LÖSEV, Kansere karşı beslenme, bebek bakım günleri…

1- 7 Nisan Kanser Haftasında “SADECE 1 HAFTA DEĞİL HER AN ELLERİNDEN TUTALIM VE ONLARI YALNIZ BIRAKMAYALIM” Dr. Üstün EZER…

LÖSEV kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Üstün EZER  1-7 Nisan Kanser Haftası kapsamında lösemi hastalığı ve LÖSEV’i anlattı. Löseminin bir kan hastalığı ve kan hücrelerinin yapım yeri olan kemik iliğinde ortaya çıktığını belirten Dr. EZER son yıllarda lösemi vakalarında artış olduğunu, özellikle 3 yaş altı çocuklarda yoğunlaştığına dikkat çekti ve şöyle dedi:

“Kemik iliğindeki kök hücrelerde meydana gelen anormallik, değişim sonucunda kan hücrelerinin (alyuvar, akyuvar, pıhtılaşma pulcukları vs) hatalı üretilmesine veya hiç üretilmemesine neden olur. Blast adını verdiğimiz bu kötü hücreler önce kemik iliğini işgal eder, sonra da karaciğer, dalak, lenf bezleri, beyin, göz gibi diğer organlara yayılarak ölümcül hale gelir.”

  • En Çok Görülen Belirtiler; LÖSEV Yönetim Kurulu Başkanı Üstün Ezer, hastalığın en çok görülen belirtilerin, nedensiz burun ve diş eti kanamaları, deri altında noktasal kanamalar, nedensiz morluklar, lenf bezlerinde, karaciğer, dalakta büyüme, kansızlığa bağlı halsizlik, yorgunluk, solukluk, özellikle bacak kemiklerinde ağrı, görme bozuklukları, baş ağrısı olduğunu anlattı. Löseminin, çocuk ve yetişkinlerde her yaşta görülmekle birlikte en sık 1- 8 yaşları arasında ortaya çıktığına işaret eden Üzer, “Son yıllarda lösemi vakalarında artış olmakta ve özellikle bebekler ile 3 yaş altındaki çocuklarda yoğunlaşmaktadır” dedi.
  • Cep Telefonu ve Tablet Uyarısı; Nedenleri arasında genetik yatkınlıklar, beslenme ve yiyecekler, çevre faktörleri ile tüm kanserojenlerin sayıldığını belirten Dr. Ezer, şöyle devam etti:
    “Ailesinde lösemi veya kanser hastalığı bulunan annelerin, çocuklarına hamile kalacakları günden itibaren bebeklerini düşünmeleri, onları korumaya almaları büyük önem taşımaktadır. Özellikle anneler gebelikten itibaren sonsuza kadar sigara, alkol, gazlı ve enerji içeceklerinden uzak durmalı, kimyasal maddeler içerebilen tüm gıda maddelerini beslenmelerinden çıkartmalıdır.”  Ezer, özellikle yoğun radyasyon yayan cep telefonları, tabletler, bilgisayar ve televizyonun mümkün olduğunca az kullanması ve ev ortamında bulundurulmaması gerektiğini de vurguladı.
  • Psikolojik Faktörler; Löseminin nedenleri arasında, son zamanlarda psikolojik faktörlerin de giderek önem kazandığını kaydeden Dr. Üstün EZER, “Özellikle çocuklarda ortaya çıkan ani şoklar, büyük üzüntüler, aşırı kıskançlıklar, depresyonlar lösemi gibi hastalıkları tetikleyen faktörler. Bu konuda hem LÖSEV’in geriye dönük bilimsel çalışmaları hem de uluslararası yayınları ciddi uyarılar içermektedir. Lösemi tedavi edilebilen bir hastalıktır. Kemoterapi adını verdiğimiz ilaçla tedaviler ile yüzde 10 vakada uyguladığımız kemik iliği (kök hücre) nakilleri tedavinin esasıdır” dedi.
    4 ALTIN KURAL; LÖSEV Yönetim Kurulu Başkanı Dr. EZER, bu tedaviler kadar önemli olan etkenleri ‘LÖSEV’in 4 altın kuralı’ olarak sıralarken;
  • “Çok iyi ve hatasız uygulamalar.
  • Özellikle tedavinin hastanedeki ve ilk 1 yılındaki dengeli ve doğal beslenme.
  • Enfeksiyonlardan koruyacak hijyenik ve mikropsuz yaşam.
  • Hayata sımsıkı bağlayacak, psikolojik destekler, umut ve neşe içinde yaşama tutunmaktır.

Bizler LÖSEV olarak 1990’lı yıllarda yüzde 20’lerde olan lösemiden iyileşme başarısını bugün yüzde 90’ların üzerine çıkarttık. Yukarıda saydığımız 4 altın kurala harfiyen uyduk” diye konuştu.

