Kayseri’de ve Türkiye’de 30 Ağustos Zafer bayramı böyle kutlandı ve etkinlikler

30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 100. Yıldönümü Coşkuyla Kutlandı

Kayseri’deki kutlamalar, Cumhuriyet Meydanı’ndaki Atatürk Anıtı’na çelenklerin konulmasıyla başladı. Valilik, Garnizon Komutanlığı ve Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın Atatürk Anıtı’na çelenk sunumlarının ardından saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu.

Atatürk Anıtı’ndaki ilk programın ardından, Valilik makamında, Valimiz Sayın Gökmen Çiçek tebrikleri kabul etti.

Valilik Makamında yapılan Tebrikat Kabul Töreni’nin ardından Cumhuriyet Meydanında kutlama töreni düzenlendi.

Cumhuriyet Meydanında düzenlenen törene Valimiz Sayın Gökmen Çiçek, Kayseri Milletvekili İsmail Tamer, Tuğgeneral Haldun Taşan, Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyıkkılıç, kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.

Cumhuriyet Meydanında gazetecilere açıklamalarda bulunan Valimiz Sayın Gökmen Çiçek, “Büyük bir onurla ve gururla 30 Ağustos zaferimizi hep beraber Kayseri’de kutluyoruz. Kayseri belki işgale uğramadı, belki düşman ayakları buraya gelmedi. Ancak Kayserililer Sarıkamış’ta, Çanakkale’de milli mücadelede vatanın her karış toprağında büyük bir mücadele verdiler. Dolayısıyla Türkiye’nin hangi yöresine giderseniz gidin Irak’ta Osmanlı Devleti’nin son dönemindeki Kutül Amare zaferinde, Hicazda, Çanakkale’de, Kafkas Cephesine ve nereye gidersek gidelim bir şehidimizin arasında orada mutlaka ulaşırız.” dedi

Kayseri’ye geldiği günden beri, özellikle milli mücadele dönemine ait kitaplar okuduğunu ifade eden Vali Çiçek, “Gerçekten nerede bir yangın varsa nerede bir ateş varsa Kayserili oraya koşmuş. Kayserili her ateşi söndürmek, her yangını söndürmek için canını siper etmiş. Cephelerden cepheye koşmuş. Böyle milli bir şehirde 30 Ağustos’u coşkuyla kutlamak çok mutlu etti beni. Tüm Kayserili hemşerilerimizin ve tüm milletimizin 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı kutluyorum.” diye konuştu.

Cumhuriyet Meydanında yapılan törenler Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın mesajının okunması, öğrenciler tarafından şiirlerin okunması, halk oyunları ve geçit töreni ile sona erdi. Akşamda Radisson Blu Otel’de Valilik Resepsiyonu gerçekleştirilecek.

30 Ağustos 1922’de Dumlupınar’da Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliğinde zaferle sonuçlanan ve Kurtuluş Savaşı’nı kahramanlıkla taçlandıran Zafer Bayramı’nın 100. yıl dönümü tüm yurtta olduğu gibi Kayseri’de de coşkuyla kutlandı.

Cumhuriyet Meydanı’nda 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 100. Yıldönümü dolayısıyla düzenlenen törene Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç’ın yanı sıra Vali Gökmen Çiçek, Garnizon Komutanı Tuğgeneral Haldun Taşan, milletvekilleri, kaymakamlar, ilçe belediye başkanları, siyasi parti temsilcileri, rektörler ve protokol üyeleri ile çok sayıda vatandaş katıldı.

İstiklal Marşı’nın okunması ve saygı duruşu ile başlayan törende Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, Atatürk anıtına çelenk sunumunda bulundu.

Şanlı bayrağımızın göndere çekilmesi ve çelenk sunumunun devamında Valilik makamında tebrikat kabul töreni yapıldı.

Daha sonra meydanda araç üzerinde Vali Çiçek, Garnizon Komutanı Taşan ile birlikte halkı selamlayan Başkan Büyükkılıç, kutlamalar kapsamında halk oyunları gösterilerini ilgiyle izledi.

Günün anlam ve önemini belirten konuşmaların ve öğrencilerin şiir okumasının ardından kortej geçişi yapıldı.

Kortej geçişinin ardından gazetecilere açıklamalarda bulunan Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, “Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve onun silah arkadaşlarını, ecdadımızı, şehitlerimizi rahmetle anıyorum. Kayseri’mizin taş mektep diye bilinen Kayseri Lisesi’nin 1922 yılında Sakar Meydan Muharebesi’nde şehit olan yavrularımızın, o sene mezun veremeyen lisemizin evlatlarının şehadeti ile biz de bugün buralardayız” dedi.

Milli mücadelede Kayseri’nin yerinin farklı olduğunu belirten Büyükkılıç, “Cumhuriyetimize, bayrağımıza, devletimize, milletimize, inancımıza sahip çıkmanın çok önemli olduğunu gençlerimize tavsiye ediyorum. 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı tebrik ediyor, halkımıza saygılar sunuyorum” diye konuştu.

Vali Çiçek ise, büyük bir gurur ve onurla 30 Ağustos Zaferi’nin hep birlikte kutlandığını ifade ederken, AK Parti Kayseri Milletvekili İsmail Tamer de büyük bir coşku içerisinde bu günleri kutlamanın önemine işaret etti.

30 Ağustos Zaferi’nin Türk tarihinin en büyük zaferlerinden birisi olduğunu belirten Garnizon Komutanı Hava Pilot Tuğgeneral Haldun Taşan ise, 30 Ağustos’un Türk milletinin Anadolu’yu vatan yaptığını bir kez daha ispat eden büyük bir zafer olduğunu anlattı.

Tören sonunda Başkan Büyükkılıç’a vatandaşların ve gençlerin ilgisi yoğun olurken, Büyükkılıç, Kayserililerle bol bol hatıra fotoğrafı çektirdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 30 Ağustos Zafer Bayramı nedeniyle Anıtkabir’de düzenlenen törene katıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Atatürk’ün mozolesine ay yıldız motifli çelenk bırakmasının ardından saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve törende hazır bulunan devlet erkânı, daha sonra Misak-ı Millî Kulesi’ne geçti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada Anıtkabir Özel Defteri’ni imzaladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, özel deftere şunları yazdı:

“Aziz Atatürk, şanlı tarihimizin en önemli dönüm noktalarından büyük zaferin 100. sene-i devriyesinde zatıâlinizi, silah arkadaşlarınızı, Büyük Millet Meclisi’nin mümtaz üyelerini ve aziz şehitlerimizi rahmetle yâd ediyoruz. Kahraman şehitlerimizden aldığımız ilhamla Türkiye Cumhuriyeti’ni bizlere çizdiğiniz hedefler istikametinde ilerletmeye, başta ekonomi, savunma ve diplomasi olmak üzere her alanda güçlendirmeye devam ediyoruz.

