süre muhafaza edebildiği için ortaya daha sağlıklı bir toprak yapısı ve hayvanlar açısından da daha kaliteli bir besin kaynağı çıkıyor. Bu uygulama biyolojik çeşitliliği de desteklediği gibi toprağın verimini arttırıyor ve kuraklık, sel gibi afetlere karşı dayanıklı hale getiriyor. Böylece de hem toprak hem de çiftçiler açısından “net pozitif etki” oluşuyor.

Rejeneratif deri ile üretilen ilk Timberland bot koleksiyonu bu sonbaharda satışa sunuluyor.

Hali hazırda Timberland ABD, Avusturalya ve Brezilya’da rejeneratif bir deri tedarik zinciri oluşturmak üzere çalışmalarını sürdürüyor. Yeşil bir dünyanın daha iyi bir dünya olduğu anlayışını sahiplenen Timberland, yakın zamanda rejeneratif tarım uygulama araştırmalarına kaynak sağlamak için dünyadaki yeşil alanları tekrar canlandırmaya ve çölleşmeyle mücadele etmeye odaklanan Savory Institute ile bir işbirliği yaptı. Bu paralelde, ABD’deki rejeneratif Thousand Hills Lifetime Grazed  çiftliklerinden tedarik edilen deriler kullanılarak üretilen ilk Timberland bot koleksiyonu bu sonbahar satışa sunulacak.

2030 hedefleri: Derinin yanı sıra, rejeneratif kauçuk, pamuk, yün, ve şeker kamışı tedarik zincirleri oluşturmak

Timberland’in Sürdürülebilirlik Direktörü Collen Vien ekliyor: “Özünde, doğanın kendi dengesi vardır     ve ekosistemler birbirileriyle mükemmel bir ahenk içerisinde çalışır. Çağdaş medeniyetler ise bu gerçeklik ile zıtlaşıyor . Ama tekrar tekrar gördüğümüz üzere, şans tanındığında doğanın kendisini yenileyici ve iyileştirici bir gücü var. İnsanlık olarak bizler bu sürecin elçileri olabiliriz. Timberland olarak 2030 vizyonumuz budur; karbonu ait olduğu toprağa geri ulaştırabilmek ve aldığımızdan daha fazlasını geri verebilmek.”

Timberland uzun yıllardır sorumlu inovasyon alanında liderlik ediyor.

  • 2005’te Leather Working Group (LWG)‘in kurucu üyelerinden biri olarak, Timberland markası, bütün endüstrisi kapsamında en iyi çevresel uygulamaların dünya çapındaki fabrikaların tercih edilmesine etkili olmuştur. Timberland’ın, hali hazırda koleksiyonlarında kullandığı derilerin neredeyse tamamı sadece LWG’den Gümüş veya Altın sertifikalı fabrikalardan tedarik edilmektedir.
  • 2007 yılında geri dönüştürülmüş PET içeren Earthkeepers® botunu tanıtarak, sorumlu tasarımda çıtayı yükseltti. 2010’a gelindiğinde marka bu başarısını döngüsel tasarımın ilk adımı olan geri dönüştürülebilir Earthkeepers 2.0 botunu piyasaya sunarak ileri taşıdı. 2020 sezonunda Timberland Earthkeepers platformunu eko-inovasyonun en yeni temsilcisi olarak tekrar tanıtılıyor.
  • 2019 İlkbahar – Yaz sezonunda PET’lerin geri dönüştürülmesiyle oluşturulan RPET örme teknolojisine sahip, hafif taban ve nefes alabilen üst yüzeyiyle ReBOTL sneaker koleksiyonunu tanıttı. ReBOTL teknolojisi tüm koleksiyonlarda kullanılmaya başlandı.
  • 2019 Eylül ayında Timberland 5 yılda 50 milyon ağaç dikme projesini yerine getirmek üzere ‘Doğa’nın Kahramanlara İhtiyacı Var’ adını verdiği şimdiye kadarki en büyük küresel kampanyasını duyurdu.
  • BugBounter’ın sponsoru olduğu Lostar Siber Güvenlik Yaz Kampı’na kayıtlar başladıBugBounter, üniversite öğrencilerine siber güvenlik uzmanları ile eğitim fırsatı sunan Lostar Siber Güvenlik Yaz Kampı’nın sponsoru oldu. Ödüllü kampın başvuruları 4 Eylül 2020’ye kadar devam ediyor.

