Kayseri sanat ve kültürü..(Köşe yazısı 15.06.2016 Kayseri Star Haber Gazetesi)

DAVUT GÜLEÇ

GAZETECİ-HİSF KAYSERİ TEMSİLCİSİ

davutgulec@hotmail.com

Belki hatırlarsınız, Kayseri kültür ve sanatı üzerine, bu köşede  seri uzun bir yazı yazmıştım.

O yazılardan sonra bazıları kırılmış olabilir.

Ama beni cebimden arayan, gördüğünde tebrik eden o kadar insan oldu ki anlatamam.

Konservatuvarı küçülten, kendilerini bulunmaz hint kumaşı görenler, oluşturduğu belli ekip ile film çevirenler, ucuz çin kumaşına dönmeye başladı.

Hala Kayseri’de bir devlet korosu kurulamadı.

Kent koroları, Kayseri dışına çıkartılamadı.

Konservatuvarda toplama ekiplerle, belgesiz gönüllü korolar ile Kayseri koroları konser vermeye devam ediyor.

Bu konserleri verirken zaten protokol yok.

Konseri organize edenlerde ha var ha yok.

Allahtan, koroda bulunanların çabası ile salonlarda inadına dolu bu konserleri görüyor.

Yoksa ortada, kendilerini öve öve bitirenlerin kesinlikle bir çabası mümkün değil.

Hatırlarsanız o seri ‘kültür-sanat’ yazılarımda, Kayseri’de 1985’ten bu yana faaliyet gösteren Konservatuvarın hiç mi sanatçı yetiştirmediğini, kültür ve sanatına katkıda bulunacak değerli insanları olmadığına dikkat çekmiştim.

Sonrasında, ilk şehrin ’en’leri ile gruplar halinde 12 toplantı yapan ve ilkini biz gazetecilerle yapan Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Çelik, bu serzenişimi haklı görüp, Kayseri’nin mahalli sanatçıları ile gruplar halinde konserler yaptırdı.

Şimdi Ramazan eğlenceleri ya da geceleri için yapılan faaliyetlerin afişlerine bakın.

Bir de hatırlayanınız varsa o Kayserili sanatçılar afişlerine.

Bizim sanatçıların resimleri  ‘pul’ kadardı.

Onlar Kayseri sevdalısı, vefalısı ve topraklarına saygılı, sevgili insanlardı.

Önce parayı konuşmazlardı.

Zaten konuşsalar da ‘Aboo, nördün sen öyle’ deyip binbir dereden su getirirlerdi.

Ama Kayseri dışından getirdikleri sanatçı ya da konuklara ödenen paralara bakın.

Sorun, sorgulayın bence.

İçlerinde Kayseri dışından kaç tane gönüllü, parasız gelen insan var.

Ben başkan Mustafa Çelik’in yerinde olsam, ünlülerin arasına Kayserili mahalli sanatçıların konserlerini, kültür ve sanatına gönül veren değerli insanları yerleştirirdim.

Hatta, ‘Kayseri yeteneğini seçiyor’ gibi bir ‘Ramazan yarışması’ bile düzenlerdim.

Nasıl olsun bu?

O zaman birileri para kazanamaz.

Kayserili  kültür ve sanat insanları kendilerini pazarlamaktan, anlatmaktan, göstermekten, Kayseri ile gurur duyduklarını yetenekleri, türküleri, şarkıları ile gösterdiler, gösteriyorlar.

Tüm Türkiye’de, Dünyada onlarla gurur duyuyor.

Ne yazık ki, bu insanları yetiştiren, onlarında yetiştirdikleri insanlar görmezden geliniyor.

Lafa gelince ‘Kadim kent Kayseri’ deniyor.

‘Kayserili işini bilir’ diye övünülüyor.

‘Hayırseverler şehri’ edebiyatı bitirilmiyor.

Toplama kampına dönen Kayseri, aslında sanatçısına bile vefa göstermiyor.

Son günlerin modası zaten ‘ ibadet, siyaset, ticaret’ üçgeninde gizli.

Tüm dünyada ‘siyaset, ticaret, ibadet’ üçgeni hakim.

Yani tam tersi.

Şimdi Kayseri’nin bu üçgende kaybettiklerini bir bakın ve düşünün.

Çok mu başarılıyız, yoksa birileri kendilerini mi kandırıyor.

Zaten ‘Ramazan sokağı’ etkinlikleri yüzünden Kurşunlu, Bürüngüz, Camikebir, Hacıkılınç camilerindeki cemaatin bile bu yüzden azaldığını iddia edenler çoğaldı.

‘Ben bilirim, ben yaparım, yaptığım doğru’ anlayışı ve siyaseti bu şehire, ülkeye bence zarar veriyor.

Bu konuları artık geniş sorgulanarak, yerel bazda, gelenek-görenekler yaşatılarak yapılsa kötümü olur?