Küresel salgın krizini alnının akıyla atlatan ülkemiz bölgesinde yaşanan çatışmaları da başarıyla yönetmekte, barış ve istikrarın yeniden tesisi için tüm dünyanın takdirini toplayan diplomatik hamlelere imza atmaktadır. Büyüyen güçlenen, öz güveni yüksek vatandaşlarıyla birlikte mazlumların da umudu olan bir Türkiye’nin inşasını ne müstevlilerin oyunları ne de eli kanlı terör örgütlerinin saldırıları engelleyemeyecektir. Ruhun şad olsun.”

‘KOCASİNAN’I TURLUYORUZ’ etkinliği

Kocasinan Belediye Başkanımız Sayın Ahmet Çolakbayrakdar’ın katılımı ile 30 Ağustos Salı Günü (Yarın) saat 17.30’da Sümer Mahallesi’ndeki Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu Otopark Alanından başlayarak Cumhuriyet Meydanı’nda son bulacak olan şehit ve gazi çocukları ile ‘KOCASİNAN’I TURLUYORUZ’ etkinliği gerçekleştirilecektir.

BÜYÜKŞEHİR’İN ZAFER BAYRAMI’NIN 100. YILINA ÖZEL KONSERLERİ BÜYÜK COŞKUYLA BAŞLADI

Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 100 Yıldönümü Kutlamaları kapsamında gerçekleşen Murat Kekilli konserine katıldı. Başkan Büyükkılıç, gençlere seslenerek, “Sizler için gerek ülkemizde gerek Kayseri’mizde daha iyi bir gelecek hazırlamak için gece gündüz demeden çırpınıyoruz” dedi.

Kayseri Büyükşehir Belediyesi, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 100 Yıldönümü Kutlamaları kapsamında düzenlediği etkinliklerle Kayserililere 30 Ağustos’un coşkusunu yaşatıyor. Bu kapsamda Büyükşehir Belediyesi tarafından 30 Ağustos Zafer Bayramı Konserleri başladı.

Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, Talas Paraşüt İndirme Alanı’nda sanatçı Murat Kekilli’nin sahne aldığı konsere katıldı. İlk olarak Büyükkılıç, kuliste Sanatçı Kekilli’ye ‘hoş geldin’ derken, Başkan Büyükkılıç ile sanatçı Murat Kekilli, bir süre sohbet etti.

SANATÇI KEKİLLİ’DEN BAŞKAN BÜYÜKKILIÇ’A TEŞEKKÜR

Daha sonra ünlü sanatçı Murat Kekilli sahne aldı. Sergilediği sahne performansıyla Kayserililere unutulmaz bir gece yaşatan ünlü sanatçı Kekilli, ilk parçasını seslendirdikten sonra “Muhteşem bir şey, bir Zafer Bayramı’na denk geliyoruz. Bizi sizlerle buluşturduğu huzurunuzda belediye başkanımıza teşekkür ediyorum” dedi.

KEKİLLİ, HAYRANLARINDAN İZİN İSTEYEREK, CEKETİNİ ÇIKARDI

Coşkulu kalabalığa seslenen sanatçı Kekilli, “Sanat enteresan bir şey, rahmetli Neşet baba seyircilerden şunu çıkarabilir miyim diye izin istiyordu değil mi? Biz de bize model, ışık olan insanlara uyuyoruz ve yüksek müsaadelerinizi istiyoruz” diyerek ceketini çıkararak, sevilen parçalarını seslendirdi.

GENÇLERİN EN BÜYÜK DESTEKÇİSİ, ONLARIN DOKTOR AĞABEYİ

Konser devam ederken, sunucu ‘gençlerin dostu, her platformda gençlerin en büyük destekçisi, onların doktor ağabeyi Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanımız Dr. Sayın Memduh Büyükkılıç beyefendiyi sahneye davet ediyorum’ diyerek, Başkan Büyükkılıç’ı sahneye çağırdı.

Başkan Büyükkılıç, sahnede gençlere seslenerek, “Sevgili gençler, Cumhuriyetimizin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve onun silah arkadaşlarını rahmetle anarken, 30 Ağustos Zafer Bayramı’mızı da yürekten tebrik ediyorum” dedi.

Kayseri’nin gençlerinin Kurtuluş Savaşı’ndaki yerinin öneminden bahseden Büyükkılıç, “Çünkü Taş Mektep diye bilinen Kayseri Lisesi’ndeki Sakarya Meydan Muharebesi’nde son sınıftaki öğrencilerimizin tamamı şehit olmuş, o sene mezun verememiş. Bunlar tarihi gerçekler, unutmamalıyız. Şehitlerimizi rahmetle anıyoruz, gazilerimize sağlıklı, hayırlı, uzun ömürler diliyoruz. Biz sizleri çok seviyoruz. Sizler için gerek ülkemizde gerek Kayseri’mizde daha iyi bir gelecek hazırlamak için gece gündüz demeden çırpınıyoruz” diye konuştu.

KAYSERİ’YE ONUNCU KÜTÜPHANE MÜJDESİ

Başkan Büyükkılıç, kütüphaneler şehri Kayseri’ye onuncu kütüphanenin yapılacağı müjdesini vererek, “Kayseri’mizi kütüphaneler şehri yapmaya çalışıyoruz. Donanımlı gençlerimiz olsun diye dokuzuncu kütüphanemizi açtık, onuncu kütüphanemizin temelini attık. Millet Bahçesi içinde inşallah günün koşullarına uygun, gururumuz olacak bir kütüphane ile siz gençlerimizi buluşturacağımızın müjdesini şimdiden veriyorum” ifadelerini kullandı.

BÜYÜKKILIÇ, GENÇLERE MÜJDELERİ ANLATTI, BÜYÜK ALKIŞ ALDI

Gençlere özel daha önce açıkladığı ulaşımdan sosyal tesislere, eğitimden spora kadar birçok alanda verilen müjdeleri bir kez daha duyuran Başkan Büyükkılıç, şunları söyledi:

“Bu eğitim ve öğretim yılında gençlere müjdeler verelim dedik. Ulaşımda 155 TL olan indirimli abonman biletini 100 TL’ye çektik, yeter ki siz var olun, bizim onurumuz, gururumuzsunuz. Üniversitede okuyan öğrencilerimizin su paralarının yüzde 50’sini Kayseri Büyükşehir Belediye olarak biz ödeyelim dedik. Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nin sosyal tesislerinde, spor tesislerinde gençlerimize yüzde 25 indirim dedik. Kütüphanelerimizde çay, çorba bedava dedik. Müjdeler adeta yağıyor, biz sizleri çok seviyoruz. Kayseri, 5 üniversitesi var, 80 bin öğrencisi var, 10 bin öğrenciye eğitim yardımı veriyoruz. Üniversite öğrencilerimizin çamaşırlarını kirletmek onlardan, yıkamak bizden dedik. Sizlerin başımızın tacı olması için ne gerekiyorsa onu yapacağız, hiç şüpheniz olmasın. Âlimler şehri bu şehirde ay yıldızlı Türk bayrağımıza, vatanımıza, milletimize, devletimize, inancımıza bağlı nesiller yetişmesi için el ele, gönül gönüle daha nice 30 Ağustos’lara diyor, hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.”

Başkan Büyükkılıç’ın bu müjdeleri duyurmasının ardından, gençler, ‘Var ol başkanım’ diye slogan atarak, büyük alkışlarla destek verdi.

