Kültür-sanat, magazin-yaşam haberleri (05.11.2022)

10. Kayseri Altın Çınar Film Festivali Başvuruları Başladı !

Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı destekleriyle, Erciyes Üniversitesi, Süleyman Çetinsaya İletişim Fakültesi ve Anadolu Sinemacılar Derneği işbirliğinde düzenlenen 10. Kayseri Altın Çınar Film Festivali “12-14 Aralık 2022” tarihlerinde gerçekleştirilecek.

Ulusal kısa film ve ulusal belgesel film yarışmaları ile genç sinemacıları desteklemeyi amaçlayan, ulusalda ise sinema sanatı ve sanatçılarına destek olmayı hedefleyen 10. Kayseri Altın Çınar Film Festivali’nde her iki kategoriye 5.000 TL birincilik ödülü verilirken, başvurular 21 Kasım 2022 tarihine kadar www.kayserifilmfestivali.com adresi üzerinden yapılacak.

HAYDİKO’dan destek çağrısıArtvin Merkezli Hayvanları Doğayı İnsanları Koruma ve Yaşatma Derneği HAYDİKO, Yusufeli Barajı ve Hidroelektrik Santrali’nin aktif olmasıyla beraber sular altında kalacak olan bölgede sayıları yaklaşık bin civarı olan sahipsiz sokak hayvanlarını yeni ilçe merkezi ve çevresine taşımak üzere çalışmalarına başladı.Artvin’de Çoruh Nehri üzerine yapılan Türkiye’nin en yüksek barajı Yusufeli Barajı su tutmaya hazırlanıyor. Baraj, 275 metre gövde yüksekliğiyle Türkiye’nin en yüksek, dünyanın ise ‘çift eğrilikli ince kemer baraj tipi’ kategorisinde 3’üncü en yüksek barajı olacak. Yakında su tutmaya başlayacak baraj ve 558 megavat kurulu güce sahip santral ile 2,5 milyon insanın elektrik ihtiyacı karşılanabilecek. Yusufeli Barajı ve HES Projesi dolayısıyla su altında kalacak ilçe merkezi ve çevre köylerin yeni yerleşim yerine taşınma süreci başladı.İlçe merkezi, çevre köyler, işleri biten şantiyelerin içinde ve çevresinde yaşayan sahipsiz sokak hayvanlarının yeni ilçe merkezi ve çevresine taşınmasıyla ilgili Artvin Merkezli Hayvanları Doğayı İnsanları Koruma ve Yaşatma Derneği HAYDİKO harekete geçti. Başta Yusufeli Belediyesi, Artvin Valiliği, Artvin DKMP ve DSİ bölge müdürlüğü olmak üzere birçok kamu kurumuyla işbirliği halinde sayıları bin civarı olan sahipsiz sokak hayvanlarının yeni ilçe merkezi ve çevresinde oluşturulacak barınma alanları ile düzenli beslemeleri, kısırlaştırılmaları ve aşılanmaları için çalışmalar yapan HAYDİKO Artvin, aynı zamanda yaklaşık bir buçuk senedir Sarp Sınır Kapısı yakınlarında Hopa otobanına terk edilen 60 civarı ata bakıyor.“Kampanyamıza bağış yaparak destek olabilirsiniz” HAYDİKO Artvin Yönetim Kurulu Üyesi Yasemin Yılmaz konu ile ilgili şu açıklamaları yaptı: Yusufeli Barajı ve Hidroelektrik Santrali’nin aktif olmasıyla beraber sular altında kalacak olan bölgede sayılarının yaklaşık bin civarında olduğunu öngördüğümüz sahipsiz kedi ve köpeklerimizi yeni ilçe merkezi ve çevresinde beslenebilecekleri barınma alanları oluşturarak taşımaya çalışıyoruz. Bölgenin aynı zamanda yaban hayatı koruma sahalarına olan yakınlığından dolayı dikkatli olmamız gerekiyor. Bu noktada popülasyonun daha fazla artmasını engelleyebilmek amacıyla 5199 saylı kanun gereği Yusufeli ve çevresinde yoğun kısırlaştırma ve aşılama yapmak en büyük arzumuz. Dernek olarak kamu kurum ve kuruluşlarıyla yaptığımız işbirliklerinin yanı sıra özel sektör ve bireysel bağışçılardan destek bekliyoruz. Hayvan Hakları hususunda hassasiyet sahibi tüm vatandaşlarımızdan destek talep ediyoruz. Instagramda @haydikoartvinofficial ve twetterda @haydikoa kullanıcı adlarıyla sosyal medya hesaplarımızdan güncel gelişmeleri paylaşarak devamlı ihtiyaç listemizi yayınlıyoruz. Valilik izinli yardım kampanyamıza bağış yaparak destek olabilirsiniz.Hesap Numaramız:HESAP ADI: Hayvanları Doğayı İnsanlarıIBAN: TR 84 0006 4000 0019 1000 6358 46İş bankası Artvin Şubesi”
KAYNAĞINDA İNSAN SEVGİSİ OLAN BİR BİLİM: NOOR TECHNOLOGIES

