Kayseri olaylarına bakış..(1) (Köşe yazısı 15.01.2018 Kayseri Star Haber Gazetesi)

DAVUT GÜLEÇ

GAZETECİ

davutgulec@hotmail.com

Geçtiğimiz hafta sonu Kayseri Valisi Süleyman Kamçı, Emniyet Müdürü İbrahim Kulular, Jandarma Komutanı Albay Hüseyin Bekmez, Vali yardımcıları, ilçe kaymakamları ile benimde gazeteci olarak katıldığım ulusal ve yerel basın kuruluş temsilcilerine Polisevin’de, 2017 Asayiş değerlendirmesi yaptı, 2018 için yapılacakları anlattı ve soruları yanıtladı.

Çoğu zaman bu köşede, basının içler acısı durumunu, çalışanların halini, iktidarın basın üzerindeki baskılarını ve örnekleri ile güvende neden ayaklar altında olduğunu yazıyorum.

Valimiz Süleyman Kamçı’ya sorulan sorular genellikle, Suriyeli ve mülteciler, DEAŞ, sığınmacılar, yabancı misafirler, uyuşturucu, intiharlarda yoğunlaştı.

Bu toplantıdan bir gün öncede Boydak Holding’de ilginç bir olay yaşadık. Boydak CEO’su  Alpaslan Baki Ertekin, 43 yıllık gazetecilik-televizyonculuk hayatımda görmediğim ve görmediğimiz bir ilke imza attı. Düzenlediği, bizleri davet ettiği basın toplantısında konuşmasını tamamladı, soru-yanıtlar bölümünde müsaade isteyerek bir ulusal kanalın canlı yayınına katıldı. Özürde, izinde istese oraya gelenlere ‘Siz önemli değilsiniz, benim için o kanal önemli’ demedi ama ona geldi. Çoğu basın mensubu bunu sessiz-sedasız giderek güya kendilerince protesto etti. Herkes adına biri, Ertekin’e, bunun sakıncası olmadığını söyledi. Benimle birlikte orada kalan birkaç kişi Ertekin’e yakışık almadığını anlattık, o da sonunda özürlenip hak verdi. Biz ‘kahve içerek’ sonuçta anlaştık, konuştuk, işi tatlıya bağladık. Oradan sessiz giden birkaç taklacı ise bir gün sonra bunu bize yakıştıramadığını söyledi. Sanki çoğu olayda, bugüne kadar haksızlığa uğrayan meslektaşlarına sahip çıkmışlar gibi havaya girmişler. Doğrusu orada kalıp, tepki göstermeleriydi.

Bir gün sonrasında ise, Valimiz Süleyman Kamçı’ya dikkat çeken bazı sorular soruldu. Zaten gazeteci soru sorar. Bu sorular, çanakta, maksatlı da, güncelde, bilinmeyenin ortaya çıkması içinde, gelecekteki endişe adına da olabilir.

Bende toplantının sonuna doğru, Suriyeliler üzerine sorulara destek amacıyla, Kayseri’de bulunan 81 bin yabancıya, çok çocuk yapmalarına yönelik tepkinin giderek arttığını, özellikle Doğumevi ve Çocuk hastaneleri ve servislerinin, vatanı, kimliği, işi olmayan bu yabancıların sürekli çocuk yapmaları konusunda vatandaşın, Devletin acil önlem alması ve çalışma yapmasını istediğini, böyle bir proje ve çalışmanın olup olmadığını sordum, vatandaşın tepkilerinin de hastanelerde görülebileceğini söyledim.

Valimiz Kamçı, bu işin zor olduğunu ‘Siz çocuk yapmayın’ denilemeyeceğine dikkat çekerek bana ‘İstersen sana görev verelim bu konuda sen çalışma yap’ esprisi yaptı ve bunun kendileri tarafından da dikkat çektiğini, konuyu uzatmamak ve hassaslığı nedeniyle tecrübesiyle geçiştirdi.

İşte burada çoğu gazeteci kılıklı, soruya mı, espriye mi güldü belli değil  ‘halkın ağzı, gözü, kulağı, sesiyiz’ görevini unutup işi sulandırdı.