Konuşmaların ardından sanatçı Murat Kekilli’ye el emeği kilim hediye eden Büyükkılıç, “Size fahri hemşehri beratı vermemiz lazım. El emeği, göz nuru, 16 ilçemizin güzel insanlarının dokuduğu, KAYMEK kurslarından dokunmuş olan kilimi sizlere hediye ediyoruz” dedi.

“İTİRAF EDEYİM ÇOK ATEŞLİ BİR KONUŞMAYDI”

Sanatçı Kekilli de, “Bizim kırmızı çizgimiz vatan, millet, bayrak. İtiraf edeyim çok ateşli bir konuşmaydı. Hakikaten güzeldi, öğrenciler bunları hak ediyor, yapılması da güzel, takdire şayan. Başkanımıza teşekkür ederiz” diye konuştu.

Kekilli, hayranlarına dans eşliğinde söylediği şarkılara eşlik ettirirken, konser alanını dolduran müzikseverler cep telefonları ışıkları ile büyük bir görsel şölen oluşturarak, sevilen parçalara büyük bir coşkuyla katıldı.

Kutlamaların ikinci günü, 30 Ağustos Salı saat 20.00’de Talas Paraşüt İndirme Alanı’nda sanatçı Ayşen Kaya ve yine aynı gün saat 21.00’de sanatçı Baha Kayserililerle buluşacak. Sanatçılar, 30 Ağustos Zafer Bayramı Konserleri’nde sevilen parçalarını seslendirecek.

Konuşmasına alandakileri selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kütahya’da bugün yapılan toplu açılış töreninde 50 bini aşkın vatandaşın olduğunu belirterek, “Hepsinin sizlere selamı var. Bugün Afyonkarahisar da bir başka. Burada da yine 50 bini aşkın kardeşimizle bir aradayız. Bay Kemal, bak; Afyon’dan, Kütahya’dan sana selamlar var” ifadelerini kullandı.

Kovid-19 salgını nedeniyle 3,5 yıl aradan sonra Afyonkarahisar’a geldiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Büyük Zafer’in arefesinde, ‘Zaferin şehrindeyiz. Mücadelenin, direnişin, millî iradenin şehri Afyonkarahisar’da bulunmaktan, sizlerle hasret gidermekten büyük bahtiyarlık duyuyorum” dedi.

CHP’DEN ÇELENK VE YÜRÜYÜŞ

Cumhuriyet Halk Partisi Kayseri İl Başkanlığı olarak 30 Ağustos Zafer Bayramımızın 100. yıl dönümünde: Saat 9.30’da Cumhuriyet Meydanı Atatürk Anıtı’na çelenk sunumu, Saat 18.00′ de Kayseri Forum önünden Cumhuriyet Meydanına yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirdi.

CHP İL BAŞKANI ÜMİT ÖZER ŞUNLARI SÖYLEDİ
Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk öncülüğünde 26 Ağustos 1922’de başlayan Büyük Taarruz, 30 Ağustos 1922’de Dumlupınar’da zaferle sonuçlanmıştır.
Ulu önderin  “Ya İstiklal Ya Ölüm” emri milletimiz üzerinde karanlık emeller besleyenlerin planlarını bozmuş, yedi düveli bozguna uğratmıştır.
Bu zaferle birlikte milletimizin bağımsızlık azmi, kahramanlık mücadelesi tarihin altın sayfalarındaki yerini almıştır.
Bu zafer, umudun adıdır.
Bu zafer, esaretin zincirlerini söküp atan ve tarihin seyrini değiştiren bir milletin bağımsızlık destanıdır.
Bu zafer, kirli düşünce sahiplerinin, sinsi plancıların kâbusudur!
Bu zafer, yerli ve yabancı işbirlikçilerin korkusudur!
Atatürk’ün de Nutuk’ta belirttiği gibi, “Büyük Zafer, Türk milletinin özgürlük ve bağımsızlık düşüncesinin ölümsüz anıtıdır”
İşte bu anlayışla, bizler, Cumhuriyet Halk Partililer olarak, ölümsüz anıt Büyük Zaferin öneminin farkındayız ve bu nedenle hiç durmadan Atamızın açtığı yolda, gösterdiği hedefe doğru, zaferin ışığıyla yol almaya devam ediyoruz.
Çünkü bizler Dumlupınar’da yakılan bu ışığın bizi karanlıktan kurtaran, yolumuzu aydınlatan eşsiz bir zafer olduğunu biliyoruz.
Bu nedenle tarihimizden aldığımız güçle, kararlı bir şekilde, asla geri adım atmadan özgürlüğe, bağımsızlığa, Cumhuriyet’e, milli egemenliğe bağlı bir şekilde Cumhuriyetimizi demokrasi ile taçlandırmak için her alanda mücadeleye devam ediyoruz.
Değerli dostlar…
Cumhuriyet’i kuran vatan kahramanlarına çok şey borçlu olduğumuzu biliyoruz.
Onların mirasına sahip çıkmak, Cumhuriyeti, değerlerini yaşatmak, ülkemizi en iyi noktalara taşımak boynumuzun borcu…
Bugün ne yazık ki, savaş meydanlarında canlarını siper eden kahramanların bıraktığı mirası, kazanımları, değerleri har vurup, harman savuran, sata sata bitiremeyen, yabancılara peşkeş çeken bir anlayışla karşı karşıyayız.
Bu anlayışa dur demek için, önümüzdeki seçimlerin önemi çok büyük.
Cumhuriyetin kazanımlarını yok etmeye çalışan, değerlerimizle sürekli çatışarak, ülkeyi karanlığa sürükleyen, milleti ötekileştiren, kutuplaştıran, halkı yokluğa, yoksulluğa, kuyruklara, yasaklara hapseden…
Esnafın, “Nefes alamıyoruz” feryadını duymayan, vatandaşın “Açız” isyanını görmeyen, çiftçinin, işçinin, emekçinin, gençlerin sorunlarını bilmeyen, halden anlamayan…
Hukuku yok eden, adaleti bitiren, toplumun her kesimini umutsuzluğa sevk eden, kendilerine ve yandaşlarına ise ballı hayatlar kuran bu tek adam rejiminin, bu saray iktidarının, saray şürekâsının, bu saray düzeninin artık sonu geldi.
Herkesin rahat nefes aldığı, demokrasinin tıkır tıkır işlediği, hukukun, adaletin, sevginin, saygının, hoş görünün, kardeşliğin, barışın hüküm sürdüğü güzel günler yakın.
Bunu hep birlikte başaracağız.
Bu zam, zulüm iktidarına, tek adamın baskı ve korku düzenine hep birlikte, milletimizle son vereceğiz.
Milletin geleceğine, ekmeğine, aşına, işine göz koyanlara dur diyeceğiz.
Ekonomisiyle, hayvancılığıyla, tarımıyla, sanayisiyle güçlü, hakça paylaşan bir Türkiye’yi hep birlikte inşa edeceğiz.
Asla umutsuzluk yok.
Biz hazırız.
Cumhuriyet Halk Partisi kadroları hazır.
İktidara yürüyoruz.
Ne mutlu ki, ne ezen ne ezilen Hakça bir düzen geliyor.