Klişelerin dışına çıkarak kaynağında insan sağlığına verilen değer ve insana duyulan sevgi olan bu kurumun iç dünyasını daha da yakından tanımak üzere İnsan Kaynakları Müdürü Türkay Jafarlı’ya mikrofonu uzatıyoruz.

Noor Technologies, kurulduğu günden bugüne kadar temelinde insan sağlığına verdiği değer ve dolayısıyla kaynağında insan sevgisi barındıran bir kurum kültürüne sahip. Sahip olduğu bu anlayış ile sağlığa zararlı mikroorganizmaların insan yaşamının her alanından uzaklaştırılması üzerine çalışmalarını sürdürüyor. Her gün bir yenisini eklediği Ar-Ge çalışmalarını uzman kadrosunun yanı sıra uluslararası üniversitelerle birlikte yürüten ve biliminin her aşamasını Türkiye, İtalya ve Fransa’da sertifikalandırmaya devam eden Noor Technologies, özellikle pandemi süresinde büyük bir yükselişe geçti. İnsan sağlığına zararlı mikroorganizmaların havadan yüzeylere, araçlardan giysilere kadar her türlü ortamdan patentini aldığı “Fotokataliz Yöntemi” ile uzaklaştırılmasına yönelik ürünler geliştiren Noor Technologies, üretim faaliyetlerinin yanı sıra topluma ve akademik hayatını bu bilime adamış gençlere de kucak açıyor. Sonuç olarak Noor Technologies, üretici kimliğinin yanı sıra ülkemizde bilimsel çalışmalar yürüten önemli markalardan biri olma özelliği ile de karşımıza çıkıyor.

Klişelerin dışına çıkarak kaynağında insan sağlığına verilen değer ve insana duyulan sevgi olan bu kurumun iç dünyasını daha da yakından tanımak üzere İnsan Kaynakları Müdürü Türkay Jafarlı’ya mikrofonu uzatıyoruz.

Türkay Hanım, bize biraz kendinizden bahsedebilir misiniz?

Aslen Azerbaycan kökenliyim. Ortaokul, lise ve üniversite eğitimimi Bakü’de tamamladım. Halkla ilişkiler bölümü mezunuyum. Şu anda İstanbul’da ikamet ediyorum, aynı zamanda Türk vatandaşıyım. Evliyim ve bir çocuğum var. Kişisel gelişimime artı katmak amacıyla üniversite eğitimimin üzerine birçok eğitim aldım. Yeditepe Üniversitesi, Rumeli Üniversitesi, Boğaziçi Enstitüsü ve Gedik Üniversitesi’nden farklı uzman alanlarında birbirinden kıymetli eğitimler aldım. Yaşam boyu öğrenmeye inanıyorum bu sebeple sürekli kendimi geliştiriyorum.

Noor Technologies uluslararası düzeyde faaliyet gösteren bir şirket. Kurumun sahip olduğu bu global kimlik, insan kaynakları süreçlerini de alışılagelmişin dışında farklılaştırıyor mu?

Özellikle daha eski dönemlerde “İnsan Kaynakları” yalnızca bir kurumsal pozisyon olarak görülüyordu. Maalesef hala bu anlayışın sürdüğü birçok kurum mevcut. Fakat aslında insan kaynakları da bir uzmanlık alanı, psikoloji biliminin bir parçası. Çünkü işimiz yalnızca personel almak ya da özlük dosyaları, bordrolardan ibaret değil. Bir kurumda var olan üretimin, satışın ya da herhangi bir faaliyetin düzenli ve verimli ilerlemesi için en doğru ekipleri kurmaya, bu ekiplerin motivasyonlarını korumaya çalışıyoruz. Konuya böyle baktığımızda, insan kaynaklarının da bilimsel bir süreç olduğunu anlayabiliriz. Bilimin zaten kültür veya milliyet ayırt etmeksizin nesnel doğruların peşinde olduğunu biliyoruz. İnsan kaynakları biriminin amacı doğru personeli doğru motivasyonla doğru verimliliğe ulaştırmak ve bunu sürdürülebilir ekipler haline getirmek. Belki bakış açımız bu yönde olduğu için global kimliğimiz bizleri hoşgörü, özen ve iletişim açısından geleneksel şirketlerden ayırıyor olabilir.

Kurum kültürünüz ekibinize yeni katılacak olan personellere karşı beklentilerinizi etkiliyor mu? Yetkinliğin yanı sıra dikkat ettiğiniz diğer özellikler neler?

Noor Technologies Girişimci Giuliano Regonesi’nin yenilikçi fikirleri, uzman biyolog ve mühendis ekibinin tutkusu ve COO Gabriele Regonesi’nin yönetim becerileri etrafında sürekli gelişen ve genişleyen bir ekip. İnsanların fiziksel anlamda giderek daha yakın temas içerisinde yaşadığı bir çağda, küçülen ve kalabalıklaşan alanların sağlığa zararlı virüs ve bakterilerden temizlenmesi için durmadan çalışıyoruz. Kurumsal amacımızın tam da bu noktasında aslında yoğun bir insan sevgisi barınıyor. Bildiğiniz üzere bilim iyilik temelli amaçlar doğrultusunda emek harcandığında harika sonuçlar verirken, tarih boyunca kötü insanların elinde kötülüğe de hizmet etmiştir. Bu sebeple ekibimize katılacak bir personelin aslında her gün ne için bu kadar çalıştığımızı çok iyi anlaması ve benimsemesi gerekiyor. Alanımız gereği elbette ilk kriterimiz yetkinlik oluyor. Çünkü son teknoloji laboratuvarlarda, uluslarlarası çalışmalar yürütüyoruz. Sürekli olarak yeni teknolojilerin araştırılması, geliştirilmesi ve global düzeyde yürütülmesi bilimsel anlamda temel bir eğitimi ve ardından biyoloji ve mühendislik yeteneklerini, yer yer yabancı dili gerektiriyor. Bu yetkinliklere ek olarak adaylarda gördüğümüz misyonumuza yakın yaklaşımlar, hiç tanımadığı bireylerin sağlığı ve huzuru için geliştirmeye ve üretmeye duyulan istek her zaman tercih sebebi haline geliyor.

Bu alanda çalışmak isteyen üniversite öğrencilerine ve yeni mezunlara tavsiyeleriniz var mı?

Elbette öncelikle uzmanlık alanları üzerine aldıkları lisans eğitimini çok verimli geçirmelerini tavsiye ederim. Bilim sürekli gelişen ve değişen bir olgu. Öğrenilen yazılı bilgilerin yanı sıra parçası olduğu uzmanlık alanı ile çok içli dışlı olmalarını, yenilikleri her zaman takip etmelerini, kendilerinden çok ya da kendilerinden başka konularda bilgisi olan kişiler ile her zaman iletişim halinde kalmalarını tavsiye ederim örneğin. Bir de globallik konusu var. Sadece yerli yayınları, yerli makaleleri, hatta yerli profesörleri takip etmek artık çok yetersiz kalıyor. Özellikle Noor Technologies gibi uluslararası firmalarda çalışmak hedefleniyorsa sektörü tüm Dünya bazında yakından takip etmek gerek. Bunun için de yabancı dillere teoride ve pratikte çok iyi hakim olmak gerek. Bunların yanı sıra yaratıcılık da artık neredeyse her sektörde aranan bir özellik. Biliyorsunuz yaratıcılığın doğuşu bir probleme eldeki imkanları farklı şekillerde kullanarak daha önce bilinmeyen bir çözüm bulmaya dayanır. Az evvel anlattığım emekleri harcadıktan, belli bir yetkinliğe geldikten sonra bu bilgi ve imkanları bir problemin çözümüne evirebiliyor mu? Bu artık günümüzün ve geleceğin en büyük kriteri bence.

MÜSTAKBEL DAMAT FİLMİNİN GALASINDA GÜLMEK, İYİLEŞTİRİR

11 Kasım’da vizyona girecek olan Müstakbel Damat Filminin galası 9 Kasım Çarşamba günü, Tim Maslak Center’da gerçekleşecek.

Başrollerini İlker Ayrık, Hande Soral, Erdal Özyağcılar’ın paylaştığı oyuncu kadrosunda ise Ayça Erturan, Ahu Sungur, Suat Sungur, Nilgün Kasapbaşoğlu, Bilge Şen, Ferdi Akarnur ve Yücel Erten gibi ünlü oyuncuların paylaştığı Müstakbel Damat filminin gala gecesinde misafirler için ayrılan iki bin kişilik ana salon kapasitesi kadar bilet, Pervasız Yapım tarafından “Gülmek İyileştirir” derneği ile yapılan iş birliği ile Türkiye’de hiç sinemaya gitmemiş olan çocuklara sinema bileti olarak bağışlanacak.

Gülmenin iyileştirici gücüne inanıyorum

Müstakbel Damat filmininhem yönetmeni hem de başrol oyuncularından olan İlker Ayrık’ınaynı zamanda yönetim kurulu üyelerinden olduğu dernek,ciddi hastalıklar ve travmalar sebebi ile gülmeye ihtiyacı olan ama destek alamayan çocuklar ve ailelerine psikososyal destek sağlamak amacıyla kurulmuştu. Televizyon camiasında komedi oyunculuğu ve eğlenceli programları ile tanınan İlker Ayrık kurucularından olduğu dernek için “ Uzun yıllardır bu işi yapıyorum. Mutlu insan sağlıklı insandır ben gülmenin iyileştirici gücü olduğuna inanıyorum.” diyor.

Demet Akalın’ın da destek verdiği İyilik Duvarı etkinliğinden sonra Gala daveti ile binlerce çocuk sinemaya gidecek

Geçtiğimiz aylarda da Uluslararası İstanbul Ödülleri’nde “İyilik Duvarı” etkinliği gerçekleştirilmişti. Demet Akalın ve İlker Ayrık’ın başlattığı İyilik Duvarı etkinliği ile Samsun’da açılan 4. Hijyenik Oyun Merkezindeki 10 çocuğun bir yıllık masraflarının karşılanmıştı. Müstakbel Damat filminin 9 Kasım Çarşamba günü Maslak Tim Center’da gerçekleşecek olan galasında ise bir ilk daha gerçekleşerek salonun koltuk kapasitesi olaniki bin bilet, Pervasız Yapım tarafından Gülmek İyileştirir Derneği’nin kampanyasına bağışlanacak.

Nomi’den hem sağlıklı hem lezzetli atıştırmalıklarDünyada çok yaygın olan sağlıklı beslenme trendi Türkiye’de de her geçen gün daha fazla benimseniyor. Katkısız, koruyucusuz, ilave şeker içermeyen paketli ürünler üreten sağlıklı atıştırmalık markası Nomi, hem sağlıklı hem lezzetli atıştırmalıklar yemek isteyenlere en iyi alternatifleri sunuyor.Türkiye’de hem lezzetli hem de gerçek anlamda sağlıklı denebilecek atıştırmalık ürün çeşidinin eksikliğinden yola çıkılarak kurulan Nomi, doğal lezzetlerin besin değerlerini koruyan, hiçbir katkı, koruyucu veya renklendirici madde içermeyen ürünleriyle tüketicilere lezzet şöleni yaşatıyor.Şef ve beslenme uzmanları tarafından büyük bir titizlikle, en doğal besinler ve en temiz içeriklerle reçeteleri hazırlanan markanın ürünleri, atıksız üretim ilkesiyle üretiliyor. Nomi ürünleri, ilave şeker içermeyen üç çeşit tatlı, dört çeşit tuzlu atıştırmalığın yanı sıra 18 çeşit freeze dried meyve ve sebze cipslerinden oluşuyor.Nomi Kurucusu Ebru Alpay, “Ülkemizdeki nice kadın girişimcilerden biri olarak sağlıklı beslenmeden vazgeçmeden, aynı zamanda lezzetli gıdalar yemekten de mahrum kalmadan, elimizin rahatlıkla gidebileceği atıştırmalıkların hayatımızın bir parçası olması için bu yola çıktım” diyor.

SÜRDÜRÜLEBİLİR YAŞAM FİLM FESTİVALİ 2022 – SYFF2022

Geleceği yaratan gençler, kendinden büyük amacı olanlar, onarıcı bir kültür ve adil bir dünya için çalışanlar, özetle değişimin öncüleri ile SYFF2022 seçkisi derin bir nefes aldıracak…

Sürdürülebilir Yaşam Film Festivali 2 yıllık pandemi arasının ardından hem İstanbul’da yeniden salonlarda gerçekleşecek, hem de çevrimiçi versiyonu ile Türkiye’nin her köşesinden izleyicilerle buluşacak. SYFF2022, 15. yılında İstanbul’da 22-26 Kasım’da Pera Müzesi Oditoryumu’nda ve 27-30 Kasım’da Hope Alkazar’da, ardından 1-6 Aralık tarihlerinde Surdurulebiliryasam.net’de çevrimiçi gerçekleşerek kesintisiz 15 gün boyunca devam edecek.

Değişim Hemen Şimdi!

Ekosistemin sağlığı ve dolayısıyla insan varlığının devamlılığı kitleler halinde ne düşündüğümüzle, ne hissettiğimizle ve ne yaptığımızla yakından alakalı… Yakın gelecekte nasıl bir dünyada yaşayacağımızı şimdi attığımız adımların belirleyeceğini en iyi bilenler bilim insanları, en yoğun hissedenler ise gençler.

Mevcut dünya algısı ve değer setleriyle şekillendirdiğimiz ekonomik, sosyal ve ekolojik sistemlerin çökmekte olduğunu söylemenin ötesine nasıl geçeceğiz? Ve herkes için adil bir geçiş süreci mümkün mü?Değişimin Öncüsü Olmak

SYFF gezegenimiz için kritik olan sosyo-kültürel değişim sürecini desteklemeyi amaçlayan etki odaklı bir film festivali. Katılımcılarını değişimin öncüleri olarak görüyor; onları güçlendirmeyi, ilham vererek ve empati uyandırarak harekete geçirmeyi hedefleyerek seçkilerini hazırlıyor.

Festival 2008’den bugüne her sene ışık tuttuğu hikayelerle parçası olduğumuz ekolojik, sosyal ve ekonomik sistemlerin ve etkileşimde olduğumuz tüm dinamiklerin idrak edilmesini sağlamaya çalışıyor. Bunun da ötesinde ivmelenerek artan küresel problemlere karşın kendinden büyük bir amaca sahip olanların, her yerde her koşulda fark yaratabildiklerini gösteriyor.

SYFF2022 Seçkisi

Tüm canlılara karşı şefkat ve adalet duygusu taşıyanları buluşturan SYFF, 15. senesinde de değişimin öncüsü olmak isteyenler için hazırlanıyor. SYFF2022 seçkisi ile dünya turu atmak, duygusal olarak ışınlanmak, hayran kalmak, cesaretlenip bunu ben de yaparım, hatta yapacağım demek mümkün!

Seçkisinde yer alan uzun ve kısa metrajlı belgeseller ile SYFF, izleyicilerini geleceği yaratan gençlere, tüm canlılar için iyi ve adil olanı gözetenlere, her konuda yeşermekte olan onarıcı ve iyileştirici bir kültürün aktörlerine, gıda sisteminin dönüşümüne dair ipuçlarına ve daha fazlasına tanıklık etmeye davet ediyor. Festival katılımcıları toplumun her kesiminden, her yaştan, her türlü zorlu koşullar içerisinden çıkan insanların kendilerine dert edindikleri konularda bitmek bilmeyen enerjileri, yaratıcılıkları ve azimlerini izleyecek; kadınları, çiftçileri, balıkçıları, gençleri, çocukları, yaşadığı bölgede denizi, kıyıları, ormanları, dağları, yaban hayatı, böcekleri, çiçekleri gözetenlerin çalışmalarından ilham alacak.

Doğanın estetiği ve matematiğinden ilham alan kampanya

Dört buçuk metrekarelik küçük bir atölyede başladığı yolculuğunu bugün 43 ülkede 13 grup şirketi, 14 bayi ve distribütörlükle sürdüren Polat Makina, doğanın izlerini sanayiye taşıyan önemli bir kampanyaya imza atıyor. Zeytinyağı, yiyecek ve içecek, süt ve süt ürünleri, çevre ve atık su, kozmetik, ilaç gibi çeşitli sektörlerin yanı sıra diğer tüm kimyasal ve endüstriyel sektörler için santrifüj ve ekstraksiyon teknolojileri geliştiren şirket, ekipmanlarının uyumunun tabiat ile kesiştiği noktaları “Ahengi Keşfet” kampanyası ile anlatmayı hedefliyor. Vizyonu ile yarım asra yakın süredir makine sektörüne liderlik eden Polat Makina, B2B pazarlama stratejilerinde ezberleri bozan bu kampanya ile yaşamın farklı döngülerine odaklanarak makinelerin işlevlerini doğanın işleyişi ve estetiğiyle eşleştiriyor. Endüstrinin bir parçası olarak oldukça mekanik ve teknik bir şirket gibi algılandıklarını söyleyen Polat Makina Marka ve Pazarlama Müdürü Aysu Sağdıç, aslında ana faaliyetlerinin hayatın akışındaki uyumu bulmak olduğunu ve imza attıkları kampanya ile daha geniş bir kitleye bu hikâyeyi anlatmak istediklerini vurguluyor.

Temelleri 1978 yılında atılan ve kurulduğu günden bu yana dünya çapındaki satış ve servis ağı ile inovasyon, kalite, hizmet ve müşteri ilişkilerinde “en iyi” olmak için çalışan Polat Makina; ekipmanların ve doğanın buluştuğu farklı, cesur ve kreatif bir kampanyaya hayat veriyor. “Ahengi Keşfet” kampanyasıyla sektöre yepyeni bir perspektif kazandırmaya hazırlanan şirket, hayatın akışındaki uyumu keşfetme yolculuğunu anlatıyor. Sanayinin farklı faaliyet kollarına çözüm ortaklığı yapan Polat Makina, bu projeyle her ne kadar teknik bir iş yapsa da ilhamını doğadan aldığını, en önemlisi sanatsal ve metaforik yaklaşımlarla tabiatla kesiştiği noktaları anlatmayı hedefliyor. Doğadaki tüm kaynaklara bakıldığında hepsinin uyum içinde olduğunu ifade eden Polat Makina Marka ve Pazarlama Müdürü Aysu Sağdıç, santrifüj ve ekstraksiyon sistemlerinin temel prensiplerine de tıpkı doğada olduğu gibi kusursuz bir uyum ve matematik içinde çalıştıklarını gösterecekleri projeyle ilgili açıklamalarda bulundu.

Makinelerin çalışma prensibi ile doğanın işleyişi aynı hikâyede buluştu

Hayatın farklı verileri ele alındığında belki de sanat ve estetikle en son eşleştirilecek şeyin bir makine olacağını söyleyen Aysu Sağdıç; “Bizi de harekete geçiren ve denenmemişi denemeye iten temel motivasyon bu oldu. Doğanın kendi içindeki matematiğinin ne denli kusursuz bir şekilde işlediği bilincini kurum kültürümüzün parçası haline getiren bir şirket olarak, aslında ekipmanlarımızı her zaman bu yaklaşım çerçevesinde geliştiriyorduk. Sadece bunu anlatmak için daha özel bir yol bulmak istedik. Polat Makina olarak ekipmanlarımızla firmaların doğadan elde edilen maddeleri ayırarak istenilen ürünü elde etmelerine yardımcı oluyoruz. Burada kullanılan ekipmanlarımızın temel prensipleri ise neredeyse doğanın işleyişi ile birebir aynı. Denge, matematik, fayda, uyum ve hatta estetik konusunda kesişen ve birbirini besleyen çok nokta var. Hayata dokunan işler yaparken hayatın içinden benzerlikler bulmak da kolay oldu. Yüzlerce yıllık ağaçlardan elde edilen zeytinin şifa kaynağı olan zeytinyağına dönüşmesi, kirli olduğunu düşündüğümüz suyun yeniden kullanılabilecek temiz suya dönüştürülmesi ve biyoenerjide kullanılabilecek değerli bileşenler içeren çamurun susuzlaştırılması gibi birçok hayati konuya odaklandık. Üretimin meyvelerin ve çeşitli yiyeceklerin soframıza gelene kadar geçirdiği sürece, renklerin sevdiğimiz güzel bitkilerden elde edilmesi hikâyesine, kısacası doğanın bize verdiği tüm bu güzelliklere baktık ve kusursuz bir uyum gördük. Yaptığımız işin özünü tabiata ektik ve sonuç olarak ortaya Ahengi Keşfet kampanyası çıktı” şeklinde konuştu.

B2B pazarlamaya farklı bir vizyon ve bakış açısı getirecek

Dünyadaki değişimin iletişimde de kendini gösterdiğine dikkat çeken Aysu Sağdıç, B2B bir marka için farklı ve yenilikçi olan yeni kampanyanın etkileri hakkında şunları söyledi: “B2B şirketlerin çoğu, yalnızca teknolojilerini veya ekipmanlarını sergileyerek ürünlerine veya sundukları çözümlere odaklanıyor. Ancak bu durum zamanla hem kısır döngüye hem de heyecan uyandırmayan mekanik iletişim çalışmalarına dönüşüyor. Biz bu döngüyü kırmak ve sektöre heyecan katmak istedik. İletişimde yeni bir kimya var ve biz ulaşmak istediğimiz kitleye bu kimyanın dokunacağına inandık. Ahengi Keşfet sloganı ile öne çıkan kampanyamız, istediğimiz kitlenin farkındalığını yakalıyor ve tüketicinin dikkatini çekiyor. Bu değeri yakalamak için tabiattan aldığımız ilhamı sanat ve metaforik bir dil kullanarak doğa ana söylemiyle aktardık. Doğadan aldığımız ilhamı naif ama hikâye anlatma gücü çok etkileyici olan bale ile anlattık. Firma vizyonumuzu harmoni içinde sürekli ileriye giden dans adımlarıyla vurguladık. Santrifüj teknolojilerimizin uygulama alanlarını balerinin kullandığı tüllerin renkleriyle, ekstraksiyon teknolojilerimizi ise renkli tozlar ve dinamik hareketlerle görselleştirdik. Kampanyamız kapsamında hazırladığımız videomuzda makinelerimizin ayırma işlemlerini de bu sanatla örneklendirilerek somutlaştırdık.”

Polat’ın Doğa Anası İstanbul’dan sonra İtalya’da

“Ahengi Keşfet” kampanyası çerçevesinde destekleyici pazarlama stratejileri de geliştirdiklerini belirten Aysu Sağdıç; “Kampanyamızın kapsamını genişletebilmek adına gerilla pazarlama çalışmaları da yapıyoruz. İlk gösterilerimizin temasını ‘Polat’ın Doğa Anası İstanbul’da!’ olarak belirledik. Kısa bir süre önce Ayasofya, Ortaköy, Beşiktaş-Kadıköy vapuru, Bağdat Caddesi ve Caddebostan sahilinde bale gösterileri düzenledik. Hizmet verdiğimiz tüm uygulama alanlarına özgü farklı renklerdeki rozetleri de izleyicilere dağıttık. 8-11 Kasım tarihleri arasında İtalya’da katılacağımız ECOMONDO The Green Technology Fuarı’nda da aynı gösteriyi yapmayı hedefliyoruz. Fuarın ikinci günü farklı saatlerde bale gösterisi gerçekleştireceğiz, ayrıca Roma’da farklı lokasyonlarda da viral olarak dans gösterimizi sergilemeyi planlıyoruz. Tüm bu çalışmalarımızın metaforik yaklaşımı ve sanatsal dokunuşlarıyla B2B pazarlamaya farklı bir vizyon ve bakış açısı getireceğine, en önemlisi de marka imajımıza değer katacağına inanıyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.