Tabi toplantı sonrasında, orada bulunan bazı kamu görevlileri ve yöneticiler, sorumun gelecek açısından çok önemli ve ivedi önlem alınması açısından önemli olduğunu, kendilerinin en çok anne-babalardan çok burada doğan bebekler, çocuklar ve hamile bayanlarla uğraştıklarını, onların ileri de beslenmesi, eğitimi, barınması, çalışması, karışacakları suçlar gibi birçok konuda, Devlet ve Millet olarak ciddi sorunlar yaşanabileceğinin altını çizerek, bu soru nedeniyle beni tebrik ederken, ‘gülenler gerçekten gazeteci mi?’ diye de ayrı bir espri yaptı.

Bende bu soruyu buradan onlar adına, gülen gazeteci kılıklılara soruyorum. Ve bunu buradan yazarken, yazdıklarımızın tarihe geçeceğini bildiğim için yazıya dökerken, -ileride umarım ülkemizde çeşitli şekilde bulunan bu mülteci, sığınmacı-misafirlerle bu korku ve endişeleri yaşamayız diyerek’ aksi olursa o gülenlerden çocukları ve torunlarının onlardan hesap sormasını da isterim.

Gazetecilik mesleği, takla atarak, günü ve kendini kurtarmak değil, ciddi bir kamu hizmeti.

Şimdi Valimiz Süleyman Kamçı’nın Asayiş değerlendirmesi ve Emniyet Müdür Yardımcısı Sefa Sarıkaya’nın da geniş sunumundan bölümleri sizlere aktarıyorum.

Ülkemizin güzide şehirlerinden biri olan ilimizin huzurunu korumak ve vatandaşlarımızın güvenliğini sağlamak için emniyet ve jandarma teşkilatları ile 7 gün 24 saat güvenlik hizmetlerinin gerçekleştirildiğini belirten  Valimiz Süleyman Kamçı, Kanun uygulayıcıların öncelikli amacı olan; canı ve malı korumak esasından hareketle güvenlik güçlerinin, suçu aydınlatmak, olması muhtemel suçu tahmin etmek, önünü almak ve şüphelileri yakalamaya yönelik çalışmaları titizlikle yerine getirdiğini tekrarladı, şöyle dedi. “İlimizde, 2017 yılında terör örgütlerine yönelik yapılan mücadeleler, asayiş ve trafik gibi diğer güvenlik hizmetleri ile organize suçlar ve uyuşturucu ile mücadele operasyonlar hız kesmeden devam ediyor. Herhangi bir zafiyet yaşanmamasına azami özen gösterilerek vatandaşlarımızın huzur ve güvenliğini sağlamaya yönelik önemli çalışmalar gerçekleştiriliyor. Huzurlu, ekonomik kalkınmasını tamamlamış ve refah içerisinde yaşayabilen bir toplum ve ülke için güvenlik ve asayiş ön koşuldur. İşte bu gerçekten yola çıkarak, güvenlik güçlerimiz her gün değişen ve gelişen şartlara uygun olarak vatandaşlara iç güvenlik hizmetini iyileştirerek sunma çabasını sürdürmektedir. Hedefimiz, toplumun beklenti, ihtiyaç ve taleplerini dikkate alarak klasik güvenlik yaklaşımları yerine bireysel özgürlük alanlarını daraltmayacak ve aynı zamanda da kamu düzenini sağlayacak etkili,  çağdaş ve bilimsel yeni yöntemlerin uygulamaya konulmasını sağlamaktır. Bildiğiniz üzere, FETÖ terör örgütünün 15 Temmuz 2016 günü ülkemizin birliğine, bütünlüğüne ve istikrarına kasteden ülke tarihinin en acımasız hain darbe girişimi Sayın Cumhurbaşkanımızın dik duruşu ve talimatlarıyla, vatandaşlarımız tarafından bertaraf edilmiştir. FETÖ/PDY ve diğer terör örgütlerine karşı verdiğimiz mücadelede, azim ve kararlılığımızda en ufak bir sapma olmamıştır, olmayacaktır.”