Bu duygu ve düşüncelerle özgürlük ve bağımsızlığı karakteri sayan, millet egemenliğine, demokrasiye, çoğulculuğa önem veren Büyük Zaferin eşsiz Başkomutanı Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve silah arkadaşlarını saygıyla, minnetle, rahmetle anıyorum. Vatan uğruna can veren tüm Şehitlerimizi, hayatlarını kaybeden Gazilerimizi rahmetle anıyor, hayatta olan gazilerimize de sağlık, huzur ve mutluluk diliyorum. 30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun. Coşkuyla, gururla nice 100 yıllara…

BÜYÜKŞEHİR’İN KONSERLERİ İLE ZAFER BAYRAMI COŞKUSU DOYASIYA YAŞANDI

Kayseri Büyükşehir Belediyesi, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 100’üncü yıl dönümü kutlamaları kapsamında düzenlediği Zafer Bayramı Konserleri ile Kayserililere 30 Ağustos’un coşkusunu doyasıya yaşattı. Konserler kapsamında ikinci günde sahne alan sanatçılar Ayşen Kaya ve Baha sevilen parçaları Kayserililer için seslendirdi.

Dr. Memduh Büyükkılıç liderliğinde düzenlediği zengin içeriklere sahip çeşitli kültür sanat etkinlikleriyle Kayseri’de kültür sanat rüzgarı estirmeye devam eden Kayseri Büyükşehir Belediyesi 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 100’üncü yıl dönümü kutlamaları kapsamında Kayserilileri Zafer Bayramı Konserleri’nde bir araya getirdi.

Büyükşehir’in Talas Paraşüt İndirme Alanı’nda düzenlediği, ilk gün Sanatçı Murat Kekilli’nin sahne aldığı konserle başlayan ve ikinci gün sanatçı Ayşen Kaya’nın sevilen parçaları seslendirdiği müzik ziyafetiyle devam eden etkinliğin son konserinde Kayserili ünlü sanatçı Baha, coşku dolu konserinde Kayserililerle buluştu.

Kayserililer, Baha’nın seslendirdiği şarkılarla coşku ve eğlence dolu bir akşam yaşadı.

BÜYÜKŞEHİR’DEN GENÇLERE KONSER SÜRPRİZİ

Kayseri Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı Salih Özgöncü, Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç’ın gençlere selamını ileterek, üniversitelerin açılacağı hafta sürpriz konserler düzenleyeceklerinin de müjdesini verdi.

Sanatçı Baha ve konsere katılanlara teşekkür eden Özgöncü, Baha’ya hediye takdiminde bulundu. Baha ise, Kayseri’ye katkılarından dolayı Başkan Büyükkılıç’a teşekkür etti.

Gençler başta olmak üzere vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği 30 Ağustos Zafer Bayramı Konserleri ile Kayserililer 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın coşkusunu doyasıya yaşadı.

GENÇ KAYMEK’TEN TRAMVAYDA ZAFER BAYRAMI’NA ÖZEL FARKINDALIK ETKİNLİĞİ

Kayseri Büyükşehir Belediyesi tarafından kurulan Gençlik Merkezi Projesi Genç KAYMEK öğrencileri, tramvayda 30 Ağustos Zafer Bayramı’na özel farkındalık etkinliği düzenledi.

Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç’ın talimatlarıyla, eğitim ve hayat boyu öğrenme esasına dayalı mesleki eğitim ve kurslar düzenleyerek binlerce insana dokunan KAYMEK’in gençlik projesi Genç KAYMEK, özel günlerde de yaptığı etkinlikler ile dikkat çekiyor.

30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 100. Yıldönümü etkinlikleri kapsamında seyir halindeki tramvay aracında Kurtuluş Savaşı askerlerini canlandıran Genç KAYMEK öğrencileri, “Bu vatan, toprağın kara bağrında sıra dağlar gibi duranlarındır. Bir tarih boyunca onun uğrunda kendini tarihe verenlerindir” dedi.

Malazgirt’ten Çanakkale’ye kadar ecdadın bu aziz vatanı gençlere bıraktığını söyleyen bir öğrenci, şöyle konuştu:

“Malazgirt’te Alparslan Anadolu’yu yurt açmış, Miryokefalon’da II. Kılıçaslan Anadolu’yu yurt tutmuş, İslam ile şereflenip İstanbul’u olan Konstantiniyye’de Fatih çağ açıp, çağ kapatmış. Çaldıran’da Yavuz şahı devirmiş, Kanuni Avrupa’yı kasıp kavurmuş. Destan yazdığımız Çanakkale’den Dumlupınar’a aziz vatanı kahramanca savunan ecdadımız 30 Ağustos’ta zafer sancağını bizlere teslim etmiştir. KAYMEK Gençlik Merkezleri öğrencileri olarak Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere tüm silah arkadaşlarını aziz şehitlerimizi ve gazilerimizi saygı, rahmet ve minnetle yâd ediyoruz.”

Gençler bir süre tramvay içerisinde nöbet tutarken, yolculuk yapan vatandaşlar da gençlere alkışlarla destek verdiler.

ERDOĞAN:“Ecdadımızın bıraktığı izleri takip ederek; Türkiye’yi ahlakla, erdemle, adaletle ve kardeşlikle büyütmeye devam edeceğiz”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Afyonkarahisar Zafer Meydanı’nda düzenlenen Büyük Taarruz’un 100. Yıl Dönümü Kutlamaları ve Afyonkarahisar Toplu Açılış Töreni’ne katılarak vatandaşlara hitap etti.

“BAĞIMSIZLIK İRADEMİZİ TEKRAR PERÇİNLEDİK”

“Şehitler diyarı” Afyonkarahisar’da vatan, bayrak ve ezan için can veren tüm kahramanlara Allah’tan rahmet niyaz eden Erdoğan, “Büyük Zafer’in 100. yılına ulaşmanın heyecanını yaşadığımız bu özel günde Kocatepe’den taarruz emrini veren Başkumandan Gazi Mustafa Kemal Paşa’yı, Yüzbaşı Agah Efendi ve beraber toprağa düştüğü Mehmetçikleri, Çiğiltepe Kahramanı Albay Reşat Bey’i, Afyonkarahisar’ın şehitliklerinde koyun koyuna yatan tüm yiğitleri, tüm askerleri tazimle yâd ediyorum. Rabbim şehitlerimizin ruhlarını şad, mekânlarını cennet, makamlarını ali eylesin diyorum. Aynı kutlu gaye uğrunda yaralanan gazilerimize özellikle Rabbimden şifalar diliyorum” diye konuştu.

