Katkı maddeleri belirli oranları aşmadıkça sağlığa zararlı değil!

Modern çağın hastalığı kanserin önlenmesi ve tedavi edilmesi konusunda bilim insanlarının yaptığı açıklamalar, “doğru olarak bilinen yanlışları” gündeme getirdi. Bu çerçevede, genetiği değiştirilmiş gıdaların kanser riskini artırdığı, organik gıda ve antioksidan tüketiminin kanseri önlediği, katkı maddelerinin kansere neden olduğu gibi inanışların bilimsel olmadığına dikkat çekildi.
Sağlıklı Yaşam Akademisi ve saglikafiyet.com web sitesi tarafından düzenlenen “Tedavide ve Önlemde Kanser ve Beslenme” konulu konferans yoğun katılımla gerçekleşti.
Konferansa, Hacettepe Üniversitesi Prevantif Onkoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İsmail Çelik’in “Kanser ve Beslenme” konusunda kamuoyundaki yaygın görüşlere karşı olan açıklamaları damga vurdu. Prof. Çelik, DNA’nın çift sarmallı yapısını keşfeden iki bilim insanından biri olan James Watson’ın da belirttiği gibi “kanseri önlediği düşünülen antioksidanların aslında hastalığa kapı aralıyor ve tetikliyor olabileceğini” vurguladı.
Prof. Dr. İsmail Çelik’e göre genetiği değiştirilmiş gıdaların kanser riskini artırdığına, organik gıdaların kanserden koruduğuna dair de bilimsel bir veri bulunmuyor.
Prof. Dr. Çelik “Bitkisel, organik takıntımızdan vazgeçelim. Umut tacirlerinin oyununa gelmeyelim. Benzer şekilde, hazır gıdalardaki katkı maddeleri uygun oranlarda kullanıldığı takdirde sağlığa zararlı değildir ve resmi makamlar tarafından denetlenmektedir” diye konuştu.
Prof. Dr. Çelik, kanser hastalığında en büyük iki etken olarak sigara ve alkolü göstererek, benzer şekilde tereyağı ve zeytinyağı da dahil yağların kanser yapıcı özelliğine ve haftada birden fazla yenilmemesi gereğine dikkat çekti. Prof. Dr. Çelik, kanserden korunmak için yağdan düşük, lifçe yüksek, günde en az 5 porsiyon sebze ve meyve içeren beslenme önerisinde bulundu.
Kanserde 2023 hedefi
Sağlık Bakanlığı Kanser Daire Başkanı Doç. Dr. Murat Gültekin, Türkiye’de ölüm nedenleri arasında yüzde 40.4 oranıyla dolaşım sistemi hastalıklarının ilk sırada yer aldığını, yüzde 20.7 oranıyla kanserin ikinci sırada geldiğini belirtti.
Doç. Dr. Gültekin, Türkiye’de Dünya Sağlık Örgütü önerileri ile kayıt, önleme, tarama ve tedavi çalışmalarını bir arada barındıran ulusal kanser kontrol programı yürütüldüğünü ve bu program ile 2023’lü yıllardan sonra kanserin kontrol altına alınacağını kaydetti.
Fiziksel aktivite kanseri önlüyor
Acıbadem Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Aylin Hasbay Büyükkaragöz, fiziksel aktivitenin bazı kanser türlerini önlediğini belirterek akciğer kanseri ve fiziksel aktivite konusunda şu açıklamada bulundu:
“Fiziksel aktivite akciğer kanserini azaltır. Akciğer kanserinde temel risk faktörü sigara kullanımı olsa da fiziksel aktivitenin, akciğer kanseri riski ve görülme sıklığında önemli potansiyel değiştirilebilir bir faktör olduğu belirtilmektedir. Epidemiyolojik çalışmalarda total ve rekreasyonel fiziksel aktivitenin yüzde 20-30 oranında akciğer kanseri riskini azalttığı gösterilmiştir. 4831 kişinin 12.8 yıl takip edilmesi sonucu 134 kanser vakası tespit edildi. Total fiziksel aktivitesi yüksek olan bireylerin, düşük olanlara göre akciğer kanseri görülme oranı yüzde 45 azalmaktadır.”