    Şirketlerin güvenlik açıklarını bulma ihtiyacını platforma kayıtlı bağımsız araştırmacı topluluğu ile hızlı ve etkin bir şekilde gideren BugBounter, başvuruların başladığı Lostar Siber Güvenlik Yaz Kampı’nın sponsoru oldu.

    Lostar Bilgi Güvenliği’nin yaz döneminde üniversite öğrencilerine sağladığı bir siber güvenlik eğitim programı olan Siber Güvenlik Yaz Kampı, katılacak adaylara en tecrübeli siber güvenlik uzmanları tarafından verilen eğitim imkanı sunuyor. Ayrıca bu kamp dönemi sonunda gerçekleştirilecek olan bayrak yakalama (CTF) yarışmasında başarılı olan katılımcılar ise Lostar Bilgi Güvenliği’nde staj yapmaya hak kazanacak. Hatta staj süresince en iyi performansı gösteren öğrenciler yarı zamanlı olarak çalışma daveti alacağı gibi karşılıklı memnuniyetin devamı halinde ise tam zamanlı olarak kariyerinde ilerleme şansı elde edebilecek.

    4 Eylül 2020 tarihine kadar başvuruları sürecek olan kamp kapsamında 9 Eylül 2020’de online sınav yapılacak ve 14 – 18 Eylül 2020 tarihleri arasında öğrenciler Lostar uzmanları tarafından verilecek bir eğitime tabi tutulacak. COVID-19 nedeniyle tüm kamp aktiviteleri online olarak gerçekleştirilecek.

    Kamp birincisinin Rasberry Pi4 ve 1 yıllık Pentester Academy Üyeliği, ikincinin 3 aylık Pentester Academy Üyeliği ve üçüncünün de 1 aylık Pentester Academy Üyeliği kazanacağı kampın içeriğinde Temel Network Bilgileri, Temel Linux ve Windows Bilgileri, Test Ortamları ve Gerekli Uygulamalar, Network Güvenlik Testleri, Parola Atakları ve Son Kullanıcı Güvenliği, Mobil Uygulama Güvenliği, Kablosuz Ağ Güvenliği, Etik Hacker’lık ve Bug Bounty gibi birçok güncel konu başlığı yer alıyor.

  • Parkede yükselen değerHijyenik zemin çözümleri İç mekanların mikroorganizmalardan arındırılmış olması yaşam kalitesini arttıran prensiplerin başında geliyor.  İyi bir dekorasyon kadar hijyenin sürdürülebilirliği de bir konfor meselesiyken, her şey bir mekanın tüm ağırlığını üstlenen zeminde başlıyor. AR-GE süreçlerinde tüketici sağlığını başlıca değer olarak gören DesignFloor,  hijyen gereksinimlerini karşılayan A+ ve CE sertifikasyonlarına sahip, neme dayanıklı ve haşere barındırmayan zemin çözümleriyle yapı sektöründe kilit rol oynuyor.

     İyi bir dekorasyon kadar hijyenin sürdürülebilirliği de bir konfor meselesiyken, her şey bir mekanın tüm ağırlığını üstlenen zeminde başlıyor.  A+ (düşük emisyon) sertifikasına sahip olan DesignFloor zemin ürünleri, uçucu organik bileşiklerin (VOC) salınımını minimuma indirerek ve uygulandıkları alanlardaki hava kalitesini artırarak daha hijyenik ve sağlıklı iç mekanlar oluşturuyor.  Bunun yanı sıra Avrupa Birliği ile ilgili kriterlerin sağlandığını gösteren, Avrupa Pazarı’na onaylı ürünleri temsil eden CE sertifikasyonu da bulunan ürünler, hijyenik olarak Avrupa standartlarına entegre durumda.

  • Sadece Maden Suyu Değil Hem mineralli, hem leziz

    Ürettiği 13 çeşit meyve aromalı maden suyu çeşidiyle birbirinden enfes tatları tüketicisiyle buluşturan Avşar Maden Suyu; damla şeklindeki şişe tasarımı, orijinal ve yenilikçi ürünleriyle içecek sektörüne yeni bir ruh kazandırıyor.  Avşar tarafından geliştirilen Elma, Vişne ve Çilek aromalı maden suları, meyvelerin eşsiz lezzeti ile sofralarımızda yerini alırken, birer mineral deposu olarak bedenimizi gün boyu zinde tutuyor.