Program öncesi Kütahya’da olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Kütahyalı kardeşlerimizle, aziz şehitlerimizin manevi huzurunda bir araya geldik. Bundan tam bir asır önce tüm imkânsızlıklara rağmen verilen o destansı mücadeleyi hep birlikte yeniden hatırladık. Meydanı hınca hınç dolduran gençlerimizle, kadınlarımızla, ak saçlılarımızla bağımsızlık irademizi tekrar perçinledik. Cuma günü de bir başka destanın, milletimize Anadolu’nun kapılarını açan Malazgirt Zaferi’nin 951. yıl dönümüydü. Önce Ahlat’taydık. Okçular Vakfı’mızın öncülüğünde daha çok gençlerimizin ağırlıkta olduğu muhteşem bir buluşmaya imza attık. Ardından Malazgirt Meydanı’nda Türkiye’nin 81 vilayetinden gelen on binlerle birlikte bu zaferimizin manasına uygun şekilde Cuma namazını Malazgirt’te kıldık. Tıpkı atamız Sultan Alparslan’ın 951 yıl önce yaptığı gibi, hep beraber, omuz omuza saf tuttuk. Diyanet İşleri Başkanı’mızın imametinde Malazgirt’te cuma namazını eda ettik. Millî bekamıza ve değerlerimize yönelik çirkefçe saldırıların arttığı bir dönemde Ahlat’tan ve Malazgirt’ten çok önemli mesajlar verdik. Yarın da Ankara’da, 30 Ağustos Zafer Bayramı’mızı kutlayacağız. Milletimizin bu topraklardaki bin yıllık varlığının köşe taşları olarak gördüğümüz zaferlerimizi hiçbir ayrım yapmadan kucaklıyoruz.”

“85 MİLYONUN BİRLİK VE BERABERLİĞİNİ TAHKİM EDİYORUZ”

Seçimlere yaklaşık 9 ay olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, alandakilere, “9 ay sonra 2023 seçimlerine hazır mıyız?” diye sorarak, “Ana kademe, kadın kolları, gençler kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Size inanıyorum, güveniyorum. 2023’ün bizler için bugün burada olduğu gibi yeniden bir zafer yılı olacağına inanıyorum. İnanıyor muyuz? Şahit ol ya rab, şahit ol ya rab. Bize yıllarca unutturulmaya çalışılan, yıllarca üstü örtülen, yıllarca ihmal edilen tarihimizi kendilerince yeniden yazmak isteyenler tarafından yok sayılan zaferlerimizin hepsine de sahip çıkıyoruz. İşte bugün burada olduğu gibi hem millet olma bilincimizi kuvvetlendiriyoruz hem de 85 milyonun birlik ve beraberliğini tahkim ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Şehitleri şükranla anarken aynı zamanda canları pahasına bıraktıkları emanetlere karşı mesuliyetlerini hatırladıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Birileri rahatsız olsa da şanlı tarihimizin bu önemli günlerini her seferinde daha büyük katılımlarla, çok daha coşkulu bir şekilde yâd edeceğiz. Tarih bilmez, ahlak bilmez, kutsal tanımaz edepsizlere rağmen milletimizi ayakta tutan sütunların yıkılmasına müsaade etmeyeceğiz. Ne Türkiye’yi eski kötü günlerine geri döndürme çabaları ne millete tepeden bakmaya alışmış elitlerin hezeyanları ne millî iradenin egemenliğini kabullenemeyen vesayetçilerin oyunları ne de FETÖ’den PKK’sına eli kanlı terör örgütlerinin kalleş saldırıları, bunların hiçbiri bizi yolumuzdan alıkoymayacak.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında, “Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet” vurgusu yaptı.

“SAHTE TARİHÇİLER KİRLİ EMELLERİNİ GERÇEKLEŞTİREMEYECEKLER”

Türk milletinin birliğini kimsenin bozamayacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletimizin mukaddes değerlerine dil uzatanlar, milletimizin kutsallarına hakaret edenler hem maşeri vicdanda hem de hukuk önünde hesap vermekten paçalarını kurtaramayacaklar” dedi.

“Tarihî şahsiyetlerimiz arasında ayrımcılık yaparak fitne tüccarlığına yeltenen sahte tarihçiler kirli emellerini gerçekleştiremeyecekler” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, tek parti faşizmi özlemiyle yanıp tutuşanların son 20 yıldır olduğu gibi gelecekte de hedeflerine ulaşamayacağına işaret etti.

Türkiye’nin şahlanışına set vurma gayretlerinin milletle ve gençlerle boşa çıkarılacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ecdadımızın bu topraklarda bıraktığı izleri takip ederek, Türkiye’yi ahlakla, erdemle, adaletle, kardeşlikle büyütmeye devam edeceğiz” dedi.

“VATANIMIZIN DÖRT BİR KÖŞESİNDEKİ ŞEHİTLİKLERİMİZ YİĞİTLİK DESTANLARIYLA DOLU”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Afyonkarahisar’ın Kurtuluş Savaşı’nın sembol şehirleri arasında yer aldığını, topraklarının şehit kanlarıyla yoğrulmuş mübarek bir belde olduğunu belirterek, kentte 7 şehitlik bulunduğunu hatırlattı.

Gençlerden şehitlikleri ziyaret ederek kitabeleri dikkatle okumasını isteyen Erdoğan, şöyle devam etti: “Kurtkaya Şehitliği Kitabesi’ndeki göz yaşartıcı hikâyeyi burada paylaşmak istiyorum, Büyük Taarruz 26 Ağustos 1922 günü sabah 04.30’da başlamış ve iki saat içerisinde düşmanın bütün tel örgüleri parçalanmıştır. Daha gün doğmadan zaferin ilk ışıkları Anadolu’da parlamaktadır. Başkomutanlık Karargâhı’nın bulunduğu Kocatepe’ye tek geçit yeri olan Kalecik ve Kurtkaya bölgeleri Türk ordusu için çok önemlidir. Buraların bir an önce alınması ve düşmanın yok edilmesi görevi henüz 24 yaşındaki Yüzbaşı Agah’a verilir. Yüzbaşı Agah, emrindeki 150 Mehmetçik ve Üsteğmen Feyzullah ile 2 bin 500 kişilik düşman tümenine saldırarak büyük bir savaş başlar. Bütün çarpışmalar 27 Ağustos öğlen saatlerine kadar sürer. Düşman saflarının içine kadar dalan Yüzbaşı Agah onlara ağır kayıplar verdirerek batı istikametine kaçmalarını sağlar. Büyük bir takviye alan düşman birliği ile çarpışırken Yüzbaşı Agah, 100 Mehmetçik ve Üsteğmen Feyzullah ile birlikte şehit düşer. Geriye kalan 50 Mehmetçik ve takviye kuvvetlerimizle düşman bu vadi içerisinde tamamen yok edilir. Evet, sadece Afyon’daki abideler değil, Kütahya’dan Çanakkale’ye kadar vatanımızın dört bir köşesindeki şehitliklerimiz de buna benzer yiğitlik destanlarıyla doludur.”

Dünyanın 34 farklı ülkesindeki 78 Türk şehitliğinin milletin hak, adalet ve hürriyet yolunda verdiği mücadelenin sembolü olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin dünyanın en büyük şehitliği olduğunu belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu nedenle Türkiye’nin şüheda yurdu, Türk milletinin de şehitleriyle yaşayan bir millet olduğunu vurguladı.

