KTO’nun yeni hizmet binası törenle açıldı

Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, “15 Temmuz’da yaşanan hain darbe girişimi, kesintisiz büyüme performansımızı sekteye uğratmıştır” dedi.

Kayseri Ticaret Odasının yeni  binasının açılış törenine  Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkçi, Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, çok sayıda milletvekili, Vali Süleyman Kamçı, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, TSEK Başkanı Bendevi Palandöken, Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Çelik ve çok sayıda davetli katıldı. Bakan Tüfenkci, yaptığı konuşmada, Kayseri’yi Anadolu şehirlerinin örnek aldığını belirterek, kentin değişerek, dönüşerek, gelişerek Türkiye’ye örnek olmaya devam edeceğini söyledi.

Açılışı için geldikleri tesisi Kayseri’ye kazandıranlara teşekkürlerini ileten, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ile bağlı kuruluşların çalışmalarını takdir eden Tüfenkci, TOBB’un iş dünyasının çatı kuruluşu olarak Türkiye’nin kalkınmasında çok önemli rol oynadığını ve özellikle reel kesimin sorunlarının hükümete taşınması noktasında her türlü gayreti gösterdiğini dile getirdi.
Tüfenkci, bir hafta sonra 15 Temmuz darbe girişiminin üzerinden bir yıl geçmiş olacağını anımsatarak, şunları kaydetti:
“O dönemi hep beraber yaşadık ve istiyorum ki bugün bu hain darbe girişimi bizlere neler kaybettirdi, ekonomiye neler kaybettirdi, ekonomik anlamda her birimiz bu hainlerin darbe girişiminden dolayı ne faturalar ödedik, bu darbe girişimi olmasaydı Türkiye nerelere giderdi, esasında bunun da bir muhasebesinin yapılması gerekiyor.
Türkiye, çok darbeler geçirdi ve bu, daha önceki darbe girişimlerine ve darbelere benzemiyor. Gerçekten o darbe girişimleri hükümetlere karşıydı ve faturasını millet ödüyordu ama bunun farklı bir özelliği var. Bu darbe girişimi sadece hükümete ve sadece Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a karşı yapılmış değil.
Bu darbe girişimi, bizatihi millete karşı yapılmış bir darbe girişimidir. Niyetlerini gizleyerek bizatihi komşusuna bomba yağdırdığı, kardeşine silah sıktığı bir hain darbe girişimidir ve ihanetin ta kendisidir. Sizler de o gece gerekeni yaptınız.”
“Darbe girişimi sekteye uğratmıştır”
15 Temmuz darbe girişiminin birçok alanda olduğu gibi ekonomik alandaki yansımalarına rağmen Türkiye’nin güçlü ekonomisiyle bu olumsuzlukları geride bırakmayı bildiğini vurgulayan Tüfenkci, şöyle konuştu:
“Esasında baktığımızda 15 Temmuz’a rağmen Türkiye, en hızlı büyüyen ekonomilerden biri oldu. Türkiye ekonomisi, tüm dünyayı etkisi altına alan 2009 yılındaki küresel ekonomik krizden bu yana kesintisiz bir şekilde 27 çeyrek boyunca ortalama yüzde 7 oranında büyümeyi başarmıştır ancak 15 Temmuz’da yaşanan hain darbe girişimi, bu kesintisiz büyüme performansımızı sekteye uğratmıştır ancak sonra güçlü ekonomimiz, toparlanma sürecini hızla hayata geçirmeyi de başarmıştır.
Eğer 15 Temmuz gibi hain bir darbe girişimiyle milletimize ve ekonomimize yöneltilmiş bir tehdit olmasaydı, 2016 yılının üçüncü ve dördüncü çeyreklerinde büyüme oranlarımız 2015 yılının aynı dönemlerindeki gibi gerçekleşseydi, ekonomimiz daha yüksek gelir seviyesine ulaşacaktı.
