Köy okullarında yeni sayfa, okul yöneticilerine liderlik eğitimi

Millî Eğitim Bakanlığı Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğü ile Sabancı Vakfı iş birliği ile hayata geçirilen “Köy Okulları Birleştirilmiş Sınıf Öğretmenleri Mesleki Gelişim Programı”nın çıktıları, Ankara’nın Gölbaşı ilçesindeki Emirler Köyü İlkokulu’nda gerçekleştirilen toplantı ile kamuoyuna duyuruldu.
Türkiye’nin tüm köy okulu öğretmenlerine ulaşma ve mesleki gelişimlerine destek olma hedefiyle yaklaşık bir sene önce başlayan proje kapsamında birleştirilmiş sınıflarda eğitim ve köyde öğretmen olmak gibi konularda eğitimler verildi. Verilen eğitimlere başta köy okullarında birleştirilmiş sınıflarda görev yapan 7.000 öğretmen olmak üzere, köy okullarına atanabilecek sınıf öğretmenleriyle birlikte toplam 9 bine yakın öğretmen katıldı. Program kapsamında köy öğretmenlerine rehber olması için hazırlanan “Köy Öğretmeninin Başucu Kitabı” ve “Birleştirilmiş Sınıflar için Etkinlik Kitabı” ise Millî Eğitim Bakanlığı’nın desteğiyle köy okullarına ve öğretmenlere ulaştırıldı. Bu kitaplar, öğretmenlere mesleklerinin ilk yıllarında köyde yaşam ve nitelikli eğitime dair rehber olmayı hedeflerken aynı zamanda birleştirilmiş sınıflardaki müfredata yönelik farklı etkinlik önerileri de sundu.
Törenin gerçekleştirildiği köy okulunun Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk için çok özel bir yeri vardı. Bir zamanlar öğrencisi olduğu okulun bahçesindeydi. Konuşmasına o yıllara kısa bir atıfla başlayan Bakan Selçuk, “Sadece bir Bakan olarak değil, binlerce köy okulundan birinde okumuş, buradaki her evladımızın bakışında kendini görmüş bir öğrenci olarak da buradayım. Bunun benim için anlamı çok büyük. Birleştirilmiş sınıfların, burada öğrenim gören çocuklarımızın ve onlara büyük fedakârlıklarla eğitim veren öğretmenlerimizin bizim nezdimiz de ayrı bir yeri var.” dedi.
Köy okullarını eğitimin temeli olarak gördüklerini ve kısa bir süre önce köy okullarına dair önemli bir düzenlemeyi hayata geçirdiklerini hatırlatan Bakan Selçuk, yüz yüze eğitimin 2. aşamasında köy okullarının bütün sınıf düzeyleriyle açıldığına işaret ederek yeni düzenlemeyle öğrenci mevcudu sınırının da kaldırılarak velilerin isteği doğrultusunda tüm köy okullarının açık kalacağına dikkat çekti.Birleştirilmiş sınıf uygulaması yapan 7 bin köy okulundaki tüm öğrencilere 5 farklı alanda 17 ayrı çalışma kitabı hazırlayarak yaz tatili başlarken özel çantalarıyla birlikte ulaştırdıkları hatırlatan Bakan Selçuk, öğrencilere yönelik yeni kaynak desteklerine bütün eğitim düzeylerinde sunmaya devam edeceklerini söyledi.
Aralık 2019’daÖğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğü ve Sabancı Vakfı iş birliğinde projeyi başlatırken tüm köy okulu öğretmenlerine ulaşmanın sözünü vererek yola çıktıklarını belirten Bakan Selçuk, salgın koşullarında engel tanımadan projenin ikinci fazını uzaktan eğitimle yapılandırıp 7 bini köy okulu öğretmeni olmak üzere 9 bine yakın öğretmene ulaşarak hedefin üzerine çıktıklarını söyledi. Bakan Selçuk,”Sabancı Vakfı’nın emekleri büyük. “Güçlü öğretmen, güçlü gelecek” inşasını görev bilen Sayın Güler Sabancı Hanımefendinin şahsında Sabancı Vakfı’na ve projenin hayata geçmesine emek verenlere yürekten teşekkür ediyorum. İnanıyorum ki sizlerden ve eğitime gönül veren herkesten aldığımız destekle sağlam adımlar atacağız. Öğretmenlerimizle birlikte hayata geçirdiğimiz tüm bu çalışmalarla göz bebeğimiz köy okullarımızda yeni bir sayfa açıyoruz.” ifadesini kullandı.