İstiklal Marşı’nın dizelerini okuyan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehitlerden aldıkları ilhamla AK Parti’nin temellerini Afyonkarahisar’da attıklarını ve kutlu yürüyüşü başlattıklarını, 21 yıldır gece gündüz demeden çalıştıklarını ve Türkiye’ye aşkla hizmet ettiklerini anlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti’ni yüceltmek, güçlendirmek, muasır medeniyetler seviyesinin üstüne taşımak için gayret gösterdiklerini, milletin desteği ve duasıyla “aşılmaz” denilen engelleri aştıklarını kaydetti.

Milletin desteğiyle Türkiye’yi, bölgesinin parlayan yıldızı hâline getirdiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’yi her alanda tarihî yatırımlarla tanıştırdıklarını belirtti.

“HER BİR BAŞLIKTA ÜLKEMİZE ÇAĞ ATLATTIK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, demokrasiden özgürlüklere, ulaşımdan eğitime, sağlıktan tarıma, sosyal yardımlardan ekonomiye, savunma sanayisinden diplomasiye kadar her bir başlıkta Türkiye’ye çağ atlattıklarını söyledi.

Afyonkarahisar’a son 20 yılda yapılan yatırımların tutarının 34 milyar lirayı geçtiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bay Kemal, böyle lafla olmuyor, icraat icraat… Eğitimde 3 bin adet yeni derslik inşa ettik. Şehrimize ikinci devlet hastanesini elhamdülillah, aynı şekilde ikinci devlet üniversitesi olarak Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesini kurduk. Gençlik ve sporda 11 bin 588 kişi kapasiteli yükseköğrenim yurt binaları kazandırdık. Toplam 57 adet spor tesisi inşa ettik. Afyonkarahisar, himayemizde 4 yıldır Dünya Motokros Şampiyonası’nda yüz binlerce yerli ve yabancı konuğu burada misafir ediyor” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu önemli organizasyonun spor aracılığıyla Afyonkarahisar’ın ve Türkiye’nin tanıtımına, turizme ve ekonomiye katkı sağladığını ifade ederek, sosyal yardımlar kapsamında Afyonkarahisarlı ihtiyaç sahiplerine yaklaşık 3 milyar lira tutarında kaynak aktardıklarını kaydetti.

Sağlıkta toplam 1341 yataklı 23 hastaneyle birlikte 53 sağlık tesisi yaptıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çobanlar, Başmakçı, Bolvadin, Emirdağ ve Dinar Haydarlı Devlet Hastanelerinin de içinde olduğu toplam 21 sağlık tesisimizin ihale, proje ve arsa aşaması devam ediyor. Çevre ve şehircilikte Afyon’da TOKİ eliyle 9 bin konutu tamamlayıp vatandaşlarımızın hizmetine sunduk. 1359 sosyal konutun yapımına devam ediyoruz. Afyon’da aralarında Garnizon Millet Bahçesi’nin de olduğu toplam 9 millet bahçesi projemiz var. Bunlardan 4’ünün yapımına devam ediyoruz, 5’inin yapımına ise en kısa sürede başlayacağız.” dedi.

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhuriyet Gazetesi’nde yayımlanan “Birlikte Başardık, Yine Başaracağız” başlıklı yazısı

Kemal Kılıçdaroğlu, “Mustafa Kemal Atatürk, 13 Ağustos 1923 tarihinde TBMM’de yaptığı konuşmada ‘Yeni Türkiye devleti, bir halk devletidir, halkın devletidir’ derken bize bugüne dair sorumluluğumuzu hatırlatıyor. Yani Türkiye Cumhuriyetimizi, yeniden halk devleti, halkımızın devleti yapmanın zorunluluğu bizim omuzlarımızdadır” dedi.

26 Ağustos 1922 sabahı, saat 05.30’da topçu ateşiyle başlayan Büyük Taarruz, 30 Ağustos 1922’de Başkomutanlık Meydan Muharebesiyle tamamlanır.

Halide Edip (Adıvar) Hanım İstiklal Savaşı Hatıraları’nı topladığı “Türk’ün Ateşle İmtihanı” adlı eserinde, muharebenin 30 Ağustos sonrasındaki yönelimini “Asker alayları tıkanık bir boğazdan fırlayan bir cereyan halinde, kurtaracakları şehre bir tufan gibi gireceklerdi” cümlesiyle betimler.

Ordumuz, Halide Edip Hanım’ı doğrularcasına bir tufan gibi 1 Eylül’de Uşak’a girecektir. Milli Mücadelemizin Başkomutanı Mustafa Kemal’in, 1 Eylül 1922 tarihli isteği üzerine ilerlemesine devam eden ordumuz, 9 Eylül’de İzmir’e ulaşır.

SİVİL RUHUN GÖSTERGESİ

“İstek” diyorum, çünkü Mustafa Kemal, Garp (Batı) Cephesi Kumandanlığı’na ordumuzdan beklentisini, “Orduya hitaben yazdığım beyanname ekte takdim edilmiştir. Bunun bütün Garp Cephesi’ndeki kıtalara duyurulmasını ve zabitan vasıtasıyla efrada (erlere) dahi okunmasının sağlanmasını rica ederim” ifadesini içeren bir üst yazıyla iletir. Mustafa Kemal, ekteki beyannamesine de “Türkiye Büyük Millet Meclisi Orduları” hitabıyla başlamakta ve şöyle devam etmektedir:

“…Afyonkarahisar, Dumlupınar büyük meydan muharebesinde zalim ve mağrur bir ordunun anasır-ı asliyesini (temel unsurlarını) inanılmayacak kadar az bir zamanda imha ettiniz. Büyük ve necip milletimizin fedakârlıklarına layık olduğunuzu ispat ediyorsunuz. Sahibimiz olan büyük Türk milleti istikbalinden emin olmağa haklıdır. Muharebe meydanındaki maharet ve fedakârlıklarınızı yakından müşahede ve takip ediyorum. Bütün arkadaşlarımın Anadolu’da daha başka meydan muharebeleri verileceğini nazarı dikkate alarak ilerlemesini ve herkesin akıl gücünü ve cesaret kaynaklarını, yarışırcasına müsabaka ile sarfına devam eylemesini talep ederim. Ordular; İlk Hedefiniz Akdeniz’dir. İleri!”

Özetle; bu beyannameye baktığımızda zaferle sonuçlanmış bir mücadelenin siyasi lideri ve askeri başkomutanı olduğu halde, ordudan “Ricada bulunan” bir Mustafa Kemal görürüz. Üstelik bu ricasını “Türkiye Büyük Millet Meclisi Orduları” hitabıyla devam ettirmiş; ordumuzun yetki sınırlarını belirlemiştir.

BAZEN EN MAHİRİ DE YENİLİR

Ve Mustafa Kemal, ordunun tek ferdine dahi emretmeyen, onlardan Akdeniz’e, yani İzmir’e ulaşmalarını talep eden başkomutan olarak görünmekten çekinmemiştir. Başkomutan Mustafa Kemal’in bu üslubu nezaket dolu sivil ruhunun göstergesidir.