    İçeriğindeki yüksek mineral oranları nedeniyle “Zengin Mineralli Su” olarak nitelendirilen Avşar Maden Suyu ürünleri;  mineral muhteviyatındaki 2.300 mg/lt Bikarbonat, 756,3 mg/lt Sodyum, 80,1 mg/ lt Klorür, 53,8 mg/lt Kalsiyum ve 96,3 mg/lt Potasyum ile Türkiye’de üretilen maden sularının içinde en yüksek değerde yer alıyor. Avşar, sade maden suyunun yanı sıra geliştirdiği meyve aromalı lezzetleriyle içecek tercihlerimize yön verirken, vücudun ihtiyaç duyduğu mineralleri de karşılayarak fonksiyonelliği ön plana çıkartıyor.

    Enerjiniz bol olsun…

    Avşar tarafından geliştirilen Elma, Vişne ve Çilek aromalı maden suları, meyvelerin eşsiz lezzeti ile sofralarımızda yerini alırken, birer mineral deposu olarak bedenimizi gün boyu zinde tutuyor. Özellikle sıcak yaz günlerinde kaybedilen sıvının karşılanmasına destek olan lezzetler; optimize edilmiş hijyenik koşullarda el değmeden üretiliyor. Gün içinde her öğüne, her ana eşlik edebilecek olan Elma, Vişne ve Çilek aromalı maden suları; söz konusu destekleyici fonksiyonlarının yanı sıra soğuk ve rahat içimiyle de üstün bir ferahlık hissi veriyor.

    Yeni nesil maden sularının öncü markası Avşar’ın tüm ürünleri tekli, 6’lı ve 24’lü paketlerde satışa sunuluyor.

  • Ananas Woodworkingten Projelere Özel Ahşap Ürün ve Mobilya Üretim DanışmanlığıTasarımda mükemmeliyetçi, üretimde hassas, malzemede seçici tavrı ile mobilya sektörüne yeni bir bakış açısı kazandırmayı hedefleyen Ananas Woodworking, Ananas Deco adı altında mimari ve iç mimari projelere tasarım odaklı mobilya üretim desteği sunuyor. Leone Pastanesi, Six Senses Kaplankaya ve Almanyada konumlanan ZEUS Gyros & Grill, tasarımcıların, teknikerlerin ve teknik el becerisi yüksek marangozların aynı çatı altında buluştuğu Ananas Woodworkingin üretim sürecini yürüttüğü mekanlardan sadece birkaçı…

    2015 yılında Endüstri Ürünleri Tasarımcıları Çağdaş Cantürk ve Altuğ Toprak tarafından İzmir Karabağlar Mobilya Sanayi Bölgesinde kurulan ve ardından 2018 yılında üretim parkurlarını genişlettikleri yeni atölyelerinde çalışmalarına ivme kazandıran Ananas Woodworking, yurt içinde ve yurt dışındaki önde giden mimari ve iç mimari projelere ahşap ürün ve mobilya imalatlarında tasarım odaklı mobilya üretim desteği sunuyor. İmalat desteği verdikleri projeleri yüksek kalitede işçilik, adil fiyatlandırma ve  estetik uygunluk kriterlerini göz önünde bulundurarak gerçeğe dönüştürüyorlar.

    Yaşama ve çalışma alanları için mutfak ve banyolar; restoranlar, mağazalar, kafeler ve bahçeler için sabit veya modüler mobilyalar ile kamusal alanlar için çevresel etmenlere dayanıklı kent mobilyaları ve ekipmanlarının üreten dinamik ekip, son dönemde İzmirdeki Leone Pastanesi/Hilltown, Didimdeki Six Senses Kaplankaya ve Lüneburgdaki ZEUS Gyros & Grill gibi sosyal yaşamın önde giden mekanlarına ahşap ürün ve mobilya tasarım ve üretim danışmanlığı hizmeti verdi.

