Kültürel İstihdam ve kimlik..(Köşe yazısı 09.11.2016 Kayseri Star Haber Gazetesi)

DAVUT GÜLEÇ

GAZETECİ-HİSF KAYSERİ TEMSİLCİSİ

davutgulec@hotmail.com

Kültürel istihdam göstergeleri, “Avrupa Birliği Kültür İstatistikleri” nihai raporuna göre önerilen metodoloji çerçevesinde Eurostat’ın norm ve standartları dikkate alınarak ve Hanehalkı İşgücü Araştırması verileri kullanılarak Türkiye’de ilk defa üretildi.

Türkiye İstatistik Kurumu Kayseri Bölge Müdürlüğü araştırmaları, kültürel faaliyetler ve mesleklerle uğraşan nüfusu ölçmek, toplam işgücüne katkısını belirlemek, kültürel faaliyetler ve mesleklerle uğraşan nüfusun çalışma, ekonomik ve sosyal koşulları hakkında bilgi vermeyi amaçlıyor. Kültürel faaliyet alanında kültürel ya da kültürel olmayan bir meslekte çalışanlar ile kültürel olmayan bir faaliyet alanında kültürel meslekte çalışan tüm kişiler kültürel istihdamda kabul ediliyor.

Ülkemizde 2015 yılında 575 bin kişi kültürel istihdam kapsamında yer aldı. Kültürel istihdamın toplam istihdam içindeki payı %2,2. Kültürel istihdamda yer alan 499 bin kişi kültürel bir mesleğe sahipken, 179 bin kişi ise kültürel bir sektörde çalıştı.
Kültürel istihdamda olanların %52,2’si erkekler, %47,8’i kadınlardan oluşuyor. 
Yaş gruplarına göre bakıldığında, kültürel istihdamda olanların %59,7’si 30-54 yaş grubunda, %33’ü 15-29 yaş grubunda, %7,3’ü ise 55 ve daha yukarı yaş grubunda yer aldı.
Tamamlanan eğitim düzeyine göre incelendiğinde, kültürel istihdamda olanların %47’si lise altı eğitimli, %32,3’ü yükseköğretim mezunu ve %20,7’si lise ve dengi meslek okulu mezunuydu.
Kültürel istihdamda olanların %76,2’si tam zamanlı, %23,8’i yarı zamanlı çalıştı.  
Kültürel istihdamda olanların isteki durumlarına bakıldığında, %64,2’si ücretli, maaşlı veya yevmiyeli çalışırken, %35,8’i işveren, kendi hesabına veya ücretsiz aile işçisi olarak görüldü.
Kültürel istihdamda yer alan kişilerin haftalık ortalama normal çalışma süresi de 40,9 saat.

Bu arada yeni çipli nüfus cüzdanlarının Türkiye geneli kullanımına az kaldı.

Türkiye’de nüfus cüzdanları yerine geçecek yeni kimlik kartlarının dağıtımının yaygınlaşması önünde çalışmalar devam ediyor. Türkiye’nin ilk elektronik imza üreticisi e-güven yeni kimlik kartlarıyla uzaktan da kimlik doğrulaması yapan ilk kurum oldu.

E-güven Genel Müdürü Can Orhun, e-imza başvurularında önemli zaman kazanımı sağlayacak uzaktan kimlik doğrulama hizmeti sayesinde e-imza kullanımının büyük bir ivme kazanacağına dikkat çekti, şu bilgileri verdi.  

“Ülkemizin e-dönüşüm sürecine verdiğimiz desteğin önemli bir aşaması olarak nitelendirdiğimiz bu yeni hizmetimizle vatandaşlar Türkiye’de ilk defa kanunen fiziksel olarak kimlik ibraz edilmesi gereken e-imza başvurusunu uzaktan yeni kimlik kartları ile yapabilecekler.

Yeni kimlik kartlarının sağlayacağı kolaylıklar sayesinde gelecek 2 yıl içerisinde e-imza sertifika sayısının 3 katına çıkacağını öngörüyoruz.

Mevcut sistemde vatandaşlar e-imza başvurusu yapmak için noter ya da ESHS gibi yetkili bir kuruma giderek gerekli kimlik doğrulama işlemini yaptırdıktan sonra e-imza sahibi olabiliyor.

5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu’nda 14.01.2016 tarihinde yapılan değişiklikle ise e-imza sağlayıcısı kurumlar, kişilerin kimliğini resmi belgelerin yanı sıra Türkiye Cumhuriyeti kimlik kartı vasıtasıyla uzaktan güvenilir bir biçimde tespit edebilecek.

Buna yönelik kullanıma açtığımız yeni sistemde, kişi bilgisayarına bağlı kart okuyucusu vasıtasıyla e-güven’in web sitesi üzerinden kimlik kartı şifresini girerek kolayca doğrulama işlemini tamamlayabilecek.

Yakın gelecekte ise e-imza sertifikaları doğrudan kimlik kartları içerisine yüklenecek ve kimlik kartları e-imza yerine kullanabilecek. Böylece vatandaşlar dijital yollarla çok daha hızlı ve zahmetsiz e-imza sahibi olacak.

Yeni kimlik kartlarıyla e-devlet kapsamında sunulan hizmetlere internetin bulunduğu her yerden erişilebilecek.

Yeni kimliklerle vatandaşlar bankacılık, noter, okul, emniyet ve tapu işlemlerinin yanı sıra sağlık ve sigorta işlemlerinde de güvenli doğrulama işlemi yapabilecek.

Her yere tek kart uygulamasını getiren yeni kimlikler, kamu hizmetleri sırasında elektronik iş süreçlerindeki bürokrasiyi azaltacak.

Bu hizmetlerde denetim çok daha kolay yapılacak ve usulsüzlüklerin önüne geçilecek. Mali kayıpları ve kâğıt kullanımıyla çevreye verilen zararı büyük ölçüde azaltacak.

Türkiye’de her geçen gün artan e-imza uygulamasının artışı kamuya, özel sektöre ve vatandaşa önemli katma değerler sağlayacak.

Bireyler tarafında kimlik doğrulama ve imza gerektiren süreçlerde büyük kolaylık sağlayan e-imza zaman, kaynak ve operasyon verimliliği ile ekonomiye de çok yönlü katkıda bulunacak.”