Laf ebesi değil, iş ebesi istiyoruz (Köşe yazısı)

YAŞARKEN TARİNE NOT DÜŞMEK

KONU ve ÖZETİ:  Boş tartışmalar, laf ebeliği ile vakit öldüreceğimize,  10 milyon   işsiz  gençlerimize  nasıl iş, aş, ev ve eş bulmayı tartışmalı ve çözümünü acilen gerçekleştirmeliyiz.

LAF EBESİ DEĞİL İŞ EBESİ İSTİYORUZ!…

OLMUY0R BEYLER BAYANLAR OLMUYOR!…

Süleyman KOCABAŞ

Tarihçi Yazar

Memleketimize  yazık oluyor!… Kimin yüzünden ? Ehliyetsiz, liyakatsiz ve memleketi  idare edemeyecek  kalitesiz siyasilerimiz, politikacılarımız  yüzünden!…

Partiler olarak baba muhalefeti, ana muhalefeti  ile ülke gündemine soktuğumuz ve sırf  “iş ebesi” olarak değil “laf ebesi” olarak tartıştığımız konulara bakınız!… Tam bir aydır Boğaziçi Üniversitesine Rektör olarak atanan Prof. Dr. Mehmet Bulu’ yu konuşuyoruz. Sayın Hoca’ya o derece yüklendik ki, ilan etmediğimiz  bir “vatan hainliği” kalmadı. “İtibarsızlaştırmak, öteleştirmek” için neler yapmadık, nelerini  keşfetmedik ki.   Ayakkabısının boyasız, pantolonunun ütüsüz olduğundan tutunuz da yazdığı tezlerin “hırsızlık, çalıntı” olduğuna kadar (10 Şubat 2021 sabahı Halk Tv. nin haberinden) ne kadar ipliği varsa pazara çıkardık,  döktük. Daha daha öyle ileri gittik ki, Bulu’yu  “sözde Cumhurbaşkanı” dedikleri Cumhurbaşkanı Erdoğan atadığı için,  “Ülkenin kurtulması için hem Erdoğan hem de Bulu istifa etmelidir”  bile dediler. Eğer gerçekten ülke kurtulacaksa bunların istifa etmesinde “zarar” değil “yarar” vardır ama, nihai tahlilde kendilerini  bir “kurtuluş ümidi” olarak gösteremedikleri  halde  böyle bir istekte bulunmaları “mantıki, aklı” bir çözüm yolu değildir.  Demokrasilerde “istifalar” la değil, “seçimlerle” gelinir ve gidilir.  Böyle kalitesiz ve absürt bir ülke olmaz efendim. Sayın Bulu da olsa Sayın Erdoğan da olsa veya bunların yerlerinde kimler olursa olsun bunlar da bu milletin evlatlarıdırlar. “Vatan hainleri”, “Rufailer”, Payitaht Abdülhamid filmindeki “Gülyabaniler” değillerdir.   Lütfen “muhalefet yapacağız” diye birbirimizi yemeyelim,  birbirimizi kabullenelim.  Birbirimizi kabullenemez, bu ülkeyi kalkındıramaz zayıf bırakırsak, yarın birisi gelir  işgal ederek ülkeyi “kabullenir” bizleri de arkamıza baka baka ülkemizden  sürerler.

Bir ay süreyle hep “olurdu, olmazdı” diyerek  Mehmet Bulu’ yu tartışarak yatıp kalktık.  Şimdi de  durup dururken  “Yeniden Bir Anayasa Yapmak” sorunu çıktı. Anayasa yapıp yıka yıka ve yeniden  yapa yapa takatimiz kalmadı.  Öyle “iğneleyici” sözlerden olarak  “Yeniden kuruluş olarak 100 yıllık serüven sona erecektir”, “Anayasa ayarlarına dönmeliyiz, 1921 ve 1924 Anayasaalarında laiklik yoktu” sözeri anayasa tartışmalarının on yıllardır sürüceğini ve bir çözüm ulaşılamayacağını gösteriyor.  Laiklik tartışmalarına fazla girmeyelim. Dün cami görürken yanından kaçan, ev sahibinin evinde Kur’an görünce ev sahibine küsen ve mezarda ruhuna bir fatiha okumamayı tavsiye eden geçmişte başbakanlarımız ve cumhurbaşkanlarımız vardı. Çok şükür bugün evlerde, camilerde ve mezarlarda  kuran okuyan bir cumhurbaşkanımız var. Hatta  bırakalım, ülkemiz “Anayasasız” kalsın. Zaten dünyanın bir çok ülkesinde devletler “Babayasasız , Anayasasız” idare ediliyorlar.  Her halde bu gidişle bunu daha geniş boyutlarda tartışarak, boğuşarak  2021 yılını  da bütünüyle  böyle  “heba” edeceğiz.

“İktidar bildiğini yapıyor, okuyor” diyelim.  Ama, muhalefet ne yapıyor? Maalesef, “seviyeli” bir muhalefet yok,  hiçbir şey yapmaktan da öte “ülkeyi yangına atmak” a çalışıyor. Sayın Erdoğan, “Ülkemizde milli ve yerli   bir muhalefet yok. Büyük bir muhalefet sorunu var. Gerçek muhalefeti de  ülkeye biz getireceğiz” sözlerini boşuna söylenmese gerektir.  Sayın Bay  Kılıçdaroğlu, Sayın  Bayan Akşener, yaptıklarınız olmuyor,  olmuyor bayım ve bayanım!. Bütün yaptıklarınız , “sözde başkan” diyerek üstelik de hakkında “pot” kırdığınız   Sayın Başkanımız  Erdoğan’a laf atmak ve laf yetiştirmekten başka bir şey değil. Adınız CHP ama, ülkeye tam “Cumhuriyet” i getirecek ve “Halk” ı tam mutlu edecek elle tutulur bir programınız yok. Adınız İyİ parti ama,  ülkeyi kalkındıracak  hatırı sayılır  “İYİ” bir programınız  yok. Çünkü laf ebeliği yapmaktan Sayın Başkan’a laf atmak ve laf ulaştırmaktan bunları yapmaya vakit bulamıyor, bu asıl konunuzda halka açıklamalar yapamıyorsunuz.  Atalarımızın “Lafla peynir gemisi yürümez” sözünden de ders almıyorsunuz, Sayın Bayım ve Bayanım!…

Günümüz itibariyle 10 milyon “açık işsiz”  genç , “gizli işsiz” on milyonlarca insanımız  var. Bunlar hem kendilerine hem de bu millete kazandırılamadan heba olup gidiyorlar.

Bu millet sizden, “Bulu”, “Anayasa tartışmaları” ve benzerlerini değil, 10 milyon işsiz  gence   onların iaşe  ve ibadelerini sağlayacak “nasıl iş bulunacak”, kaşıkla içip karınlarını doyduracak önlerine  “nasıl bir kase aş konulacak”, başlarını sokup barınabilecek “nasıl bir ev bunacak”, koyunlarına  alıp yatarak  çoluk çocuk sahibi olmak suretiyle nesillerini devam ettirecek “nasıl   eş bulunacak”  bu hayati sorunlarımızı tartışınız ve çözüm yolları bulunuz lütfen NOKTA