    Leone Pastanesinin Urla ve Alsancak şubelerinin ardından İzmir Hilltown AVMde bulunan keyifli  ve dinamik mekanı için üretim yapan Ananas Woodworking ekibi, Mimar Serdar Deniz tarafından tasarlanan mekanın mobilyalarında dişbudak ağacı, doğal dişbudak kaplama ve beyaz lake cila yüzeyler kullanmış. Şaraplık, barista barı, pasta dolabı, sandviç dolabı, kasa mobilyası, kapılar, servantlar ve kruvasan tezgahını içeren mekanda, keyifli oturma alanları için tasarlanan iç ve dış mekan sedirler de üretime dahil edilmiş.

    Six Senses Kaplankaya için  ise proje sahibi mimarlar Gloria ve İzgi Yazıcı tarafından tasarlanan, doğal freze meşe kaplamanın ve meşe ağacının kullanıldığı sıra dışı ölçülere ve özelliklere sahip bir vestiyer, seperatör, kütüphane, dresuar ve konsol üretilmiş. Aydınlatmalı  vestiyer kapakları ürün-kullanıcı etkileşimini arttırırken benzer özellikteki kütüphane ise giriş ve yemek alanını sepere ediyor, yarı açık ve aydınlatmalı raf sistemi sanatsever kullanıcının objelerini sergilediği bir vitrin halini alıyor.

    Almanyanın Lüneburg şehrinde bulunan ZEUS Gyros & Grillde iç mimarlar Fatih Uçar ve Anıl Nayır  tarafından tasarlanan doğal freze meşe kaplamanın kullanıldığı duvar çıtalarının, doğal meşe ağacından yapılmış masa tablalarının ve pirinç kaplama ile detaylandırılmış tamamı mat lake cilalı barın üretimini üstlenen Ananas Woodworking, ölçüleri verilen mekanın bar kısmında kusursuz bir imalat için Ananas Atölyede demo kolonlar kullanarak sonuç ürünlere ulaşmış. Üretilen her bir ürün modül haline getirilerek ve detaylandırması yapılarak paketlenmiş ve Almanyaya ulaştırılmış.

  • Zeminde parlayan yıldız
    • DesignFloor ‘Parlak Parkeler’ ile ışığın izini sürün

    İç mekan tasarımında zemin döşemesinin seçimi anahtar unsurların başında geliyor. İyi tasarlanmış bir zemin,  hem altyapı hem estetik açıdan dekorasyonu güçlendirirken alanı karakterize etmenin temel dinamiğini oluşturuyor. DesignFloor parlak parke koleksiyonu, kendi ışığını üreten yapısıyla mekana en uygun ışığı kurguluyor ve ahşap dokusunun kişilikli görünümü ile doğayı evinize taşıyor. Tüm DesignFloor parke ürünleri gibi orman belgelendirme onay programı PEFC sertifikasına sahip olan parlak parkeler, düşük karbon emisyonu ile ekolojik dengenin koruma altına alınmasına da yardımcı oluyor.

    Doğal ışığı yüzeyinde tüm zarafetiyle yansıtan DesignFloor Falquon Parlak Parke serisi, yelpazesinde bulundurduğu canlı renk skalasındaki ürünler ve DesignFloor’un yenilikçi çizgisi ile kendi kimliğine sahip iç mekanlar oluşturuyor. Bu sayede dekorasyonun izi zeminde de sürerken ahşap dokunun cezbedici görünümü mekanı etkisi altına alıyor.

  • FLORMAR’DAN YENİ ÜRÜN ALARMI:  EDT PARFÜMLERFlormar ürün ailesinin en yeni üyeleri karşınızda:  eşsiz koku notalarından oluşan ve kalıcı yeni

    EDT Parfümler, Paradise ve Fancy…

     Makyaj denilince ilk akla gelen marka olan ve makyajdan cilt bakımına, ojeden vücut bakımına kadar binlerce ürünü sevenlerine sunan Flormar, yeni çıkardığı Paradise ve Fancy EDT parfümleriyle bakımlı bir kadının ihtiyacı olan tüm ürünleri tek çatı altında toplamış olmanın mutluluğunu yaşıyor.

