Prof. Dr. Ahmet Taşağıl’ın açılış dersi ve Kapadokya Konuşmaları’nın konuğu Batur Şehirlioğlu

Kapadokya Konuşmaları’nda yeni dönemin ilk konuğu Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği Genel Müdürü Batur Şehirlioğlu oldu.

Moderatörlüğünü Dr. Ekin Gündüz Özdemirci’nin yaptığı ve Batur Şehirlioğlu’nun konuk olduğu “Gıda Güvenliği ve Pestisitler” konulu yayın, 16 Ekim Dünya Gıda Günü’nde Kapadokya Üniversitesi Youtube kanalında canlı olarak yapıldı.

Dr. Ekin Gündüz Özdemirci, “Kapadokya Üniversitesi bünyesinde kurulan ve Türkiye’de bir ilk olan Çevreci Beşerî Bilimler Merkezi, ekolojik sorunların farklı disiplinlerde bir kültürel mesele olarak ele alınmasını teşvik eden ve bu yönde araştırmalara alan açan bir araştırma merkezi olarak önemli bir boşluğu kapatıyor. Sürdürülebilirlik komisyonu ve sürdürülebilirlik internet sayfası (eko.kapadokya.edu.tr) bu alanda üniversitenin çabasını ortaya koyuyor.” dedi ve Kapadokya Üniversitesinin ekolojik farkındalık ve sürdürülebilirlik konusuna verdiği öneme vurgu yaptı.

Batur Şehirlioğlu konuşmasında öncelikle, Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneğinin çalışmalarına vurgu yaptı ve ekolojik bir hareket olarak başladığını ifade etti.

Gıda güvenliği konusunda birçok faktörün olduğunu belirten Şehirlioğlu, bulunabilirlik, erişilebilirlik, kalite ve güvenilirlik kavramlarının gıda güvenilirliği çerçevesinde değerlendirilebileceğini söyledi. “Tarım zehirleri her gıdanın içinde var.” diyen Batur Şehirlioğlu, Tarım ve Orman Bakanlığının yasakladığı zehirlerin ne kadar tehlikeli olduğunu anlattı ve tarım zehirlerini savunan insanlara karşı bu yasakların ne derece doğru olduğunu savundu.

Batur Şehirlioğlu, Toplum Destekli Tarım için “Biz gıdamız konusunda önce tüketici olarak sorumlu olmalıyız. Tohumdan soframıza gelene kadar birçok şey duyuyoruz. Bu bilgi kirliliğinin önüne geçebilmek için örgütlenmemiz gerekiyor, haklarımızı bilmemiz gerekiyor ve bilinçli bir tüketici olmamız gerekiyor.” dedi.

“Gıda Güvenliği ve Pestisitler” konulu yayın, Batur Şehirlioğlu’nun izleyicilerden gelen soruları yanıtlamasıyla son buldu.

2020-2021 Akademik Yılı Prof. Dr. Ahmet Taşağıl’ın Açılış Dersi ile Başladı

 Kapadokya Üniversitesi 2020 – 2021 akademik yılı açılış dersini Tarihçi, Yazar Prof. Dr. Ahmet Taşağıl verdi.

Kapadokya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hasan Ali Karasar moderatörlüğünde, Prof. Dr. Ahmet Taşağıl’ın katılımıyla 14 Ekim 2020 tarihinde çevrim içi olarak düzenlenen açılış dersine öğrenciler yoğun ilgi gösterdi. Taşağıl, açılış dersinde “Türk Tarihi Neden Önemli?” konusunu ele aldı.

Kapadokya Üniversitesi öğrencilerine ders vermenin kendisine verdiği mutluluğa değinen Taşağıl, sözlerine tarih öğretiminde yapılan yanlışlara değinerek başladı. “Tarih ezberletilmez, tarih nokta nokta, kelime kelime insanlara anlatılmaz. Çünkü zaten bilgiler, kitaplarda ve dünya literatüründe vardır. Merak ettiğimiz zaman açar, bakar ve oralarda görürüz. Tarihin dinamiğini yakalamak, geleceğe katkı sağlamak için tarihi anlamamız gerekiyor.” dedi.

Türk tarihinin 12. yüzyıla kadar iki kıtada, 13. yüzyıl sonrasında ise Kuzey Afrika da dahil edilerek üç kıtada incelendiğini ve bu doğrultuda Türk tarihini doğru anlamak için bütüncül bir yaklaşım gerektiğini söyleyen Taşağıl, bu yaklaşımın komşu milletler tarafından da benimseneceğini belirtti.

Prof. Dr. Ahmet Taşağıl “Türkler tarihin başladığı anda vardır, günümüzde de vardır.” dedi ve bunu başarmadaki en büyük etmenin göç edebilme özelliği yani yüksek mobilitenin olduğunu söyledi. Göçün, iklim, sosyal, ekonomik sebeplerden veya düşman baskısından kaynaklandığını da sözlerine ekledi. Taşağıl son olarak, Türk tarihini anlamak için en önemli konulardan birinin Türk boylarının tarihi sürekliliği ve hareketlerini izlemek olduğunu kaydetti. Taşağıl, bu boyların tarihi süreç içinde nerelerde bulundukları nereden nereye göç ettikleri ve nasıl yerleşik hayata geçtikleri gibi bilgilerin, boy adlarının, yer adlarının tarihçi için paha biçilmez çalışma konuları sunduğunu bildirdi.

Rektör Prof. Dr. Hasan Ali Karasar, bugünü anlamak için Türk tarihine bakmak gerektiğini ve özellikle Türk Kağanlığı yani Göktürk tarihine bakmak gerektiğini söyledi ve bu bağlamda verdiği bilgiler için Prof. Dr. Ahmet Taşağıl’a teşekkürlerini sundu.