Mustafa Kemal bu nezaketini 2 Eylül 1922’de esir alınan Yunan Ordusu Başkomutanı Nikolas Trikopis’e karşı da sürdürür. Mustafa Kemal ile Trikopis’in karşılaşmasını, Halide Edip Hanım aynı adlı eserinde şu cümlelerle aktarıyor:

“…O, (Mustafa Kemal) Yunan Generallerin kılıklarına ve maiyetlerinin yaptıkları kötülüklere hiç önem vermiyor. Trikopis, onun bu oyundaki rakibi. Bu askerlik oyununda yere vurduğu adama kaideye uygun olan hareketi muhafaza ediyor. Sırtını yere getirdiği pehlivanın elini sıkan galip bir pehlivan gibi. Trikopis’in elini yakaladı, alelade bir el sıkış müddetinden fazla tuttu:

– Oturun general, yorulmuş olacaksınız.

Bundan sonra, sigara tabakasını uzattı, kahve ısmarladı… Bundan sonra masanın etrafına oturdular. Mustafa Kemal Paşa, askerlik alanında oynadıkları oyunu münakaşa etmek için sabırsızlanıyordu… Mülakat bitince, Mustafa Kemal ayağa kalktı:

– Sizin için bir şey yapabilir miyim, diye sordu.

Trikopis:

– İstanbul’daki karımın vaziyetimden haberdar edilmesini isterim, diye cevap verdi.

O zaman Mustafa Kemal Paşa, Trikopis’in elini yine uzun müddetçe tutarak dedi ki:

– Harp bir talip oyunudur, General. Bazen en mahiri de yenilir, siz vazifenizi yaptınız. Mesuliyet talihten geliyor. Müteessir olmayınız.”

Mustafa Kemal’in esir Trikopis’e davranışı da askeri geleneklerin bir örneği olduğu kadar, sivil kişiliğinin de bir tezahürüdür.

Yazının bu bölümünde Halide Edip Hanım’ın Türk’ün Ateşle İmtihanı adlı eserinde yer alan bir başka anısını da paylaşmak istiyorum. Halide Edip Hanım, -muhtemelen 31 Ağustos 1922’de- savaş bölgesinde bir yüzbaşıyla karşılaşır. Yüzbaşı, şehit düşmüş ikiz kardeşini defnetmektedir. Halide Edip, şehidi, “Yerde yatan Yüzbaşı Celal, kardeşinin portresi gibiydi… Siyah kaşlarının birinin orta yerinde büyük bir yara vardı. Fakat yüzü mutlak bir sükûn içindeydi,” sözcükleriyle tasvir eder. Defnin ardından Halide Edip, şehidin mezarının başında dua eder ve içinden şu dilekte bulunur:

KARDEŞLİĞİ ÖĞRENMEK

“Ey Allah’ım, bütün insanlara, onların senin çocukların ve birbirlerinin kardeşi olduklarını öğretmenin zamanı gelmedi mi?”

Halide Edip’in, annesinin iki yıldır görmediği Şehit Yüzbaşı Celal’in mezarının başındaki dileği, Mustafa Kemal’in zaferden yaklaşık bir ay sonra TBMM’de yapacağı konuşmasının son bölümünde kendisine yer bulmuş gibidir. Atatürk, 4 Ekim 1922 tarihli ve “Başkumandan Gazi Mustafa Kemal Paşa Hazretlerinin Son Harbin Tafsilatına (ayrıntılı açıklama) Dair Beyanatı” başlıklı konuşmasının finalinde şöyle der:

“…Düşman elleriyle viran olmuş ve milletimiz tarafından her köşesini kurtarmak için seve seve can verilmiş ve çocuklarımızın kanı ile sulanmış olan yurdumuzun ufkunda artık sulhun tatlı güneşi gecikmeyecektir…”

Türkiye Büyük Millet Meclisi Ordularından nezaketle dile getirilen istek ve sulhun tatlı güneşinin gecikmeyeceğine duyduğu inanç birlikte düşünüldüğünde, Mustafa Kemal’in milli egemenliğe duyduğu sarsılmaz bağlılık karşımıza çıkar. Mustafa Kemal bu inancını, 4 Ekim 1922 tarihli konuşmasında kendisini TBMM’nin ordularının başında ve ancak TBMM’nin kararlarını yerine getiren bir asker olarak tanımlayarak, bundan duyduğu memnuniyeti ifade ederek de pekiştirir. Mustafa Kemal konuşmasında, tebrikleri kabul eden değil, TBMM’yi tebrik eden bir askerdir: “…Pek aziz ve muhterem arkadaşlarımı, bütün dünyaya karşı temsil eyledikleri hürriyet ve İstiklal fikrinin zaferinden dolayı tebrik ediyorum…”

ATATÜRK’ÜN BAĞLILIĞI

Demem o ki Mustafa Kemal’e baktığımızda, kişiliği ve karakteri itibarıyla milli egemenliğe ve milli egemenliğin yaşama geçtiği yer olan TBMM’ye bağlı, başkomutan olarak emri altındakilere karşı dahi alçakgönüllü ve nazik, düşmanlarına karşı saygılı ve bağışlayıcı bir kişilik görürüz; bu kişiliğin yüzü milli egemenliğe dönüktür. Dünya tarihinin en önemli komutanlarından olan Mustafa Kemal’in askeri kişiliği, bu sivil haliyle çevrelenmiş, sivil haliyle şekillendirilmiş ve belirlenmiştir.

25 yaşında genç bir subayken dahi; 1906’da arkadaşlarına yeni bir devletin kurulması gerektiğini aktaran ve bu devletin de “Hâkimiyetin kayıtsız şartsız milletindir” temel ilkesi üzerinden yükselmesi gerektiğini savunan kendisi değil midir? Mustafa Kemal, 1906’dan TBMM’nin açıldığı 1920’ye kadar, “Millet hâkimiyetini sağlama” gayesinden geri adım atmamış, 29 Ekim 1923’de Cumhuriyeti ilan ederek millet hâkimiyetini kalıcılaştırmıştır.

İLERLEDİĞİMİZ YOL

Büyük Taarruz’un ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nin 100. yılında, Mustafa Kemal’in “Hâkimiyetin kayıtsız şartsız millete ait olduğu” ilkesine, bu ilke üzerine inşa ettiği TBMM’nin varlığına, daha çok ihtiyaç duyuyoruz. Mustafa Kemal’in yaşamı boyuncaki en önemli hedefinin demokrasi mücadelesini kalıcı bir aşamaya taşımak olduğunu biliyoruz. Bunun içindir ki Cumhuriyetimizi demokrasiyle taçlandırmanın sorumluluğunu taşıyoruz.

Çünkü Mustafa Kemal’in, Büyük Taarruzun II. Yıldönümünde ve üstelik Dumlupınar’da yaptığı, “Efendiler, hâkimiyeti milliye öyle bir nurdur ki onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar yanar, mahvolur” tarifine uygun olarak, temel problemlerin millet hâkimiyetinin ve demokrasinin tesisiyle çözüleceğini görüyoruz. Şüphe duymuyorum ki sivil bir kişilik olarak Mustafa Kemal’den öğrendiklerimiz ve bu kişiliğinin aydınlığında ilerlediğimiz yol, bizi gerçek demokrasiye ulaştıracaktır.

