Kayseri kapalıçarşıdaki köklü gıda ve peynircisi: Fırsatçılığı tezgahtaki etiketlere yansıtmıyoruz

Kayseri’nin Cumhuriyet meydanında bulunan tarihi Kapalıçarşı’daki dede dükkanında, babasından sonra ‘gıda ve peynircilik yöresel ürün’ ticaretini aynen devam ettiren Bekir Büyüker, son dönemde çarşıya gelen müşteri sayısındaki azalmaya dikkat çekti. ‘3-4 kilo alan müşterilerimiz şimdi yarım kilo alıyor’ diyen Büyüker, halkın kalite, taze olmasından çok ürünlerin etiketlerine bakarak alışveriş yaptığını, bir otobüs biletini bile hesap ettiğini açıkladı.

Kapalıçarşının hemen girişinde ‘Meşhur peynirci’ ya da ‘Tarihi yağcı Ahmet Ağa’ ismi ile bilinen işyerinde çeşitli kalite ve yöresel peynir, zeytin, bal, süt ve ürünleri gibi gıda maddesi satan Bekir Büyüker, marketteki fahiş fiyatlara işaret etti ‘Markette 400 liraya alınan bir sepet ürünü burada 200-250 liraya almak mümkün’ diyerek şunları söyledi.

En zaruri ihtiyaçları en uygun peynirden, en uygun zeytinden, en uygun yumurtadan. İnsanlar keyfince  alışveriş yapamıyorlar ne yazık ki. Kıt kanaat alım gücü çok düşük. Eskiden müşterilerimiz, çok eski müşterilerimiz biz köklü bir firmayız 3-4 kilo alan müşterilerimiz şimdi yarım kilo alıyor, 1 kilo alıyor. Durum git gide kötüye gidiyor neden? Alım gücü bitti artık. Şimdi bir hafta önce, iki hafta önce, 1 ay önce aldığı 50 -60 liralık kahvaltılık ürünler bu sezonda 80-90 lira oldu. İnsanlarda bunu nasıl minimilize ediyor gramajlarını düşürüyorlar veya 3-5 kilo almak yerine 1-1,5 kilo, 2 kilo gibi.

Döviz ve dolar fiyatlarının artması bizim ürettiğimiz, satın aldığımız ürünlerin hammaddelerini etkiliyor. Bugün cam kavanoz, plastik bal kapları, bizim tarttığımız peynir poşetleri, 9-10-15 liraya aldığımız 1 kiloluk naylon torbalar şu anda 32-33 lira. Bizi de bu şekilde etkiliyor. Mesela beyaz peynir geliyordu tenekesi 19 liraydı, bugün 32-33 lira. 17 kiloluk peynirde zaten 2-3 lira ambalajın tenekesinden biniyor. Doların yükselmesi, dövizin yükselmesi bize bu şekilde yansıdı. Döviz artması, altının yükselmesi, alım gücünün düşmesi çarşımıza gelen müşteri potansiyelimizi git gide azaltıyor.

Neden? Çünkü insanlar keyfince ve dilediğince alışveriş yapmayı bırak mecburiyetteki zaruri ihtiyaçlarını bile zor alır hale geldiler. Bu da dövizin yükselmesi, ekonominin kötüye gitmesi, ürün fiyatlarının aşırı derece yükselmesi. Çünkü ticaret öyle kötü bir durumda ki, bir önceki satın aldığımız malı bir sonra sipariş verdiğinizde tekrar aynı fiyattan yerine koyamıyorsunuz. Öyle enteresan öyle garip bir piyasa oldu. İnancı olan insanlar her zaman ileriyi görürler ama şu piyasada insanlar ne para kazanabiliyorlar. Şu anda sadece ellerindekilere sahip olurlarsa çok makul.

Yani iktidardan beklentimiz, ekonomimizin düzgün olması, Euro’nun, doların, altının ülkemizde gelen hammeddelerin bu kadar artışına müdahele edebilmeleri. Çünkü neden? Bugün asgari ücretimiz çok milimilimize ve çok düşük. İnsanlar, kiralar olmuş 1500-2000 lira. Bir market alışverişi olmuş 400-500 lira. Ortada un yok, yağ yok, şeker yok, et yok diyenin hesabı. Devletimizden beklediğimiz halkının yanında olması. Ekonomiyi güçlendirmesi. İthalatımızın, ihracatımızın artması. Her şeyi dışarıdan alıyoruz, üretimimizin artması, organizelerin genişletilmesi bunlar çok büyük etken.