Öyle ki 2015 yılının üçüncü çeyreğinde yüzde 5,9, dördüncü çeyreğinde ise yüzde 7,4 büyüyen ekonomimiz, 2016 yılında bu düzeyde büyümeyi başaramamıştır. Bunun ne büyük sebeplerinden birisi işte bu darbe girişimiydi. Bugün eğer o büyümeyi yakalasaydık bugünkü milli gelirimiz yaklaşık 50 milyar lira daha fazla olacaktı.”
“Bütün bu ihanetler bizi yolumuzdan çevirmedi”
Dış güçlerin de 15 Temmuz sonrası harekete geçerek özellikle ekonomik anlamda Türkiye’yi kıskaca alamaya çalıştıklarına dikkati çeken Tüfenkci, “15 Temmuz musibetinin hemen ardından da kredi derecelendirme kuruluşları, objektiflikten uzak siyasi nedenlerle hemen ardı ardına not bildirimleri yaptılar.
Neredeyse Avrupalı dostlar, ‘Bu darbe girişimi niye gerçekleşmedi?’ diye kına yakmaya çalışacaklardı. Bunu direkt söyleyemediler ama ‘Niye başarılı olmadı?’ diye çeşitli analizlerle adeta kına yaktılar. Türkiye, ekonomik anlamda da çöksün diye bu tip kredilendirme kuruluşları da harekete geçti, hemen not ortalamalarımızı düşürdü.” ifadelerini kullandı.
Tüfenkci, 2015 yılı sona erdiğinde 3,2 milyon seviyesindeki işsiz sayısını 2016’nın ilk 5 ayı sonunda 2,9 milyon seviyesine kadar düşürmeyi, işsizlik rakamlarını da yüzde 9,4 geriletmeyi başardıklarını belirterek, şöyle devam etti:
“O günlerde işsizliğin azaltılması ve vatandaşlarımıza istihdam sağlanması noktasındaki çalışmalarımız yoğunlukla devam etmekteydi ancak 15 Temmuz gibi bir ihanetin sonucunda ekonomimize ağır faturalar ödetilmek istendi. 2016 yılı Mayıs ayı sonu itibarıyla 2,9 milyon olan işsiz sayısı, 2016 yılı sonu itibarıyla 3,9 milyona yükseldi. İstihdam edilen kişi sayısı da yaklaşık bir milyon geriledi.
15 Temmuz gibi bir ihanet yaşanmasaydı, bugün iş gücü istatistikleri bakımından bahsettiğim 2016 yılı Mayıs ayından daha iyi durumda olacaktık ama bütün bu ihanetler bizi yolumuzdan çevirmedi ve 15 Temmuz’un türlü olumsuzluklarına rağmen Cumhurbaşkanımızın önderliğinde, TOBB’un da oda başkanlarına yapmış olduğu teklifle gerçekten bütün kesimler yeniden bir heyecan duydu ve Cumhurbaşkanımızın çağrılarına olumlu cevap verdi.
Hükümet olarak biz de onları destekleyici, iş gücü piyasasını destekleyici adımlar attık ve tüm SSK ile vergi stopajını da biz karşılayarak artı bir istihdam sağlayana destek olduk. İçinde bulunduğumuz yıl itibarıyla bir milyon 200 binden fazla insanımıza yeni istihdam sağladık.”
“Borsa İstanbul’un piyasa değeri bir haftada 80 milyar lira azalmıştır”
Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, 15 Temmuz sonrası Borsa İstanbul üzerinde de oyunlar oynanmaya çalışıldığına dikkati çekti.
Tüfenkci, “Bir başka taraftan baktığımızda FETÖ terör örgütünün hain darbe girişiminin hemen ardından felaket tellallığı yapan kesimler, çirkin oyunlarını borsamız üzerinden de yürütmeye çalıştılar. 15 Temmuz’un hemen sonrası haftada BIST 100 (Borsa İstanbul 100) endeksi yüzde 13,3 değer kaybetti. 22 Temmuz ile sona eren haftada 71 puana kadar gerilediğini gördük. Buna bağlı olarak Borsa İstanbul’un piyasa değeri bir hafta içerisinde 80 milyar lira azalmıştır.” değerlendirmesinde bulundu.
Gelinen noktada Borsa İstanbul’un cumhuriyet tarihinin rekor seviyesinde işlem gördüğüne işaret eden Tüfenkci, “Hatırlayın, o gün darbecilerin hedef aldığı kurumlardan birisi de Borsa İstanbul’du ama Allah’a hamdolsun, gelinen seviyede tarihi rekorlara imza atıyoruz ama bir haftalık süre içindeki kaybımız da yüzde 13’lerin üzerindeydi.
Özellikle Nisan ayındaki halk oylamasının ardından milletimizin ‘Evet’ dediği Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçiş döneminin başlamasıyla piyasalardaki alıcı seyri güçlenerek devam etmiştir.” şeklinde konuştu.
“Darbe girişiminin en ağır faturasını turizm sektörü ödedi”
Tüfenkci, 15 Temmuz sonrası Türkiye üzerinde oluşturulmaya çalışılan algı neticesinde turizm sektörünün çok fazla etkilendiğini ama bu alanda da yaraların sarılmaya başlandığını anlattı. “Darbe girişiminin en ağır faturasını turizm sektörü ödedi.” diyen Tüfenkci, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Oluşturulan suni algı üzerine 2016 yılının Temmuz ayında ülkemize giriş yapan turist sayısı yüzde 36,7 oranında geriledi. Temmuz sonrasından yıl sonuna kadar geçen dönemde ise turist sayısındaki gerileme aylık ortalama yüzde 26 oranında gerçekleşti.
2017 yılı ile beraber bu alandaki yaralarımızı hükümet olarak aldığımız tedbirlerle hızla sarmaya başladık ve ilk 5 ay itibarıyla ülkemize gelen turist sayısı yüzde 5,6 artış gösterdi. İnanıyoruz ki bu yaz döneminde turizm sektörü, geçen yılın ağır faturasının yaralarını da hızla saracaktır. Bu darbe girişiminin turizme etkisine başka bir yönden baktığımızda, 15 Temmuz’dan önceki 10 aylık dönemde ülkemize gelen turist sayısı 24,2 milyonken darbe girişimi sonrasındaki 10 aylık dönemde bu sayı 19,9 milyon kişi olmuştur.
Ortalama bir turistin harcadığı miktarın 700 dolar olduğu değerlendirilirse 15 Temmuz hain darbe girişimi ile turizm gelirlerindeki gerilemenin yaklaşık 3 milyar dolar yani 11 milyar lira olduğu değerlendirilebilir.”
Gümrük ve Ticaret Bakanı Tüfenkci, bu algının sınır giriş çıkışlarında da etkisini gösterdiğini, 2015 yılında ülkeye giriş ve çıkış yapan araç sayısı 8,3 milyonken 2016 yılında bu sayının 7,4 milyona gerilediğini sözlerine ekledi.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki’de, yakın zamanda Çin’in Kayseri’de e-ticaret üssü kuracağına diekkat çekerek şunları söyledi.
“15 Temmuz sadece ülke olarak daha önce yaşadığımız ihtilallerden farklı. Tarihimiz boyunca karşılaştığımız en büyük ihanet olayı. Sadece istiklal ve istikbalimizi zedelemekten ziyade tüm mazlum milletlerin geleceğini yıkmaya yönelikti. O gün Sayın Cumhurbaşkanımızın yüksek cesareti ve dirayeti ve milletimizin cesareti ile bu olayı atlattık. O gün dışarıda ne kadar Türkiye’yi seven mazlum milletler varsa onların da sabaha kadar semaya açılan elleri Allah indinde yerini buldu. Mazlum milletlerin temsilcileri hep gerçek yüzlerini ortaya koydu. Ama gerçek yüzleriyle içleri farklı olan gelişmiş ülkelerin tavırları farklıydı. Geçmiş olsun bile diyemediler. O nedenle bu hadiseyi Türkiye’de yapılmış darbelerle eş değer görmek hata olur. Bu mesele beka sorunuydu. Allah’a şükürler olsun atlattık. Şu anda da arınma dönemi içindeyiz. Elbette ki bu kötülükleri yapanları içimizden temizlememiz lazım.40 yıl boyunca sızıntı diyerek içimize sızanların yaptığı vahşet sonrasın tedbir almamız delilik olurdu. Yeni bir sistemden bahsediyorlar, oradan da haberleşiyorlarmış. Öğretmensiniz ya da devletin bir kademesinde çalışıyorsunuz orada gizli gizli haberleşiyorsunuz. Devlet elbette bunları temizleyecek. KHK’lardan şikayet ediliyor. Hanginizin işine, sosyal yaşamına, sokağa çıkmanıza mani oluyor. KHK’lar kötüler için, FETÖ’cüler için, PKK için. Bizim ana muhalefet rahatsız oluyor bundan. Şimdi tutturdu bir adalet yürüyüşü yapıyor. Ama benimle senelerdir uğraşmış biri olarak o yaptıklarını görünce gülmekten kendimi alamıyorum. Yıl 2013 çıkmış benim hakkımda yolsuzluk yapıyor diyor, şimdi adalet yürüyüşü yapıyor. O gün neden baskı yapıyordunuz hakimlere, mahkemelerin önünde neden gösteri yapıyordunuz, 300 sayfalık paçavraları alıp neden geliyordunuz Kayseri’ye. Şükür biz kazandık, mahkemeleri de, tazminat davalarını da kazandık. Ama bir süre sonra tazminat davaları aleyhimize gelmeye başladı. Aynı kararlar dün böyleydi, bugün nasıl böyle oluyor? O zamandan itibaren yargıda FETÖ’cü hakimler türedi çünkü. Referandumdan sonra defalarca yenilmiş olmanın, kendini kurtarmanın acısı ile yaptığı yürüyüşler olarak görüyoruz biz bunları. Herhangi bir AB ülkesinde biri çıkıp örgütlenecek, sonra da orada bir baskın yapacaklar, sonra da yurt dışına dönüp bizim ülkemiz IŞİD’e yardım ediyor diyecekler. İsteniyor ki Türkiye yurt dışına şikayet edilsin, liderleri yurt dışına çıktığında teröre yardım ediyor diye tutuklansın. Hangi ülkede FETÖ diye bir bela var, 40 yıl boyunca size diz çöktürmeye çalışıyor. 40 yıl boyunca PKK diye bir bela var. Parçalamanın adı özyönetim olmuş. Batının para babalarının hepsi geçtiğimiz zamanlarda Türkiye’ye yatırımcı göndermedi, ülkenin kredi notunu düşürdü ama ördükleri çorap başına geçti. Son 15 yılı gözden geçirdiğimizde binbir türlü zorluğa rağmen, tezgaha rağmen büyüme hızımız yüzde 5’lerde. Sonra bakıyorsunuz IMF’ye olan borcumuzu bitirmişiz. Milli gelir de 3 bin 500 dolarlardan 11 bin dolarlara çıkmışız. Kamu borçları eskiden yüzde 61 buçuk iken şu anda yüzde 10’lara düştü. Bütün göstergeler iyi gidiyor. Bundan sonra iyiye gidecek. Bu kadar zorluğa rağmen son 15 yıl içinde 165 milyar dolar yatırım yaptık. Türkiye’ye olan güvenin bir ifadesi olarak da bunları görüyoruz.”
Konuşmaların ardından KTO’nun yeni hizmet binasının açılışı gerçekleştirildi.