    Eğlenceli, Özgür Ruhlu ve Taze Kokulardan hoşlanan kadınların tercihi:  Fancy EDT

    İçeriğinde çiçeksi, odunsu, pudramsı kokuları barından ve ayrıca frezya, kırmızı meyve notaları ile harmanlanan Fancy EDT, taze ve çiçeksi kokuları tercih edenlerin parfümü olacak. Alt notalarında bulunan gül, portakal çiçeği, sandal ağacı gibi ferah ve çiçeksi kokular ile birleşen Fancy EDT’i tek bir cümle ile anlatmamız gerekseydi, “Mutlu bir yaz akşamındaki günbatımı gibi..” derdik.

    Cesur, Çarpıcı ve Meyve  Kokularını sevenlerin parfümü: Paradise EDT

    İçeriğinde meyvemsi ve tatlı tropikal notalar barındıran; kehribar, sandal ağacı ve misk kokuları ile harmanlanan Paradise EDT, üst notalarında ananas ve çarkıfelek meyvesi alt notalarda ise floral ve pudramsı içerikler ile yaz aylarında kendini şımartmak isteyen cesur kadınların vazgeçilmez kokusu olacak.

  • Beşiktaş’a Destek Gecesinde Beşiktaş’ı BırakmadılarBeşiktaş Sevdalıları; 156 bin Adet SMS ve 80 Milyon TL Değerinde 385 Bin Adet Hatıra Tişört Bağışı İle Geceye Damga Vurdu

    Türkiye’nin ilk spor kulübü Beşiktaş JK’nın “Bırakmam Seni” bağış kampanyasına destek gecesi         9 Ağustos Pazar akşamı Kanal D’de ekranlarında izleyiciler ile buluştu.

    Beşiktaşlı sanatçı Yılmaz Erdoğan ve sunucu Damla Uğurtürk’ün sunduğu gecede Beşiktaş sevdalıları 156 bin adet SMS ve 385 bin adet Hatıra Tişörtü ile Beşiktaş’a destek verdi.

    Bırakmamseni kampanyası başladığı 12 Haziran 2020 tarihinden bu yana toplam bağış miktarı

    427.683 SMS, toplam destek tutar ise 150 Milyon TL’ye yaklaştı

    Vodafone Park Stadı’nda gerçekleşen canlı yayında tribünlerde Beşiktaş JK Başkanı Ahmet Nur Çebi ile birlikte Beşiktaş JK Yönetim Kurulu Üyeleri, Teknik Direktör Sergen Yalçın, Beşiktaşlı eski sporcular, Beşiktaş JK bünyesindeki tüm branşlara ait sporcu ve antrenörler hazır bulundu.

    Gecede Yılmaz Erdoğan’ın konukları arasında Hülya Avşar, Zafer Algöz, Mehmet Erdem, Hakan Altun, Çok Güzel Hareketler 2 ekibi, Ömür Gedik, İsmail Demirci, Erkan Petekkaya, Onur Buldu ve Barış Murat Yağcı gibi ünlü isimler Beşiktaş’a destek olmak isteyen vatandaşlarla telefon bağlantısı gerçekleştirerek geceye katkı verdi.

    156 bin adet SMS ve 80 milyon TL değerinde 385 Bin adet Hatıra Tişört Bağışının yapıldığı gecede ayrıca Beşiktaş Kabataş Vakfı Başkanı Anıl Cansızoğlu, hayatını kaybeden genç spor spikeri Emre Gönlüşen’in 2 kızının eğitim masraflarını üstlendiklerini açıkladı. Beşiktaş JK Başkanı Ahmet Nur Çebi, Gönlüşen’in iki kızının Beşiktaş Koleji’nde okutulacağını açıkladı.

    Beşiktaş JK tarafından 12 Haziran 2020 tarihinde başlayan ‘Bırakmam Seni’ kampanyasına iki ayda yapılan toplam bağış tutarı 150 milyon TL’ye yaklaşırken, SMS ise 427.683’e ulaştı.

    Kampanya Hatıra Tişörtüne ve “Ödül Senin” çekilişine yoğun ilgi!

