Koruma altındaki çocuk görevli uzmanı parke taşı ile hastanelik etti

Kayseri Aile ve Sosyal Hizmet il Müdürlüğüne bağlı Çocuk Destek Merkezinde koruma altında bulunan 17 yaşındaki bir genç, sosyal hizmet uzmanı Kadir Orman’ı parke taşı ile kaburgalarını kırdı, akciğerinin delinmesine neden oldu. Durumu ciddi olan Kadir Orman, koruma altındaki çocuğun Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde sedyede tehdit etmesinden sonra Kayseri Şehir Hastanesinde yoğun bakıma alındı. Bu olaydan öncede ÇODEM’de bir görevlinin yine koruma altındaki bir başka çocuğun saldırması sonucu Muhammed Koç adındaki sosyal  hizmet uzmanının da kolunun kırıldığı öğrenildi.

Kadir Orman kendi sosyal paylaşım sitesinde olayla ilgili şu paylaşımda bulundu.

“Kuruluşumuzda (ÇODEM.) Kalan 17 yaşında ve antisosyal davranışlara sahip, onlarca suç öyküsü olan ve son olarak polise kafa atarak polisi darp etmiş, Devlet’e Millet’e alanen sinkaflı küfürler ettiği tutanaklara geçmiş gencin saldırısına uğradım. Okuluna gitmesi yönündeki telkin ve tavsiyeme sinirlenerek çalışma odamızdaki cam çarpmasın diye konulan parke taşını alarak doğrudan kafama fırlattı refleksele yan dönüp eğildim taş kaburgama geldi. Kaburgam kırılmış ve akciğerime hasar vermiş. Kayseri Şehir Hastanesi’nde yatıyorum. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nda çalışan benim gibi saldırılara maruz kalan hatta sakat kalan yüzlerce personelinden biriyim. Bakanlığımız, Adalet Bakanlığı’nın görev alanı olan ıslah evlerinin ve çocuk cezaevlerinin farklı bir versiyonu olan Çocuk Destek Merkezleri’ni açtı. Ancak, Adalet Bakanlığı’nın bu gibi yerlerde polis jandarma, gardiyan gibi kolluk kuvvetleriyle düzeni sağlarken Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ÇODEM’lerde sadece bahçe duvarlarını yükselterek üzerine dikenli tel koydurarak bizleri her türlü suç öyküsü olan, davranış bozukluğu olan bu gençlerle baş başa bırakmaktadır. Kapıda duran güvenliğimizin üst arama yetkisi bile yok. Doğru düzgün bir mevzuatının olmadığı, can güvenliğimizin olmadığı bu kuruluşlarda. Kalan gençler hem kuruluş çalışanlarına hem de birbirlerine sıklıkla şiddet uygulamaktadır. Bu yapı içinde ne çalışanların ne de kuruluşta kalan gençlerin can güvenliği bulunmamaktadır. Bu şartlarda haliyle bu gençleri rehabilite etmemiz ve mesleki çalışma yürütmemiz pek mümkün olmamaktadır. Bütün bu olup bitenlerin Bakanlığımızın ilgili birimlerinin bilgisi dahilinde olmasına rağmen çözüme dair neler yapıldığı anlaşılamamaktadır. Kol kırılıp yen içinde kalmaktadır. Küçük bir örnek: Ben bu olayda saldırıya uğrayıp yaralandıktan sonra Kayseri Devler Hastanesine getirildim. Yapılan ilk müdahale sonucu durumumun ciddi olduğu görülünce Erciyes Üniversitesi Hastanesine sevk edildim. Üniversite hastanesinde bana saldıran gencin de olduğu  bilgisi üzerine acil servis ekibi beni hemen apar topar hastaneden çıkarmaya çalıştı ancak tesüdüf orada da karşılaştık ben sedyede yatmama ve arada hastane güvenliğinin olmasına rağmen beni gören saldırgan orada da beni tehdit ederek küfür ederek  uzaklaştı. Hastane personeli beni ambulansa alarak Kayseri Şehir Hastanesine getirdi. Sağlık Bakanlığı mevzuatına göre adli vakalarda tarafları aynı hastanelere bile götürmüyorlarmış.  Sağlık Bakanlığı böylesine belki çok nadiren görülebilecek bir riski öngörüp, mevzuatına koymasına rağmen Bakanlığımızın buna dair hiçbir mevzuatı olmadığı gibi. Bana saldıran bu gencin Mahkemede, salıverildiği ve kuruluşa geri döndüğü kuruluşta kalmaya devam ettiği haberini aldım. Şimdi benim gibi diğer çalışma arkadaşlarım da risk altında ve can güvenlikleri yok. Bütün bunları meramımız bilinsin sesimiz duyulsun diye yazdım.”