EN BÜYÜK İLAÇ SEVGİ; En büyük ilaç olarak, lösemili çocuklara sevgi ilacının sunulduğuna işaret eden LÖSEV Yönetim Kurulu Başkanı Ezer, “Tüm bunlara karşın tedavide başarısız olduğumuz durumlarda doktor, eczacı, hemşire, psikologlar bir araya geldik ve ne yapabileceğimizi düşündük. O zaman ‘sevgi’ adlı mucizevi ilacımızın dozunu artırmaya karar verdik ve olumlu sonuçlar aldık. Bunu da lösemi tedavisinde 5’inci altın kural olarak Türk tıbbına yazdık. Bu 5 altın kural sayesinde, LÖSEV Lösante Lösemili Çocuklar Hastanemizde yüzde 92 tedavi başarısını yakaladık ve uluslararası bilimsel kongrelerde sunduk” dedi

“YALNIZ BIRAKMAYALIM” : LÖSEV Başkanı Dr. EZER , “Tedavisi 3 yıl süren, saçları dökülen, ağızlarında ve tüm iç organlarında yaralar çıkan, ateşler içerisinde yaşama tutunmaya çalışan çocuklarımızın ellerinden tutalım ve onları yalnız bırakmayalım. Biz LÖSEV olarak elimizden geleni yapıyoruz ve halkımızın da bağışları yanı sıra gönüllü olarak da yapabilecekleri çok şeyleri olduğuna inanıyoruz” çağrısında da bulundu.

 “HEDEF YÜZDE 100 BAŞARI”; Şimdi hedefin yüzde 100 başarı olduğunu söyleyen Üstün EZER, “LÖSEV Kenti’nde Çocuk ve Yetişkin Hastanemizde Kemik İliği Nakil Merkezimiz ile olağanüstü donanımlı yoğun bakım servislerimiz ile hiçbir çocuğumuzu lösemiden kaybetmemek için çalışıyoruz. Artık lösemi değil çocuklarımız kazanacak.. Umarız ki sadece bir hafta değil tüm yıl boyunca farkındalık yaratılır ve lösemili çocuklarımıza sahip çıkılır” dedi…

KANSERE KALKAN OLACAK BESLENME ÖNERİLERİ

Kanser tanı ve tedavisinde bilimsel çalışmalara bağlı olarak her geçen gün yeni gelişmeler yaşanıyor. Ancak aynı zamanda gerek giderek yaşlanan nüfus, gerekse uzun yaşamın içinde genel sağlığı olumsuz yönde etkileyecek alışkanlıkların yaygınlaşması kanserli hasta sayısının her geçen gün artmasına neden oluyor. Dolayısıyla hastalığa karşı risklerden uzaklaşmayı sağlayacak önlemler önem kazanıyor. Tütün mamullerinden uzak durmak, hareket etmek, ideal kiloda olmak gibi önlenebilir risk faktörlerini değiştirebilmek bizlerin elinde. Aynı zamanda doğru beslenme alışkanlıkları edinme de yapılması gerekenler listesinin ilk sırasında yer alıyor.

İnsanların mucize oluşturacak, tüketildiği taktirde yüksek oranda kansere karşı koruyucu olacak doğal ürünleri sıklıkla sorguladığını belirten Acıbadem Kayseri Hastanesi Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Abdullah Büyükçelik, “Böyle mucize tek bir ürün, bitki veya beslenme şekli yoktur. Tüketilen besinlerin birleşimi, hazırlanma şekilleri ve tüketilme miktarları önemlidir” diyor. Korunma önerilerine ise şöyle sıralıyor:

Yağlı, şekerli ve kalorisi zengin ürünlerden uzak durun: Karbonhidrattan zengin, özellikle basit şekerden hazırlanan gıdalar, yağlı ve kaloriden zengin beslenme, diyabet, tansiyon yüksekliği, kalp-damar hastalıkları gibi kronik hastalıklara zemin hazırladığı gibi aynı zamanda kanser gelişme riskini de artırıyor. Yapılan çalışmalar, toplumda obezite arttıkça kanser gelişme riskinin de arttığına işaret ediyor. Bu nedenle, mümkün olduğu kadar bu tarzda olan beslenmelerden uzak durmak ve hareketi yaşamın bir parçası haline getirmek kansere karşı korunmada elzem olarak görülüyor. Özellikle de gelişme çağındaki çocuklar için…

Liften zengin gıdaları tüketin: Liften ve kalsiyumdan zengin beslenmenin kansere karşı koruyucu olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Abdullah Büyükçelik, “Bu nedenle, mevsimine uygun, sebze ve meyve tüketimini artırmak önemli. Ancak içeriğindeki şeker oranının da hesaplayarak meyve tüketimini de abartmamak gerekiyor. Ayrıca, kansere karşı koruyucu etkisi olduğu düşünülen domatesin, hafifçe pişirilerek tüketilmesiyle etkisini artırdığı gibi besinlerden daha fazla yarar elde edebilmek için doğru tüketim önerilerine dikkat etmek gerekiyor” diyor.

