Kayseri’ye bir lütuf: Erciyes (8) (Köşe yazısı 15.08.2017 Kayseri Star Haber Gazetesi)

DAVUT GÜLEÇ

GAZETECİ

davutgulec@hotmail.com

Erciyes A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Cahid Cıngı’nın Capital Dergisi’nden Nilüfer Gözütok Ünal’la Erciyes üzerine yaptığı röportajdan bir bölümü alıntı ile devam ediyorum.

Kayseri için turizm sektörünün önemi nedir? İlin turizmde nasıl bir potansiyeli var? Bu potansiyelin hayata geçirilmesi için neler yapılması gerekiyor?

Kayseri 6 bin yıllık medeniyet tarihine sahip bir Anadolu şehri. Fakat şimdiye kadar şehrimiz Osmanlılar zamanından gelen bir şöhretle ticaret kenti, Kayserililer de işini bilen, karı zararı iyi tahlil edebilen nitelikli tüccarlar olarak bilinir. Kayseri aslında tarih öncesinden başlayıp; Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular, Osmanlılar ve Cumhuriyet döneminin bütün izlerinin görülebileceği bir turizm kentidir. Medeniyetler geçmişinin dışında uçsuz bucaksız denizleri, el değmemiş sahilleri, balta girmemiş ormanları maalesef ki yok. Bu yüzden de ülkemizde son 30 yılda ciddi bir gelişme gösteren turizm sektörüne biraz uzak kaldı. Fakat Kayseri, tarih boyunca çok fazla medeniyete ev sahipliği yapmış bir şehir olarak turizm pastasından pay almayı fazlasıyla hak etmekte. Kayseri’nin en büyük turizm değeri İç Anadolu’nun en büyüğü olan Erciyes Dağı. Erciyes kış turizmi açısından şehrin en önemli turizm hazinesi olarak sayılmalıdır. Kayseri’nin kendisine mahsus gölleri, Kapuzbaşı Şelalesi, 300 kuş türünün yaşadığı Sultan Sazlığı Kuş Cenneti gibi aslında dünya çapında kayda geçebilecek tabii güzellikleri de var. MÖ 4 binlere uzanan tabletlerin olduğu, Hitit döneminden kalan Kültepe-Kaniş merkezimiz var ve buraların yapılan arkeolojik çalışmalar neticesinde o dönemlerde pazar olarak kullanıldığı tespit edilmiş vaziyette.  Kayseri içinde çok miktarda kilise ve tarihi camii var. Ermeni, Rum ve Türklerin iç içe yaşadığı bir kültür ve medeniyet şehri. Bizanslılar’dan kalma kalemiz hala ayakta duruyor. Yine çok eski bir tarihe sahip Meryem Ana Kilisesi, Ermeni Kilisesi, Rum Kilisesi gibi dönemin vatandaşlarına ait önemli ibadethane ve okullar bir kısmı faal. Bütün bunlarla beraber Talas bizatihi hem mimarisiyle, hem kilise ve caminin iç içe geçtiği zengin sosyal hayatıyla zaten apayrı bir medeniyet merkezi.

Kayseri’nin bir kısım idari sınırlarının da içinde bulunduğu Kapadokya bölgesiyle iç içe.Ürgüp Kayseri’ye bağlı bir ilçeyken henüz 1960’lı yıllarda yeni kurulan bir şehri takviye etmek maksadıyla Nevşehir’e verildi. Kayseri merkezine gelen bir turist yaklaşık yarım saat sonra Kapadokya’ya ulaşır ve peri bacalarını seyre başlayabilir. Mesafe bu kadar yakın. Mesela Yeşilhisar ilçemiz yakınlarındaki Soğanlı Vadisi tamamen Kapadokya bölgesi içerisinde ve orada özellikle Latin Amerikalı Katoliklerin dini, ruhani liderlerinden olan St.George’un mezarı ve kilisesi var. Orası çok ciddi bir turizm merkezi fakat biz şimdiye kadar bunların önemini kavrayamamışız. Bunun yanında yine Erciyes Dağı’nın yakınlarında hemen üstünde Develi yolu üzerinde ‘Gereme Harabeleri’ var. Gereme Medeniyeti’nden kalma Hamam, Saray gibi eserleri görmek mümkün. Kayseri aynı zamanda bir Selçuklu şehri ve şehirde 11.-12.yy’ dan kalma camiiler, medreseler, kervansaraylar, hala ayakta, hala vazife ifa ediyor.

Son 5 yılda ilde turizm yatırımları anlamında neler yapıldı? Turizm adına yapılan en önemli yatırımlar ve gelişmeler neler oldu?

Aslında son 5 yılda Kayseri için en yoğun olarak turizm yatırımı yapıldı desek yalan olmaz. Kayseri genel anlamda alt ve üst yapı çalışmalarını önemli ölçüde tamamlamış, insanların refah ve huzur içinde yaşayabildikleri bir şehir. Türkiye’nin en büyük tematik parkı Anadolu Harikalar Diyarı ve Mazakaland hizmete girmiş; Türkiye’nin ilk ve tek Selçuklu Müzesi açılmış; Erciyes Dağı’nda Davos benzeri bir Kongre Merkezi planlanmış; yabancı turistlerin rehbere ihtiyaç duymadan şehrin tarihi merkezinde bulunan medreseler, müzeler, kaleler gibi yerleri rahatlıkla gezmeleri için Kültür Yolu Projesi tamamlanmaya yüz tutmuş; eski Kayseri mahalle hayatını günümüze taşıyan Kayseri Mahallesi projesi bünyesinde ev ve konakların restorasyonu tamamlanmış; yine kış sporları ve kültür turlarını bir araya getirmek amacıyla Kapadokya-Kayseri-Erciyes bağlantılı kültür kayağı projesi oluşturulmuş; tarihi Talas’ta bir çok rum ve ermeni evi restorasyonu başlamış ve bu muhteşem bölge dünya turizmine hizmet verecek seviyeye gelmiştir. Yamula Barajı vasıtasıyla Kayseri’ye deniz getirilmiş ve su sporlarının gelişimi her geçen yıl daha fazla fark edilir bir hal almıştır.

Kayseri’nin turizmdeki 2023 hedefleri nedir?

Erciyes Kış ve Turizm Merkezi’ni dünyada önemli bir noktaya ulaştırmak ve 2023 itibariyle şehrimize tüm dünyadan 100.000 turist getirmek. Erciyes’e eklemlenen diğer turizm yatırımlarıyla da dünya çapında bilinir bir marka şehir olmaktır. İyi bir tanıtım ve Erciyes’in kış turizmi için verimli kullanılmasıyla şehrimiz sanayi ve ticaretle tescilli şöhretini 2023’te bir turizm kenti olarak da duyuracaktır. Ülkemiz yaz turizminde dünya markası olmuş ve ciddi bir turist kapasitesine ulaşmış durumda. İstanbul, Antalya, Muğla, İzmir gibi şehirlerde artık yaz turizmi için yeterli potansiyel mevcut. Fakat kış turizmine geldiğimizde ülkemizi tercih eden turist sayısı yok denecek kadar az ve kış turizmine talep yok. İşte Kayseri’de Erciyes Kayak Merkezi örneğinden yola çıkarak diğer Erzurum’da Palandöken, Bursa’da Uludağ gibi kayak merkezlerimizi de geliştirip yabancı turiste açtıkça ülkemizde 12 aylık bir turizm hareketliliği yaşamamız çok mümkün olacaktır.

Turizmde hangi noktaya ulaşmayı planlıyor, bunun için neler yapılacak? Bunun için siz neler yapılması gerektiğini düşünüyorsunuz? Ne kadarlık yatırıma ihtiyaç var? Kayseri bu hedeflere ulaştığında nasıl bir görünüme kavuşacak?

Bizim için Kayseri turizminin amiral gemisi de Erciyes. Dünyanın birçok şehrinde birçok tarihi esere rastlamak mümkün; evet şehrimizde kiliseler, medreseler, hanlar, hamamlar gibi çok farklı eserler var; ama bütün bunlar ülkemizde birçok şehirde bulunmakta. Fakat Erciyes tüm dünyada sadece Kayseri’de var. O zaman bizim turizmdeki stratejik pazarlama enstrümanımız otomatik olarak ortaya çıkıyor: Erciyes. Biz diğer bütün unsurları Erciyes’le bütünleştirip şehrimize gelecek yerli ve yabancı turisti en az 5 gün keyifle misafir etmeyi hedefliyoruz. Birçok sektörün yavaşladığı kış aylarında Erciyes’in kış turizm potansiyelini kullandığımızda şehrimizin ekonomik kalkınmasındaki itici güçlerden birisi olacaktır turizm. Belki de turizm politikamızı bakanlığımızın artık bölgesel özelliklere göre planlaması ve ülkemizin her bir köşesinde bulunan turistik kapasiteyi mobilize edici bir strateji gütmesi gereken dönemi yaşıyoruz. Ülke olarak deniz-kumsal-güneş turizminden sonra biraz da alternatif kaynaklarımızı değerlendirici ve bunları tüm dünya insanına tanıtıcı bir yaklaşımı benimsemeliyiz. Global turizmde değişen trendleri ve turist davranışlarında ve beklentilerinde meydana gelen değişimlere göre mikro ve makro turizm politikaları oluşturmalıyız. Kayseri’nin turizm kaderi biraz da bakanlığımızın ve devletimizi yönetenlerin makro politikalarına da bağlı olarak yazılacak. Ama dağ ve kış turizmini yeniden keşfetmemiz gerektiği bir gün gibi aşikar görünmekte. Ülke olarak bu potansiyeli hareketlendirdiğimizde Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki kalkınmışlık problemleri çözmenin yanı sıra bölgedeki sosyal ve siyasi sıkıntılarda da ciddi rahatlıklar yaşanacağı çok belli. Dolayısıyla tek başına Kayseri’nin veya Erciyes’in çabası belli bir yere kadar fayda sağlayacaktır ama kış turizmini milli bir politika haline getirmedikçe ülkemiz en hafif tabirle inanılmaz bir kaynak israfı sergilemiş olacaktır. Tutarlı ve sürdürülebilir politikalar uygulandığında Kayseri ekonomik, kültürel ve sosyal kalkınmışlığını çok daha ötelere taşıyacaktır. Sadece merkezden gelecek bir motivasyon şehrimizi çok farklı yerlere taşıyabilecektir.