    İlk bir saatte 55 milyon TL destek, 100 bine yakın SMS

    Program boyunca gsm hatlarından “Bırakmam” yazıp 1903’e mesaj atan izleyiciler “Ödül Senin” isimli çekilişe katılmaya hak kazandılar. Yoğun ilgi gören canlı yayının ilk bir saatinde bağış miktarı 55 milyon TL olurken,  yine ilk bir saat içinde 100 bine yakın SMS atıldı. 10 milyon TL ile kampanyaya destek olan Rahmi Koç, yapmış olduğu bağış miktarı ile gecenin yıldızı olarak tüm Beşiktaş camiasının gönlünü bir kez daha fethetti. Beşiktaş JK Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Nur Çebi’den 5 milyon TL ve Yönetim Kurulu’ndan 5 milyon TL olmak üzere yönetimden de 10 milyon TL’lik katkı geldi. Çebi Ailesi 2 milyon TL, Anadolu Beşiktaşlılar Derneği 2 milyon TL, Nevzat Demir 2 milyon TL, Cemil Kazancı 2 milyon TL, Hüseyin Yücel 1 milyon 903 bin TL, Umut Tahir Güneş 1 milyon TL, Tevfik Yamantürk 1 milyon TL, Ömer Dalgakıran 1 milyon TL, Sait Ulusoy 1 milyon TL, Fatih Avşar 1 milyon TL, Celal Aral 1 milyon TL ve Hakan Aydın da 1 milyon TL’lik bağış yaptı. Tüm Türkiye’den yüz binlerce kişinin bağışlarıyla katıldığı gecede farklı takım taraftarlarının bağışları da öne çıktı.  Trabzonspor eski yöneticisi Nevzat Çalışkan 200 bin TL, Trabzonsporlu iş insanı Nevzat Aydın 200 bin TL, Fenerbahçeli Cem Yılmaz 20 bin TL katkıda bulundu. Geceye katılan Hülya Avşar kampanyaya 50 bin TL destek verirken, Murat Boz 100 bin TL, Barış Murat Yağcı hayranları ise 125 bin TL bağış yaptı. Canlı yayına telefonla bağlanan Haluk Levent de 150 bin TL bağışlayacağının sözünü verdi.

    Gecenin en anlamlı bağışlarından biri, Optik Başkan lakabıyla bilinen ve 2007 yılında hayatını kaybeden, Çarşı grubu lideri Mehmet Işıklar’ın aiesi tarafından yapıldı. Baba Abdullah Işıklar adına kampanyaya katılan Işıklar ailesi, emekli maaşlarından 1000’er lirayı Beşiktaş için bağışladı. Optik Başkan adına yapılan manevi değeri oldukça yüksek olan bu bağış, Beşiktaşlıları duygulandırdı.

    Canlı yayın sonunda toplanan bağış miktarı toplam 80 milyon TL  oldu

    Ünlü sanatçıların katkılarıyla süren program süresince toplamda 156 bin adet SMS gönderildi. Beşiktaş Sevdalıları; 80 Milyon TL değerinde 385 Bin adet Hatıra Tişört bağışı ile geceye damga vurdu. Buna göre program sonunda toplanan bağış miktarı toplam 80 milyon TL’ye ulaştı. 09.09.2020 tarihine kadar SMS gönderilebilecek olan milli piyango etkinliği, 19.09.2020 çarşamba günü saat 19.03’te yine Vodafane Park’ta gerçekleşecek çekiliş ile son bulacak.

    Merakla beklenen kampanya tişörtleri taraftarla buluştu

    “Bırakmam Seni” kampanya filminde yer alan Beşiktaş’ın ilk 11 sporcusunun isimlerinin basılı olduğu “Kampanya Hatıra Tişörtü” ile kulübüne destek olmak isteyen Beşiktaşlıların ilgisi, kampanya web sayfası olan birakmamseni.org adresinde de büyük bir yoğunluk yaşanmasına neden oldu. Hatıra tişörtler için 09.09.2020 tarihine kadar birakmamseni.org adresinde sipariş alımına devam edilecek.

    “Bırakmam Seni Kampanyası’na” dikkat çekmek için 39 ilçeyi koşarak geçti!

    “Bırakmam Seni Kampanyası’na” dikkat çekmek için 39 ilçeyi koşarak kampanyanın bilinirliğini artırmaya çalışan Beşiktaş futbol takımı malzemecilerinden Erdal Erdem, gece sonunda Vodafone Park Stadı’na ulaştı. Geçtiği her ilçeden Bırakmam Seni Kampanyasına destek istediğini belirten Erdem, kendisini gören Beşiktaş Sevdalılarının mutlaka SMS desteği verdiğini belirtti.