Yiyeceklerin hazırlama koşullarına dikkat edin: Besinlerin hazırlanması, saklanması ve içerisine katkı maddelerinin eklenmesi de kanser gelişiminde önemli yer tutuyor. Kızartılan, kavrulan, yakılarak hazırlanan ve tütsülenerek pişirilen besinlerin kanser için davetiye çıkardığı biliniyor. Bu nedenle mangalda pişirilen etler, kızartılan sebzeler (patates kızartması gibi), tütsülenen balıklar kanser gelişimi için önemli risk faktörleri arasında yer alıyor. Dolayısıyla yemekleri hazırlarken buğulama, haşlama ya da fırınlama gibi yöntemleri tercih etmek önem taşıyor. Özellikle yemek borusu ve mide kanseri için risk faktörü olabileceği için içecekleri ve yiyecekleri çok sıcak tüketmemek gerekiyor.

Taze ve mevsimindeki ürünleri tercih edin: Katkı maddesi eklenerek saklanan gıdalar, salamuralar, tuzlanarak saklanan gıdalar, eskiden olduğu gibi tuzlanıp kurutulan etler de kanser gelişimi için önemli risk faktörleri arasında gösteriliyor. Bununla birlikte, taze sebze ve meyve tüketiminin kanser gelişimine karşı koruyucu olduğunu unutmamak gerektiğini anlatan Prof. Dr. Abdullah Büyükçelik, “Derin dondurucuda saklana sebzeler kullanılabilir ancak konserve tipi tüketimden uzak durmakta fayda var. Serada yetişen sebze ve meyvelerden daha çok, doğal yetiştirilen, kimyasal ilaç kullanılmadan veya az kullanılarak üretilen sebze ve meyve tüketilmeli. Ayrıca mutfağın olabildiğince renklenmesi ve özellikle de kırmızı ve mor sebze ve meyvelere yer verilmeye çalışılmalı” diye konuşuyor.

Biocodex Bebek Bakım Günleri Kayseri’de…“Anne Biliyor musun ?”

İletişim çağının hızla ilerlediği günümüzde, bebek bakımı konusunda gerek sosyal gerekse geleneksel medyada birçok bilgi yer alıyor. Son dönemlerde artan doğru yanlış birçok bilgi anne ve anne adaylarının kafasını karıştırıyor. Biocodex Türkiye ticari beklenti olmaksızın hazırladığı “Anne Biliyor musun?” isimli sosyal sorumluk projesinde, anneler kafalarındaki soruların yanıtlarını, uygulamalarıyla bulacaklar.

”Anne Biliyor musun ?” sosyal sorumluluk projesinin tanıtım toplantısına katılan Melikgazi Belediye Başkanı Sayın Memduh Büyükkılıç, Belediye olarak sosyal sorumluluk projelerinin her zaman destekçisi olduklarını özellikle anne ve bebek konularında ise özel sektörün de destekleri ile daha geniş kitlelere ulaşma noktasında belediyelerin tüm imkanlarını seferber edeceklerini söyledi.

Biocodex Türkiye Müdürü Önder Işınay projelerinin herhangi bir ticari amacı olmadığını belirterek şunları söyledi;

“Biocodex olarak geçtiğimiz günlerde Türkiye genelinde anne ve bebek sağlığı konusunda bir araştırma gerçekleştirdik. Bu araştırma sonucunda gördüğümüz kadarıyla, içerisinde bulunduğumuz dönem itibariyle annelerimizin kafaları özellikle bebek bakımı konusunda verilen bilgiler konusunda hayli karışık. Her gün gerek sosyal medya gerekse de görsel veya işitsel medyadan o kadar çok bilgi kendilerine veriliyor ki, neyin doğru neyin yanlış olduğu noktasında kafaları hayli karışık. Buradan yola çıkarak Biocodex Türkiye olarak, herhangi bir ticari beklentimiz olmaksızın bir sosyal sorumluluk projesini hayata geçirelim istedik.”

Yıllardır bebek bakımı konusunda ebeveynlerin güvendiği bir marka olan Biocodex, “ Anne biliyor musun ? ” projesiyle, sağlık profesyonelleri ile ebeveynleri bir araya getirecek. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Sayın Tamer Özsarı ve sosyal medyada annelerin en fazla takip ettiği “ gebbepinar ” olarak tanıdıkları Ebe Pınar Mallı, Kayserili annelerle bir araya gelerek, onlara bebek bakımı konusunda hayatlarını kolaylaştıracak, uygulamalı bilgileri aktaracaklar.

Melikgazi Belediyesi’nin katkılarıyla 2 gün yapılacak toplantı, 05 Nisan 2018 Perşembe günü saat 10.00’da, 06 Nisan 2018 Cuma günü saat 14.00’de Melikgazi Belediyesi Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilecek.