Kayseri’deki 15 Komando’nun Şehit olduğu hain saldırıda şoför dinlendi…

Kayseri’de geçen yıl çarşı iznine çıkan 1. Komando Tugayı’ndan 15 askerin şehit olduğu, 54 askerin yaralandığı bombalı araçlı terör saldırısıyla ilgili 15’i tutuklu, 3’ü firari 21 sanıklı dava Kayseri 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde, açılışı yapılmayan Bölge İdare Mahkemesi binasındaki salonda devam etti.
Duruşmada, tutuklu sanıklar Ekrem U., Mehmet Y., Mehmet O., Ümit K., Hüseyin P., Mehmet A., Barış K., Murat T., Serkan A., Hamit E., Fahri D., Hasan E. ve İsmail H. Y. ile avukatları katıldı.  17 Aralık 2016 günü sabah yapılan terör saldırısı ile ilgili otobüsün şoförü Hamit E. bir mahalledeki seferden sonra merkez amirinin kendisine Zincidere’de çarşı iznine çıkacak askerleri alıp gelmesini istediğini, kendisininde aracın körüklerinde arıza olduğunu, bu şartlarda gitmesinin zor olacağını belirttiğine dikkat çekti, kendini şöyle savundu.

“Komando tugayına saat 08.25-08.30 sıralarında vardım. Benim önümdeki otobüsün hareket etmesinin ardından, orada bulunan bir komutan askerleri benim araca yönlendirdi. Yaklaşık 65-70 yolcu aldım. Askerlerden bir tanesi ‘tek gidişlik biletim var. 6. Etap’a gideceğim. Çarşıda otobüs şoförleri beni biletsiz alır mı? diye sordu. Ben de bunun üzerine kendisini biletsiz aldım. Bu asker, Erciyes Üniversitesi rektörlük kavşağına gelince inmek istedi. Durak dışında yolcu indirmek yasak olduğu için indirmedim. Üniversite önünde bulunan durağa yanaştım. Orta kapıyı açtım, biletsiz binen asker indi. Ondan sonra patlama oldu. Patlamayla yolcuların indiği ön kapı, tavana çarptı ve  dışarı fırladı. Daha sonra askerlerin bağrışmalarını duydum. Gözlüğüm düştüğü için etrafta bir sis, bulanıklık oldu, çevreyi iyi göremedim. Arabaya geldim. Kolumun kırık olduğunu fark edemedim. Araçta bulunan 2, 3 askeri dışarı çıkardım. Bir askeri de sıkıştığı için çıkaramadım. Sonra kolumun sancısını hissettim. Yüzümden kanlar akıyordu. Suratımın parçalandığını düşündüm, şoka girdim. Bir patlama daha olabilir diye bulunduğum yerden sürünerek duvarın dibine gittim. Burada yanıma bir doktor geldi, bir şeyimin olmadığını söyledi ve ardından ambulansla hastaneye kaldırıldım. Terör saldırısıyla hiçbir ilgim yok. Bu olayla bir alakam varsa, idamımı istiyorum. 3,5 yıldır otobüs şoförlüğü yapıyorum.. Komando Tugayı’na çarşı iznine çıkan askerleri iki kez gittim. Asker yolcu taşındığında sivil yolcu almak yasaktı. Tugaydan çıktıktan sonra yaklaşık 10 kilometre gittim, bazı kırmızı ışıklarda durdum ancak bizi takip eden herhangi bir şüpheli araç görmedim. Patlama anından önce de askerin inip inmediğine baktığım için aracı görmedim. Hareket amiri Hüseyin Özdil ile telefon konuşmamda “Bugün çok neşeliyim” dediğim şeklindeki iddialara gelince, normalde neşeli bir insanım. Bunun terör saldırısı ile alakası yok. Zaman zaman başka şoförlerle bir araya geldiğimizde PKK terör örgütünü övücü sözler söylediği, ülkede yaşanan terör saldırılarının ardından  aracına Türk bayrağı asmayarak “Benim şehidim değil”, otobüste yaptığım bir telefon görüşmesinde “Yaralı kabul etmiyorum, hepsi ölecek” dediğim iddialarını kabul etmiyorum.’

Sanıklardan Ümit K., patlamayı gerçekleştiren Kasım Yıldırımçakar, sanık Kenan Ç. ve Mehmet adındaki kişiyi nasıl evinde ağırladığını detaylı anlatırken, sanıklardan Barış K. hain Yıldırımçakar’ı tanımadığını, bu kişiyi Diyarbakır’dan Adana’ya gönderdiği iddiasını kabul etmedi.  Sanık Murat T., Trafik müşaviri olduğunu, bombalı saldırı olayında kullanılan araca sahte plaka ve gerekli belgelerin hazırlanması, basılan sahte plakayı firari sanık Abdullah A.’a verdiğini kabul etmedi. Aynı şekilde, Bağcılar Şoförler Odası Cemiyetinde görev yapan, bombalı araç için sahte plaka bastığı öne sürülen sanık Serkan A., Mehmet O. ve Hüseyin P.’ da hakkındaki iddiaları kabul etmedi.