    Bırakmam Seni Kampanyası Ödülleri 9 Eylül 2020 tarihinde yapılacak çekilişle sahiplerini bulacak

    “Bırakmam Seni Kampanyası” çerçevesinde bağış yapan taraftarlar arasından yapılacak çekilişin ödülleri de Ödül Senin gecesinde açıklandı.

    ÖDÜLLER:

    1.       EV / 2 ADET

    2.       ARABA/4 ADET

    3.       ELEKTRİKLİ SCOOTER/20 ADET

    4.       YURTİÇİ TATİL ÇEKİ /7 ADET

    5.       YURTİÇİ KONAKLAMA/3 ADET

    6.       BEYAZ EŞYA VE TV / 100 ADET

    7.       AKILLI TELEFON /22 ADET

    8.       CHECK UP/20 ADET

    9.       BEŞİKTAŞ LOGOLU EŞOFMAN TAKIMI /100 ADET

    10.    TAKIM LOGOLU SPOR AYAKKABI /100 ADET

    11.    E-SPOR ALANINDA OYUN OYNAMA/ 100 ADET

    12.    BEŞİKTAŞ FORMASI/ 1115 ADET

    13.    BEŞİKTAŞ E-SPOR FORMASI/ 50 ADET

    14.    TRİBÜNDE VIP KOLTUK / 10 ADET

    15.    1903 TRİBÜNÜ KOLTUK / 5 ADET

    16.    AKATLAR BASKETBOL SAHASI/ SAHA İÇİ KOLTUK / 2 ADET

    17.    FUTBOLCULAR İLE YOUTUBE KANALINDA CHALLANGE/ 5 ADET

    18.    FUTBOL A TAKIMI İLE BULUŞMA/ 20 ADET

    19.    FUTBOL A TAKIMI İLE KARMA MAÇ /11 ADET

    20.    FUTBOL A TAKIMI İLE DEPLASMANA GİTME /20 ADET

    21.    FUTBOL A TAKIMI İLE YEMEK / 10 ADET

    22.    KADIN FUTBOL TAKIMI İLE KARMA MAÇ YAPMA/ 11 ADET

    23.    BAŞKANIMIZ VE/VEYA YÖNETİM KURULU ÜYELERİMİZ İLE YÖNETİM LOCASINDAN  FUTBOL MAÇI SEYRETME DENEYİMİ /20 ADET

    24.    BAŞKANIMIZ VE/VEYA YÖNETİM KURULU ÜYELERİMİZ İLE PROTOKOL LOCASINDAN BASKETBOL MAÇI SEYRETME DENEYİMİ  20 ADET

    25.    BAŞKAN İLE YEMEK /10 ADET

    26.    SERGEN YALÇIN İLE YEMEK /10 ADET

    27.    FUTBOL TAKIM KAPTANI İLE YEMEK /10 ADET

    28.    İSTEDİĞİ ÇOCUĞU SEREMONİYE ÇIKARMA /20 ADET

    29.    STADYUMDA KARMA MAÇ YAPMA /11 ADET

    30.    AD/SOYAD İLE SPORCULARDAN VİDEO MESAJ 15 ADET

    31.    BASKETBOLCULAR İLE YOUTUBE KANALINDA CHALLANGE /5 ADET

    32.    KADIN/ERKEK BASKETBOL A TAKIMI İLE YEMEK /10 ADET

    33.    KADIN/ERKEK BASKETBOL A TAKIMI İLE BULUŞMA /20 ADET

    34.    BASKETBOL GENEL MENAJER, A TAKIM ANTRENÖR İLE YEMEK /10 ADET

    35.    AKATLAR SPOR KOMPLEKSİ’NDE BASKET MAÇI YAPMA /5  ADET

  • Spor sektörü ikinci dalgayı kaldıramaz

    Spor fütüristi, yönetim danışmanı ve milli sporcu Hakan Demiray, dünyayı etkisi alan yeni tip koronavirüs salgınının spor sektörüne ciddi maliyetler getirdiğini birçok salonun kapandığını, ikinci bir dalga olursa sektörün bunu kaldıramayacağını iletti. Bu durumda salonlar dijital uygulamalar ile cebe girecek ya da küçük metrekarelerde hap salonlar ortaya çıkacak. Açık havada spor yapanları daha çok göreceğiz.

    Pandemi sürecinde insanların evde egzersiz yapmanın önemini daha iyi anladığını ifade eden spor fütüristi, yönetim danışmanı ve milli sporcu Hakan Demiray, bağışıklık sistemini güçlendirmede egzersizin çok önemli olduğunu ancak Türkiye’de düzenli spor yapan insanların Avrupa’ya oranla bir hayli az olduğunu dile getirdi. Pandemi sürecinden sonra bu oranın yükseleceğini öngördüğünü anlatan Demiray, “Evde ve açık havada egzersiz yapan sayısı artacak ancak salonlar eski günlerine çok daha uzun süre kavuşamayacaklar.” dedi.

    Türkiye’de egzersiz yapma oranı %2, Avrupa’da %10

    “Türkiye’de egzersiz yapma oranımız yüzde 2 civarında. Bu çok düşük bir oran. Avrupa’da bu yüzde 10 civarında. Pandemiyle birlikte bu oran artış gösterdi ancak salonlar kapalı olduğu için resmi bir veri yok elimizde. Ancak bu dönemde şunu gördük ki, hareketsiz yaşamıyoruz. Yeni normale geçişle birlikte herkeste evde kalınan süre boyunca alınan kiloların verilmesi telaşı var. Türkiye’de 7 bine yakın spor salonu var. Bu işletmelerin büyük bir kısmı bakanlık tarafından açıklanan prosedürleri maliyetler sebebiyle yerine getiremedi ve kapalı. Sıkı önlem alıp yatırım yapanlarsa randevulu sistemle çalıştıkları için maliyetlerini karşılayamıyorlar.”

    Sektör küçülecek

    “Sektör inanılmaz bir hızla dijitalleşiyor. Cep telefonlarına yüklenen uygulama sayılarından trajik bir artış var. Yurtdışında neredeyse her gün yeni bir uygulama çıkıyor. KPMG tarafından yapılan bir araştırmaya göre, kısıtlamalar kalksa bile insanların %39’u spor salonuna gitmek istemediğini söylüyor. Kısıtlamalar kalktığında yapılacak aktiviteler arasında spor salonuna gitmek %17 ile altıncı sırada yer alıyor. Bunun anlamı randevulu sistemle ve az sayıda sporcu ile çalışacak olan salonların metrekare olarak da küçüleceğidir.”

    İki tür spor salonu olacak

    Dijitalleşmenin, hem spor salonlarının hem de antrenörlerin gelişimine önemli katkı sağlayacağını da vurgulayan Demiray, şunları aktardı: “Sektör inanılmaz hızda dijitalleşecek. Bu dijitalleşme öncelikle telefon uygulamalarıyla olacak. Spor salonlarına da zamanla teknoloji entegre olacak. Bu süre içinde antrenörler de kendini geliştirecekler. Hepsinin, teknolojiyi kullananlardan daha iyi bilmesi gerekecek. Dijitalleşmek adına yatırım yapan salonlar adeta birer uzay üssüne dönüşürken, bu maliyete katlanamayanlar daha da küçülecek ve hap salonlar oluşacak. Pandemiyle birlikte evden spor yapmaya alışan sporseverler için salonların, sıra dışı hizmetler vermesinin yanı sıra en ince detayına kadar düşünülmüş sağlık ve güvenlik önlemlerini de alması gerekiyor.”

    “İnsanlar artık yeni şeyler izlemek istiyor”

    Milli sporcu, insanların artık yeni spor dallarına yönelmeye başladığını şu sözlerle anlattı: “Spor ekonomisi çeşitli sebeplerle gerilemeye başladı. Bu nedenle hayatımıza yeni spor dalları ve ligler giriyor. Bazı raporlara göre, 2016 yılındaki tüm spor müsabakalarının kitlesi 4 yıl öncekinden yüzde 15 daha düşük. 4 yıl sonrasının yani bugünün aynı hızla gerilediğini düşünürsek, spor endüstrisinin bir çıkış araması son derece doğal. İnsanlar artık yeni şeyler izlemek istiyor. Birçok spor dalında izleyici artık “farklı bir şey olmayacak ki” diyor. İlgi ve merakın azalması spora yatırım yapan markalara da sponsorluk için farklı arayışlar getirdi.” diye konuştu.