Kıssadan hisse..(Köşe yazısı 27.10.2018 Kayseri Star Haber Gazetesi)

DAVUT GÜLEÇ

GAZETECİ

davutgulec@hotmail.com

Türkiye’de son dönemlerde dokunulmadık, yıpratılmadık kişi, kurum, kuruluş kalmadı.

Zaten ‘adalet’e ve ‘basın’a güven listenin sonunda.

Liderler, partiler, söylemleri, gündemleri milleti, seçmeni isyan ettiriyor.

Halen CHP Lideri  Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘Adalet’ yürüyüşü Dünyanın gündeminde.

Birde son dönemde ABD’li rahip Brunson ve kararı.

Son günlerde ise ‘Andımız.’

Bu konuları yeniden seçilen Kayseri baro başkanı avukat Cavit Dursun ‘Yaşananlar ve kıssadan hisse’ diye özetlerken ‘Karakuşi Kadı ve adaletli yönetimi’ diye özetlemiş.

Önceki ve bugünden sonraki belki de yeni tartışılacak konulara da belki de iyi bir örnek olacak ‘kıssadan hisse’yi sizde okuyunca hak vereceksiniz.

‘Başımızı vursalar da hukuk, adalet, Cumhuriyet ve Demokrasi’ diyeceksiniz.

‘Anlamlı’ ya da ‘anlamsız’ yaşamanın da iyi bir örneği.

İşte avukat Cavit Dursun’un bu konudaki yazısı.

“Osmanlı döneminde, yolsuzlukları, keyfiliği ve hak tanımazlığı ile ünlü, Karakuşi adında bir kadı ve yönetici varmış. Bir gün Karakuşi kadı, bir fırının önünden geçerken, burnuna mis gibi güzel bir koku gelmiş. Vitrinde güveç içinde nar gibi kızarmış, sahibini bekleyen nefis bir kaz duruyor. Karakuşi kadı, fırıncıya, ben bunu aldım demiş. Karakuşi kadıya itiraz edilir mi hiç? Fırıncı korkudan, hemen kazı paket yapıp vermiş.

Az sonra kazın sahibi gelmiş; Hani bizim kaz ? diye sormuş.

Fırıncı boynunu büküp, Uçtu deyince, iş kavgaya dönüşmüş. Kavga sırasında fırıncı, araya giren bir gayrimüslim müşterinin gözünü çıkarmış; korkusundan kaçmaya başlamış. Gayrimüslim vatandaş da peşinden koşuyor. Fırıncı duvardan atlarken, öteki taraftaki hamile bir kadının üstüne düşmez mi !. Kadın oracıkta düşük yapmış; kocası da fırıncının peşine düşmüş. Fırıncının kaçarken çarpıp yere devirdiği Yahudi bir vatandaş da, kızıp peşlerine takılmış… Sonunda duruma müdahale eden zaptiyeler, hepsini yakalayarak Karakuşi kadı’nın huzuruna çıkarmışlar.

Kazın sahibi, bu adam kazımı hiç etti diye, fırıncıyı şikâyet etmiş. Kadı, fırıncıya sormuş; Ne yaptın bu adamın kazını ?
Fırıncı, “Kadı efendi sen aldın ya…” diyememiş tabi. Kaz uçtu demiş. Kadı, kara kaplı defterini açmış ; Kazın karşısında tayyar yazılı. Tayyar Uçar anlamına gelir. O halde kazın uçması suç değil diyerek, fırıncının beraatına karar vermiş.

Gözü çıkan gayrimüslim vatandaşın şikâyetine de, kara kaplı defterden bir madde bulmuş: Her kim, bir gayrimüslimin iki gözünü çıkara, o Müslümanın tek gözü çıkarıla… Karakuşi kadı, şimdi demiş, fırıncı senin öbür gözünü de çıkaracak, biz de onun tek gözünü çıkaracağız. Tabii gayrimüslim şikâyetinden hemen vazgeçmiş.

Çocuğunu kaybeden kadının şikayetçi kocasına da, Karakuşi kadı ; karını fırıncıya vereceksin, bu adam yerine yeni çocuk koyacak diye karar vermiş. Böyle olunca adam da, şikâyetini anında geri almış.

Kadı efendi, Yahudiye sormuş; Senin şikâyetin ne.? Yahudi ellerini açmış, Ne diyeyim kadı efendi demiş ; Adaletinle bin yaşa sen e mi ! deyip, huzurdan çıkmış.

Karakuşi kadı, fırıncıyla başbaşa kalınca ; ” kazı kadı yerse, böyle olur adaleti ” demiş. “

Sizler bu hikayeden hangi hisseyi namı hesabınıza çıkarırsınız bilmiyorum amma, üzülerek ifade edeyim ki ; keyfilik, ikiyüzlülük, riya, şebeklik, dalkavukluk, döneklik, göz göre göre yalan söylemek, iftira ve çıkarcılık her yeri kaplamış.

Şimdi bizlerde, her haksızlık karşısında susarak, adaletsizlik ve haksızlıklara alkış mı tutalım.?

Yoksa da, “sonu nereye varırsa varsın” diyerek, adalet, vicdan ve hak arama mücadelesine girişelim mi. ?

Etrafta bu haksızlıklara ve yapılanlara karşı, “adaletinle bin yaşa.!” diye bağıranların çok olduğu bir yerde, Adalet tecelli eder mi?

Biz herşeye ve herkese rağmen, her zaman ve her yerde, sadece adalet, hukukun üstünlüğü, hukuk devleti, kuvvetler ayrılığı, yargı bağımsızlığı ve savunma hakkı dedik ve inşallah yine diyeceğiz.

En azından karınca misali, Safımız belli olsun.

Gün gelir Dünyevi Adalette ve illaki İlahi Adalette yerini bulacaktır.

Hukukçular ne güzel söylemiş.

‘Adalet bir gün herkese lazım olabilir’ diye.