Magazin-yaşam, ekonomi, spor haberleri (28.01.2021)

KOP İstihdama Yönelik Projeleri Destekleyecek. KOP Sosyal Projeleri 2021 Yılı Mali Destek Başvuruları Başladı

 KOP İdaresinin 2021 yılında KOPSOGEP ve KOP Okuyor programları kapsamında vereceği mali destek proje başlıkları belirlendi. “Genç ve Kadın İstihdamı, Mesleki Gelişim” ve “KOP Hayal Kütüphaneleri” başlığı altında hazırlanacak yenilikçi ve model projeler destek almaya hak kazanacak.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına bağlı Konya Ovası Projesi (KOP) Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı, 2021 yılı Mali Destek Programları kapsamındaki Sosyal Projelere yönelik başvuru takvimini belirledi. Kamu kurum ve kuruluşlarının bireysel veya ortaklı hazırlayacakları proje teklifi başvurularını 1 Mart 2021 Pazartesi günü mesai saati bitimine kadar İdarenin proje havuzu sistemi olan proje.kop.gov.tr adresinden online olarak gerçekleştirebilecek.

Aksaray, Karaman, Kırıkkale, Kırşehir, Konya, Nevşehir, Niğde ve Yozgat illerinden oluşan KOP Bölgesindeki kamu kurum ve kuruluşları tarafından bölgenin önceliklerine uygun, yenilikçi, model, okuma kültürüne katkı sunan, hayal kurma becerisini geliştiren ve özellikle istihdama yönelik hazırlanacak projeler, oluşturulan KOP Proje Havuzunda toplanıyor. KOP İdaresi tarafından yürütülen KOP Bölgesinde Okuma Kültürünün Geliştirilmesi (KOP Okuyor) programı kapsamında ‘KOP Hayal Kütüphaneleri’ ile KOP Sosyal Gelişim Programı (KOPSOGEP) kapsamında ‘Genç ve Kadın İstihdamı, Mesleki Gelişim’ konu başlıklarında hazırlanacak projeler için başvurularını gerçekleştirilebilecek.

“Genç ve Kadın İstihdamına Yönelik Yenilikçi Projeler Desteklenecek”

KOP İdaresi tarafından, bölgenin ihtiyaçlarını kapsayan, yenilikçi, istihdam ve insana yatırım olarak nitelendirebilecek beşeri sermayeyi güçlendirmeye yönelik projelerin her zaman öncelikli olarak değerlendirildiğine dikkat çeken KOP İdaresi Başkan vekili Halil İbrahim Tongur, 2021 yılı KOP Sosyal Projeleri Mali Destek Çağrı programında da bu hassasiyeti göz önünde bulundurduklarını söyledi.

Genç ve kadın başta olmak üzere istihdama katkı sunan, insan hayatına dokunan, katma değeri yüksek, teknolojik temelli üretim başta olmak üzere üretimin artmasına katkı sunacak her türlü projenin KOP İdaresinin ana hedefleri arasında yer aldığını hatırlatan Başkan vekili Tongur, “Tüm dünyayı saran Covid-19 salgını sürecinde özellikle istihdamın önemini hep birlikte bir kez daha yakından gördük. Sosyal projelerle istihdamı arttırmaya yönelik KOPSOGEP programı üzerinden yeni hibe destekleri vereceğiz. Kamu kurum ve kuruluşlarımızın bireysel veya birlikte çalışma kültürüyle kurumsal ortaklıklar yaparak bölgeye katkı sağlayacağına, istihdamı artıracağına inandıkları projeleri bu yıl da bekliyoruz” diye konuştu.

“KOP Hayal Kütüphaneleri kurulacak”

Çocukların ve gençlerin hayal etme becerilerini geliştirmek, okuma kültürüne olan ilgilerini arttırmak ve kendilerini daha iyi ifade etme becerilerine katkıda bulunmak amacıyla KOP Okuyor kapsamında ‘Hayal Kütüphaneleri’ temasını ön plana çıkartmayı amaçladıklarını kaydeden KOP İdaresi Başkan vekili Tongur, “Bugüne kadar finansman desteği sağladığımız onlarca sosyal proje sayesinde bölgemizin okuma kültürüne önemli katkılar sunduk. Bu yıl ise okuma kültürüyle hayal etme sürecini pekiştiren bir yaklaşımla çocuklarımıza ve gençlerimize ulaşmak istiyoruz. Çocukların ve gençlerin hayal dünyalarını zenginleştirmek adına kamu kurum ve kuruluşlarımızın projelerini bekliyoruz” dedi.

KOP Sosyal Projeleri 2021 Yılı Mali Destek Programına; Valilikler, İl Özel İdareleri, Kaymakamlıklar, Kamu Üniversiteleri, Belediyeler, İl Emniyet Müdürlükleri, Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlükleri, İl Sağlık Müdürlükleri, İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri gibi tüm Kamu Kuruluşları proje sahibi olarak başvurabilecek. Sivil Toplum Kuruluşları ile Kamu Kurumu niteliğindeki Meslek Kuruluşları ise projelerde ortak olarak yer alabilecek. proje.kop.gov.tr adresinden açıklanan ‘Başvuru Rehberleri’ne uygun yapılan proje teklifleri arasında yapılacak değerlendirmeler sonucunda Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının uygun bulduğu projeler mali destek almaya hak kazanacak.

KOP’tan Önemli Bir Yayın Daha…KOP’tan Hayvancılık Sektörüne Yönelik Önemli Bir Kaynak Eser

KOP İdaresi Başkanlığı “Buzağı Kayıplarının Önlenmesinde Buzağı Sağlığı ve Yetiştiriciliği” adında önemli bir kaynak kitap hazırladı. KOP Bölgesi özelinde ülkenin hayvancılık sektöründe önemli bir açığı kapatacak olan kitapta sorunlar ve pratik çözüm yolları görsellerle desteklenerek sade bir dille hayvan üreticilerinin hizmetine sunuluyor.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına bağlı Konya Ovası Projesi (KOP) Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı, gerek Covid-19 gibi tüm dünyayı etkisi altına alan salgın hastalıklarla gerekse gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler açısından stratejik bir önem taşıyan tarım ve hayvancılık sektörlerinde gıda güvenliğinde sürdürülebilirliğin sağlanması ve desteklenmesi amacıyla ‘Buzağı Kayıplarının Önlenmesinde Buzağı Sağlığı ve Yetiştiriciliği’ adında önemli bir kaynak kitap hazırladı.

“Temel Amacımız Hayvancılıkta Verimi Arttırmak”

Aksaray, Karaman, Kırıkkale, Kırşehir, Konya, Nevşehir, Niğde ve Yozgat’tan oluşan KOP Bölgesinin; sahip olduğu geniş tarım alanları, coğrafi yapısı, büyükbaş hayvan varlığı ve hayvansal üretime yönelik sanayi altyapısı ile öne çıkan bir bölge olduğunu vurgulayan KOP İdaresi Başkan vekili Halil İbrahim Tongur, bu kazanımları korumak ve güvenliğini sağlamak adına başta toprak ve su kaynaklarının korunması ve buna bağlı olarak uygun tarımsal ve hayvansal üretim modellerinin hayata geçirilmesinin büyük önem arz ettiğini belirterek şunları söyledi:

“Hali hazırda kullanılan araçlar ve yöntemler ne olursa olsun ülkemizde yürütülen hayvancılık politikalarında temel amacının verimliliği arttırmak, piyasa istikrarını sağlamak, girdi maliyetlerini düşürmek, sektörde çalışanların gelir seviyesini yükseltmek, tüketici fiyatlarını makul seviyelerde tutmak, arz sürekliliğini sağlamak ve dünyanın bu alandaki önemli ülkeleriyle rekabet edebilir hâle getirmek olmalıdır. Hayvancılık sektöründe sürdürülebilirliğin sağlanması, iç piyasaya yönelik ihtiyaçların karşılanması ve ithalata dayalı ekonomik kayıpların önlenmesi için buzağı ölümlerinin mutlaka gelişmiş ülkeler düzeyine çekilmesi gerekmektedir. Buzağı, sığırcılık işletmelerinin önemli bir gelir kaynağı ve aynı zamanda işletmelerin geleceği, ülkemizin de ithalata karşı stratejik bir ürünüdür. Türkiye’nin son yıllarda hızla artan nüfusuna paralel olarak hayvansal protein ihtiyacı da sürekli artmaktadır. İthalat, canlı hayvan ve hayvansal ürün talebinin karşılanmasında kısa vadede çözüm gibi görülse de sürdürülebilir bir hayvancılık için diğer önemli seçenek, buzağı kayıplarının önlenmesidir. Buzağı kayıplarının birden fazla nedene bağlı önemli bir sorun olarak karşımıza çıkması sebebiyle Başkanlığımız konuyu çok yönlü olarak ele almakta; bu kayıpları en aza indirebilmek amacıyla eğitimler düzenlemekte; konu ile ilgili seminer, konferans, çalıştay organizasyonları yapmakta ve ilgili sivil toplum kuruluşları ile diyaloglarını sürdürmektedir.” dedi.

“Bir Buzağı Kaybının Bile Önlenmesi Önemlidir”

Kısa adı KOP TEYAP olan KOP Bölgesi Tarımsal Eğitim ve Yayım Projesi kapsamında tarım ve hayvancılıkta altyapı yatırımlarından gerekli verimin alınabilmesi, modern teknolojilerle çiftçilerimizin buluşturulabilmesi, tarımsal eğitim ve yayım hizmetlerinin etkinliğinin artırılması çiftçi örgütleri önceliğinde kurum ve kuruluşların kapasitelerinin artırılması ve yeni nesillere çiftçilik mesleğinin benimsetilmesi amacıyla kamu kurumları ve sivil toplum kuruluşları ile işbirliği içerisinde eğitim faaliyetleri yürütüldüğünü hatırlatan Başkan vekili Tongur, “Başta akademisyenlerimiz olmak üzere konunun uzmanlarının da yer aldığı geniş bir katılımla hazırlanan bu kitap, sektördeki önemli bir açığı gidermek ve bu konunun önemi hakkında farkındalık oluşturmak amacıyla hazırlanmıştır. Bu kitaptan yararlanarak bir buzağının bile kaybının önlenmesi bizim için en büyük ödül olacaktır. Kitabın hazırlanmasında emeği geçen, zaman harcayan, bilgilerini ve tecrübelerini paylaşan herkese teşekkür ediyor, sorunun çözümüne yönelik olarak oldukça sadeleştirilmiş, görsel materyallerden yararlanılmış, pratik ve uygulanabilir bilgiler içeren bu yayınımızın, bölgemiz ve ülkemiz üreticilerine yararlı bir kaynak olmasını temenni ediyorum.” diye konuştu.

Buzağı Sağlığı ve Yetiştiriciliği kitabına ve el kitabına http://www.kop.gov.tr/sayfalar/kitap-brosur/81 adresinden ulaşılabilinmektedir.

Beşiktaş JK Erkek Basketbol A Takımı’nın yeni isim sponsoru Icrypex oldu

ING Basketbol Süper Lig’nde ve Uluslararası Basketbol Federasyonu (FIBA) Avrupa Kupası’nda mücadele eden Beşiktaş JK Erkek Basketbol A Takımı’nın yeni sponsoru belli oldu. Icrypex Kripto Borsası ile Beşiktaş JK arasında yapılan anlaşmaya göre, Erkek Basketbol A Takımı bundan böyle Beşiktaş Icrypex olarak sahaya çıkacak.

Türkiye’nin en köklü spor kulübü Beşiktaş JK’nın başarılı Erkek Basketbol A Takımı’na finans sektörünün yenilikçi kuruluşu Icrypex sponsor oldu. Türkiye’nin ilk kurumsal yapıya sahip kripto para borsasını oluşturarak katma değer sağlamak ve sektörde trend yaratacak başarılar elde etmek amacıyla kurulan Icrypex, Beşiktaş JK’nın Erkek Basketbol A Takımı’na ismini verdi. Siyah Beyazlı Ekip, artık forma göğsünde Icrypex logosunu taşıyacak.

Ahmet Nur Çebi: Anlaşmanın kulübümüze şampiyonluklar getirmesini diliyorum

Beşiktaş JK Vodafone Park’ta düzenlenen basın toplantısında konuşan Beşiktaş JK Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Nur Çebi, sponsorluk anlaşmasının ayrıntılarını anlattı. Çebi, “Türkiye’nin en köklü spor kulübü olarak Icrypex firması ile yaptığımız bu anlaşmanın her iki taraf için de hayırlı olmasını diliyorum. Kendilerine Türk sporuna ve Türk basketboluna katkılarından dolayı teşekkür ediyorum. Pandemi nedeniyle bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de spor kulüpleri zor bir dönemden geçiyor. Maçları seyircili oynayamamak kulüplerin gelirlerinde ciddi bir kayıba neden oldu. Böyle bir dönemde sporun ve sporcunun yanında duran sponsor markalarımız bizlere güç ve güven veriyor. Bu tür işbirlikleri, bu zorlu dönemi birlikte atlatacağımıza dair en önemli gösterge. Icrypex ile Erkek Basketbol A Takımızın isim ve forma sponsorluğu  anlaşması bir buçuk yıl sürecek. Bu anlaşmanın kulübümüze şampiyonluklar getirmesini diliyorum” şeklinde konuştu.

Gökalp İçer: Birlikte yürümekten mutluluk duyacağız

Icrypex CEO’su Gökalp İçer ise, “Türkiye’nin en köklü kulüplerinden biri olan Beşiktaş her adımında trendleri belirlerken, biz de bu yolda Beşiktaş ile birlikte yürümekten mutluluk duyacağız. Beşiktaş Icrypex Erkek Basketbol A Takımı’nın her başarısında yanında olmaktan gururlanacağız” dedi.

Toplantıda konuşan Beşiktaş JK Genel Sekreteri ve İcra Kurulu Başkanı Mesut Urgancılar da, Türkiye’de basketbolun gelişmesi için büyük çaba sarfeden bir kulüp olduklarını söyledi ve ekledi: “Beşiktaş JK, kurulduğu günden bugüne her branşta, başta altyapı yatırımları olmak üzere, sporun gelişmesine  önemli katkılar sağlamıştır. Kadın futbolundan e-spora, jimnastikten hentbola kadar her zaman sporun ve sporcunun yanında olmuş bir kulübüz. Bizler bu desteği önce taraftarımızdan, sonra bizi destekleyen sponsorlarımızdan aldığımız güçle yürüttük. Ülkemizde sporun gelişmesine katkıda bulunan bütün markalara, kattıkları değerden dolayı teşekkür ederiz.”

Beşiktaş JK Basketbol ve Gayrimenkul Geliştirme’den Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Umut Şenol ise, Icrypex ve Beşiktaş JK arasından yapılan anlaşmanın Türk Basketbolu için önemine dikkat çekti ve şunları söyledi: “Bildiğiniz gibi Beşiktaş JK Erkek Basketbol A Takımımız, ING Basketbol Süper Ligi’nde ve Uluslararası Basketbol Federasyonu Avrupa Kupası’nda mücadele ediyor. Takımımızın son sönemde aldığı başarılı sonuçlardan çok mutluyuz. Icrypex ile ligde ve Avrupa’da nice başarılara imza atacağımızdan hiç şüphem yok.’’

Yüksek Faiz Reel Sektörü Vuruyor

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK) son yaptığı toplantıda faiz oranını %17 de sabit tutarak güçlü parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki yavaşlatıcı etkilerinin daha belirgin hale gelmesini, böylelikle enflasyon üzerinde etkili olan talep ve maliyet unsurlarının kademeli olarak zayıflayacağına işaret etmiştir. PPK enflasyonda kalıcı düşüşe ve fiyat istikrarına işaret eden güçlü göstergeler oluşana kadar sıkı para politikasının duruşuna kararlılıkla uzun bir müddet sürdürülmesinde kararlı olduklarını ifade etmiştir.

Türkiye Ekonomisi her yıl büyümeyi hedeflemişken; Para Politikası Kurulu’nun fiyat istikrarının sağlayarak enflasyonu düşürmek için faizleri yükselterek, kredileri kısarak, iç talebi daraltmayı ve ekonomiyi yavaşlatmayı tercih etmiştir.

Bütün dünyayı etkisi altına alan salgın sürecinde ülkeler ekonomilerini ayakta tutabilmek, reel sektörlerini yaşatabilmek için faizleri sıfırlarken, kredi artışına giderken bizde ise tam tersi yüksek faiz artışına, kredi kısıtlamasına gidiliyor. Türkiye’de reel sektörün borç yükü salgınında etkisiyle GSMH ın %39,7 den %76,5 e çıkmışken reel sektörün bu borç yüküyle batmaması, işine devam edebilmesi için can suyu öneminde düşük maliyetli yeni kredi imkanlarına kavuşması gerekir.

Türkiye’de iç talebin daraldığı bu dönemde bir işletmenin %17 faiz oranıyla alacağı krediyle işletmesini bırakın büyütmeyi döndürebilmesi dahi çok zordur.

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK) reel sektörün krediye en çok ihtiyaç duyduğu bu dönemde uygulamaya soktuğu yüksek faiz oranları ve sıkı para politikasıyla kredileri kısarak reel sektöre kalan sağlar bizimdir diyerek yaklaşmamalı; reel sektöre bir başka bahara diyerek başka bir kapıyı göstermemelidir.

‘BURSA SİYAHI’NIN PAZARLAMA GÜCÜ ARTIRILIYOR

Ticaret Bakanlığı desteğiyle Uludağ Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği (UYMSİB) Bursa Siyahı İnciri Ur-Ge Projesi kapsamında gerçekleşen ikinci online eğitim yapıldı.

Pazarlama Stratejileri ve Marka Yönetim Danışmanı ve Eğitmen Dr. Zeynep Lembet ve Dijital Pazarlama Uzmanı Emre Reçber tarafından Ur-Ge kümesinde yer alan firmaların katılımcılarına verilen eğitime, UYMSİB Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Senih Yazgan katıldı. Çalışma kapsamında 3 gün boyunca online olarak düzenlenen eğitimde, ‘Tarımsal Markalaşma ve Dijital Tanıtım’ konusu kapsamlı bir şekilde ele alındı.

“Pazarlamayı önemsiyoruz”

Eğitimin başlangıcında konuşan UYMSİB Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Senih Yazgan, “Bursa Siyahı İnciri, şehrimizle özdeşleşmiş dünya pazarında rakibi ve ihracatında limiti olmayan özel ve önemli bir ürün. Dolayısıyla bu ürünün üretimi, tanıtımı ve pazarlamasının daha da geliştirilmesi gerekiyor. Bursa Siyahı İnciri’nin uluslararası pazarlarda rekabet gücünü arttırmaya yönelik desteklenmesi ve üyelerimizin uluslararası rekabet alanlarında yurt içi ve yurt dışında birlikte hareket etmeleri amacıyla Birliğimiz çeşitli faaliyetler yürütüyor. Bunun sürekliliğini sağlama açısından pandemi nedeniyle bir arada olamasak da online toplantılarımıza devam ediyoruz” diye konuştu.

“Her şeyi ölçümlemek zorundasınız”

Eğitmen Dr. Zeynep Lembet ise, değişen tüketici profillerini takip edebilmek ve onlara uygun pazarlama stratejileri geliştirmek adına ölçümleme yapmanın elzem olduğuna dikkat çekti. Lembet, “Herkesin olduğu bir pazardaysanız mutlaka ölçümleme yapmanız gerekir. ‘Bence’ diye bir şey yok, her şeyi ölçümlemek mecburiyetindesiniz. Çünkü yeni sosyo-ekonomik katmanlar oluştu, yeni tüketici profilleri gelişti. Özellikle pandemi döneminde pek çok değişiklik oldu bu yüzden tüketiciye nasıl hitap edeceğimizi tekrar ölçümlemek gerekiyor. Pazarlama yöneticilerinin başarısı, büyük ölçüde, faaliyette bulunacağı pazarları tanımasına ve pazarların özelliklerini ve büyüklüğünü açıkça belirlemesine bağlıdır” ifadelerini kullandı.

Pazarlama karmalarından da bahseden Lembet, “Pazarlama kavramında dağıtım ağı, konumlama ve fiyat çok önemlidir. Bunlar mutlaka senkronize bir şekilde gitmelidir. Ürününüz harika, fiyatınız şahane de olsa dağıtım ağını kuramaz ve tüketiciye eşit zamanda ulaştıramazsanız, fiyatını oturtamazsanız başarılı olamazsınız. Birçok marka bunları yapamadığı için havada kaldı ve günümüzden silindi gitti” diye konuştu.

“Müşteri ekmek alırken bile fayda bekliyor”

Firmalara ‘Müşterinizi kardeşinizden iyi tanımalısınız’ diyen Lembet, sözlerini şöyle noktaladı: “Artık müşteri, ürünlerden bambaşka şeyler bekliyor. Her şeyin en fazlasını istiyor, en fazlasını sorguluyor, başka yerde aldığı hizmetin aynısını farklı yerde de istiyor. Kişiye özel tasarımlar, üretimler ön plana çıktı. Temel gıda maddesi ekmek alırken bile bize bir fayda sunmasını istiyoruz. Marka, bu değerleri önemsemeli. Tüm bunları yapmadığınız takdirde sıradan bir marka olarak yola devam edersiniz. Müşterinizi çok iyi hatta kardeşinizden bile iyi tanımalısınız. Müşteri davranışları sadece satın alma davranışları değil, altında bir sürü motivasyon var, bunları göz ardı etmemek gerekiyor.”

Diğer gün de Dijital Pazarlama Uzmanı Emre Reçber tarafından firmaların dijital markalaşma ve dijital pazarlama süreçleri anlatıldı. 3  gün süren eğitim, soru cevap bölümü ile sona erdi.

Dr. SHIRLI ENDER BÜYÜKBAY’IN KALEMİNDEN FARKLI BİR PANDEMİ SERÜVENİ

#SeninİçinEvimdeydim, Barcelona’dan Shirli, Dr. Shirli Ender Büyükbay’ın İspanya Barselona’da yaşadığı Covid-19 Pandemi’sini anlattığı bir eser. Yazar tüm dünyanın aynı anda evlerine kapandığı, belirsizlik ve umutla bekleyiş sürecini çok özgün bir anlatı halinde okurla paylaşıyor. Sosyal medyada günbegün paylaştığı yazılarını çevresinden gelen yorumlarla kitaplaştırmaya karar veren Shirli Ender Büyükbay, insanlığın dönüşümünü, doğanın bizlere söylemek istediklerini kendi içsel serüveniyle birleştiriyor.

“Belki de bu virüs insanlığa insanlığını yeniden hatırlatma işlevi olarak başımıza geldi… Kim bilir? Şu kesin ki hayatımız ve bundan etkilenen herkesin yaşama bakış tarzı bambaşkalaşacak.”

Herkese Ait Bir Deneyim…

Okurla keyifli bir sohbet edercesine, mizah ve hüzünle dolu bir anlatıma sahip olan #SeninİçinEvimdeydim, Barcelona’dan Shirli; bu sürecin aslında benzerlikleri olduğu kadar herkesin kendi içsel dönüşümü için de biricik olduğunun altını çiziyor. Covid-19 sürecinde tüm insanlığın yaşadığı belirsizlik ve endişe dolu günleri, yer yer değişen ruh halini olumlu bir bakış açısıyla ve cesurca okura “içini dökerek” anlatan kitapta, mesafe ne olursa olsun aynı duyguların paylaşıldığını görmenin ve ne kadar izole olunsa da yalnızlığın sadece zihnin oyunu olduğu vurgusu yer alıyor. Yazarın pozitif farkındalık ve mindfulness konularındaki birikimi, okura hayata dair olumlu bazı ipuçları vermeyi de satır aralarında sürdürüyor.

Sistematik değerlendirme süreçlerinin yanı sıra, liderlik, yetenek yönetimi, performans yönetimi, örgütsel davranış (endüstri psikolojisi), pozitif psikoloji, duygusal zekâ (EI), farkındalık, nörobilim, iş-yaşam dengesi / entegrasyonu, koçluk ve mentorluk alanlarında uzman olan Dr. Shirli Ender Büyükbay; şu anda akademik araştırma, akademik makale incelemesi, blog yazımı ve gönüllü koçluk ve mentorluk görevlerini sürdürmekte ve üniversitede yarı zamanlı ders vermektedir. Çalışanların iyi olma halinin çalışan performansı üzerindeki etkisini vurgulamak için doktora tezini “Yeni Bir Çalışan Esenliği Modeli Önerisi: Çalışan Bütünlüğü” başlığı ile tamamladı. www.mindthepositive.com adresinde bu konudaki birikimlerini paylaşmaktadır. Yazardan Direkt Yayınevi’nden yayımlanan eser, hafızalardan kolay kolay silinmeyecek 2020 yılının bambaşka bir anlatısı olarak okurla buluşuyor.

PHARMACTIVE İLAÇ’TA “DUMAN YOK İZİN VAR”

Pharmactive İlaç, bünyesinde çalışan 900 kişiden sigara içmeyenlere yıllık 2 gün ek idari izin verecek. “Duman Yok, İzin Var” isimli projeden hem sigara kullanmayanlar hem de sigarayı bırakacaklar faydalanabilecek.

 Yüksek kalite standartlarında ilaç üreterek gerek Türkiye gerekse dünyadaki hastalara umut olmak için 2010 yılında kurulan Pharmactive İlaç, örnek bir projeye imza atıyor. Pharmactive İlaç, “Duman Yok, İzin Var” projesini hayata geçirerek sigara kullanmayan çalışanlarının yıllık izinlerine 2 gün idari izin ekliyor.

SİGARA İÇMEYENE 2 GÜN EK İZİN

“Duman Yok, İzin Var Projesi” kapsamında, Pharmactive, bünyesinde çalışan yaklaşık 900 personelinden sigara içmeyen ve sigarayı bırakacaklara yıllık 2 gün ek izin verecek. Proje, 2021 yılı itibariyle fabrika, merkez ve saha olmak üzere tüm lokasyonlardaki çalışan gruplar için uygulamaya konuldu. Çalışanlar, yöneticileri ile koordineli olarak istedikleri zaman 2 günlük ek idari izinlerini kullanabilecekler.

“ÇALIŞANLARIMIZIN SAĞLIĞI HER ŞEYDEN ÖNEMLİ”

Pharmactive İnsan Kaynakları Müdürü Filiz Kaner, Abdulrezzak Sancak’ın öncülüğünde “Ne Mutlu Bir Derde Derman Olana” anlayışıyla 2010 yılında kurulan Pharmactive İlaç’ın sektörün genç, dinamik ve geleceği şekillendirecek firmaları arasında yer aldığına dikkati çekti.

Yıllık ek 2 gün idari izin verilmesi kararının şirketin yönetim kurulunda alındığını belirten Filiz Kaner, “Duman Yok İzin Var” isimli projeyi 2021 yılıyla birlikte hayata geçirdiklerini anlattı. Kaner, “Uygulamadan herhangi bir ayrım gözetmeksizin ülke genelindeki yaklaşık

900 personelimizin tümü faydalanabilecek. Projemiz, ‘sigara başta olmak üzere, elektronik sigara, tütün ve tütün mamullerinin ve benzerlerinin kullanılmaması’ olarak sınırlandırıldı. Sigara içmeyenler, 2021 yılı itibariyle yıllık izinlerini hak ettikleri tarihte, 2 gün ek idari izinlerini de kullanma hakkı kazanacaklar” dedi.

Filiz Kaner, “İnsan sağlığı için çalışan bir şirket olarak, çalışanlarımızın sağlığı bizim için her şeyden önemlidir. Uygulama esaslarını çalışanlarımızla paylaştık. Çalışanlarla karşılıklı güven ortamında projeyi sürdürmeyi hedefliyoruz. 2021 yılının tüm dünya için sağlıklı bir yıl olmasını diliyorum” diye konuştu.

Çocuğunuzun spor yeteneği genlerinde saklı

Ocak 2021Erken yaşta spora ilgi duyan çocukların ilerde başarılı bir sporcu olmasının ilk adımı, sporda hangi alanlarda başarılı olabileceğini tespit etmekten ve onları doğru spora yönlendirmekten geçiyor. Bu konudaki en büyük anahtar ise gen yapımız. Spor Fütüristi Hakan Demiray, profesyonel sporcu olmak isteyen çocukları için ebeveynlerin mutlaka genetik analizi yaptırması gerektiğinin altını çiziyor ve ekliyor; “Çocuğunuzu vücut yapısına ve genlerine yatkın olacak spor branşına yönlendirirseniz sakatlanma ve başarısız olma riskini azaltmış olursunuz.”

 Bilinçli yapılan spor ve fiziksel aktiviteler, çocukların fiziksel, mental ve ruhsal gelişimini büyük ölçüde destekliyor. Yapılan birçok çalışma düzenli spor yapan çocukların okulda ve sosyal hayatta daha başarılı olduğunu ortaya koyuyor. Ailelerin, çocuklarına erken yaşta spor alışkanlığı kazandırması kadar çocuğa en uygun olan branşa yönlendirmeleri de büyük önem taşıyor. Bu da çocuğun genetik özelliklerinin tespit edilmesiyle mümkün.

Basit yöntemlerle yapılan gen testleri ile elde edilen gen bilgileri,  özellikle erken yaşta spora merakı olan çocukların, hangi branşa uygun genetik yapıda olduklarının tespit edilmesini sağlıyor. Genetik bilgiler sayesinde kişiye uygun spor branşı seçiminden ideal antrenman programlarına, doğru beslenme ve dinlenme programına kadar kişiye özel programlar oluşturulabiliyor.

 Spor performansımızın yüzde 66’sı genetik ile ilişkili

Sporda başarılı olmanın öncelikleri arasında yetenek, antrenman, çok çalışmak, motivasyon, beslenme, ekipman gibi faktörler gelse de, atletik başarı ile genetik özellikler arasındaki ilişki uzun yıllardır araştırmalara konu oluyor. Araştırmalar, spor performansımızın yüzde 66 oranında genetik ile ilişkili olduğunu gösteriyor. Geri kalanında ise antrenman, beslenme, ekipman, motivasyon, uyku ve genetik dışı faktörler etkili oluyor.

Genetik özellikler başarılı sporcu yetiştirmede önemli rol oynuyor

Hakan Demiray; “Olimpiyatlara katılan sporcuların yaşları giderek küçülüyor. çocuklar artık daha fazla spora ilgi duyuyor ve çok daha erken yaşlarda spora yönlendiriliyor. Genetik özellikler, aileler ve antrenörler için başarılı sporcular yetiştirmede kılavuz oluyor. Genler, çocukları bir spor dalına yönlendirme amacından çok, ilgi duydukları spor dalında hangi alanda daha başarılı olabileceklerini tespit etmede belirleyici rol oynuyor. En başarılı olabileceği spor dalından, spor dalındaki doğru stratejiyi, ideal idman yöntemlerini hatta sakatlık ve iyileşme potansiyelini bile genetik yatkınlıklarından öğrenebilmek mümkün hale geliyor. Gen bilgileri aynı zamanda kişiye özel antrenman, doğru beslenme, besin takviyesi kullanımı, dinlenme süreçlerinin programlaması gibi birçok konuda yardımcı oluyor.”

200’den fazla gen fiziksel aktivite performansımızı belirliyor

Kişinin birçok özelliğinin genetik yapısında gizli olduğunu söyleyen Hakan Demiray; “Genetik bilgiden sadece hastalık tedavilerinde değil, artık hayatın tüm alanlarında fayda sağlanabiliyor. Genetik çeşitlilik, atletik performans ve fitness değerlendirmelerinde bireyler arasındaki farklılıkları görmeye katkıda bulunuyor. Son zamanlarda yapılan incelemeler, 200’den fazla genin varyantlarının sporla ilişkili fenotiplerle ilgisinin olduğunu gösteriyor.  Günümüzde kas yapısının belirlenmesi ve kardiyovasküler yani kalp-damar kapasitenin ortaya konabilmesi için ACTN3 ve ACE genleri incelenerek sporcunun dayanıklılığı, performansı ve yatkın oldukları spor branşları önceden belirlenebiliyor.” diyor.