Tatmin etmiyor. Çünkü herşey güllük gülistanlık gibi gösteriliyor. Tamam bir bakıma iyidir, bizim aklımızın yetmediği şeylerde vardır. Bu siyasettir. Tribüne oynanan bir şey ama bizim şu an için kalbinde yaşadığımız gerçekten gelen müşterilerimiz böyle keyfince inceleme, dilediğince alışveriş yapamıyorlar. Herkes bir hesabın derdinde. Herkes 1,2,3 liranın. Şimdi ne kadar kaliteli satarsan sat, ne kadar temiz satarsan sat insanların şu an baktıkları tek şey etiket. Etiket nerde ucuz nerde fiyatlar aşağı insanlar evlerine gidecek bir bilet, otobüs parasını aldıkları bir kilo üründen hürmet ettirirlerse onu kar sayıyorlar kendilerine. Öyle bir duruma geldi şu anda.

Özellikle gıda ürünleri marketlerde şu anda yanına yaklaşılmayacak fiyatlarda. Gerek peynir, süt ve süt ürünleri olsun gerekse zeytin, kuru gıda bakliyat olsun insanlar hiç birşeyin yanına yaklaşamaz oldular, herşey ateş pahası. 20 Liradan başlıyor şu anda. Ham maliyeti şu an toptan yani bahçeden toplanışı 20 lira. Ama bizim elimizde eski stoklarımız olduğu için fırsatçılık yapmıyoruz. Hala elimizdeki ürünleri eski fiyatla satıyoruz. Şu anda biz 20 liraya sattığımız zeytini biz 22-23 lira bandında biz alacağız. Ama o fırsatçılığı tezgahtaki etiketlere yansıtmıyoruz. Önemli olan neden, insanlar sebeplensin, vatandaşa bir vesile olalım diye. Mesela iki koli yumurta satıyoruz 40 liraya 60 adet. Markette baksan bunun bir kolisi 30-32-33 lira. Fiyatlarımız gerçekten alışveriş yapılabilecek potansiyelde çok ucuz.

Bugün en ucuz uygun peynirimizden alsalar 25 lira. 20 lirada zeytinden alsalar 45 lira. Bir koli yumurta alsalar 20 lira 65 lira. Kaşarı, reçeli derken yani temel ihtiyaçlarını alabileceği tüzükte rahatlıkla 200 liraya alışverişini yapıp buradan çıkabilirler. Tulum peynirlerimiz mesela 25 liradan başlıyor çok komik rakamlar. 25-28-30-35 lira. Bugün marketlerde fahiş fiyatlara satılanı 50 liralık, 60 liralık, 70 liralık ürünler. Kapalı çarşımızda çok uygun. 25 lira-30 lira gibi. Nihayetinde süt ürünlerinde, kaşarımız var 1 kilo kampanyada 35 lira kahvaltılık tostluk. Salamura peynirlerimiz var orta yağlı, tam yağlı 25-30 lira. Burası orta kesimdeki insanlara veya normal maddi geliri yüksek olan insanlara hitap edebilecek bir yer. Bugün markette 300-400 liraya yaptığınız bir sepet alışverişinizi kapalıçarşıya geldiğinizde bunu yüzde 50 diyebilirim size. 200-250 liraya, orada  400 liraya yaptığınız alışverişi burada yapabilirsiniz.

Mallarımız bu sene 35-40-45 bandında başlayıp 200 liraya kadar çeşitleri var. Karakovanlar var, sepetler var, tüneller var, çiçek özleri farklı mesela. Probalı var, kestane, narenciye balı var yine çok uygun. Bu sene mesela 1 ton 1,5 ton üreten arıcılarımız 300-400 kilo mamul aldılar. Geçen sene 30-40 liraya sattığımız ürünler bu sene 50-60 lira diğer yerlerde ama bizde hala aynı fiyat. “