Kayseri Hacıbektaş Veli Kültür Derneği ve Vakfı Başkanı Abbas Tan: Eşit yurttaşlık istiyoruz

Kayseri Hacıbektaş Veli Kültür derneği ve Kayseri Hacıbektaş Veli Kültür Vakfı Başkanı Abbas Tan, tüm sorunlardan önce Devletin Alevileri ve tüm vatandaşları eşit görmesini istedi.  Devletten beklentileri ve taleplerini ‘Alevilik inanç olarak kabul edilsin, Cemevleri ibadethane statüsüne alınsın, zorunlu din dersleri kaldırılsın, Madımak müze olsun, Alevi dergahları sahiplerine teslim edilsin’ şeklinde özetleyen Abbas Tan, zorunlu eğitimde anlatılan Aleviliği ise ‘eğitimle asimilasyon’ olarak değerlendirdi.

Abbas Tan, özellikle eğitime destek olmak, kız öğrencilerin barınma sorunlarını çözmek ve burs vermek için çalışma içinde olduklarını belirterek şunları söyledi.

Kayseri’de okuyacak kız öğrencilerin çok ciddi barınma sorunları var. Bu sorunların üstesinden gelebilmek için mutlaka Kayseri Cemevi olarak bir barınma yeri, bir Kız öğrenci yurdu yapmayı planladık. Bununla ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Umarım kısa sürede bu sorunu da çözeriz.

Diğer yandan yoksul aile öğrencilerinin bütçelerine katkı olsun diye Kayseri’de okuyan öğrencilere burs vereceğiz. Sınır ve rakamlar netleşmemesine rağmen bütçemiz ve imkanlarımız ölçüsünde öğrencilere burs vereceğiz. Ama Kayseri’de okuyan öğrencilere olacak. Bunun çeşitli gerekçeleri var. Ama Kayseri’deki öğrencilerin en azından okulları ile ilişkileri, bağları göz önünde bulundurularak bir çalışma başlattık.

Bir başka konu ise Kayseri’de 48 Alevi köyü ve Alevi -Sünnilerin birlikte yaşadığı 8 köy ile birlikte 56 Alevi köyü ile ilgili sorunları tespit etmeye çalışıyoruz. Bunun yerel yönetimlerle ilişkiler, iller arası- köyler arası bağlar arası bağlarla ilgili sorunları tespit ediyoruz. Sorunları saptadıktan sonra muhatapları ile görüşerek bunların çözülmesi konusunda bir mücadele vereceğiz. Sadece Kayseri ve Kayseri’deki Alevi köyleri ile ilgili değil Kayseri’ye yakın Kahramanmaraş’ın Göksun, Afşin, Adana’nın Tufanbeyli, Sivas’ın Gürün, Yozgat’ın Çayıralan, Nevşehir’in Hacıbektaş bölgesi ile ilgili de çalışmalarımız devam ediyor ve edecekte.

Biz bir kaynaşmayı sağlamak, özellikle köylerdeki ayrımcılığın ortadan kaldırılması için bir mücadelenin yerelde mutlaka başlaması gerektiğine inandığımız için böyle bir çalışmayı başlattık. Bu çalışmada sadece Alevilere yönelik, Alevilerle değil, özellikle Alevilerin son dönemlerde ortaya koydukları bir sloganları vardı. Eşit yurttaşlık talebimizi haykırıyoruz. Eşit yurttaşlık talebi adı altında sadece Aleviler değil, Alevilerle birlikte yaşayan tüm ülke halkının da çözülmesi gereken sorunların, kültürel, sosyolojik açıdan da olsa bir katkı sunabileceksek, görevimizi yerine getirebilme anlamında olacağı kanaatindeyim.

Cezalandırılan bir çok Alevi köyü var. Bunları yerinde tespit ettik. Önümüzdeki süreçte bu konuda ciddi açıklamalar yapacağız. Kayseri’ye bağlı Sarız’ın bazı köylerinde bunu çok net gördük. Özellikle Kahramanmaraş’ın Göksun köylerinde, Alevi köylerinin cezalandırıldığı ifadesini kullanırsak yanlış bir ifade olmaz. Bunu muhataplarına mutlaka götüreceğiz. Belediye ve Büyükşehir başkanların, diğer illerin Valilerine ve bu sorunların mutlaka çözülmesi gerektiğini ifade edeceğiz.

Eğitimde ciddi bir sıkıntımız var. Her inancın kendi değerleri vardır. O değerlerin kendi değerleri ölçüsü içerisinde yaşamaları gerekir. Ancak, Türkiye’de şu anda Milli Eğitim bakanlığının şu an uygulamakta müfredatla ilgili Alevilerin ciddi sorun ve sıkıntıları var.

Bunların başında, bir defa okullarda okutulan, zorunlu din ya da seçmeli din dersi adı altında verilen Alevilikle ilgili verilen eğitimlerde hiçte Alevilikle ilgisi ve alakası olmayan kimi dersler verilmektedir. Bu asimilasyonun açık bir göstergesidir. Bunun karşısında kurum olarak mutlaka mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu sadece Kayseri’yi değil, Türkiye’yi, tüm Alevileri, ezilenleri, herkesi ilgilendiriyor ve ilgilendiren bir konu. Hele hele farklı inanıyorlarsa, o farklı inançların karşısında çoğunluğu elde eden bir anlayışın, inancın diğerlerine dayatılmasına gönlümüz kesinlikle razı değil.

Bu hususları da mutlaka ama mutlaka engellemeye çalışacağız. Bir başkasının inancını bir başkasına Devlet aracılığı ile veya devletin kurumları aracılığı ile yansıtılıyor olması bizi değil, tüm insanları rahatsız eder.

Bir örnek verelim. Seçmeli derste ya da zorunlu Din Dersi adı altında verilen derste Alevilikle ilgili verilen dersin bir bölümünde Aleviliğin olmazsa olmazlarından 4 kapı anlayışı öğretilirken birinci aşaması ‘Şeri At’ bölümünü ‘Şeriat’ olarak gösterip ve kuralların içerisinde Ramazanda oruç tutmak, zekat vermek, hacca gitmek ve şehadet kelimesi getirmek bir zorunluluk ders olarak veriliyor. Alevilikte böyle bir uygulama olmamasına rağmen Alevi çocuklarına bu zoraki öğretilmiş oluyor. Böyle bir eğitim müfredatını, eşitlik ilkelerine uymadığını ısrarla söylemek isterim.

Devlet herşeyden önce bütün vatandaşların eşit olmasını sağlamalı. Bu inançta, kültürde, sosyal yaşamda eşit olması lazım. Biz Aleviler 30 yıldır bir talebimiz vardı. Alevilik bir inanç olarak kabul edilsin, Cemevleri ibadet statüsü altına alınsın, zorunlu din dersleri kaldırılsın, madımak müze olsun ve Alevi dergahları sahiplerine teslim edilsin taleplerimiz varken şunu gördük. Bunlardan daha acil ve olması gereken eşit yurttaş olmak. Biz eşit yurttaşlık talebimizi artık dillendirmeye çalışıyoruz. Biz diğerleri ile birlikte eşit olabilirsek bu tür sorunların üstesinden gelinebilir. Devletin bütün vatandaşları eşit görmesini özellikle talep ediyoruz Alevi kurumları olarak.