Törende yaptığı konuşmasında eğitimin her kademesindeki öğretmen, öğrenci ve velilere dokunduklarını belirten Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, “Biz Sabancı Vakfı olarak, 46 yıldır bu topraklardan kazandıklarımızı bu toprakların insanlarıyla paylaşmak için çalışıyoruz. Toplumsal gelişme için yürüttüğümüz çalışmaların içerisinde en öncelikli konularımız arasında ‘eğitim’ yer alıyor. Kurulduğumuz günden bu yana okullar, öğretmenevleri, kütüphaneler, yurtlar gibi 120’den fazla kalıcı eseri ülkemize kazandırdık. 48 bin burs ile öğrencilerin eğitimine destek olduk. Geliştirdiğimiz ve desteklediğimiz projelerle eğitimin her kademesindeki öğretmen, öğrenci ve velilere dokunmaya gayret ediyoruz” dedi.
Destekledikleri projelerle kadın, genç ve engelli bireylerin eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak için çalıştıklarına değinen Güler Sabancı,”Sabancı Vakfı olarak, eğitimde fırsat eşitliğinin sağlandığı bir toplum hayaliyle ‘Eğitim hakkı tartışılmaz!’ diyoruz. Türkiye’nin her yerinde ve eğitimin her kademesinde desteklediğimiz projelerle kadın, genç ve engellilerin eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak için çalışıyoruz. Kırsalda eğitimin niteliğinin artırılması için de Köy Okulları Değişim Ağı Derneği yani KODA ile 4 yıldır çalışmalar yürütüyoruz. Sayın Bakanımızın da her fırsatta belirttiği gibi köy okullarının eğitimin ‘göz bebeği’ olduğuna gönülden inanıyoruz. Mesleklerinin ilk senesinde köy okullarına atanan öğretmenlerimiz, belki de daha önce hiç görmedikleri coğrafyalarda çalışıyorlar. Onlara sıcak bir hoş geldin demek ve umutlarını yeşertecek desteği verebilmek çok kıymetli. Çünkü biliyoruz ki bir öğretmene dokunursanız o öğretmen sadece bir çocuğu değil, bütün bir köyü dönüştürebilir. Toplumsal gelişmenin teminatı, eğitimin gözbebeği olan köy okullarının aydınlanması için meşaleyi her zaman en yukarıda tutan öğretmenlere bir kez daha teşekkür ediyorum” dedi.
OKUL YÖNETİCİLERİNE “UZAKTAN EĞİTİM VE TEKNOLOJİ LİDERLİĞİ” PROGRAMI
Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Bakanlık olarak başlattıkları okul yöneticilerinin uzaktan eğitim süreçlerinde tasarım ve yönetim becerilerinin geliştirilmesi programına yaklaşık 50 bin dolayında okul yöneticisinin katıldığını söyledi.

Millî Eğitim Bakanı Ziya  Selçuk, Milli Eğitim Bakanlığınca, okul yöneticilerinin uzaktan eğitim süreçlerindeki tasarım ve yönetim becerilerinin geliştirilmesi amacıyla UNICEF iş birliğinde hazırlanan “Okul Yöneticilerinin Kapsayıcı Eğitim Bağlamında Uzaktan Eğitim, Tasarım ve Yönetim Becerilerinin Geliştirilmesi” uluslararası akredite sertifikalı mesleki gelişim programının tanıtımını, MEB Başöğretmen Salonu’nda düzenlenen törende yaptı.

Okul yöneticilerinin eğitiminin son derece kritik olduğunu ifade eden Selçuk, “Okullarımızın rengi, neşesi, niteliği doğrudan doğruya okul müdürlerimizin yetkinliği ve motivasyonu ile ilgili bir konu. Yapılan bu çalışma aslında tarihi olarak büyük bir değer taşıyor. Okul müdürlerimiz, okuldaki ilişkiler ağının okulun içinde olagelen iletişimin büyük ölçüde mimarlarıdır. O nedenle bu mimariyi kurarken çok daha nitelikli olarak kurma konusunda desteğimizle her zaman yanlarındayız.” değerlendirmesini yaptı.
Her neslin kendi zamanıyla kendi çağıyla geldiğini ve o nesillere ayak uydurabilmek için okul müdürleri ve öğretmenlerin sürekli kendilerini yenilemeleri gerektiğine işaret eden Selçuk, “Aslında siz okulun liderliğini yürütürken büyük bir değişimi ve dönüşümü de yönetiyorsunuz ve sizin bu yönetiminiz, okulun ne kadar yol alacağını, öğretmenlerin ve öğrencilerin kurumda ne kadar mutlu olacağını, nasıl akışkan bir süreç yaşayacağını doğrudan doğruya etkiliyor. Ama bunun tam tersi olursa eğer ‘Başımıza iş açmayalım hocam’, ya da öğrenciler için “Durun durduğunuz yerde çocuğum’ gibi ifadeler olursa o zaman da sistemin tıkandığını rahatlıkla görürüz. Bizim güzel işlerimiz olsun, çocuklarımız durmasınlar, yürüsünler, öğretmenler ve öğrencilerimiz okul yöneticilerinin açtığı yolda hızla ilerlesinler.” diye konuştu.
Okul müdürlerinin çok fazla bürokratik işlerinin olduğunu, lojistik işlerle uğraştıklarını vurgulayan Selçuk bütün çabalarının bu yükün azaltılması ve okul müdürlerinin gerçekten eğitimle uğraşmaları konusunda fırsat bulmaları için olduğunu dile getirdi. Yöneticilerin eğitim ekosistemini geliştirebilmeleri için her türlü tedbiri aldıklarının altını çizen Selçuk, “Onların gelişimi, onların mutluluğu okulun mutluluğu, yani öğretmenin ve çocuğun mutluluğu demek. Biz ne kadar iyi bir teşkilata sahip olursak ne kadar iyi müfredata sahip olursak olalım iyi bir eğitim kadrosuna sahip olmazsak bunlar çok da anlamlı olmayacaktır. Bakanlık olarak biz her zaman okul yöneticilerimizin, müdürlerimizin, müdür yardımcılarımızın yanında olacağız ve onları destekleyeceğiz. Bunun için de çok yeni çalışmaların peşindeyiz.” ifadelerini kullandı.
“Elinde sanki bir sihirli değnek varmış gibi”
Bakan Selçuk, UNICEF’le iş birliği içinde uzaktan eğitim sürecinde dijital materyallerin geliştirilmesi, salgın döneminde okul güvenliğinin sağlanması, sosyal duygusal becerilerin geliştirilmesi, teknoloji liderliği, proje tasarımı, kriz ve kriz yönetimi gibi pek çok kitabın hazırlandığını belirterek, şöyle devam etti:”Bütün bunlar bizim ortak bir dilimizin gelişmesine hizmet edecek, bütün bunlar bizim eğitimin kalitesinin artırma noktasında kavramlarımızı ve terimlerimizi geliştirmemize hizmet edecek. Okul yöneticilerinin uzaktan eğitim süreçlerinde tasarım ve yönetim becerilerinin geliştirilmesi programına yaklaşık 50 bin civarında okul yöneticimiz katıldı. Bunun sayısı artacak ve bu eğitimlerin hazırlanan kitapları çerçevesinde, eğitim yazılımları çerçevesinde devam etmesi söz konusu olacak. Bir okul müdürü gerçekten yetkinliği ile, motivasyonu ile harekete geçtiğinde ‘Bu okul gerçekten o okul mu’ sorusunu sordurabiliyor. Yani elinde sanki bir sihirli değnek varmış gibi bir okulun çehresini değiştirme, okul-çevre ilişkilerini güzelleştirme, öğretmenin mutluluğunu, öğrencilerin öğrenme sorumluluğunu yükseltme gibi konularında son derece başarılı işler yapabiliyorlar. Biz Bakanlık olarak üzerimize düşeni yaparsak biliyoruz ki okul müdürlerimiz de yapacak. Bugünkü çalışma da bu fikrin bir sonucu ve bizim yöneticilerimizle yazamayacağımız başarı hikayesi yok, buna gönülden inanıyoruz.”
“Salgın dönemi bizim için aslında eğitimin bir fırsatı da oldu”
Ziya Selçuk, Öğretmen Yetiştirme Genel Müdürlüğü ve UNICEF iş birliğinde öğretmenlerle ilgili daha önce pek çok çalışma yürütüldüğünü hatırlatarak, salgın döneminin eğitim yöneticilerine, okulların kültürünü, atmosferini dönüştürmek, okulları “Barış yuvası”na dönüştürmek açısından fırsat sunduğunu bildirdi. Çalışmada emeği geçenlere, UNICEF’e ve okul yöneticilerine teşekkür eden Selçuk, “Bu tür çalışmaların damlaya damlaya belirli bir suyun iz bırakması gibi kısa ve orta vadede sistemde çok büyük bir davranışsal değişime de hizmet edecek. O yüzden bu tür işleri çok çok önemsiyorum.” dedi. Selçuk daha sonra, Okul Yöneticilerinin Kapsayıcı Eğitim Bağlamında Uzaktan Eğitim, Tasarım ve Yönetim Becerilerinin Geliştirilmesi programına katılan okul yöneticilerine dijital sertifikalarını yapılan canlı bağlantılarla takdim etti.
“Türkiye’nin en büyük okul yöneticisi mesleki gelişim programını yürüttük”
MEB Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürü Adnan Boyacı ise 2023 Eğitim Vizyonu’nda okul yöneticiliğinin ve mesleki gelişimin önemine vurgu yapıldığını hatırlatarak, Bakanlık olarak bu amaçla pek çok program geliştirdiklerini anlattı. UNICIEF’le ortaklaşa yürütülen yüz yüze mesleki gelişim programına geçen yıl 11 bin okul yöneticisinin katıldığını aktaran Boyacı, “Çalışma, Türkiye’nin en büyük okul yöneticisi mesleki gelişim programı oldu.” dedi.
Projeyle, meslektaşların tecrübelerini birbirleriyle paylaştığı yeni bir çerçeve sunulduğunu anlatan Boyacı, ikinci grup eğitimlerinde ise Kovid-19 sürecinde okul yöneticilerinin idari, teknik, iletişim konularını ele aldıklarını aktardı. Şu ana kadar 40 bin okul yöneticisinin bu eğitimleri aldığını ve bu yılın sonuna kadar 200 bin yöneticinin eğitimleri alacağını belirten Boyacı, “Bundan sonraki süreçte okul yöneticilerimize yönelik projelerimizi derinleştirerek artırmaya devam edeceğiz.” diye konuştu.
“ÇOCUĞUN OLDUĞU HER YERDEYİZ”
Uzaktan eğitim ve yüz yüze eğitime geçiş süreçlerinde erken çocukluk eğitimine yayın içerikleri, eğitim materyalleri ve ebeveynlere özel kaynak desteğiyle öncelik veren Millî Eğitim Bakanlığı, 12 Ekim Pazartesi günü itibariyle de TRT EBA’da başlattığı okul öncesi yayın kuşağıyla “Dünyanın en büyük duvarsız anaokulu”nun da açılışını gerçekleştirdi.
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Zeytinburnu Şehit İbrahim Yılmaz Anaokulunda düzenlenen “Erken Çocukluk Eğitimi Tanıtım Toplantısı”nda yaptığı konuşmada, geçen hafta okul öncesi eğitim kurumlarının 5 gün olmak üzere açıldığını anımsatarak, çocukların okula rahatça gitmesi için her türlü ortamı sağladıklarını söyledi.

Okul öncesi eğitimi zenginleştirmek amacıyla TRT EBA televizyonunda 12 Ekim’den itibaren okul öncesi çocuklar için hazırladıkları program dizisinin günde 2 kere yayımlandığını aktaran Selçuk, çocukların her ortamda ve fırsatta, daha çok ve nitelikli eğitim alabilmesi için fırsat oluşturduklarını, “Ailece” adı altında bir kuşakla da bu programı desteklediklerini dile getirdi.
2023 Eğitim Vizyonu’nda okul öncesi ve erken çocukluk eğitiminin vurgulandığını kaydeden Selçuk, vizyondaki hedeflere ne kadar ulaştıklarını defalarca gözden geçirdiklerini ve eksiklikleri kontrol ettiklerini, ciddi bir mesafe aldıklarını da kanıtlara dayalı olarak gösterebildiklerini ifade etti. Bakan Selçuk, 2019-2020 eğitim öğretim yılında yaklaşık yaklaşık 1 milyon 700 bin öğrencinin okul öncesi eğitime devam ettiğini hatırlattı. Öğretmenlere yönelik 450 etkinliğin yer aldığı öğretmen etkinlik kitabı çok sayıda destek materyalle çalışmaların daha da zenginleşmesine gayret gösterdiklerini belirten Selçuk, bunun çocuklar için olan 3 ciltlik içeriğinin de hem web ortamında hem de baskılı olarak sunulduğunu bildirdi.
Çocukların ihtiyaç duydukları kırtasiye malzemelerin karşılanması ve belli durumlarda çocuklara ödenek gönderilmesi için çalışmaları sürdürdüklerini dile getiren Selçuk, “Ancak Türkiye’de 14 bin civarında mezra ve köy var. Yani erişimde kısmen sorun yaşayan çocuklarımız için de özel çalışmalar yapıyoruz. Gezici öğretmen sınıfı, taşıma merkezi ana sınıfı, gezici sınıf ve yaz okulları, bu çalışmalardan bazıları. Bu dönemde 14 bin mezra ve köy halkı yerleşim yerindeki yaklaşık 20 bin civarında çocuk için, onların şartlarına uygun olarak da gezici öğretmen modeliyle bu desteğimizi sürdürmüş oluyoruz.” diye konuştu.
 “Çocuklarımız için Erken Çocukluk Eğitim Takvimi hazırladık”
Çocuklar ve öğretmenlerin desteklenmesi amacıyla yaptıkları daha birçok çalışma olduğuna ve bunların hayata geçtiğine işaret eden Selçuk, erken çocukluk dönemi eğitimine ilişkin yapılan çalışmalarla ilgili şu bilgileri verdi: “Çocuklarımız için Erken Çocukluk Eğitim Takvimi hazırladık. Bir velimiz veya öğretmenimiz, ‘365 gün boyunca bir çocukla ne yapılır, nasıl yapılır, hangi oyunlar oynanır, hangi bilimsel terimler gözden geçirilir, günün sözü nedir, o gün için değerlerimizle ilgili nasıl bir içerik vardır?’, bütün bunları her gün takvim yaprağında bulma imkanına sahipler. ‘Benim Oyun Sandığım’ adı altında bir sandığımız var. Bu sandığımız bir çocuğun okul öncesinde ihtiyaç duyabileceği hemen her şeyi içinde barındırıyor. Bu sandıkta çocukların çok daha erken yaşlarda, okula, hatta ana sınıfına gelmeden önceki yıllarda neyi nasıl yapabileceği konusunda çok zengin materyaller var ve bunu çocuklarımıza ulaştırıyoruz. Konuşan duvarlarla ilgili bir çalışmamız var. ‘Bir Şeyden Çok Şey’ etkinlik setimiz var. ‘İlk Arkadaşım’ kitapçığı da bu çalışmalardan bir tanesi.”
Milli Eğitim Bakanı Selçuk, bu çalışmaları erişemedikleri ve az eriştikleri hiçbir çocuğun kalmaması, öğretmenlerin yalnız hissetmemesi amacıyla yaptıklarını ifade ederek, “Her zaman onların yanındayız ve ihtiyaç duydukları her türlü materyali karşılamak için çalışıyoruz.” dedi.
 “Erken çocukluk eğitimindeki çalışmalarımıza hızla devam edeceğiz”
Akademisyen ve öğretmenlerin bu çalışmaları yaparken büyük bir gayret gösterdiklerine dikkati çeken Selçuk, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu çalışmaları yaparken sanırsınız bilimsel çalışma yapmıyorlar, bir şekilde resmi bir görevle meşgul değiller, sadece oyun oynuyorlar. Oyun oynar gibi yapılan bu çalışmaların bereketi ve eğlencesi çok daha yüksek. Çocuklar için bir şey yapıyor olmanın hazzı gerçekten inanılmaz. Bu hazzı hep birlikte paylaşma fırsatı veren emeği geçen bütün arkadaşlarımıza, meslektaşlarımıza çok teşekkür ediyorum. Çünkü bu işler el birliği, iş birliği ve gönülle olur. Eğer bunu sadece resmi görev çerçevesinde yapmaya çalışırsak emin olun eksik, zayıf ve kimsesiz kalır. Bunun önüne geçebilmek için de hep birlikte çocukların gözündeki pırıltıyı artırmak, ışıklarını yükseltmek ve yüceltmek için daha çok çalışmamız lazım, çok ödevimiz var. Bu ödevlerimizi yapmak için de erken çocukluk eğitimindeki tüm çalışmalarımıza daha büyük bir hızla devam edeceğiz. Çocuklarımızın okula geliyor olmasıyla yetinmiyoruz, aynı zamanda EBA TV’deki içeriklerle desteklenmesini, burada ismini saydığım eğitim paketleri ve destek materyalleriyle de zenginleşmelerini sağlamaya gayret ediyoruz. Bu çalışmalarımız daha da artacak.”
Bakan Selçuk, “Benim Oyun Sandığım” setinin ulaştığı öğrencilerle görüştü
Bakan Selçuk, konuşmasının ardından “Benim Oyun Sandığım” setinin ulaştırıldığı Elazığ Merkez Yukarı Çakmak Köyünde yaşayan okul öncesi eğitimi alamayan Elif Barunduk ve öğretmen Nihan Karabulut’la canlı bağlantıyla görüştü. Selçuk, Karabulut ile Barunduk ve ailesini selamlayarak, İstanbul’dan sesleniyor olmanın mutluluğunu yaşadığını dile getirdi.
Öğretmen Karabulut, yaptıkları çalışmalar doğrultusunda il merkezine bağlı 45 öğrencinin okul öncesi eğitim alamadığını, bulundukları yerde okul olmadığını, bu öğrencilerin taşımalı sistemle kilometrelerce uzaklıktaki başka okullara gidemeyecek kadar küçük olduğunu, Barunduk’un da bu öğrencilerden biri olduğunu ve “Benim Oyun Sandığım” projesi sayesinde artık öğretmenlerin öğrencilerin yanına gittiğini anlattı. Karabulut, Barunduk’un sandıktan çıkan materyalleri çok beğendiğini aktararak, buradan çıkan resim defterine çizdiği resmi gösterdi.
Bakan Selçuk, resmi çok beğendiğini dile getirerek, Karabulut’un sözlerine üzerine şöyle konuştu: “Öylesine içtenlikle, sevgiyle, sadakatle bağlanmışsınız ki bu mesleğe, anlatırken sanki çok büyük bir heyecanın, müthiş bir mutluluğun içerisinde bir dil kullanıyorsunuz. Burada imkan var, sandıklar, kitaplar, araçlar, gereçler gibi, bunlar bizim vazifemiz, bunlar için teşekkür etmeniz gerekmiyor. Bunun daha fazlasını yapmak bir ülke ödevi, bunu hep beraber yapacağız. Bütün bu materyalleri oluşturmak nispeten kolay ama sizin yüreğiniz olmazsa biz bunu işi başaramayız. O yüreğin dolu dolu olduğunu şu anda görüyorum. Milletim ve meslektaşlarım adına size teşekkür ediyorum.”
Bakan Selçuk’tan minik Kezban’a resim sözü
Bakan Selçuk, Afyonkarahisar Sinanpaşa ilçesi Balmahmut Köyünde yaşayan okul öncesi eğitim alamayan Kezban Öztürk ve öğretmen Meryem Eksen’le de görüntülü görüştü. Oyun sandığını alarak “öğretmen ve okul olmak” için Öztürk’ün evine gittiklerini belirten Eksen, Kezban’ın sandığın içindeki materyalleri çok beğendiğini aktardı. Kezban Öztürk de Bakan Selçuk’a halini hatırını sordu, sandıktan çıkan hediyelerden duyduğu mutluluğu ifade etti.
Bakan Selçuk, resim yaptığını dile getiren Öztürk’e, “Çok güzel olmuş, harika olmuş. Bir kalbin içerisine çiçek konulmuş. Çok beğendim.” yanıtını verdi. Selçuk’un “Resmi bana hediye edecek misin?” sorusunu Öztürk, “Tabii ki de.” diye cevapladı. Selçuk da Öztürk için bir resim yaparak göndereceği sözünü verdi.
MEB’DEN ERKEN ÇOCUKLUK EĞİTİMİ SEFERBERLİĞİ
 Çocuklarımız hayata daha güçlü başlıyorlar
Erken çocukluk eğitiminde çocuklar yaşıtları ile sosyalleşir, oynayarak öğrenir, düşünür, araştırır ve keşfeder… 2023 Eğitim Vizyonu’muz ile her çocuğun en az bir yıl okul öncesi eğitim alarak ilkokula başlamasını hedefliyoruz. Her çocuğun nitelikli eğitim hakkı için çocukların ihtiyaçlarına uygun eğitime erişim modelleri geliştirdik. Erken çocukluk eğitiminde bize ulaşamayan çocuklarımıza “Benim Oyun Sandığım” setiyle biz ulaşıyoruz. Sayı çubukları, bloklar, kuklalar, yap-bozlar ve hikâye setleriyle evleri adeta anasınıfına dönüştüren setlerimizi binlerce ailemize ulaştırmaya devam ediyoruz.
Aileler çocuklarıyla daha nitelikli zaman geçiriyor
“Benim Oyun Sandığım” setinin içinde aile oyunları, bilmeceler, sanat etkinlikleri, kelime hazinesini geliştirici oyunlar ve deneyler gibi eğitici içeriklerle dolu 365 günlük Erken Çocukluk Eğitim Takvimi de yer alıyor. Takvimimizi internet ortamında herkesin kullanımına açıyoruz.
Çocukta var olan potansiyeli harekete geçiriyoruz
Taş, toprak, yaprak, dal, kâğıt, kutu, geri dönüşüm malzemeleri gibi her ailenin kolayca temin edebileceği malzemelerle yaratıcı fikirlerin buluştuğu, ilham verici bir etkinlik kitabı ile çocukların gelişimini ev ortamında da destekliyoruz. Onların her gün baktıkları şeylerde neler gördüklerini merak ediyoruz.
Çocuklarımızın “İLK ARKADAŞ”ını onlarla buluşturuyoruz
Çocukların düşünme, hayal etme, merak, yaratıcılık, problem çözme becerilerini geliştirmeye yönelik “Hisset, Düşün, Anlat, Yap” temalı bir materyal olan “İlk Arkadaşım” kitabının ailelere rehber, çocuğa ise arkadaş olmasını hedefliyoruz.
Evde etkinlikler yapmak için her şeyimiz hazır
Çocuklarımızın “Bir Şeyden Çok Şey” ve “İlk Arkadaşım” kitaplarında yer alan etkinlikleri malzeme eksikliği yaşamadan uygulayabilmesi için gerekli olan kalem ve boya setini de bu kitaplar ile birlikte okula erişimi en zor olan köylerimizdeki çocuklarımızla buluşturuyoruz.
Konuşan duvarlarımızla öğrenme sürecini zenginleştiriyoruz
Bizim sınıflarımızın duvarları adeta çocuklarımızla konuşur ve onların öğrenme sürecini destekler. Salgın dönemindeki hassasiyetler de dikkate alınarak hazırlanan eğitici posterlerimiz, sınıflardan koridorlara, tuvaletlerden, bahçelere her yerde…
Dünyanın En Büyük Duvarsız Anaokulu her gün saat 08.00’de TRT EBA İlkokul kanalında
Mezra, köy, kasaba, şehir… Nerede çocuk varsa okul orada. Her gün sabah ve akşam saatlerinde ülkemizdeki 3, 4 ve 5 yaşlarındaki yaklaşık 4 milyon çocuk ile yurt dışındaki binlerce çocuğumuzun gelişimini nitelikli içeriklerle destekliyoruz. Ailenin çocuğuyla daha nitelikli bir zaman geçirmesini destekleyen AİLECE kuşağımızı da her gün TRT EBA Anaokulunda ailelerle buluşturuyoruz.