HALK DEVLETİ HALKIN DEVLETİ

Çünkü Mustafa Kemal Atatürk, 13 Ağustos 1923 tarihli TBMM konuşmasında “Yeni Türkiye devleti, bir halk devletidir, halkın devletidir… Bir ulusun dünyadan tümüyle silinmesi, bir ulusun insanlık topluluğundan tümüyle yok edilebilmesi için Nuh tufanı kadar olağanüstü güç olayların gerçekleşmiş olması gerekir. Fakat kişiler, kendiliğinden alçalmaya mahkûmdur. Bu nedenle halk yönetimi ile kişi yönetimi arasında yaşam ve yok olma oranları da bununla aynıdır” derken bize bugüne dair sorumluluğumuzu hatırlatıyor. Yani Türkiye Cumhuriyetimizi, yeniden halk devleti, halkımızın devleti yapmanın zorunluluğu bizim omuzlarımızdadır.

İnanın; Türkiye Cumhuriyeti’ni yeniden halkın devleti yapacak olan demokrasiye tam manasıyla ulaştığımızda, Halide Edip Hanım’ın Yüzbaşı Celal’in mezarı başında dile gelen dileği de gerçekleşmiş olacak. Çünkü Cumhuriyetimizi demokrasiyle taçlandırdığımızda, bu taçlandırmayı kimseyi dışlamadan, ötekileştirmeden ve hep birlikte başardığımızda, birbirimizin kardeşi olduğumuz gerçeğine bir adım daha yaklaşmış olacağız. Bizim bu başarımız tüm mazlum milletlere ve çağdaş uygarlığa da örnek olacak; bu ülkelerin mensupları arasında yeni bir kardeşlik hukukunun oluşmasına da katkı sağlayacaktır.

Bu duygularla, Büyük Önderimiz Mustafa Kemal’in 4 Ekim 1922 tarihli konuşmasından feyz alarak, başta kendisini ve Büyük Taarruz’da görev üstlenmiş dönemin Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak’ı, dönemin Garp (Batı) Cephesi Komutanı İsmet İnönü’yü, dönemin Milli Savunma Bakanı Kazım Özalp’i ve Milli Mücadelemizin tüm ordu mensuplarını, TBMM’nin değerli vekillerini ve Halide Edip Adıvar’ı sevgi, saygı ve şükranla anıyorum.

MHP GENEL BAŞKANI DEVLET BAHÇELİ:ÇAĞRIM SANA, kulak ver…

Bin yıllardır tarih sahnesinde türlü oyunlarla mücadele eden kutlu milletin ferdisin.

Ana yurdundan bu yana, iyi ve kötü günlerinde birlik olduğunda kazandın,bölündüğünde kaybettin.

Gün geldi yurt edinmek için, gün geldi edindiğin yurdu korumak için can verdin, kan döktün.

Gün geldi dünyanm en büyük imparatorluklarından birini kurdun, gün geldi neslinin devamı için Anadolu’da Kurtuluş Savaşı verdin.

Hep mücadele ettin, hiç ydmadın, hiç bozulmadın.
Onurundan, gururundan, bağımsızlığından hiç ödün vermedin.

Varhğı bildin, yokluğu gördün. Yapılmazı yaptın, imkansızı başardın.

Çünkü sen, büyük Türk Milleti’nin bir ferdisin.

Kendimizi farklı tanımlayabilir, hayata, ekonomiye, siyasete farklı pencerelerden bakıyor olabiliriz.

Ancak ortak noktamız var biliyorum. Vatan… Bağımsızlık…

ŞİMDİ ÇAĞRIM SANA,

Gel hep birlikte, tam bağımsız, güçlü ve büyük Türkiye’yi 2023’e taşıyalım.
Dosta ve düşmana Türk Milleti’nin bir ve beraber olduğunda neler yapabileceğini bir kez daha gösterelim.

Atatürkçü, demokrat, ülkücü, milliyetçi mütedeyyin ne dersen de, kendini nasıl tanımlarsan tanımla, hangi görüş ve fikirden olursan ol önce ülkem ve milletim diyorsan çağrım sana.

Türkiye Gaziler ve Şehit Aileleri Vakfı Kayseri Şubesinde zaferin 100. Yılı kutlandı.

Şehit Aileleri ve Gazilerin olduğu kutlamaya Kayseri Akparti Milletvekili Dr. İsmail Tamer katıldı.

Şehit Aileleri ve Gaziler ile hasbihal eden Tamer;  30 Ağustos 1922’de Mustafa Kemal Atatürk komutasındaki Türk ordusunun zaferiyle sonuçlanan Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nin üzerinden 100 yıl geçti. Türk ordusu bir asır önce kazandığı zaferle işgalci güçlere son ve kesin darbeyi vurarak Anadolu’dan atmayı başardı. Bu Zaferimizi bugün kutluyoruz ve ilelebet bu maneviyatı yaşamaya yaşatmaya devam edeceğiz. Zaferimiz kutlu olsun dedi.
Pasta kesimi gerçekleştirdi.
Türkiye Gaziler ve Şehit Aileleri Vakfı Kayseri Şube Başkanı Sami Doğan, Bu bir zafer kutlaması olduğu gibi Şehit ve Gazilerimizi andığımız kutlu bir gündür. Bizler burada Şehit Ailelerimiz ve Gazilerimiz ile birlikte, onların iyi ve kötü her anında yanlarında olamya bir köprü görevi edinerek her türlü ihtiyacında yanlarında olduğumuzu bir kez daha belirtmek isterim. Zaferimizin 100. Yılı kutlu olsun dedi.

ZAFER PARTİSİ’NDEN, 30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMI’NDA ZAFER YÜRÜYÜŞÜ

Zafer Partisi, 30 Ağustos Zafer Bayramını kutlamak için, İstanbul Fatih Kocamustafapaşa’da zafer yürüyüşü düzenledi.

Genel başkan Prof. Dr. Ümit Özdağ, heyeti ve vatandaşlarla birlikte meşaleli yürüyüş sırasında ‘zafer geliyor’ ve ‘ülkemizde mülteci istemiyoruz’ sloganları attı. Yürüyüş sırasında Efeler ile birlikte Zeybek oynadı. Pencereden zafer yürüyüşünü izleyen vatandaşın da Türk Bayrağı salladığı, alkışlayıp destek verdiği görüldü. Yürüyüşün sonunda Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ, parti otobüsünün üstünden katılımcılara İstiklal Marşı okuttu.

Özdağ, İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından: ” 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlu olsun. Bundan 100 yıl önce atalarımız nasıl Anadolu’ya yönelik emperyalist saldırıları Akdeniz’e döktüyse, bugün de bizler Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün izinden giderek, Anadolu’ya yönelik milyonlarca sığınmacıyla gerçekleşen bu saldırıyı önümüzdeki ilk seçimde tarihin çöplüğüne atacağız. Yaşasın Türk Milleti’nin büyük zaferi ” diye seslendi.